Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/651 E. 2021/902 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/651 Esas
KARAR NO : 2021/902

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2021
KARAR TARİHİ : 21/12/2021

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 01/10/2021 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili şirket ile davalı şirket arasında akdedilen “Lisans satın Alma Sözleşmesi” —– tarihli yazılım satın alma sözleşmesi ile yazılımın süreç, —- ile ilgili kullanım lisans hakları, —–ek geliştirme hizmetlerine dair usul ve esaslar ile tarafların hak ve yükümlülükleri düzenlendiğini, davaya konu somut olay ve müvekkili şirketin uğramış olduğu zararların daha iyi anlaşılabilmesi adına öncelikle davaya konu —- şirketlerin yahut bireylerin evraklarının — sağlanması, —- süreçlerin düzenlenmesi, şirket tarafından kullanılacaksa eğer şirket içi —– sağlanması adına evrakların elektronik ortamda kayıt alında tutulması ve yetkili kişilerin o evraklar üzerinde değişiklikler yapabilmesini sağlayan yazılım olduğunu, müvekkili şirketin —— olduğunu, mevcut iş hacmi ve üretimini gerçekleştirdiği —-fazlalığı, ithalat ve ihracat alanında etkin bir şekilde rol alıyor olması nedeni ile şirket içi yazışmalarının,—düzenli ve sistematik bir şekilde yürütebilmesi, — sağlayabilmesi, şirket ——- kayıt altına tutulması ve ——-yürütebilmesi adına “—— satın alınması için davalı şirket ile “lisans satın alma sözleşmesi” imzalandığını, davalı şirket ile müvekkili şirket arasındaki sözleşme uyarınca satın alınan —– verdiği hataların bildirimlerinin düzenli ve sürekli olarak tekrarlanması, yazılımın davalı desteği olmaksızın kullanımının imkansız hale gelmesi, yazılımın kullanımında davacının davalıya bağımlı hale gelmesi, birçok —– davalı tarafından destek alınmasına rağmen yine de kullanılamıyor olması nedeni ile sözleşmeden ve yazılımdan beklenen hukuki menfaatin ortadan kalktığını, tüm bu hususlara ek olarak yazılım dokümanlarına —-, düzeltme, silme gibi en basit temel işlemlerin dahi müvekkili şirket kullanıcıları tarafından yerine getirilemeyerek davalının desteği ile yapılması zorunda kalınması halihazırda kullanılamayan yazılımın müvekkili şirket tarafından kullanımının devamını çekilmez hale getirdiğini, müvekkili şirketteki işlerin aksamasına yol açtığını, verimliliğinin düşmesine neden olduğunu, iş bu nedenler ışığında, sözleşmenin müvekkili şirket tarafından haklı nedenler ile derhal feshi zaruretini gerektirdiğini, — numaralı ihtarnamesi ile davalı şirkete müvekkili şirket ile aralarında akdedilmiş olan —- feshedildiği ihtar olunduğunu, müvekkili şirketin, davalı şirket ile aralarında akdedilmiş bulunan —–” uyarınca bir yazılım satın almış olup davalı şirket tarafından sözleşme ile taahhüt edilmiş olan edimler gereği gibi ifa edilmediğinden sözleşmenin müvekkili şirket tarafından haklı nedenle feshedildiğini, her ne kadar davalı şirket tarafından sözleşme ile taahhüt edilmiş olan edimler yerine getirilmemiş olsa da, müvekkili şirket tarafından sözleşme ile taahhüt edilmiş olan edim olan sözleşme bedelini ödemesi yapıldığını, müvekkili şirketin, sözleşmenin tarafı olarak üzerine düşen edimi ifa etmiş olduğundan ve bununla birlikte yeni yazılım firmaları ile görüşülmesi ve teklif alınması zorunluluğu hasıl olduğundan; müvvekkili şirketin söz konusu sözleşmenin feshi nedeni ile hem maddi hem de manevi zarara uğradığı açık olduğunu, davalı şirket, 25/12/2019 tarihli sözleşme ile taahhüt etmiş bulunduğu uygulama ve —– yalnızca——— gerçekleştirilmiş ancak canlı ortamda kurulumu gerçekleştirilmemiş olup, geriye kalan—– ise ne — gerçekleştirildiğini, dolayısıyla davalı, dava konusu sözleşme ile yükümlendiği edimlerin büyük bölümünü hiç ifa etmediğini, müvekkili şirket tarafından eksikliklerin giderilmesi talep edildiğinde ise davalı şirket tarafından her bir talep ayrı ayrı geliştirme olarak değerlendirildiğini, ayrıca her bir geliştirme için de ayrıca ödeme talep edildiğini, davalının söz konusu sürekli geliştirme adı altında ek ücret talep etmesi,— davalının kusuru ile özellikle yapılmamış olduğunu ve kötü niyetli olarak hareket ettiğini gösterdiğini beyan etmiş, davalı aleyhine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, davalıya ödenen ancak kurulumu yapılmayan —– sözleşme bedelinin iadesine, davalı aleyhine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili şirket tarafından ödemesi yapılan ve davalı tarafından kurulumu gerçekleşen —– olması sebebiyle sözleşme feshedilmiş olduğundan sözleşmenin feshi nedeni ile uğranılan zarar göz önüne alınarak 10.000 TL müspet zararın da davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin haksız ve hukuka aykırı fiilleri ile iş bu davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan alınarak davacı müvekkil şirkete verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 04/11/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; iki tüzel kişi arasında akdedilen sözleşmede yetkili mahkemenin İstabul Mahkemeleri olarak belirlendiğinden iş bu davada mahkemenin yetkisiz olduğunu, davacı nezdinde gerçekleşen çalışan ——– müvekkili şirket mutabık kalınandan daha fazla —- müvekkili şirkete dönüşlerin yapılmaması, sürecin her defasında başka kişilerle ilerletilmeye çalışılması nedeniyle anılan işin tam anlamıyla teslim edilmediğini, müvekkili şirkete gerektiği gibi çalışma imkanı sağlayamayan davacının kusurlu olduğunu, davacı, —-hizmet alamadığını iddia etmişse de faturaları iade etmeyen, ayıp ihbar sürelerine riayet etmeyen bir tacirin sözleşmenin bitimine 6 ay kala bedel iadesi talep etmesisinin —- davacının talebi gibi hem sözleşmeden vazgeçme hem de müspet zararın tazminin talep edilmesi çelişkili olup usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle iş bu davanın reddi gerektiğini, davacı ile müvekkili şirket arasında karşılıklı borç doğuran sözleşme akdedildiğini, müvekkili şirketin temel borcu —-yazılımı üzerinden satın alınan sürecin —— ilgili kullanım lisans hakları, — — hizmetleri ve ek geliştirme hizmetlerine dair usul ve esasların sağlanması iken; davacının borcu ise karşı edim olarak fatura tarihinden itibaren 15 gün içinde para borcunu ifa etmesi olduğunu, müvekkili şirket tarafından sözleşme kapsamında yer alan tüm modüller davacının test ortamında kurulduğunu, davacı tarafından iddia olunan ve müvekkili şirketin edimini eksik ifa ettiği ve gereği gibi ifa etmediği iddiasının afaki olduğunu, davacının sözleşmeden dönme talebi kötü niyetli olup somut olay açısından mümkün olmadığını, tarafların ticari defterleri incelendiğinde de görüleceği üzere ilk 3 ay sonrasında davacı 15 günlük ödeme vadesine karşılık ödemelerini 45-60 günlük süreler ile gerçekleştirmeye başladığını ancak müvekkili şirket iyi niyet ve sözleşmeyi devam ettirme iradesi gereğince ticari temerrüt faizi talep etmediğini, sonrasında ise 05.10.2019 tarihinde davacının talep ettiği ek geliştirmeler paketi de mutabık kalınarak faturalandırılmış ve geliştirmeler de 2 aylık gecikme sonucunda 10.01.2020 tarihinde ödendiğini, davacı tarafından sözleşmenin feshinde usule aykırı davranıldığını, davacı tarafından sözleşmenin feshi bildirimini içeren —-yevmiye numaralı ihtarname ile müvekkili şirkete keşide edildiğini, taraflar arasında feshin geçerliliği için öncelikle borcun yerine getirilmesi talebine dayanan yazılı bildirimde bulunma ön koşuluna ve işbu yükümlülüklerin yerine getirilebilmesi için karşı tarafa 15 günlük süre tanınacağı hüküm altına alındığını, ancak davacı tarafından sözleşmenin feshinden önce müvekkili şirkete herhangi bir yazılı bildirimde bulunarak yükümlülüklerini yerine getirmesi için süre verilmediğini beyan etmiş, davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine, yetkili mahkeme tarafından davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davalının sözleşme hükümleri gereği edimini tam ve eksiksiz olarak ifa edip etmediği, davacının ödenen bedelin iadesini ve müspet zararın tazminini talep edip edemeyeceği, talep edebilecek ise ne kadar talep edebileceği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, lisans satın alma sözleşmesinin tam ve gereği gibi ifa edilmediği iddiasına dayalı alacak davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Tüm dosya kapsamından; taraflar arasında akdedilen 25/12/2019 tarihli sözleşmenin 9.9. Maddesinde bu sözleşmeden kaynaklı uyuşmazlıklarda —Mahkemeleri ve İcra daireleri yetkili olduğunun düzenlendiği, davalının cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunduğu anlaşılmıştır.
HMK’nun 17.maddesinde yetki sözleşmesi; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre; yetki sözleşmesinden söz edebilmek için tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olması gerekmektedir. HMK 17.maddesine göre taraflarca aksi kararlaştırılmadığı takdirde davalar sadece yetki sözleşmesi ile yetkilendirilen mahkemelerde açılabilmektedir.
Tüm dosyanın incelenmesinden; davaya konu lisans satın alma sözleşmesinin 9.9.maddesinde—–Mahkemeleri’nin yetkili olacağı taraflarca kararlaştırılmış, tarafların tacir olması nedeniyle yetki sözleşmesinin geçerli olduğu, yetki sözleşmesinde aksine bir düzenleme bulunmaması nedeniyle davanın yalnızca — Mahkemeleri’nde açılabileceği davalının yetki itirazında bulunması nedeniyle mahkememizin yetkisiz olduğu,— Mahkemelerinin yetkili olduğu sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak mahkememizin yetkisizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, bu nedenle davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın yetkili — Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine yetkili mahkemece hükmedilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.