Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/644 E. 2023/519 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/644
KARAR NO : 2023/519

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/09/2021
KARAR TARİHİ : 13/06/2023

DAVA:
Davacı vekili 29/09/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; ticari nitelikli menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabulucuya gidilmesinin zorunlu olmadığını, —-.İcra Müdürlüğünün —– esas sayılı takibine konu 18.01.2019 tanzim ve 15.05.2019 vadeli 90.000 TL bedelli senedin lehdarının davacı … olduğunu, davacıya senetle ilgili olarak ödememe protestosu gönderilmediğini, senetteki imzanın davacıya ait olmadığını, senedin arkasının dikkatlice incelendiğinde tahrifat ve karalamalar olduğunu, davalı-alacaklı tarafın haksız takibi nedeniyle banka hesaplarına bloke konulduğunu, somut olayda senedin protesto edilmediğinin senet üzerinde yapılacak inceleme ile sabit olduğunu belirterek —-.İcra Müdürlüğünün—– Esas sayılı takibine konu senedin protesto edilmemiş olması ve buna ilişkin bir belgenin dosyaya ibraz edilmemiş olması sebebi ile hamilin davacı cirantaya başvuru hakkının düşmüş olması sebebi ile borçlu olmadığının tespitine, takibin davacı yönünden iptaline, davalı aleyhinde % 20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili 03/11/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davaya konu bononun davacı tarafından vadeden sonra ciro edilerek müvekkiline verildiğini, dolayısıyla müvekkilinin davaya konu bonoyu protesto etmesinin mümkün olmadığını, davacı … tarafından dava konusu bononun —– Şubesi’ne tahsil etmek amacıyla teslim edildiğini, davacı tarafın imzaya itiraz ettiğini, davacı tarafından davaya konu bononun bankaya ibraz edilmek suretiyle tahsil edilmek istendiğini, vadeden sonra müvekkiline ciro edilen bono yönünden takip başlatılınca davacı tarafın imza inkarında bulunduğunu, davacı tarafın işbu dava ile aynı zamanda menfi tespit talebinde bulunduğunu, davacı tarafın yanılgı içinde olduğunu, bir bono vadeden önce ciro edilmişse, yetkili hamil tarafından bono protesto edilmez ise, yetkili hamilin kendiden önceki cirantalar yönünden kambiyo takibi yapma hakkını kaybetmiş olduğunu, bu durumun kambiyo takibi yapma ile ilgili olduğunu belirterek 11.10.2021 tarihli ihtiyati tedbir kararından rücu edilmesine, davanın tüm sebepler yönünden reddine, davacının dava değerinin % 20’si oranında icra tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER :
—-Şubesi’nden davacı—ait ıslak imzasının yer aldığı işlem dekontu dosyamız arasına celbedilmiştir.—-Kaymakamlığı Tapu Müdürlüğü’nden davacı—–ait ıslak imzalı belge aslı mahkememize dosyası arasına celbedilmiştir.Davacının mahkememiz kalemine geldiği ve imza örneklerini dosyamız arasına alınmak üzere sunduğu görülmüştür.
—- İcra Müdürlüğü’nün—– esas sayılı icra dosyası Uyap sistemi üzerinden dosyamız arasına celbedilmiştir.—- bilirkişisinin bilirkişi raporunda özetle; inceleme konusu senedin arka yüzünde —– atfen atılmış ciro imzası ile davacı —-ait karşılaştırma imzaları arasında, imza incelemesinde kullanılan grafolojik ve kaligrafik tanı unsurları bakımından çok önemli uygunluk ve benzerlikler saptandığından, inceleme konusu senedin arka yüzünde— atfen atılmış ciro imzasının davacı —-eli ürünü olduğu kanaatine varılmıştır yönünde rapor tanzim edilmiş ve bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibine konu bononun protesto edilmemesi nedeniyle borçlu olunmadığına yönelik menfi tespit istemine ilişkindir.Kural olarak menfi tespit davalarında ispat yükü, alacaklı olduğunu iddia eden davalıdadır. Ancak davalının alacağı kambiyo senedine dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer (Yargıtay—– Hukuk Dairesi’nin 20/03/2019 tarih —-Sayılı kararı da bu yöndedir.).Davacı, senette lehtar, davalı ise lehtardan ciro yoluyla alan hamil konumundadır.—–.İcra Müdürlüğü’nün —–Esas sayılı dosyası incelendiğinde davalı tarafından davacı ile dava dışı —–şirketi aleyhine 30/08/2021 tarihinde 18/01/2019 keşide, 15/05/2019 vade tarihli 90.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak 90.000,00 TL asıl alacak, 33.469,00 TL işlemiş faiz ve 180,00 TL bono komisyonu olmak üzere toplam 123.649,00 TL alacak üzerinden kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yapıldığı, bonoda keşidecinin dava dışı —-.şirketi, lehtarın davacı olduğu, davacının bonoyu ciro ile davalıya devrettiği, davalının bono hamili olduğu, davalının ödememe protestosu çektiğine dair bir belge bulunmadığı görülmüştür.Kural olarak 6102 sayılı TTK’nun 730. maddesi gereğince, senet hamili tarafından, ciranta aleyhine takip yapılabilmesi için, TTK’nun 714. maddesi uyarınca vade tarihinden itibaren 2 iş günü içerisinde protesto çekilmesi gerekir. Protestonun çekilmemesinin müracaat hakkının kaybına yol açar ve bu sürenin hak düşürücü süre olup resen dikkate alınır. Takibe konu olan senedin protesto edilmediği dosya kapsamıyla sabittir.
Kambiyo hukukuna dayalı haklar yitirilmiş olsa bile taraflar arasında temel hukuki ilişki bulunduğu takdirde bu ilişkiye dayanılarak alacak talep edilebilir. Ancak davalı alacaklı tarafından başlatılan takip ilamsız takip olmayıp kambiyo senedine mahsus takip olduğundan hamil davalı kendisinden önceki ciranta davacıya karşı aradaki temel ilişkiyi kanıtlamak suretiyle alacak talebinde bulunamayacaktır. Bu nedenle mahkememizce taraflar arasındaki temel ilişkiye dair bir araştırma yapılmamıştır (Yargıtay —-. HD. —–Sayılı vb kararları).
Eski TTK 626 (yeni TTK 714) maddesi uyarınca senedin vade tarihinden itibaren iki iş günü içerisinde protesto edilmediği anlaşılmıştır. Eski TTK’nun 642. maddesi uyarınca bonoda hamil tarafından ciranta aleyhine takip yapılabilmesi için ödememe protestosunun çekilmesi gerekir. Protestonun çekilmemesi müraacat hakkının kaybına yol açar. Bu süre hak düşürücü nitelikte olduğu için hakim tarafından taraflarca ileri sürülmese dahi resen dikkate alınması gerekir. Dava ve takip konusu senet protesto edilmediğinden, davalı alacaklı hamilin senet lehtarı, davacı olan—-müraacat hakkı bulunmamaktadır (Emsal karar için bkz. Yargıtay —-Hukuk Dairesi —Esas—– Karar sayılı ilamı). Açıklanan nedenlerle açılan davanın kabulüne, davalının kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile —-. İcra Müdürlüğünün —– esas sayılı dosyasının dayanağını teşkil eden senetten dolayı davacının davalı alacaklıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Koşulları oluşmadığından kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 6.147,90 TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 1.536,98 TL’nin mahsubu ile bakiye 4.610,92 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 14.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 1.536,98 TL peşin harç, 8,50 TL vekalet harcı, 59,30 TL başvurma harcı, posta, tebligat gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.081,48 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının yatıran taraflara iadesine,Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —- Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.