Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/642 E. 2023/168 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/642 Esas
KARAR NO : 2023/168

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/09/2021
KARAR TARİHİ : 23/02/2023

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 28/09/2021 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla takip başlatıldığını, defterleri incelendiğinde alacaklarının muaccel ve sabit olduğunun görüleceğini, itirazın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu bildirerek itirazın iptalini, davalının takip konusu alacağın %20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 15/11/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacının alacak iddiasının teyit eden herhangi bir belge sunmadığını, sadece muavin defter sunduğunu, taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunmadığını, cari hesap sözleşmesi de bulunmadığını, davacının mal sattığı, hizmet verdiği ve borç para gönderdiğinin ayrı ayrı kanıtlaması gerektiğini, bahsi geçen 2016 yılındaki ödemenin zaman aşımına uğradığını, parayı avans olarak gönderdiğinin kanıtlaması gerektiğini, davacının parayı müvekkiline borcu nedeniyle gönderdiğini, ödemelerin müvekkili şirket yetkilisi ve sahibi — ile davacı şirket sahibi ve yetkilisi — olduğu şirketlerin borçlarına ilişkin olduğunu, icra edecekleri deliller ile ispatlanacağını bildirerek davanın reddine , masraf ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise bu ilişki kapsamında davacının alacağının bulunup bulunmadığı, davacının alacağı var ise alacağın miktarının ne olduğu, davalının icra takibine itirazının haklı olup olmadığı, iptalinin gerekip gerekmediği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.

DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen —Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
— tarafların tescil bilgileri celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.
Bilirkişi 16/11/2022 tarihli raporunda özetle; davacı kayıtları uyarınca takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 391.588,95 TL alacaklı olduğunu, davalının kayıtları uyarınca takip tarihi itibariyle —— davacının alacağı mevcut olduğunu, davalının bildirdiği dava dışı şirketlere ilişkin ödemelerin hesabı ile diğer hususlardaki incelemelerin takdirinin mahkemeye ait olduğu beyan ve rapor etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı tarafça davalıdan cari hesaptan kaynaklı alacaklarının bulunduğu, alacaklarının davalı tarafından ödenmediği, bu nedenle icra takibi yaptıkları, davalının takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğu iddialarıyla eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafça davacı ile aralarında cari hesap ilişkisi bulunmadığı, davacının kendilerinden alacaklı olmadığı, alacaklı olsa dahi alacağın zamanaşımına uğradığı, davacının 3.kişi şirketlerin borçları için para gönderdiğini, bu nedenle davacıya borçlarının olmadığını beyanla davanın reddinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Dava, cari hesap ilişkisinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı tarafından ileri sürülen zamanaşımı defi yönünden yapılan incelemede; taraflar arasındaki ilişkinin cari hesaptan kaynaklı olduğu, ilişkinin 2016 yılında başladığı ve 2020 yılında sona erdiği, takibin —- başlatıldığı, bu kapsamda alacağın zamanaşımına uğramadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın tespiti ve tarafların birbirlerinden alacak-borç durumlarının belirlenmesi için tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, tarafların ticari defterlerinin üzerinde yapılan inceleme neticesinde, davacı tarafın ticari defterlerine göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 391.588,95 TL alacaklı olduğu, davalı ticari defterlerine göre davalının davacıya takip tarihi itibariyle —- borcunun bulunduğu anlaşılmıştır.
Taraf ticari defterlerine göre; davacının davalıdan kendi defterlerine göre —-alacaklı olduğu, davalı ticari defterlerinin davalının daha da aleyhine olacak şekilde —- borç kaydının bulunduğu, davacı tarafça kendi ticari defterlerinde yer alan alacak kaydı üzerinden takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Davalının kendi ticari defterlerinde yer alan kayıtların aksine ancak yazılı delille ispatının mümkün olması, davalı tarafça kayıtların aksine ispata yarar yazılı delil sunulmamış olması nedeniyle davacının cari hesabından alacak olarak görülen ödemelerin 3.kişilerin borcu için davacı tarafından gönderildiği iddiası yönünden davalı tarafa yemin delili hatırlatılmış, davalı tarafından süresi içerisinde yemin deliline dayandıklarının beyan edilmediği, bu kapsamda — celsede verilen ara karar uyarınca yemin deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılması gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; davacı tarafın ticari defterlerine göre davacının davalıdan — — alacaklı olduğu, davalı ticari defterlerine göre davalının davacıya — borçlu olduğu, davalının ticari defterlerinin aksine ispata yarar delil sunulamadığı, yemin deliline de dayanmadığı, bu kapsamda davacı tarafça takibe konu edilen alacağın varlığının ispat edildiği, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın haksız olduğu, iptalinin gerektiği, takip talebinde yasal faiz talep edilmiş olması nedeniyle kabulüne karar verilen alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği, alacağın likit ve bilinebilir olması nedeniyle icra inkar tazminatının yasal koşullarının oluştuğu sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davalı tarafın zamanaşımı definin reddine,
2-Davanın KABULÜNE,
3-Davalı/takip borçlusunun,—- Esas sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
4-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Başlangıçta peşin olarak alınan 4.729,43 TL harcın alınması gerekli olan —- harçtan mahsubu ile 22.020,01‬ TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —uyarınca hesaplanan 57.822,45 TL TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yargılama gideri olarak yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 4.729,43 TL peşin harç, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, —— tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam—— davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.