Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/625 E. 2023/478 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/625 Esas
KARAR NO:2023/478
DAVA:Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ:03/05/2016
KARAR TARİHİ:30/05/2023

DAVA:Davacı vekili 03/05/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; dava dışı ——tarafından, davalı şirketle imzaladığı iş sözleşmesinden kaynaklı bir takım tazminat ve ücret alacaklarının tahsiline karar verilmesini temin için, müvekkil idare, dava dışı ——— ile işbu davada davalı şirket hakkında —— Esasına kayden alacak davası açıldığını, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, mahkemenin gerekçeli kararında davalı ——- ödemekle yükümlü olduğu miktarın detaylı olarak belirtilmiş olduğunu, yapılan hesaplamada ferileriyle birlikte —– firmasının sorumlu olduğu rakamın 47,671,73-TL olduğunun anlaşıldığını, sözü edilen davada davacı konumunda olan —— davalı şirketin elemanı olduğunu, anılan şahsın müvekkil idarede işçi, memur veya sözleşmeli personel olarak çalışmadığını, müvekkili idare ile arasında akdedilen bir sözleşme olmadığını, öte yandan müvekkili idarenin dava dışı —– istihdam edildiği iş açısından ihale makamı (iş sahibi) konumunda olduğunu, davalı şirketin ihale yoluyla müvekkil idareden iş aldığını ve anılan kişinin de bu işlerde yüklenici firma tarafından istihdam edildiğini, ihaleye konu iş ve hizmetlerin yürütülmesinde firmaca görevlendirilen kişilerin günlük işlerini teslim aldıkları, işe giriş ve çıkış kayıtlarının tutulduğu, ikmali yapılan günlük işlerin teslim edildiği, sosyal ve fiziki ihtiyaçların giderildiği işyerleri, kesinlikle müvekkili idareye ait olmadığını, söz konusu yerlerin ilgili firmaca ya mülkiyeti alındığını ya da kiralandığını, bu yerlere müvekkili idarenin hiçbir şekilde müdahalesinin olmadığını, hem ekonomik hem de yönetim olarak tamamen müvekkil idareden bağımsız olduğunu, yüklenici firma ile müvekkili idare arasında akdedilen sözleşme hükümleri uyarınca; yüklenici firma bahse konu işte çalıştırdığı işçilerin her lürlü ücret ve tazminatlarından sorumlu olduğunu, müvekkili idarenin sözleşme kapsamında bir sorumluluğu bulunmadığını, bahse konu işte çalıştırılan yüklenici firma işçileri tarafından açılan davalarda, iş hukuku kuralları uyarınca müvekkil idarenin de sorumluluğu cihetine gidilmesinin yüklenici firmanın sorumluluğunu ortadan kaldırmadığını, iş davasının görüldüğü mahkemece müvekkil idare asil işveren olarak kabul edildiğini, davaya konu edilen ücret ve tazminatların, müvekkil idare ile davalı şirketlerden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiğini belirterek mahkeme kararı gereğince, haciz tazyiki altında müvekkil idareden tahsil edilen 47.671.73-TL’nin, ödeme tarihi olan 28/04/2015’ten itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı şirketten rücuen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Dava dilekçesi, davalı ———-tarihinde tebliğ edilmiş olup; davalı taraf davaya cevap verm miştir.

DELİLLER:
——– sayılı icra dosyası —— sistemi üzerinden celbedilmiştir.
Bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasında dava dışı işçilere karşı İş Kanunu m.2 gereği asıl işveren -alt işveren ilişkisi bulunduğunun tespit edildiği, davacı haklı görüldüğü takdirde TBK m.167 gereği, davacı———- davalının sorumluluğunun kendisi nezdinde geçen süre nispetinde olacağı, buna göre yapılan harcamalarda davacı ——– müteselsil borçluluğun iç ilişkisinde kendisi üzerine düşen payın üzerinde dava dışı alacaklı işçiye ödemi olduğu bedellerde davalıdan olan rücuen alacak meblağlarının 47.671,73 TL olduğu, davacı ——- davalının sorumluluğu tümüyle kapsayan ödeme tarihi olan 28/04/2015 tarihinden itibaren ticari avans faizi talebinde bulunabileceği yönünde rapor tanzim edilmiş ve bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT:Dava, hizmet alım sözleşmesi kapsamında davacı tarafından dava dışı işçiye ödenen bedelin rücuen tazmini istemine ilişkindir.—— Karar sayılı karar ile Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiği, alınan karara dayalı olarak——-sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, takibe konu bedelin davacı tarafından ödendiği anlaşılmaktadır.Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici tarafından yerine getirilecektir. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir ———– “…. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. (Mülga Borçlar Kanunu’nun 146.) maddesinde düzenlenen, “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir. Müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki iç ilişkide, bu konudaki sorumluluğun tamamen borçlulardan birine ait olacağı yönünde bir sözleşme yapılmış ise, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsilini talep edebileceği kabul edilmelidir———-Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme ve sözleşme ekleri ile yasal mevzuat nazara alınarak bir sonuca gidilmelidir. Somut olayda, İş Mahkemesi ilamında da belirtildiği ve kabul edildiği üzere davacı ile davalı şirket arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi olduğu, tarafların dava dışı işçinin işçilik alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında yer alan gerek——- gerekse ——- işçilerin iş akitlerinden doğacak tazminattan hangi tarafın ne oranda sorumlu olduğu konusunda bir düzenlemenin bulunmadığı görülmektedir. Yani davacı tarafın iddia ettiği gibi davacının, işçilerin iş davasından kaynaklı işçilik alacaklarından sorumluluğunun bulunmadığı söylenemeyeceği gibi davalıların da bu alacaklardan tamamen sorumlu olduğu söylenemeyecektir. Buna göre tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümlerinin kendilerini bağladığı, sözleşme ile şartnamede aksinin kararlaştırılmadığı anlaşılmakla dava dışı işçiye karşı müteselsilen borçlu konumunda olmaları sebebiyle TBK’nun 167. maddesi uyarınca davacı tarafından dava dışı işçiye ödenen bedelden tarafların eşit paylarla sorumlu olduklarını kabul etmek gerekir ———-
Davacı tarafça sunulan ve taraflar arasında imzalanan———- açıkça alt tazminatlar ve fazla mesai- yıllık izin ücreti yönünden sorumluluk ile rücu ilişkisini düzenler mahiyette hüküm bulunmadığından, TBK. 167. Madde kapsamında hesaplanan 34.846,13 TL üzerinde taraflar arasında eşit paylı rücu söz konusu olacağı ———– davalının davacının dava dışı işçiye ödediği bedel olan 34.846,13 TL’nin %50’si olan 17.423,07 TL’sinden sorumlu oldukları anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile 17.423,07 TL’nin ödeme tarihi olan 28/04/2015 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-17.423,07 TL’nin ödeme tarihi olan 28/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 1.190,16 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 595,08 TL harçtan mahsubu ile bakiye ‬595,08 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan 179,90 TL başvurma harcı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 345,00 TL posta ve tebligat giderinden oluşan 2.024,90 TL yargılama giderinden haklılık durumuna göre hesaplanan 728,96 TL ile 595,08 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.324,04 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı ve diğer tarafın yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile———— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/05/2023