Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/602 Esas
KARAR NO: 2023/470
DAVA: İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/09/2021
KARAR TARİHİ: 30/05/2023
DAVA:Davacı vekili Mahkememize sunduğu 14/09/2021 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ————Tarafından, davalı-borçlu —– dava dışı diğer borçlu ——-aleyhinde——– sayılı dosya üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlu———- ödeme emrinin tebliği üzerine takibe ve borca itiraz ettiğini, borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, %40’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödetilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili Mahkememize sunduğu 18/10/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkilin böyle bir borcu bulunmadığını, bu sebeple, öncelikle haksız yere açılan bu davanın reddini, borcu kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkilin mesleği gereği satın aldığı taşınmaz üzerinde ipotek olduğunu ve bu ipoteğin sonuçlarını bilmesinin oldukça zor olduğunu, resmi senet üzerinde ‘ipoteği bilerek’ aldığı ifadesinin yer almasının herhangi bir taşınmazı satın alan kişinin ipotek kavramının karşılığını bilmesi gerekmediğini, kaldı ki, bu ibarenin müvekkil tarafından okuduğunda dikkatten kaçabilecek şekilde yazılmış olup; satış işlemi sırasında müvekkile tam olarak açıklanmadan da satış işlemi gerçekleşmiş olma ihtimali de bulunduğunu, davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya tahmilini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu:Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davalının, davacıya davaya konu ipotekten dolayı borçlu olup olmadığı, borçlu ise borç miktarının ne olduğu, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın haklı olup olmadığı, iptalinin gerekip gerekmediği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER:Celp ve tetkik edilen ——– sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
—— davacının ticari sicil kayıtları celp edilmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.—– müzekkere yazılarak dava konusu taşınmazın tapu kaydı ve ipotek akit senedinin gönderilmesi istenilmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır. — dava konusu taşınmazın üzerindeki ipotek bedelinin arttırılmasına ilişkin belge, satış senedi vb. tüm dayanak kayıtlarının mahkememize gönderilmesi istenilmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.—— dosyası —– üzerinden celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.——– istinabe edilerek alınan 11/08/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının müflis —— alacağı olup olmadığı konusunda yapılan inceleme sonucunda; takdirin mahkemeye ait olduğunu, —— dosyası üzerinde yapılan incelemede; —- numarası ile karar verildiğini, ——- itibariyle açılmasına karar verilmiş ise de aynı şirketin iflasının 18/12/2015 günü 12:20 saati itibariyle kapatılmasına, karardan bir örneğinin —– dosyasına ve —– gönderilmesine, İflas masasına girmesi gerekirken masaya girmeyen ve dikkate alınmayan müflise ait malların ortaya çıkması halinde İİK’nın 255. maddesi gereğince işlem yapılmasına” verilen bu karara karşı müdahil —– vekili tarafından temyiz yoluna gidildiğini, mahkememe kararının ———- ile; bozulduğunu, —— Kararıyla; ——- tapuda ——–olarak belirlendiğini, buna karşılık alacaklı ——— olduğunu, dolayısıyla bu taşınmaz nedeniyle masaya paraya girmeyeceği kanaatine ulaşıldığından, iflasın kapatılması ” koşulları oluştuğundan, iflasının 16/04/2011 günü 10:05 saati itibariyle kapatılmasına karar verildiğini, “müflis ——— alacaklıları için yapılan sıra cetvelinin kesinleştiği, sıra cetveline kayıtlı alacaklılara ödeme yapılmadığı, sıra cetvelindeki tüm alacaklılara aciz vesikası düzenlendiğini, incelenmesi istenen davacı —– müflis ——— alacaklıları için yapılan sıra cetveline ismini yazdırmadığını, alacaklılar listesinde yer almadığını, adına “ACİZ VESİKASI” düzenlenmediğini beyan ve rapor etmiştir. Bilirkişi heyeti 27/03/2023 tarihli raporunda özetle; davacı şirketin ——— yıllarına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğunu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğunu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu,—– defterlerini incelememize ibraz etmediğini, davalı —– satın aldığı —- tarihinde davacı şirketin ticari defterlerinde dava dışı ——–alacaklı olduğu; —– yıl sonu itibari ile 484.966,76TL alacaklı, dava dışı şirketin iflasına karar verildiğini, 18.12.2015 iflas tarihi itibari ile dava dışı şirketten 578.332,36TL alacaklı olduğunu,26.05.2021 icra takip tarihinde davacı şirketin dava dışı —— alacak bakiyesinin 578.332,36TL olduğunu, borçlar mevzuatına yönelik değerlendirme yapıldığında: ——–sayılı dosyası ile 26.05.2021 tarihinde davacının dava dışı ——–yevmiye numaralı rehin senedine” istinaden 250.000TL.nin rehnin paraya çevrilme yolu ile takibe konu edildiği, borca itiraz edildiği, —— üzerinde, alacaklı davalı lehine 45.000TL bedelli—– davacı şirket ile dava dışı ——–dereceden ipoteğin tesis edildiğini, satışa ilişkin—— incelendiğinde ——- meskenin davalı tarafından satın alındığı, resmi senedin ilk sayfasında “alıcı davalının bizzat ipoteği bilerek” bu satışı kabul ettiği beyanına yer verildiği, TMK m. 881/1 hükmünün “Hâlen mevcut olan veya henüz doğmamış olmakla beraber doğması olası bulunan herhangi bir alacak, ipotekle güvence altına alınabilir.”; TMK m. 888/1 ise “İpotekli taşınmazın devri, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, borçlunun sorumluluğunda ve güvencede bir değişiklik meydana getirmez.” şeklinde olduğunu, ipoteğin, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan asıl alacağa bağlı sınırlı bir ayni hak olduğu (TBK m. 131 hükmünde de belirtildiği üzere asıl borç sona erdiğinde de buna bağlı hakların da sona ermiş olacağı), tesis edilen ipotek hakkının ayni hak olarak herkese karşı ileri sürülebileceğini, alacak hakkının teminatını teşkil ettiğini, ipoteğin, davacı şirket ile dava dışı ——- dereceden ipoteğin tesis edildiğini, dosya kapsamı incelendiğinde — tarihinde—- davacının dava dışı ———aleyhine rehinin paraya çevrilme yolu ile takibi başlatmadan evvel söz konusu teminat ipoteğine ilişkin olarak alacağın varlığı, miktarı, tahsiliin gerekip gerekmediği hususunda yargılama yapıldığının anlaşılamadığını, ancak eğer mahkemece teminat ipoteğinin bulunduğu; teminat ipoteğine ilişkin olarak alacaklının (ipoteğin teminat altına aldığı bir alacağın bulunup bulunmadığına ilişkin) takibi başlatmadan evvel dava açıp alacağını miktar olarak belirlemeden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmasının gerekmediği, alacağın tahsil edilip edilmeyeceğinin yargılamayı gerektirmediği; alacağın varlığı, miktarı, tahsilinin gerekip gerekmediği hususunda yargılama yapılmasına gerek olmadığı; huzurdaki davada alacağın varlığının tespit edildiği kabul edilir ise bu halde ipotekli taşınmazı sonradan edinen davalının TMK m. 888 hükmünce taşınmazın mülkiyetini üzerindeki ipotek yükü ile birlikte kazandığı (sicilin aleniyetiy ve ipotek miktarı ile sınırlı olmak üzere ödenmemiş borçlardan ötürü sorumluluğunun olduğu kanaatine varıldığını beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı tarafından; davalı ve asıl borçlu aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yaptıklarını, davalının ipotekli taşınmazın maliki olduğunu, davalının itiraz etmesi üzerine takibin durduğu iddialarıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takibe itirazın iptaline karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.Davalı tarafından, davanın zamanaşımının dolmasından sonra açıldığı, bu nedenle zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi gerektiği, ipoteğin teminat ipoteği olduğu, genel mahkemelerde alacak miktarının belirlenmeden icra ipoteğin paraya çevrilmesinin mümkün olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.Dava, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İcra takibine konu edilen ipoteğin tesis edildiği taşınmazın —–olduğu, taşınmaz üzerine davacı lehine 250.000,00 TL bedelli ipoteğin 05/12/2003 tarihinde tesis edildiği, taşınmazın 18/05/2009 tarihinde davalı tarafından satın alındığı, ipotek akit tablosunun incelenmesinden ipoteğin davacının dava dışı ———– olan alacaklarının teminatı için verildiği anlaşılmıştır.Davalının zamanaşımı defi yönünden yapılan incelemede; alacağın ipotekle teminat altına alınmış bir alacak olduğu TMK’nın 864. Maddesi uyarınca ipoteğin tapu kütüğüne tescil edilmesinden sonra alacak için zamanaşımının işlememesi nedeniyle alacağın zamanaşımına uğramadığı ve davalının zamanaşımı definin haksız olduğu kanaatine ulaşılmıştır.Davalı tarafın alacağın miktar olarak yargılama ile tespit ettirilmeksizin takip yapılmasının usule aykırı olduğu iddiası yönünden yapılan incelemede; ipotek akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içermemesi, alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip yapılmasına engel olmayıp bu durumda borçluya somut olayda olduğu gibi örnek 9 ödeme emri gönderilerek takip yapılması ve itiraz üzerine duran takip nedeniyle itirazın iptali davası açılmasında yasa ve usule aykırılık bulunmadığından ——– davalının bu yöndeki itirazlarının yerinde olmadığı kanaatine ulaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; davacının ve dava dışı asıl borçlu ——– ticari defterlerinin incelenmesinden davacının dava dışı asıl borçlu şirketten takip tarihi itibariyle 578.332,36 TL alacaklı olduğu, davalının alacağın teminatı için ipotek olarak verilen taşınmazın maliki olması nedeniyle borçtan ipotek gereği ipotekli taşınmazla sınırlı olarak sorumlu olduğu bu kapsamda takibe yapılan itirazın haksız olduğu iptalinin gerektiği, davalının tacir olmaması nedeniyle alacağa yasal faiz işletilmesi gerektiği ancak talebin % 84 oranında faiz uygulanması olması nedeniyle yasal faizi geçmemek kaydıyla bu faiz oranının uygulanması gerektiği, alacağın likit ve bilinebilir olması nedeniyle icra inkar tazminatının koşullarının oluştuğu, sonuç ve vicdani kanaatine—-varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun,——- sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi geçmemek kaydıyla %84 oranında faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 19.391,20 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 4.847,81 TL’nin mahsubu ile bakiye 14.543,39 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 42.741,90 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan ve 59,30 TL başvurma harcı, 4.000,00 TL bilirkişi masrafı, 182,80 TL posta ve tebligat giderinden oluşan yargılama gideri ile peşin harç olarak alınan 4.847,81 TL olmak üzere toplam 9.089,91TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———–Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/05/2023