Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/593 Esas
KARAR NO : 2023/206
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 09/09/2021
KARAR TARİHİ : 09/03/2023
DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 09/09/2021 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin—–yurtiçi ve yurtdışı kargo taşımacılığı alanında hizmet veren, ait olduğu sektörün lider kuruluşlarından olduğunu, davalı —— talepleri üzerine verilen kargo hizmeti neticesinde müvekkil şirketin, davalı borçludan 1.727,63- TL tutarında alacağı bulunduğunu, müvekkil şirketin davalı/borçluya ait taşıma işlemlerini gerçekleştirdiğini, bu taşıma ilişkisi sonucu karşı tarafın ödemesi gereken hizmet bedeli borcu doğduğunu, ancak davalı/borçlu, borcunu ödemediğini, alacağın tahsili için davalı tarafa yazılı ve sözlü olarak defalarca kez müracaat edilmiş ise de, herhangi bir olumlu netice elde edilememiş ve bunun üzerine davalı tarafa karşı —–. İcra Müdürlüğünün ——- esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatılmasının zorunlu olduğunu, ancak davalı/borçlunun haksız ve hukuka aykırı itirazı üzerine söz konusu takibin durduğunu, fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile davalı/borçlunun haksız ve kötüniyetli borca, masrafa, faize ve tüm ferilerine itirazlarının iptaline, davalı/borçlu aleyhine %20 ’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 31/10/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: her ne kadar davacı dava dilekçesinde müvekkiline karşı başlattığı takipte haklı olduğunu ve müvekkilinin itirazının hukuka aykırı olduğunu beyan ettiğini, ancak davacının bu iddialarını somutlaştıramadığını, davacı her ne kadar müvekkile bir hizmet sunmuş olduğu beyanında bulunmuş ise de bu hususun doğru olmadığını, müvekkili ile davacı arasında herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığını, müvekkiline herhangi bir şekilde hizmet sunulmadığını, dava konusu takibe yapmış oldukları itirazlarının haklı olup dava dilekçesinde iddia edilen taşıma işinin ne olduğu ne taşındığı hususunda bilgi verilmediğini ve bu hususta bir açıklama yapılmadığını, ayrıca dava dilekçesi ekinde sunulan belgelerin gerçek dışı olup müvekkil tarafından bilinmediğini, bununla birlikte davacı tarafın dava dilekçesindeki iddialarını somutlaştıramadığını, davanın reddedilmesini, itirazın kaldırılması talebinin reddine ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacı tarafça davalıya iddia edilen taşıma hizmetinin verilip verilmediği, taşıma hizmeti verilmiş ise davaya konu faturanın hizmete uygun olarak kesilip kesilmediği, davalının faturadan dolayı borçlu olup olmadığı, davalının icra takibine yaptığı itirazın haklı olup olmadığı, iptalinin gerekip gerekmediği olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen ——. İcra Müdürlüğü’nün ——-Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden tarafların son tescil bilgileri celp edilmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.—— talimat (——– Talimat) yazılarak alınan 14/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; faturaya ilişkin 5 gönderide de gönderen kişi olarak —— yazması ve konçimento da ilgili müşterinin —— olarak adresinin belirtilmesi, ilgili dönemdeki siber saldırı nedeniyle konçimento evraklarının geri kalanına ulaşılamaması, her ne kadar İlgili fatura davacı tarafın yasal defterlerinde yer alsa da, hatalı müşteri kodu ile işlem yapılarak hatalı müşteriye fatura kesildiğinin tespiti, birlikte değerlendirildiğinde; faturanın hatalı müşteri adına düzenlenmesi sebebiyle davaya konu 1.727,63 TL tutarındaki faturanın davalı tarafın ödeyeceği bir borç olmadığını beyan ve rapor etmiştir.Bilirkişi 22/06/2022 tarihli raporunda özetle; Davacının yasal defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, TTK hükümlerine uygun olarak noter açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı ve dolayısıyla ticari defterlerin lehe delil olarak ileri sürülebileceğini, davacı nezdinde davalı hesap hareketlerinin incelendiğinde davalı firma —— 1.727,63 TL borçlu olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, kargo hizmetinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafça davalıya kargo hizmeti verildiği, kargo hizmetine ilişkin kesilen faturanın davalı tarafça ödenmediği, fatura bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiği ve takibin durduğu iddialarıyla eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.Davalı tarafça davacının kendilerine her hangi bir hizmet sunmadığı, faturanın gerçeği yansıtmadığı, bu nedenle davacıya borçlarının bulunmadığı iddialarıyla davanın reddinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın tespiti için tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş ve davacı defterlerine göre; davacının davalıdan 1.727,63 TL alacaklı olduğu anlaşılmış, davalı tarafa usulüne uygun ihtarat yapılmasına rağmen davalı tarafın mazeret bildirmeksizin ticari defterlerini ibraz etmediği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nun 222/3. Maddesinde; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklinde düzenleme ile taraflardan birisinin defterinde yer alan kayıtların diğer tarafında defterinde yer alması halinde ispatlanmış olacağı, taraflardan birisinin defterinde kayıt bulunması, diğer tarafın mazeretsiz olarak ticari defterlerini ibraz etmemesi halinde de defteri ibraz eden tarafın defterinde kayıtlı olan hususun ispat edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir.Tüm dosya kapsamından; davacı ticari defterlerine göre davacının davalıdan 1.727,63 TL alacaklı olduğu, davalının mazeretsiz olarak ticari defterlerini ibraz etmekten imtina ettiği, bu kapsamda davacının——- esas sayılı takip dosyasına konu ettiği 1.727,63 TL’lik alacağın HMK 222/3.maddesi uyarınca ispat edilmiş olduğu, bu nedenle davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın haksız olduğu, iptalinin gerektiği, tarafların tacir olması ve takibe konu edilen alacağın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olması nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanması gerektiği, alacağın likit ve bilinebilir olması nedeniyle icra inkar tazminatının yasal koşullarının oluştuğu sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun,—–İcra Müdürlüğü’nün——– Esas sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 59,30 TL harcın alınması gerekli olan 118,01 TL harçtan mahsubu ile 58,71 TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 1.727,63 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yargılama gideri olarak yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 59,30 TL peşin harç, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 250,00 TL posta ve tebligat giderinden oluşan toplam 1.568,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenmesi gereken 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Yatırılan gider avansından kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, miktar itibariyle kesin olmak üzere açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.