Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/582 E. 2021/849 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/582 Esas
KARAR NO: 2021/849
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/09/2021
KARAR TARİHİ: 25/11/2021
DAVA:Davacı vekili Mahkememize sunduğu—-havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Davalı ———— tarihlerinde olmak üzere iki adet taşeronluk sözleşmesi imzaladıklarını, taraflar arasında imzalanan söz konusu sözleşmelere istinaden yükümlülüklerini yerine getiren ve işini tamamlayan müvekkil şirketin kesmiş olduğu fatura tutarlarını ve davalının müvekkil şirkete ödemesi gereken tevkifat tutarlarını davalı şirketten alamadığını, oysa ki, davalı firmanın yapılan işin hak edişlerini idareden almasına rağmen müvekkil şirkete ödemediğini, müvekkil şirketin iş bu icra takibine konu miktarlar dışında başka alacaklarının da mevcut olduğunu, onlar içinde icra ve dava haklarını saklı tuttuklarını, alacaklarını alamayan müvekkil şirketin —— sayılı dosyası kanalıyla davalı şirkete icra takibi başlattığını, davalı şirketin bu takibe itiraz ettiğini ve takibin icra müdürlüğünce durdurulduğunu, tüm fazlaya dair icra ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davalının yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin devamına, borçlunun bu itiraz başvurusu bakımından kötü niyeti sabit olduğundan yasa gereği takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere hakkında icra inkar tazminatına/kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, dava neticeleninceye kadar borçlunun mal varlığı ve üçüncü şahıslardaki alacakları üzerine alacaklarına yetecek kadar miktarda ihtiyati haciz konulmasına, vekalet ücreti ve sair yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili Mahkememize sunduğu — havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacı——- sayılı dosyasıyla başlatılan haksız icra takibine karşı taraflarınca ————- tarihinde yapılan itiraz akabinde davacı tarafından arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, yapılan görüşmeler sonucunda ise ———tarihinde anlaşamama ile sonuçlandığını, davacı tarafça itirazın iptali davası açma yoluna başvurulduğunu, davacı tarafça başlatılan takibin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğundan itirazın iptali davasının da reddi gerektiğini, mahkemenin yetkisiz olduğunu ve davanın usulden reddi gerektiğini, tarafların her ikisinin de tacir olduğunu, geçerli bir yetki sözleşmesi bulunmasına ve sözleşmelerde belirtildiği üzere —- yetkili olmasına rağmen davacı — yoluna başvurduğunu, bu takibe karşı —– tarihinde taraflarınca borca, yetkiye, faize ve tüm fer’ilerine itiraz edildiğini,—- görüldüğü üzere —–ve icra dairelerinin yetkili olması sebebiyle davanın esasına girilmeden usulden reddi gerektiğini, İİK madde 67/2 uyarınca takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili hüküm duruşmasına katılmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde alt yüklenici sözleşmesi kapsamında yapılan iş bedelinin ödenmediği iddiasıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen —– sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, yetkiye borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı tarafından davalı ile akdedilen alt yüklenici sözleşmesinin ifa edildiği sözleşme bedeli olarak davalının borcu bulunduğu iddiasıyla ——-dosyası ile takip başlatıldığı davalının açılan takibe yetki ve borç yönünden itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve takibin devamı için eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Dava esas itibariyle eser sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine dayalı itirazın iptali talebine ilişkindir.
Davalının icra takibinde yetkiye itiraz etmiş olması, itirazın iptali davalarında İİK 67 gereğince usulüne uygun olarak yapılmış icra takibi bulunmasının davaya bakma koşulu olması, niteliği itibariyle bu koşulun özel dava şartı olması ve davanın esasına girilebilmesi için dava şartlarının mevcut olmasının zorunlu olması nedeniyle icra dairesinin yetkisine itirazın öncelikle incelenmesi gerekmiştir.
İİK’nın yetkiyi düzenleyen 50. Maddesinde yetkili icra dairesinin tespiti hususunda HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yapılmıştır.
HMK’nın 17. Maddesinde taraflar arasında yetki sözleşmesinin yapılabileceği ve taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece taraflarca sözleşme ile belirlenen mahkemede açılabileceği düzenlenmiştir.
Eldeki uyuşmazlıkta taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 33. Maddesinde uyuşmazlıkların çözümünde ——— mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğu belirtilmiştir.
İcra takibinin yapıldığı yerin sözleşme ile kararlaştırılan yer olmaması, davalı tarafça icra takibine yetki yönünden de itiraz edilmiş olması nedeniyle yetkili icra dairesinde usulüne uygun takip yapılma koşulunun gerçekleşmeden eldeki davanın açıldığı, eldeki davada özel dava şartının bulunmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın özel dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 4.786,96 TL harçtan alınması gerekli olan 59,30 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile fazla alınan 4.727,66 TL’nin davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —– Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/11/2021