Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/563 E. 2022/332 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/563 Esas
KARAR NO : 2022/332

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Emanet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/08/2021
KARAR TARİHİ : 28/04/2022

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 27/08/2021 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davalı—— — teslim ettiğini, emtiaların halen müvekkil antrepoda muhafaza edildiğini, Müvekkil şirketin emtiaların muhafazasından doğan ücret hakları karşılığında; —– bedelli 6 adet faturayı düzenleyerek davalıya gönderdiğini, davalı bu faturalara itiraz etmediğini ve bedellerini de ödemediğini, bunun üzerine, davalıya — sayılı ihtarname gönderildiğini, ihtarname ile davalının antrepo ücretini ödemeye davet edildiğini, ihtarnamenin 08.5.2021 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, ancak davalının herhangi bir ödeme yapmadığını, Müvekkil alacaklarının tahsili istemi ile– icra takibi yapılmış ise de, borca itiraz nedeni ile bu takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalının —- ücretine yönelik borca itirazı haksız ve mesnetsiz olduğunu, Zira; davalının — beyannamesi vermek üzere eşyaları müvekkil —teslim etmiş olmakla, davalı ile müvekkil —- işletmecisi arasında TBK’nun 561. vd maddelerince Saklama Sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme kapsamında —- olarak eşyayı saklayan, muhafaza eden müvekkil, eşyanın saklanması için zorunlu giderler yanında TBK’nun 574. Maddesi kapsamında, kararlaştırılmış veya alışılmış olan — ücretini de saklatan-davalıdan talep hakkına sahip olduğunu, saklayan—— hakları kapsamnda —hak kazandığı ücretler kaşılığı davalıya faturalar düzenlendiği ve gönderildiğini, davalının kendisine gönderilen bu faturalara itirazı da olmadığını, borcu davalının kabul ettiğini, dolayısı ile davlının borca itirazının iptaline karar verilmesi gerektiğini, davanın kabulü ile davalının—yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, davalının asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacı tarafından davalıya—- hizmet bedelini ödeyip ödemediği, davacının takip yapmakta haklı olup olmadığı, davalının icra takibine itirazının iptalinin gerekip gerekmediği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava,—- hizmeti verildiği iddiası ile kesilen faturaya dayalı olarak yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, —– dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen—-; davacı takip alacaklısı tarafından takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların— kayıtları ——— getirtilerek dosya arasına alınmış, davalının— kayıtları —- istenilerek dosya arasına alınmış ve —— uygulanan —- — — istenilerek dosya arasına alınmıştır.
Bilirkişi heyeti —- raporunda özetle; davacı tarafından sunulan usulüne uygun —– kayıtları ve dosyaya sunulu bulunan dayanak belgeler incelendiğinde; davalı tarafından ise ticari defter kayıt delil belge sunulmamış olduğunu, — borçlu olduğu kanaatine varıldığını beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, —hizmeti verildiği iddiası ile kesilen faturaya dayalı olarak yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın tespiti bakımından; tarafların —- incelemelerine karar verilmiş; davacı ticari defterlerine göre, davacının davalıdan —- alacaklı olduğu, dava tarihinden sonra 65.000,00 TL ödeme yapıldığı, davalının yapılan ihtarata rağmen ticari defterlerini ibraz etmediği bu nedenle davalı defterlerinin incelenemediği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nun 222/3. Maddesinde; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklinde düzenleme ile taraflardan birisinin defterinde yer alan kayıtların diğer tarafında defterinde yer alması halinde ispatlanmış olacağı, taraflardan birisinin defterinde kayıt bulunması, diğer tarafın mazeretsiz olarak ticari defterlerini ibraz etmemesi halinde de defteri ibraz eden tarafın defterinde kayıtlı olan hususun ispat edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davacı ticari defterlerine göre davacının davalıdan 182.436,00 TL alacaklı olduğu, davalının mazeretsiz olarak ticari defterlerini ibraz etmekten imtina ettiği, ayrıca davalının —-formlarında takibe dayanak faturaların yer aldığı, bu kapsamda davacının —- dosyasına konu ettiği —alacağın HMK 222/3.maddesi uyarınca ispat edilmiş olduğu, bu nedenle davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın haksız olduğu, iptalinin gerektiği, davalı tarafından —– tarihinde yapılan 35.000,00 TL’lik ödemelerin dava tarihinden sonra yapılmış olması nedeniyle icra takibinde icra müdürlüğü tarafından dikkate alınması gerektiği, tarafların tacir olması ve takibe konu edilen alacağın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olması nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanması gerektiği, alacağın likit ve bilinebilir olması nedeniyle icra inkar tazminatının yasal koşullarının oluştuğu sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun,—-sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
3-Davalı tarafından—– tarihinde yapılan —- yapılan —- tarihinde yapılan 35.000,00 TL ödemenin icra müdürlüğü tarafından infaz aşamasında dikkate alınmasına,
4-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 12.462,20 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.203,38 TL’nin mahsubu ile bakiye 10.258,82 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan ve 59,30 TL başvurma harcı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 126,60 TL posta ve tebligat giderinden oluşan yargılama gideri ile peşin harç olarak alınan 2.203,38 TL olmak üzere toplam 4.389,28 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca —- nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen — davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.