Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/534 E. 2022/287 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/534 Esas
KARAR NO : 2022/287

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 13/08/2021
KARAR TARİHİ : 14/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Dava dışı takip borçlusu—– imzalandığını, diğer borçlular—- sözleşmeye müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduklarını,müvekkili banka bu sözleşme gereği adı geçen borçlulara — fakat davalı takip borçluları sözleşmeden kaynaklanan borçlarını ödemediklerini, bu nedenle müvekkili Banka tarafından borçlulara ödeme— gönderildiğini, buna rağmen borçlunun ödeme yapmaması üzerine— takibe geçilerek davalı/takip borçlusu aleyhine icra takibi başlatıldığını, ödeme emri borçluya tebliğ edildiğini ancak borçlu vekilinin borca itirazı neticesinde İcra takibinin durduğunu beyan ederek; fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydı ile faiz ve masraflar hariç olmak üzere 38.305,21 TL tutarında alacaklarının tahsil tarihine kadar işleyecek faiziyle birlikte tahsilinin temini için borçlunun itirazının iptali ve takibin devamına, borçlulara %20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatı yükletilmesine, tüm yargılama giderleri, ihtar masrafı ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalılar vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde ve özetle; takip konusu borçların——– mevduat hesabına ilişkin olduğunu, davacının dilekçe ekinde sunduğu ihtarname ve kredi sözleşmesine ilişkin ek incelendiğinde —- dosyaya sunulmadığını, dolayısı ile müvekkilinin bu —- ile imzalamadığını, davacı yanın dosyaya —Sözleşmesi sunduğunu, bu sözleşmenin—- Genel Hükümler başlığını taşıyan maddesinde 2.1 maddesinde—–açıklandığını, sözleşmenin bu maddesinde kredi kartı veya — bahsedilmediğini, bunların tahsisinin ayrı bir sözleşmeye tabi olduğunu, TBK 583/1. maddede “Kefalet sözleşmesi, yazılı sekil de yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz” hükmü ile de azami miktarın sözleşmede belirtilmesinin bir geçerlilik şartı olduğu düzenlendiğini, — sadace kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ve kefalet limiti ile sorumlu olduğunu,—- imzalamış ancak — kefil olmuş ise, sadace—— tutulabileceğini, ancak uygulamada Bankalar, kefilin imzası olsun veya olmasın—– tek bir alacak olarak kefalet limiti ile talepte bulunduklarını, bu taleplerine ——– alanın doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatı olarak … —-kadar kefilim” maddelerine dayandırdıklarını, bu maddenin hukuken geçersiz olduğunu ve bu konuda çokça Yargıtay kararı bulunduğunu, müvekkiline kefil sıfatıyla imzalatılan— sözleşmesine istinaden kullandırılan ve kullandırılacak olan tüm kredilerden—- bulunduğunu, davaya konu borçlar için müvekkilinden alınan kefalet geçersiz olduğundan davanın reddini istediklerini, davacı tarafından—– dosyasından başlatılan icra takibine ilişkin borca açıkça itiraz ettiklerini, müvekkilinin davacı yana borcu olduğunu– bu borca ilişkin başlatılan takipteki faiz yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, takip öncesinde yapılmış usülüne uygun bir bildirim bulunmadığı için temerrüt takip tarihinden önceki dönem için müvekkilinden temerrüt faizi talep edilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemesi kaydıyla geçerli bir kefalet ilişkisi olsa bile kefilden — 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununda düzenlenen “—— bankanın nakden veya hesaben tahsil ettiği paralar üzerinden alınan —-niteliğinde bir vergi olduğunu, öncelikle usuli itirazlarının değerlendirilerek dosyada görevsizlik/yetksizlik kararı verilmesine; haksız davanın, dava şartı yokluğundan dolayı usulden reddine, aksi takdirde, esastan reddine, dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına ilişkin karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık:Davacı banka tarafından dava dışı—– ve davalıların kefil olduğu kredi nedeni ile davacının davalılardan ödenmeyen kredi alacağı nedeni ile takip tutarı kadar alacaklı olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunduğu tespit edildi.
Dava, dava dışı asıl borçluya kullandırılan krediye kefil olana davalıların kredinin geri ödenmeyen kısmın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu— esas sayılı takip dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde ; davacı banka tarafından davalılar kefiller aleyhine ve dava dışı asıl borçlu ve kefiller aleyhine kullandırılan kredi nedeniyle asıl alacak ve faiz ve fer’ilerinden oluşur toplam 38.305,21 TL alacağın tahsili için genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, davalının yasal süre içerisinde borca, ferilerine ve icra müdürlüğünün yetkisine itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Celp ve tetkik olunan,——– kredi kullandırıldığı, iş bu krediye davalıların 06/12/2012 tarihinde kefil oldukları ve kredi sözleşmesinin yetkili maddelerini düzenleyen 6.2. Maddesine göre uyuşmazlık halinde — Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olacağının kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların tüm delilleri celbolunarak dava dosyası ve davacı bankaya ait tüm yasal defter ,— üzerinde bankacı bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak rapor alınmıştır. Raporun dosyadaki verilere uygun ve denetime açık olduğu anlaşılmakla, hükme esas alınmıştır.
Yapılan yargılama sonucunda alınan bilirkişi raporu ve dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacı banka ile dava dışı ——–imzalandığı, davalı kefillerin iş bu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladıkları, sözleşmenin imzalandığı tarihte davalı …— şirket müdürü, ..– yönetim kurulu üyesi olduğu, bu nedenle davalılara kefaletleri için eşin rızasının aranmasına gerek olmadığı, kredi sözleşmesine istinaden kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacı—kat ihtarının gönderildiği, ihtarnamede tebliğ şerhinin bulunmadığı, bu nedenle davalıların temerrüdünün icra — gerçekleştiği, banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre icra takibinde——– alacak talep edebileceği ve kredi sözleşmesine istinaden bu kredi ile ilgili asıl alacağı takip tarihinden itibaren yıllık %25,80 oranında temerrüt faizi ve bu faizin %5 oranında — talep edebileceği, icra takibine— davacı bankanın — olmak üzere toplam 1.052,31 TL alacak talep edebileceği ve kredi sözleşmesine istinaden davacı bankanın asıl alacağı takip tarihinden itibaren yıllık %25,80 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 oranında — edebileceği, icra takibine— kartı alacağı yönünden ise davacı bankanın — masraf olmak üzere toplam — alacağı bulunduğu ve asıl alacak takip tarihinden itibaren yıllık %25,80 oranında temerrüt faizi ve bu faizin %5 oranında — edebileceği, davalılar vekili her ne kadar icra dairesinin ve mahkememizin yetkisine ilişkin yetki itirazında bulunmuş ise de; HMK 17. Maddesi uyarınca davacı banka ile dava dışı asıl borçlu ve davalı kefiller arasında imzalanan kredi sözleşmesinde yetkili mahkemelerin — —- Mahkemeleri olduğu kararlaştırıldığı, HMK 18 maddesi uyarınca yetki sözleşmesinin geçerlilik şartlarını taşıdığı ve bu haliyle mahkememizin yetkili olduğu sonuç ve vicdani kanaate varılarak davanın banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporunda tespit edilen miktarlar üzerinden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile;
1-Davalıların —— esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın takipte 1 nolu kredi alacağı yönünden — üzere toplam — yönünden iptaline, asıl alacak 20.071,10 TL ‘ye takip tarihinden itibaren yıllık % 25,80 oranında faiz ve faizin % 5 ‘i oranında– uygulanmasına,
2-Takipte 2 nolu kredi alacağı yönünden davalıların takibe itirazının—olmak üzere toplam 1.052,31 TL yönünden iptaline, 944,34 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 25,80 oranında faiz ve faizin % 5’i oranında — uygulanmasına,
3-Takipte — davalıların takibe itirazının 13.271,24 TL asıl alacak , 1.492,92 TL işlemiş faiz,—- masraf olmak üzere toplam 15.141,75 TL yönünden iptaline, asıl alacak 13.271,24 TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık % 25,80 oranında faiz ve faizin % 5 —uygulanmasına,
4-Hükmolunan alacağın tamamının % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 2.606,39 -TL harçtan daha önceden ödenen 462,63 TL harç düşüldükten sonra eksik kalan–davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden—(madde-13 İkinci Kısım İkinci Bülüm) göre hesaplanan— ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılar kendilerini vekil ile temsil—-red edilen kısım üzerinden hesaplanan 149,83 -TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 462,63 TL peşin harç, 8,50 vekalet harcı olmak üzere toplam 530,43 TL harcın kabul red oranı dikkate alınarak 525,12 TL lik kısmının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan tebligat, posta ve diğer masraflar olmak üzere toplam — kabul red oranı dikkate alınarak— davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise davacı üzerinden bırakılmasına,
10-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
11-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca— nedeniyle arabulucuya hazine—- davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesap edilen 1.306,8 TL’sinin davalılardan alınarak, 13,20 TL’ sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.