Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/532 E. 2022/690 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/532 Esas
KARAR NO: 2022/690
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 12/08/2021
KARAR TARİHİ: 20/10/2022
DAVA:
Davacı vekili Mahkememize sunduğu ——- havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından ——- plakalı araca çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin aracında oluşan hasar onarım bedeli, eksper raporuyla —– olarak tespit edildiğini, her ne kadar eksper tarafından hasar bedeline ilişkin bir tespitte bulunulmuşsa da, yargılama sırasında celp edilecek belge, resim ve sair deliller doğrultusunda yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonrasında hasar onarım alacağı miktarının belirlenebilir hale geleceğini, kaza sonucu müvekkilinin aracında değer kaybı da meydana geldiğini, değer kaybı alacağı için şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla —- değer kaybı bedeli talebinde bulunduklarını, kaza neticesinde müvekkilinin aracında meydana gelen hasar onarım bedelinin tazmini amacıyla —- başvuruda bulunduklarını,——-şeklinde karar verilmekle birlikte; ——–itirazın esası hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına” kararı verildiğini, davalı kendisine gönderilen ihtarnameye rağmen hasar onarım bedelini ve değer kaybı bedelini ödemediğini beyan ile, belirsiz alacak davasi niteliğindeki işbu davada, alacağın belirgin hale gelmesini müteakip artırım hakkı saklı kalmak kaydıyla, şimdilik, kaza sebebiyle oluşan hasar onarım alacağının şimdilik —- ve değer kaybı alacağının —– ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiz oranı üzerinden ve kaza tarihinden, kabul görülmez ise ihtar tarihinden itibaren işletilecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tazminini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu —– havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve bakiye poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kazaya karışan —- plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde —– şirketin bu poliçedeki maddi zararlara ilişkin teminat limiti ise kaza tarihi itbariyle araç başına —–olduğunu, karşı yan aracında meydana gelen araç hasar tazminatı için —– tazminat ödemesi gerçekleştirildiğini, somut olayda, karşı yana ait aracın — iken hasarlandığı ve dolayısıyla —– herhangi bir değer kaybı oluşmayacağı tespit edildiği için değer kaybı yönünden tazminat ödemesi yapılmadığını, başvurana ait aracın başvuruya konu kazadan daha öncesinde bir kazaya karışıp karışmadığının ve aynı bölgeye hasar almış olup olmadığının tespitini talep ettiklerini, bu hasar nedeniyle değer kaybı oluşmayacağı veya araç rayiç değeri düşeceği İçin sonraki kazada oluşan değer kaybı meblağının azalacağını, davacıya ait aracın davaya konu kazadan daha öncesinde bir kazaya karışıp karışmadığının ve aynı bölgeye hasar almış olup olmadığının, ayrıca —— üzerinde olup olmadığının tespitini talep ettiklerini, öncelikle, mükerrer ödeme ve sebepsiz zenginleşmenin engellenmesi için konu kaza nedeniyle ——tarafından zarar görene bakiye ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun tespitini talep ettiklerini beyan ile, talebin esastan reddini, davacı yanın tüm zararı daha önce karşılandığı için davanın reddini, aksi halde, ödeme tarihinden itibaren faizi güncellenmek suretiyle tazminattan mahsubunu, red talebinin kabul edilmemesi halinde: kabul anlamına gelmemek kaydı ile, değer kaybı, maddi hasar yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasını, tarafların kusur durumu ile bakiye teminat limiti gözetilerek hüküm kurulmasını, talebin kabulü halinde, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini, yargılama giderleri verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu: Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde —- kazada kusur durumunun ne olduğu, kaza nedeniyle davacının arasında hasar ve değer kaybı meydana gelip gelmediği, gelmiş ise ne kadar hasar ve değer kaybı meydana geldiği, hasar ve değer kaybı nedeniyle davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, var ise miktarı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, trafik kazasından kaynaklı hasar bedeli ve değer kaybı bedelinin tazmini davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
—– plakalı araçların tescil bilgileri celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.
Dosyada mübrez —- tarafından tanzim edilen —– tarihleri arasında sigorta teminatı altına alındığı anlaşılmıştır.
—- plakalı araca hasar geçmişi istenilmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.
—-sayılı dosyası celp ve tetkik edilmiştir.
Bilirkişi —- tarihli kök raporunda özetle; davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü —-dava dışı —– oranında kusurlu olduğunu, dava konusu—— araç sürücüsü davacı —– kusursuz olduğunu, söz konusu kazaya ait ——–kazaya karışan araç sürücülerinin —-onayı ile sonuçlanan kusur durumu değerlendirmesi dikkate alındığında; — sayılı dava konusu araç sürücüsünün kusursuz (%0) olduğunu, diğer —– plaka sayılı araç sürücüsünün (%100) kusurlu olarak tespit edildiği görülmüş olup, tramer kusur durumu ile tarafımca tespit edilen kusur durumunun uyumlu olduğunu, hasar yönünden; —– tarihinde meydana gelen olaya ait trafik kazası tespit tutanağındaki tespitler, olay yeri hasar totoğrafları ile —-maddi hasarın uyumlu olduğunu, söz konusu —-toplam hasar tutarının—- kullanılarak —- göre onarılması durumunda —-olabileceğini, davalı taraf sürücünün —- %100 kusur oranına isabet eden tutarın kaza tarihi itibariyle;—-olabileceğini,—- tarafından, davacı adına hazırlanan — hesaplama tarihli —- ekspertiz raporunda bazı parçaların, ekspertiz raporunda bulunmadığı ve kaza tarihindeki fiyatlardan yüksek olduğu tespit edilen hasar ile dikkate alındığında, söz konusu —- hesaplama tarihli ekspertiz raporundaki hasar toplam tutarına uyulmadığını, davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde ——– belirtildiğini, davalı —- vekilinin cevap dilekçesinde beyan edilen — tutar ödendiğinin kabulü halinde kalan bakiye tutarın—- olduğunu, değer kaybı yönünden; dava konusu —- dava konusu— —– ekspertiz raporlarını içeren ayrıntılı hasar dosyalarının temin edilmesi durumunda değer kaybı yönünden değerlendirme yapılabileceğini beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi —– tarihli ek raporunda özetle; kusur yönünden; davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü —— dava dışı —- araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, dava konusu araç sürücüsü davacı —- kusursuz olduğunu, söz konusu kazaya ait —-kaza ihbar nolu tramer kaydındaki kazaya karışan araç sürücülerinin—— sonuçlanan kusur durumu değerlendirmesi dikkate alındığında; —- plaka sayılı dava konusu araç sürücüsünün kusursuz —- olduğu, diğer— (%100) kusurlu olarak tespit edildiği görülmüş olup, tramer kusur durumu ile kök raporunda tespit edilen kusur durumunun uyumlu olduğunu, değer kaybı yönünden; dava konusu —–aracın, dava konusu —- hasar geçmişi sorgulaması yapıldığında, sistemde kayıtlı—– tarihli kazalarındaki hasarlı kısımlar-hasar kalemlerinin şekli ve niteliği de dikkate alındığında değer kaybına sebep olabilen aynı parçanın —– evvelce hasar almış olması nedeniyle, dava konusu kaza nedeniyle araçta değer kaybı oluşmayacağını beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, trafik kazasından kaynaklı hasar bedeli ve değer kaybı bedelinin tazmini davasıdır.
Davalı tarafça —– sayılı dosyasının eldeki dosya bakımından kesin hüküm oluşturulduğu iddiası yönünden yapılan incelemede; —- verilen kararın uyuşmazlığın tahkime elverişli olmaması nedeniyle dosyada el çekme kararı olduğu, uyuşmazlığın esasına ilişkin verilmiş bir karar olmadığı, bu nedenle eldeki davada kesin hüküm teşkil etmeyeceği, davalının bu yöndeki iddialarının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
—-tarihinde davacının maliki olduğu — plakalı araç ile davalı sigorta şirketi tarafından kaza tarihinde geçerli —- plakalı aracın çarpışması ile trafik kazasının meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde seyir halindeyken gerekli dikkat ve özeni göstermeyip devamını düz çizgiyi ve geriden gelen aracın seyir durumunu da dikkate almadan nizamlara aykırı şekilde dönüş yapmak için sola yönelerek düz seyir halinde olan— aracın istikametini kapatarak kazanın meydana gelmesine sebebiyet veren —- plakalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, olayın meydana gelmesinde kurallara uygun olarak kendi şeridinde seyir halinde olan— plakalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı, kaza nedeniyle davacının maliki olduğu —- araçta dosya kapsamına ve kazanın oluş şekline uygun olarak hazırlanması nedeniyle hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre —hasar meydana geldiği, davalı sigorta şirketi tarafından —ödemenin mahsubundan sonra davacının —–bakiye hasar tazminatı alacağının kaldığı, değer kaybı tazminatı talebi yönünden ise kaza ile değişen ve hasarlanan parçanın daha önce başka kaza nedeniyle hasar almış olması nedeniyle araçta davaya konu kaza bakımından değer kaybının oluşmayacağı, davalının davaya tam kusuruyla sebebiyet veren aracın kaza tarihinde geçerli —-olması nedeniyle —- göre araçta meydana gelen hasardan poliçe limitleri doğrultusunda sorumlu olduğu, poliçe limiti de göz önüne alınarak davacının davalıdan —- bakiye hasar tazminatı talep edebileceği, davacı tarafın değer kaybı tazminatı talebinin yerinde olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine—– varılarak davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2—–hasar bedelinden kaynaklı tazminatın—- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafın değer kaybı tazminatı talebi yönünden davanın reddine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca başlangıçta peşin olarak alınan 59,30 TL harç ve ıslah harcı olarak alınan 205,00 TL harcın alınması gerekli olan 819,72 TL harçtan mahsubu ile bakiye 555,42 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 59,30 TL, posta ve tebligat gideri 91,60 TL, bilirkişi ücreti 2.100,00 TL, olmak üzere toplam 2.250,90 TL yargılama masrafının, davacı yan davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 2.249,03 TL yargılama masrafına, peşin harç 59,30 TL ve ıslah harcı 205,00 TL eklenerek sonuç olarak 2.513,33 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 1,87 TL yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına,

6-Davac
ı taraf y
argılama sırası
nda kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 10,00 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
8-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin haklılık durumuna göre hesaplanan 1.318,90 TL’nin davalıdan ve 1,10 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —- Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
20/10/2022