Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/50 E. 2021/758 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/50 Esas
KARAR NO: 2021/758
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/01/2021
KARAR TARİHİ : 21/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı vekili— özetle; müvekkili şirketin davalı adına —- düzenleyerek fatura muhteviyatı mal ile birlikte davalıya teslim ettiğini, davalı şirketin —senesine kadar kısmi ödemeler yaptığını, ancak takibe konu edilen bakiye borcunu ödemekten kaçındığını, icra takibine de haksız yere itiraz ettiğini, —- faturanın borçlu tarafından alınmasını takip eden —– sürenin sonunda alacaklının faize hak kazandığını, davalının söz konusu fatura borcu için kısmi ödemeler yaptığını, bazı yansıtma faturaları düzenlediğini, davalının kalan borcunu sürüncemede bırakmak niyetinde olduğunu iddia ederek itirazın iptaline, takibin devamına, davalının —- olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı vekili cevap lâyihasında zamanaşımı itirazında bulunduktan sonra devamında özetle; davacının hesap mutabakatı yapmadan eski bir faturaya dayanarak alacak talebinde bulunduğunu, davacının— toplamındaki ödemeler ve kesilen faturalardan sonraki farkın — olduğunu, bir an için bakiyenin bu kadar olduğu kabul edilse bile davacının —– bulunmasının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, fatura ile temerrüde düşürülemeyeceğini, temerrüt için ihtar gerektiğini, bu konuda—-bulunduğunu, işlemiş faizin yersiz istendiğini, davacının takipte faturaya dayandığını, müvekkilinin faturaya değil miktarına itiraz ettiğini, bunun için icra inkâr tazminatı talebinin reddi gerektiğini savunarak; takibin iptaline, icra inkâr tazminatı talebinin reddine, davacının % 20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmistir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, muhtelif tarih ve bedelli faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup İİK 67 vd maddelerine dayanmaktadır.
Tarafların tüm delilleri celbolunarak dava dosyası ve ibraz edilen davacı ve davalı şirkete ait tüm ticari defter , kayıt ve dayanakları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır. Alınan raporun dosyadaki verilere uygun ve denetime açık bulunduğu anlaşılmakla, hükme esas alınmıştır.
Davaya konu —- esas sayılı takip dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde ; davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine ——- alacağın tahsili için genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacı ve davalının bağlı olduğu vergi dairelerinden takibe konu fatura tarihlerini kapsayacak şekilde —- celbine karar verilmiş, celp olunan —- incelenmesinde her iki tarafında takibe konu faturaları —- bildirdiği görülmüştür.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesi yönünden bilirkişi ara kararı oluşturulmuş, ve duruşmada hazır olmayan davalı vekiline ihtar yerine geçmek üzere duruşma zaptı tebliğ edilmiştir.
Bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu—- tarihli raporunda özetle, davacı şirketin defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığını, davalı şirket defterlerini ibraz etmediğini, davacı şirket, davalı şirket adına——irsaliyeli fatura düzenlendiğini, fatura muhteviyatı mal ahşap kiriş olduğunu, uygulamada mal ve faturanın aynı anda teslim edilmesi halinde irsaliyeli fatura düzenlendiğini, davalı şirketin bağlı bulunduğu vergi dairesinden aldığı fatura bildirimlerine ilişkin —- celp edildiğini, bilindiği üzere şirketler satın aldıkları ve sattıkları mallara ilişkin faturalarını— bildirmekte mükellef olduklarını, söz konusu formlarda malın alındığı veya satıldığı firmaların bilgileri de yer aldığını, davalı şirket de, davacı şirketten aldığı mala ilişkin faturayı bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirdiğini, zaten, davalı şirketin cevap lâyihasında da malı ve faturayı almadığına dair bir savunması da olmadığını, itirazı hesap mutabakatı yapılmadığı yönünde olduğunu, davalı şirket—– yıllarında davacı şirkete kısmi ödemeler yapmış ve faturalar da kestiğini, netice itibarıyla bu cari hesap ilişkisinin sonucunda, davacı şirket —- alacaklı kaldığını, taraflar arasındaki davacının da lehine delil olma niteliğine haiz defterlerinde, davalı şirketten—– gözüktüğünü, davacı, icra takibinde ana paranın haricinde işlemiş faiz de talep ettiğini, ancak, ihtar ve davalının temerrüde düşürüldüğüne dair bir belge olmadığını, fatura tebliği ile temerrüt oluşmadığını, hatta faturanın üzerinde ödenmesi gereken süre ve gün belirtilmiş olsa bile — bunu temerrüt için yeterli bulmadığını, gerekçesi de faturanın bir sözleşme olmamasına ve—faturada bulunması gereken unsurların belirtilmiş olmasına dayandığını, sonuç olarak davacının, davalı şirketten —— asıl alacağı bulunduğu yönünde rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Davalının zamanaşımı defi yönünden yapılan incelemede; fatura tarihinin — olduğu alacağın sözleşmeden kaynaklandığı bu nedenle —– tabi olduğu fatura tarihi göz önüne alınarak takip tarihi itibariyle alacağın zamanaşımına uğramadığı anlaşılmıştır.
Yargı yetkisini,——uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller,—–, fatura, takip dosyası, bilirkişi raporu, —-, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı faturadan ödenmeyen bakiye alacağının bulunup bulunmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan —- alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini kabul edilebilir bir mazeret bildirmeksizin bilirkişi incelemesine sunulmak üzere ibraz etmediği, davacının ise kendi ticari defterlerine göre davalı taraftan — alacaklı olduğu, davacı ve davalının takibe konu faturayı usulüne uygun olarak —- formları ile vergi dairesine bildirdiği, davacının ticari defterlere delil olarak dayandığı ve tarafların ellerinde bulunan belgeleri -ticari defterler dahil- ibraz zorunluluğu bulunduğu, bu zorunluluğa ve verilen kesin süreye rağmen davalının ticari defterlerini ibraz etmediği, HMK’nun 220′ inci maddesinde, bir tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesinin sonuçlarının düzenlendiği, karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılması gerektiği ve tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebileceği—– davacının ticari defterlerinin ——usulüne uygun tutulmuş olması ayrıca alacağın dayanağı faturanın mevcut olması karşısında belgeleme ve kaydın belgeye—– dayanması ilkesi—– uygun olması nedeni ile davacı lehine delil teşkil edeceği, bu nedenle asıl alacağa yapılan itirazın haksız olduğu, davacının davalıyı takipten önce temerrüde düşürdüğünü ispata yarar belge sunamadığı, —- amacı itibariyle, mal tedarik sözleşmeleri kapsamında küçük ve orta ölçekli tedarikçiyi, büyük şirketlere karşı korumak amacıyla getirilmiş bir hüküm olduğu, tacirler arası satım sözleşmelerinde uygulanmasının söz konusu olmadığı—– eldeki davada her iki tarafında tacir olması nedeniyle ——- uygulanma imkanı bulunmadığından talebin yerinde olmadığı, tarafların tacir olması ve davaya konu faturanın tarafların ticari işletmelerine ilişkin olması nedeniyle kabulüne karar verilen alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz işletmek gerektiği, ancak davacı talebinin yasal faiz olduğu, alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatının koşullarının oluştuğu sonuç ve vicdani kanaatine—— varılarak davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile; davalının —– dosyasına vaki itirazın —- asıl alacak yönünden İPTALİNE,
2-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
3-Hükmolunan asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; —- harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,
5-Davacı tarafından yapılan; —- kısmanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T —–maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre red edilen kısım üzerinden hesaplanan 4.655,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8——- ise davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———– istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/10/2021