Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/5 E. 2022/230 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/5 Esas
KARAR NO: 2022/230
DAVA: Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 05/01/2021
KARAR TARİHİ: 24/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekili — tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile dava dışı —– tarihli —– imzalandığını, kredi alanın söz konusu kredi sözleşmesine konu borçlarını geri ödeme planında belirtilen taksitler halinde ödemeyi taahhüt ettiğini, kredi borçlarının teminatı olarak maliki olduğu —- plakalı aracın trafik kaydında müvekkili şirket lehine — dereceden rehin tesis ettiğini, davalı şirketin, merhun—–tarihleri arasında geçerli olmak üzere —– sigortaladığını, söz konusu poliçede müvekkili şirketini dain mürtehin gösterildiğini, dava dışı kredi alan—kredi sözleşmesine konu taksitlerini ödemekte temerrüde düşmesi ve bu durumun süreklilik arz etmesi üzerine müvekkili şirket tarafından dava dışı —aleyhine—– sayılı aracın konu olduğu taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla yasal takip başlatıldığını, ancak takibe konu merhun — plaka sayılı çekicinin —- tarihinde çalındığını, — kapsamında davalı şirkete —- tarihinde ihbarda bulunulduğunun sigortalı / borçlu —- tarafından müvekkili şirkete bildirildiğini ve konuya ilişkin evrakların paylaşıldığını, yasal takibe konu merhun taşıtın çalınmasından dolayı sigorta tazminatı üzerinde hakkı bulunan müvekkili şirketin davalı sigorta şirketine müracaat ederek sigorta tazminatından yasal takibe konu alacaklarının ödenmesini talep ettiğini, ancak davalı sigorta şirketi tarafından taleplerine menfi veya müspet hiçbir yanıt verilmediğini, davalı şirketin sigorta tazminatını ödemesi hususunda TTK md 1427/2 ve 4 hükümleri gereğince ihbar tarihi olan — tarihinden —- tarihinde temerrüde düştüğünü, aradan geçen — süresince davalı sigorta şirketinin sigorta tazminatını ödenmediği gibi ödeme yapılmayacağı hususundaki iradesini de kesin olarak gösterdiğini, müvekkili şirketin, aracın çalındığı —- tarihi itibariyle dava dışı— kredi sözleşmesine ve yasal takip dosyasına konu alacağının — olduğunu, davalı şirketten bu tutarın ödenmesinin talep edildiğini, —-sigorta poliçesinde aracın riziko —tarihindeki rayiç değerinin ödeneceğinin hükme bağlandığını, dava konusu çekicinin —-civarında olduğunu tahmin ettiklerini, dolayısıyla merhun taşıtın çalınma tarihi itibariyle rayiç değerinin, müvekkili şirket alacağının çok üzerinde olması sebebiyle davalı şirketten sigorta tazminatının— kısmının istendiğini ancak buna rağmen ödeme yapılmadığını iddia ederek, haklı davalarının kabulü ile —-çekicinin çalınması sebebiyle doğmuş/muaccel olan sigorta tazminatının, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla —— tarihinden itibaren işleyen ve işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekilinin — cevap dilekçesinde özetle; davaya konu — plaka sayılı aracın , müvekkili şirket nezdinde —- olduğunu, müvekkili şirket tarafından yapılan inceleme neticesinde çalınma hadisesinin gerçeği yansıtmadığına kanaat geldiğini, bu nedenle söz konusu başvurunun haklı nedenle reddedildiğini, araç malikinin müvekkili sigorta şirketine araç çalınması ile ilgili verdiği beyanların gerçeği yansıtmadığını, — raporları ve kamera kayıtları incelendiğinde, aracın çalındığı iddia olunan yere park edilmediğinin tespit olunduğunu, yine sigortalı —- müvekkili şirkete teslim edilen araç anahtarlarının da birbiri ile uyumsuz olduğunu, yaptıkları araştırma neticesinde çalıntı çekici — — parçalandığı istihbari bilgisinin şifahi olarak alındığını, temin edilen bilgi ve belgeler doğrultusunda dava konusu aracın çalınmadığının, bizzat —- tarafından parçalara ayrıldığının tespit edildiğini, hal böyle iken gerçeğe aykırı beyanlar ile çalındığı iddia edilen araç bakımından müvekkili şirket nezdindeki poliçenin bir teminat sağlamadığını, sigortalının gerçeğe aykırı beyanlarla sigorta şirketini yanıltmak suretiyle haksız kazanç elde etmeye çalıştığını savunarak, —— muhteviyatının sorulması hususunda müzekkere yazılmasını, gelecek cevabın bekletici mesele yapılmasını, soruşturma neticesi doğrultusunda dosyada yargılamaya devam edilmesini, dava konusu aracın maliki—– gerçeğe aykırı beyanları tespit edilmesi halinde teminat dışı olan vaki talepler sebebiyle haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık Konusu : Davacının dava dışı —kullandırmış olduğu krediye istinaden — plakalı araç üzerinde dain-i mürtehin hakkı bulunmakla birlikte davacının —- tarafından kredi borcunun ödenmemesi sonucu müşterisine karşı başlattığı rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takipte rehine konu aracın çalınması nedeniyle davacının kredi borcu tutarı — aracı —-davalıdan poliçe kapsamında isteyip isteyemeyeceği, davalının poliçe kapsamında hırsızlık olayından dolayı zarardan sorumlu olup olmadığı, tarafından davalıya karşı alacağın temlikine ilişkin sözleşmeye dayalı olarak yapmış olduğu icra takibinde alacaklı olup olmadığı, davalının takip konusu borçtan sorumlu olup olmadığı, hususlarında ihtilaf bulunduğu tespit edildi.
Dava, daini mürtehin hakkı sahibi olarak ödenmeyen kredi alacağının ——poliçesi kapsamında tahsiline ilişkin alacak davasıdır.
Celp ve tetkik olunan—- sayılı takip dosyasının incelenmesinde davacı şirket tarafından dava dışı kredi borçlusu— tarihli ödeme emri ile taşınır rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı, rehin alacağının —işlemiş faiz miktarının — olduğu ve toplam alacak miktarının — olduğu ve dava konusu aracın çalıntı ihbarının yapıldığı —-tarihi itibariyle icra dosyasından alınan kapak hesabına göre bu tarih itibariyle dosya borcunun —olduğu anlaşılmıştır.
Dava dışı kredi borçlusu —- tarihinde vermiş olduğu ifadesinde kendi üzerine kayıtlı —- alanında bulunan park alanına park ettiğini — geldiğinde yerinde olmadıklarını gördüğünü, araçlarının çalındığını, çalan faili meçhul şahıslardan davacı ve şikayetçi olduğu yönünde ifade vermiştir.
—-dosyadan hırsızlık olayını gerçekleştiren faili meçhul şüpheliler hakkında daimi arama kararı çıkarıldığı görülmüştür.
Celp ve tetkik olunan araç tescil bilgilerine göre hırsızlığa konu— plakalı aracın davacı dışı —– adına kayıtlı olduğu ve davacı lehine rehinli olduğu görülmüştür.
Celp ve tetkik olunan — incelenmesinde; poliçenin başlangıç tarihinin —bitiş tarihinin — olduğu, sigorta ettirenin dava dışı — olduğu ve daini mürtehinin davacı — olduğu görülmüştür.
Celp ve tetkik olunan —-incelenmesinde; kredi verenin davacı, kredi kullananın dava dışı — olduğu, toplam kredi tutarının — olduğu ve rehin konusu aracın ———olduğu görülmüştür.
Davalı şirket tarafından sunulan hırsızlık nedeni ile oluşturulan hasar dosyasının incelenmesinde eksper raporunda olumlu görüş ve kanaate varılamadığı, dava konusu aracın yapılan araştırma neticesinde —- ilinde parçalandığı istihbari bilgi elde ettiklerini ve araçların çalındığının şüpheli olduğu yönünde rapor düzenlendiği görülmüştür.
Tarafların tüm delilleri celp olunarak hırsızlığa konu aracın çalındığı tarihteki rayiç değerinin tespiti, davacının dava dışı —- kullandırmış olduğu taşıt kredisinden dolayı aracın çalındığının iddia edildiği tarih itibariyle kredi alacağı olup olmadığının tespiti ve—- kapsamında davalı sigorta şirketinin daini mürtehin hakkına sahip davacıya karşı sigorta teminat limiti kadar sorumlu olup olmadığı hususunun tespiti yönünden bilirkişi heyetinden rapor alınmış olup, bilirkişi heyeti dosyaya sunmuş olduğu — tarihli raporunda özetle; davacı ile dava dışı —- imzalandığını, kredi sözleşmesine konu borç tutarının — olduğunu, sözleşmeye istinaden— maliki olduğu — olarak kararlaştırıldığı, kredi tutarının —tarihleri arasında toplam —- ödenmesinin kararlaştırıldığı, kredi sözleşmesine istinaden davacı şirketin dava dışı—-alacağı bulunduğu ve davacı tarafından dava dışı kredi borçlusu —- aleyhine başlatılan taşınır rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte takip tarihi itibariyle davacının işlemiş faiz ile birlikte —-alacağı olduğu, aracın çalındığı —- tarihi itibariyle ise icra vekalet ücreti, icra harç ve masraflar olmak üzere toplam alacağının —- olduğu rapor edilmiştir.
Araç rayiç değerinin tespiti yönünden yapılan bilirkişi değerlendirmesine göre davaya konu —- plakalı aracın raporun düzenlendiği tarihteki rayiç değerinin —- olduğu, aracın çalındığı tarih olan — tarihindeki rayiç değerinin hesaplanması için —-oranına göre indirim yapıldığında dava konusu aracın çalındığı —– rapor edilmiştir.
Dava dosyası incelendiğinde sigorta yönünden yapılan değerlendirmede ise bilirkişi aracın —- günü çalındığını, araç maliki tarafından ihbar edildiği sigortalı aracın —-park edildiğine ilişkin sigortalı beyanı mevcut olup, davalı sigorta şirketi tarafından aracın —- tarafından çalındığı ve parçalandığına ilişkin araştırma raporunda herhangi bir belge ibraz edilmemiş olup aracın çalınmasının poliçe teminat kapsamında olduğunun, davacının araç maliki —- toplam tutarlı icra takibi başlatmış ve dosya kapak hesabı —- üzerinden davalı sigorta şirketine karşı işbu davayı açmış ve tahsilini talep etmiş ise de icra takibine konu—- davalı sigorta şirketinin sorumlu olmadığını, sigorta şirketinin asıl alacak kaleminden sorumlu olduğunu, davacı tarafından davalı sigorta şirketine aracın çalındığına ilişkin ihbarın —- tarihinde yapılmış olduğu , TTK 1427/2 maddesi uyarınca sigorta şirketinin tazminat ödeme borcunun kendisine yapılan ihbardan — sonra muaccel olacağı , bu hali ile davalı sigorta şirketinin —-tarihinde temerrüde düştüğünü ve davalı sigorta şirketinin —— alacak yönünden sorumlu olacağı yönünde rapor düzenlenmiştir.
Davacıya aracın davalı şirket nezdinde kaskolu olduğu ve davacı tarafından gerçekleştiği ileri sürülen hırsızlık rizikosu tarihinin poliçe yürürlük süresi içerisinde olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kaskolu aracın tentenelerinin gerçekten çalınıp çalınmadığı ve poliçede teminat verilen hırsızlık rizikosunun gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
Mal sigortaları türünden olan —-teminat kapsamını belirleyen — maddesine göre; gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3. kişilerin kötüniyet ve muziplikle yaptıkları hareketler ve fiil ehliyetine sahip olmayan kişilerin yol açacağı zararlar, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bütünü sigortanın teminatı kapsamındadır.
Diğer taraftan, poliçe tanzim tarihi ve olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 1409/1. maddesi uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı maddenin 2. fıkrası hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin —– sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı, ——-uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat yükü sigortalıya geçer.
Bu ilkeler doğrultusunda somut olaya bakıldığında; davacının, sigortalı aracının —– tarihinde park edildiği sokaktan aracın tentenelerinin sökülmek suretiyle çalındığı ve araçta hasar oluştuğu iddia ederek davalı sigortacıya hasar ihbarında bulunduğu; davalı sigortacının ihbar üzerine yaptırdığı araştırma üzerine düzenlenen araştırma raporunda, hırsızlık rizikosunun gerçekleşmediğine ilişkin birtakım tespitler yapıldığı; davacı tarafından olayla ilgili hırsızlık olayının gerçekleştiği —- tarihinde polise müracaat edildiği, olayla ilgili polis memurlarınca tutulan —–tarihli müracaat formu içeriğinde suç yeri görünümü olarak sokak üzerinde park halinde bulunan aracın açılır tavan direklerinin, aracın sağ ve sol tarafındaki direklerin bağlantı plastik ve kollarının kırılmış olduğu ve arka —-zorlamadan dolayı bozulmuş olduğunun tespit edildiği görülmektedir.
Davalı sigorta şirketi hırsızlık olayının şüpheli olduğunu iddia etse de, dosyaya buna ilişkin somut bir delil sunamamıştır. Böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığını ispat yükü sigortacıya düşmektedir.
Bu durumda—–, aracın tentenelerinin sigortalının iddia ettiği gibi çalınmadığının soyut iddialarla değil ancak somut delillerle kanıtlanması gerektiğinden, davalı sigorta şirketince ortaya konulan deliller ispat yükünü tersine çevirecek derecede somut nitelikte olmadığından, oluşan rizikonun ve davacının zararının teminat kapsamında kaldığının kabulü ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, —-vekalet ücretinin davalıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, — tarihinde oybirliğiyle karar verildi.—
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, —-, bilirkişi Raporu, icra takip dosyası, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından dava dışı — —-uyarınca kredi kullandırıldığı ve bu krediye istinaden —- rehin olarak kararlaştırıldığı , davalı sigorta tarafından kredi sözleşmesine istinaden rehin olarak verilmesi kararlaştırılan — tarihleri arasında —sigortalandığı ve poliçede davacı şirketin daini mürtehin olduğu, hırsızlığa konu aracın —- tarihinde çalındığı iddiası ile sigortalı — polise ifade verdiği ve ifade sonrası hırsızlık olayı ile ilgili — dosyasında daimi arama kararı verildiği aynı tarihte sigortalı —- tarafından sigorta şirketine araç çalım ihbarında bulunulduğunu ve davalı sigorta tarafından ihbar sonrası çalıntı araç inceleme raporu düzenlendiği ve rapora göre aracın ihbar olunduğu gibi çalınmadığı ve çalıntı —- parçalandığı istihbari bilgisini elde ettiklerini bu nedenle sigortalıya ödeme yapılmadığı anlaşılmış olup davalı sigorta şirketinin soyut iddiaları dışında yukarıda emsal olarak gösterilen —– kararı uyarınca hasarın teminat dışı kaldığını ispat yükü davalı sigorta şirketine ait olup davalı somut delillerle hasarın poliçe teminatı dışında kaldığı hususunu ispatlayamamış olup davalının bu yöndeki iddialarına itibar edilmemiştir.
Davacı tarafından ödenmeyen kredi alacağından dolayı dava dışı kredi borçlusu —- dosyası ile rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığı ve —rehin alacağı, —- alacağının tahsilinin talep edildiği, bankacı bilirkişiden alınan rapora göre de davacı bankanın kredi sözleşmesinden dolayı dava dışı —– tutarda alacağı bulunduğu ve aracın çalındığının bildirildiği — tarihi itibariyle davacı bankanın dava dışı kredi borçlusundan icra müdürlüğünce hazırlanan kapak hesabına göre asıl alacak ve fer i leri ile birlikte—- olduğu, davacı tarafından davalıya bu tutarın poliçe kapsamında ve daini mürtehin hakkına sahip kredi alacaklısı olarak ödenmesi için —- tarihinde başvuruda bulunulduğu, davalı sigorta şirketinin temerrüdünün TTK 1427/2 maddesi uyarınca ihbar tarihinden — gün sonrası —tarihinde gerçekleştiği, bilirkişi raporunda her ne kadar davalı sigorta şirketinin asıl borçtan sorumlu olduğu, — olmadığı yönünde görüş bildirilmiş ise de davalı tarafından düzenlenen poliçede davacı taraf daini mürtehin sıfatına sahip olup , davalı sigorta şirketi sigortalısına karşı sorumlu olduğu poliçe limiti kadar davacıya karşı da sorumlu olup davacının kredi borçlusu —- talep edebileceği hırsızlık olayının meydana geldiği tarihe kadar ki işlemiş faizi, icra vekalet ücreti, tahsil harcı ve bunun gibi ferilerini daini mürtehin hakkı sahibi olarak ——poliçesini düzenleyen davalıdan da talep edebileceği, hırsızlık olayına konu—aracın çalındığı tarih olan —- tarihindeki anlık ———-rayiç değerinin bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere —olduğu, davacı talebinin ise —olduğu ve davacının zararının poliçe limitleri dahilinde olduğu ve hasar bedelinden sorumlu olduğu, tarafların tacir olması nedeni ile temerrüt tarihinden itibaren alacağa ticari avans faizi uygulanması gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1.Davanın kabulü ile ;— sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ——alacağın —-tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 12.831,48 TL harçtan daha önceden peşin olarak olarak ödenen toplam 3.207,88 TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 9.623,60 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 21.598,94 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 3.207,88 TL peşin harç, 8,50 TL vekalet ücreti, 2.850,00 TL tebligat, posta, bilirkişi ve diğer masraflar olmak üzere toplam 6.125,68 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının yatırana iadesine,
6-Arabuluculuk aşamasında —– tarafından ödenen arabulucu ücreti 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———- Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/03/2022