Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/490 E. 2022/335 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/490
KARAR NO : 2022/335

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/07/2021
KARAR TARİHİ : 28/04/2022

DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu ——– harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Müvekkil —— hususunda anlaşmış ve karşılığında—- alacağı hizmet karşılığında teslim etmiş olduğunu, ancak geçen zaman içerisinde davalı tarafından müvekkilin işyerine ait —- dair tek—– dahi çakılmamakla birlikte müvekkil defalarca davalıyı ‘işi yapmayacak ise çekleri iade etmesi’ hususunda görüşse bile davalı üzerine aldığı sorumluluğu ifa etmediği gibi çeklerin iadesini de gerçekleştirmemiş olduğunu, nitekim davalıya ait mali defterler sayın mahkemece incelendiğinde iş bu hizmet karşılığı taraflar arasında gerçekleştirilen —- davalı tarafça ifa edilmediği müvekkile hiçbir fatura kesmediği müvekkil nezdinde çeklerin karşılığı gelecek hizmeti vermediği —– ortaya çıkacak olduğunu, müvekkil —– kesmiş aldığı hizmetlerin ——– karşılığını—- tacire yakışır şekilde sorumluluklarını yerine getirmiş yıllardır süre gelen — sıfatının hakkını layıkı ile yerine getirmiş ve hiçbir zaman çeklerinde ödemelerinde şirketine —getirecek en ufak bir ödemezlik ya da gecikmeye dahi mahal vermediğini, müvekkil dürüst ahlaklı bir tacir olarak —olan dürüstük ve iyi niyet kuralları dahilinde davalıya yukarıda seri ve tarihlerini belirttiğimiz çekleri alacağı hizmet karşılığı imza etmiş ancak gelinen bu noktada ticaret hayatı boyunca ilk kez karşılaştığı bu durumla mağdur edilmek istenmekte olduğunu, müvekkilin muhasebecisi tarafından da davalı aranmış taahhütt edilen işlerin yapılmadığı bu nedenle çeklerin iade edilmesi gerektiği söylense de muhasebeye ne yapılan işlere dair ispat niteliği olan bir fatura ne de çek iadesi yapılmamış olduğunu, davalı tamamen haksız kazanım yolu ile müvekkilini mağdur etmenin kendisini de yapmadığı İş karşılığı haketmediği ödeme aracı olan çeklerin tahsili ile zenginleştirmekte olduğunu, yukarıda izah ettikleri tüm nedenler doğrultusunda müvekkilin telafisi imkansız zararlara uğramaması adına iş bu tedbir talepli davayı açma zorunluluğumuz hasıl olduğunu, söz konusu çeklerin müvekkil şirkete teslim edildiğine dair ya da eğer bir hizmet verildi ise verilen hizmete karşılık alınan çeklerin faturası hiçbir şekilde müvekkile verilmemiş olduğunu, çek bedellerinin talep edilebilmesi bakımından çeklerin iptaline karar verilmesini ve müvekkilin zarara uğramaması için çekler hakkında ödeme yasağı kararı verilmesini talep etmek zorunluluğu doğmuş olduğunu, tacir olan müvekkilin ticareti piyasa ve bankalar nezdindeki güvenilirliğinin ve ticari kariyerinin telafisi imkansız derecede bir zararla kaybolmaması için öncelikle tedbir talebimizin kabulü ile müvekkilimizin ileride telafisi imkansız kararlara uğramasının önüne geçilmesi maksadıyla;—– çek numaralı, toplam —- tutarındaki çekleri üzerine uygun görülecek teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilerek ödeme yasağı konulmasına kararın verilmesini arz ve talep etmişlerdir.
CEVAP :
Davalı vekili —- tarihli cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafça çek iptali davası açıldığını, usuli yönden itirazları olarak; davanın dava şartları yokluğundan reddinin talep edildiği, çek iptali davası açabilmek için çekin zayi olması şartı arandığını, kıymetli evrak vasfında olan çekin kaybolması, çalınması, yanması, yırtılması, veya başka herhangi bir şekilde kullanılamaz hale gelmesi durumlarında çekin zayi olduğunu, TTK 651.maddesine göre çekin zayi olması durumunda iptaline karar verileceğini, çek zayi olmadığı müddetçe çek iptali davasının açılamayacağını, çek iptali davasını açmaya çekin zayi olması durumunda çekin lehdarı veya hamilinin yetkili olduğunu, davacının çekin keşidecisi olması nedeniyle iş bu çek iptali davasını açamayacağını, HMK 119.maddesine göre eksik harcın tamamlattırılmasının gerektiğini, davanın esası yönünden ise; davaya konu çekleri davacı taraftan hatır çeki oarak aldıklarını, hatır çeklerinin bedellerini davacı şirketin yetkilisinin o dönemde ortağı olan —- parça parça ödendiği, taraflar arasında her hangi bir ticari ilişki bulunmadığını, hatır çeki karşılığı bedellerin davacı tarafın bildirdiği hesaba ödendiğini, davalı tarafça davacı tarafa fazladan ödeme nedeniyle borç para verildiğini, alacaklı tarafın davalı şirket olduğunu, hizmet ilişkisini davacı tarafın ispatlaması gerektiğini, davanın reddinin talep edil
DELİLLER :
——Müdürlüğü müzekkere cevabı,
—— Müdürlüğü Müzekkere cevabı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizin 16.11.2021 tarihli celsesinde: Dava dilekçesi ile davacı tarafından davalı aleyhine hasımlı olarak çek iptali ve ödeme yasağı konulması talepli dava açıldığı, iş bu davanın açılabilmesi için Kıymetli Evrakın zayi olması nedeniyle çek iptali davasının açılması, dava sırasında zayi olduğu ileri sürülen çekin kimin elinde olduğu belli olması halinde, çeki elinde bulundurun kişiye karşı çekin istirdatı davasının açılması için yetki ve süre verilmesinin gerektiği, mahkememiz nedinde açılan davada çekin zayi olduğunun ileri sürülmediği, mahiyeti itibari ile menfi tespite yönelik beyanları içerdiği, ancak dava dilekçesi içeriği ile dava konusu ve talep sonucu arasında çelişki bulunduğu, dava konusu ve talep sonucu olarak çekin zayi olması sonucuna bağlı talepler olan çekin iptali ve ödeme yasağı konulmasının talep edildiği tespit edilmiştir.
Mahkememizin 16.11.2021 tarihli celsesinde davacı vekiline dava konusu ve talep sonucunu HMK 31. Maddesine açıklamak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine, kesin sürede dava konusunun ve talep sonucunun açıklanmaması halinde çekin zayi nedeniyle kıymetli evrakın (dava konusu çeklerin) iptali ve ödeme yasağı konulması talebinde bulunanın çeklerin keşidecisi olması nedeniyle davanın reddine karar verileceğinin duruşma tutanağının tebliği ile ihtarına karar verilmiş, davacı vekili verilen kesin süre içerisinde beyanda bulunmamıştır.
Davalı vekili mahkememizin 28.04.2022 tarihli celsesinde: “Davacı taraf mazeretsiz olarak dosyayı takip etmese de davayı takip ediyoruz, davacı taraf mahkemece verilen kesin süre içerisinde talep sonucunu açıklamamıştır, açılan dava keşideci tarafından düzenlenen çekin iptaline ilişkindir, davacı taraf davaya konu çekin hamili olmadığından davanın reddi gerekmektedir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dava dilekçesi incelendiğinde davacı taraf keşidecisi olduğu ——çeklerin iptalini talep etmektedir.
Mahkememizce uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan yargılama sonunda(Ay. m.141); sunulan deliller, talebe konu kambiyo senedi bilgileri, iddia ve beyanlar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; 6102 sayılı TTK’nın 757/1 maddesine göre kıymetli evrakın iptalini ancak evrak üzerinde hak sahibi olan lehtar veya yetkili hamilin isteyebileceği, keşidecinin ise senet hamilinin ortaya çıkmasından sonra ancak menfi tespit veya istirdat davası açabileceği, dava dilekçesinde iptali istenen çek yaprağının keşidecisinin davacı olduğunun beyan edildiği, bu itibarla davacının çek hamili sıfatının bulunmadığı, çekin keşidecisi olduğu, keşideci sıfatı ile kıymetli evrakın iptali davası açtığı ve mahkememizce davanın menfi tespit davası olarak tespit edildiği, keşideci olan davacının kıymetli evrakıp iptaline ilişkin açma ehliyeti bulunmadığı,—- Karar sayılı ilam) sonuç ve vicdani kanaatine varılarak aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının dava konusu çeklerin keşidecisi olduğundan davanın REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 1.707,75 TL harcın alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.627,05 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan—- ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
5
-Karar k
li kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.