Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/471 E. 2022/586 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/471
KARAR NO: 2022/586
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/07/2021
KARAR TARİHİ: 14/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili—— tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında bir takım malların alım satımının olduğu bir ticari ilişki olduğunu, müvekkili şirketin teslim etmesi gereken tüm malları tam ve eksiksiz teslim ederek edimini ifa ettiğini, davalının ise üzerine düşen edimini ifa etmediğini, bunun üzerine alacağın tahsili için davalı şirket aleyhine —– icra takibi yapıldığını, davalını takibe haksız ve kötü niyetli olarak itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının itiraz dilekçesinde ticari ilişkinin ——- belirtildiği üzere icra takibinden önce davalı yana gönderilen ihtarname ve ekleri olduğunu, bu sebeple davalının takibe konu içeriği bilmediği yönündeki iddiasının dinlenemeyeceğini, söz konusu faturalara ilişkin olarak davalı şirket tarafından —– bedelli —- adet faturaya fiyat farkı faturası kesildiğini, faturaların tamamının müvekkili şirketin ticari defterlerine kaydedildiğini, müvekkili şirket tarafından kesilen —- olduğunu, davalı tarafından bu faturalardan ilk —– adedine kesilmiş fiyat farkı faturalarının ise — olduğunu, bu verilere göre davalının ödemesi gereken tutarın—- olduğunu, toplamda ise davalı şirketin cari borcunun —- olduğunu, ancak davalının fiyat farkı faturalarından sonra kalan bedel için herhangi bir ödeme yapmadığını, davalı tarafın süresinden çok sonra kalan bedeller için —- farkı faturalarının üstüne —– tarihinde ikinci kez — tarihli —— bedelli fiyat farkı faturaları kestiğini, bunun haricinde müvekkili tarafından düzenlenen —- bedelli, fatura içinde, davalı tarafından; —– bedelli iade faturası kesildiğini, davalının yukarıda belirtilen iade faturalarının davalı şirkete ——– nolu ihtarnamesi ile iade edilerek toplam cari borç bildirilerek ödenmesi ihtarında bulunulduğunu, davalının ihtara karşılık vermediğini, bunun üzerine icra takibi yapılmasının zaruri hale geldiğini, faturalarda belirtilen tüm ürünlerin tam ve eksiksiz bir şekilde sevk irsaliyeleri ile davalı şirkete teslim edildiğini, zaten malların teslimi konusunda bir ihtilafın bulunmadığını, zira davalı tarafından kesilen iade fiyat farkı faturalarının bunun ispatı olduğunu, davalı tarafın kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davalının itirazının alacağı sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu, tacir olan davalının fiyat farkı faturaları kestikten çok çok sonra tekrar fiyat farkı faturası kesmesinin kabul edilemez olduğunu, davanın açılmasından önce dava şartı olan arabuluculuk başvurusunun taraflarınca yapıldığını, ancak yapılan toplantıda davalı ile anlaşma sağlanamadığını belirterek resen nazara alınacak hususlar ışığında fazlaya, faize, faiz oranlarına, hesap hatalarına ve diğer fer’i haklara ve fazlaya ilişkin bütün talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile;———-dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin icra takibinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte devamına, borçlunun % 20 den az olmamak kaydı ile kötü niyet/icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili—– havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın HMK 329. madde manasında kötüniyetle ikame olunan bir dava olduğunu, davacı tarafın HMK 329. madde uyarınca kötü niyetle ve haksız dava açıldığının yargılama ile anlaşılacağını, disiplin para cezasına da hükmedilmesine karar verilmesi gerektiğini, sundukları teslim belgelerinden de anlaşılacağı üzere davacının müvekkilden hiçbir alacağı olmadığını ifade ile iktifa ettiklerini, davacının dava dilekçesinde —-alacağı olduğundan bahisle açtığı davada hesaba katmadığı hususun —— davalıya teslim edilmiş gerçeği olduğunu, taraflar arası ticari ilişkide en başta dikkat çeken hususun —- tutarlı mal sattığını iddia edenin —- fiyat farkını kabul etmesindeki —– olduğunu, nasıl, ne tür, hangi evsafla mal satılmış ki —— farkı bindirdiği malın fiyat farkına dair faturaları kabul ettiğini, ortada basit bir dolan hikayesi olduğunu, davacının malına—- olamayacağından mesele ayıp halini almış olduğundan davacının müvekkiline ne verdi ise aynısı ile iade edildiğini ve davalı tarafça da teslim alındığını, müvekkilinin iade ettikleri dışında davacıdan bir mal ya da başkaca bir hizmet almadığını belirterek davanın reddine, davacı tarafın HMK 329. madde uyarınca kötü niyetle ve haksız dava açıldığının yargılama ile anlaşılacağı üzere disiplin para cezasına da hükmedilmesine, kötü niyeti aşikar olan davacının % 20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, faturadan kaynaklı cari hesap alacağının tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, İİK.nun 67 vd.maddelerine dayanmaktadır.
Tarafların tüm delilleri celbolunarak dava dosyası ve taraf şirketlere ait ticari defter, kayıt ve dayanak belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır. Alınan raporun dosyadaki verilere uygun ve gerekçeli olup, denetime elverişli olması nedeniyle hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasında cari hesaba dayanak yapılan faturalardan kaynaklı ticari ilişki bulunduğu, faturalar konusu malların davacı şirket tarafından davalı şirkete teslim edildiği, teslim edilen mallar nedeniyle davacı tarafın düzenlediği faturalara karşılık davalı tarafın bir kısım fiyat farkı ve iade faturaları düzenleyerek davacı tarafa tebliğ ettiği hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı taraf faturaya konu ve kendilerine teslim edilen malların istenilen nitelikte olmaması nedeniyle davacı tarafa iade ettiklerini ve bu iade nedeniyle iade faturası düzenlendiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Dolayasıyla taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı tarafından davalıya satılarak teslim edilen malların yeniden davacı tarafa teslim edilip edilmediğinden kaynaklanmaktadır.
Mali bilirkişi aracılığı ile davacı şirkte ait ticari defterlerin incelenmesinde; davacı şirket tarafından davalı tarafa—– adet fatura ile mal satışı yapıldığı, davalı tarafından da davacı tarafa —-adet fiyat farkı faturası kesildiği, davacı satıcının bu fiyat farkı faturalarını kabul ederek davalı tarafın alacağına kaydettiği davalının davacıya —-gönderdiği, yine davalının istemi üzerine davacının —- tarihinde davalı tarafa banka yolu ile —–gönderdiğinin kayıtlı bulunduğu, davalı şirkete ait ticari defterlerin incelenmesinde de; davacı tarafın düzenlediği— adet fatura ile kendisinin düzenlediği —- adet fiyat farkı faturasının kayıtlı bulunduğu, bu faturalar yönünden her iki tarafın kayıtlarında bir uyuşmazlığın bulunmadığı, davalı tarafın —- yılında davacı borcuna kaydettiği ve ikinci kez düzenlediği ——— farkı faturası ile — adet iade faturasının davacının usulüne uygun tutulan ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı tarafın—- yılında davacı alacağına kaydettiği —– faturasının da davacı defterlerinde kayıtlı bulunmadığı —— tespit edilmiştir. Yapılan bilirkişi incelemesine göre; taraflar arasında alış verişe konu —-olduğu, davacının davalıya —-bedelli ve——- kesildiği, bu faturanın da davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafın davacı tarafa kestiği ve davacının da kabul ederek defterlerine kayıtladığı —- tarihli fiyat farkı faturalarından sonra davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı tespit edilmiştir. Davalı tarafından süresinden çok sonra —– tutarlı fiyat farkı faturaları düzenleyerek gönderdiği, bu fiyat farkı faturalarını davalı taraf malın iadesi faturası şeklinde olduğunu savunmuştur. Keza davalı tarafından davacının — tutarlı — faturasına karşılık da yine süresinden çok sonra —- bedelli ——- faturasını gönderdiği görülmüştür.
Davacı tarafından davalı tarafa keşide edilen ve davalı tarafa — tarihinde tebliğ edilen—-ihtarnamesi ile davalının—- tarihinde ikinci kez düzenlediği —- adet fiyat farkı faturası ile —tarihli iade faturasını davalıya iade ettiği ve toplam cari alacağını bildirerek borcunu —- içerisinde ödenmesini talep etmiştir.
Davalı taraf savunmasında davacının teslim ettiği malların işe yaramaz vasıfta olduğunu iddia etmiş ise de bu yönde davacı tarafa TTK 23.madde kapsamında ayıp ihbarında bulunduğuna ilişkin bir delil sunulmadığına ilişkin herhangi bir ayıba ilişkin tespite yönelik delil de sunulmamıştır. Davalı yan savunmasında malların —-tarihinde teslim alan kısmında —- adet teslim tutanağı sunmuştur. — adet tutanakta iade alınan malların toplamda—olduğu görülmüştür. Ancak teslimin sevk irsaliyesi bulunmamaktadır. Yine —- ilişkin de sevk ve teslim irsaliyesi bulunmamaktadır. Davalı tarafın ikinci kez fiyat farkı faturalarının birincisi—- olmasına rağmen malın iadesi savunmasına dayanak yapılan teslim tutanağının tarihinin ise —- Davalı tarafın savunmasına dayanak yaptığı ve incelenen — tarihli — adet fiyat farkı faturası ile —– tarihli ısı ölçer iade içerikli faturaları kapsamında düzenleme saati ve şirket yetkilisinin imzasının bulunmadığı anlaşılmaktadır.——sayılı özelgede; —— uygulamasına kayıtlı olan mükelleflerin aralarında yapmış oldukları mal ve hizmet alım satımları nedeniyle düzenlemek zorunda oldukları elektronik faturalarda düzenleme tarihi yanında düzenleme zamanının da saat ve dakika olarak gösterilmesi suretiyle elektronik faturanın alınacak ——– ifadesinin yazılması ve satıcı veya yetkilisi tarafından imzalanması halinde ancak herhangi bir izne gerek bulunmadan irsaliye olarak kullanılmasının mümkün olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle davalı tarafın savunmasına mahkememizce itibar edilmemiştir.
Yapılan yargılama sonucunda tüm deliller, alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında cari hesaba dayanak yapılan faturalardan kaynaklı ticari ilişki bulunduğu, faturaların her iki tarafça ——— bildirildiği ve bu faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve fatura konusu malların davacı tarafından davalı tarafa teslim edildiği, davacı tarafından düzenlenen faturalara karşı davalı tarafça düzenlenen ilk fiyat farkı faturalarının her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, sonrasında davalı tarafın ikinci kez fiyat farkı faturaları ile bir adet iade faturası düzenlediği, bu faturaların davacının defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi davalı tarafa iade edildiği, davalının savunmasında ileri sürdüğü alım satıma konu malların ayıplı olması nedeniyle davacı yana iade edildiği hususunun davalı tarafça ispatlanamadığı, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan —– alacağı bulunduğu vicdani kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KABULÜ ile davalının ——- takip dosyasına yaptığı itirazın İPTALİ ile; TAKİBİN DEVAMINA, ayrıca asıl alacak yönünden takip tarihinden itibaren yıllık—– değişen oranlarda avans faizi de uygulanmasına,
2-Hükmolunan alacak miktarı bilinir ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Başlangıçta peşin olarak alınan —–alınması gerekli olan —- harçtan mahsubu ile bakiye—– karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Arabuluculuk aşamasında —- tarafından ödenen arabulucu ücreti 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 59,30 TL, peşin harç 27.603,58TL, posta ve tebligat gideri 182,00 TL, bilirkişi ücretleri 2.000,00 TL olmak üzere toplam 29.844,88 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 213.276,86 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı ve vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/09/2022