Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/449 E. 2021/582 K. 14.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/449
KARAR NO : 2021/582

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/01/2020
KARAR TARİHİ : 14/07/2021

DAVA :
Davacı vekili mahkemeye sunduğu 21/01/2020 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında ————imzalandığını, bu sözleşme gereğince de———— üstlendiği———— niteliğindeki bağımsız bölümün müvekkiline satılması ve devredilmesinin vaad edildiğini, müvekkilinin taşınmazı —- —- ödendiğini, müvekkilinin düzenleme şeklindeki —– sözleşmesinden doğan tüm edimlerini yerine getirdiğini, bugüne kadar sözleşmeye konu bağımsız bölümün tesliminin gerçekleşmediğini, müvekkilinin hak kaybına uğradığını, işbu nedenle, bağımsız bölümün süresinde teslim edilmemesi nedeniyle sözleşmeden döndüklerini, ödenen bedellerin ticari faizi ile iadesini talep ettiklerini, müvekkilinin —————bağlı kredilerin belirli bir mal alınması ya da belirli bir satıcıyla sözleşme yapılması amacıyla kurulmakta olduğunu, satım/hizmet sözleşmesinin herhangi bir sebeple geçersiz olması ya da sona ermesi halinde, kredi sözleşmesinin de sona erdiğini, bu nedenle Kredi Sözleşmesinin feshini talep ettiklerini, davalı şirketin edimini yerine getirmeyerek taşınmazı zamanında teslim etmemesi nedeniyle—- ihtarın keşide edildiğini, sözleşmeyi feshettiklerini bildirerek yapılan tüm ödemelerin talep edildiğini ancak müvekkiline ödeme yapıladığını, bunun üzerine — başvurulduğunu arabulucuda da anlaşma sağlanamadığını, ———– bağlı kredi kullanıldığı ve zamanında taşınmazın teslim edilmediği gerekçesiyle konut kredisi sözleşmesinin feshini talep ettiklerini bu konuda da arabulucuda anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı —– şirketiyle yapılan satış sözleşmesinin feshi ile toplamda 172.842,98 TL ticari avans faizi ile davalı——tahsiline, kredinin bağlı kredi olması sebebiyle dava tarihinden sonraki kredi taksitlerinin tedbiren durdurulmasını ve kredi sözleşmesinin de feshine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi ve tensip zaptı davalıya usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
CEVAP :
Davalı —– mahkemeye sunduğu — havale tarihli cevap dilekçesinde özetle;— amaçlı taşınmazın tüketici işlemi ile—-hallerde söz konusu ilişkiden doğacak uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olması sebebiyle davanın görev yönünden reddini talep ettiklerini, davalının temerrüde düşmüş olmasının dava şartı olarak düzenlendiğini, davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, davacı tarafından imzalanan Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmesi’nin 3.2 maddesinde düzenlemesi ile taşınmazın süresinde teslim edilememesi halinde taraflarca mutabık kalınan yaptırımın belirlendiğini, bu hususa rağmen davacının bedel iadesi talebinde bulunmasının sözleşmeye, hakkaniyet ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, —— alınması, devam eden süreçte——- müvekkili şirkete kayyum olarak atanmasının, , sözleşmenin akdedilmesi esnasında öngörülmesinin mümkün olmadığını, bu süreçte yeni —– tarafından , şirket kayıt ve mali kaynaklarını incelenerek yeni bir planlama yapılması için zamana ihtiyaç duyulmuş olup; yaşanan olumsuz gelişmeler nedenleriyle teslimlerin gecikmesi davalı müvekkil şirketin kusurundan kaynaklanmayan durumlar olduğunu, dava ikame edilmeden önce davalı müvekkilin temerrüde düşürülmediğinden davacı yanın faiz taleplerinin reddi gerektiğini,
HMK uyarınca dava konusu talebi karşılar nitelikte tedbir kararı verilmesi mümkün olmadığından kredi ödemelerinin durdurulması yönünde karar verilmesinin mümkün olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı—— tarihli cevap dilekçesinde özetle; Görev ve husumet itirazlarının bulunduğunu, müvekkili —– satıcı ile davacı arasındaki satış sözleşmesinin tarafı olmadığı gibi sözleşmenin —-de olmadığını, kanunda ya da sözleşmede böyle bir yükümlülüğü de olmadığını, bu anlamda bağlı kredi hükümleri dışında —–sair hükümleri sebebi ile sorumluluğu bulunmadığını, davacının müvekkili bankaya bu aşamada husumet yöneltmesinin de mümkün olmadığını, bu ilişkide müvekkil — ——, müşterisinin bizzat kendisinin belirlediği—-sağlamaktan ibaret olup, sözleşmede bu husus özellikle ve açıklıkla vurgulandığını, Banka bu ilişkide, hiçbir biçimde —– arasındaki sözleşmenin tarafı olmadığı gibi, Satıcının —— olmadığını; sözleşmeden veya Kanundan kaynaklanan böyle bir sıfatı/sorumluluğu da bulunmadığını, Bankanın sorumluluğu ve sınırının 6502 sayılı kanunun 35.maddesi ile sınırlı olduğunu, hal böyle olunca davacının, bu madde kapsamı dışında kalan ve satıcı ile aralarındaki sözleşme ilişkisinden kaynaklı taleplerini Bankaya yöneltmesinin hiç bir yasal dayanağı bulunmadığını, konutun teslim edilmemesi halinde —– 6502 sayılı yasanın 11.maddesinde düzenlenmiş olup tüketici kullanmak istediği hakkını (sözleşmeden dönme veya diğer) belirledikten sonra usulüne uygun şekilde —– müracaat etmesi, —- ile aralarındaki sözleşmenin —-kazandıktan sonra kredi kuruluşu Bankaya müracaat etmesi gerektiğini, Bankanın yasal sorumluluğunun başlaması için tüketicinin satıcı ile arasındaki sözleşmenin akıbetinin hukuken kesinleştirmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT:
————– sayılı görevsizlik kararı ile dosyanın mahkememiz esasına kaydedildiği,
Görevsizlik kararı veren mahkemede davalı vekillerince ayrı ayrı görev itirazında bulunularak görevsizlik kararı ile dosyanın görevli ve yetkili Tüketici Mahkemelerine gönderilmesinin talep edildiği,
Mahkememizce re’sen görev itirazlarının değerlendirildiği,
Davacı ile davalılardan—– Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin konusu bölümünde sözleşmeye —— olduğu,
Yine davacı ile davalılardan——– imzalandığı, kredi sözleşmesinin tüketici kredisi mahiyetinde olduğu,
Davacı ile davalılar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işleri mahiyetinde olduğu, 6502 Sayılı THKK 3/1-ı maddesi delaleti ile aynı kanunun 73. Maddesine göre tüketici işlemlerine bakmakla görevli ve yetkili mahkemelerin Tüketici Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliği ile dosyanın görevli ve yetkili —-Mahkemelerine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli —— TÜKETİCİ MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.