Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/391 E. 2021/788 K. 28.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/391 Esas
KARAR NO : 2021/788

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/06/2021
KARAR TARİHİ : 28/10/2021

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu——- havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; ———-bulunan —— maddi hasarlı kaza meydana geldiğini,——– — ve davalı sigorta şirketi ——- icra takibine başlattıklarını, icra dosyası müvekkili——- yönünden kesinleştiği ve dava dilekçesi ekinde sunulan —- anlaşılacağı üzere dosya borcunun müvekkilinden tahsil edildiğini, davacı şirkete ——- bulunması nedeniyle ödemenin —- yapılması gerektiği halde, müvekkilin çalışanı olan diğer müvekkil tarafından ödeme yapılması nedeniyle —- mağduriyet yaşadığını, dava konusu kaza olayı nedeniyle meydana gelen zarar müvekkiller tarafından ödendiği ancak takibe konu borcun muhatabı müvekkil şirket olmadığını, müvekkillerinin ödemek durumunda kaldığı —– davalı şirketin sorumlu olduğunu, dava konusu ödemenin kaynağı niteliğindeki kaza olayının karayolunda meydana geldiğini, Yargıtay görüşleri de karayolu bağlantısı niteliğindeki alanlardaki meydana gelen kazaların —-olduğu yönünde olduğunu beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili ———- beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava——– dosyasından dolayı davalıya ———— istirdadı davasıdır.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen ——– dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosyada ——tarafından tanzim——- olduğu, sigortalısının ——— ——– ile sınırlı olduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
6325 sayılı yasanın 18/A maddesinde;” İlgili kanunlarda ———–olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise—– hükümler uygulanır.
Davacı, ———–sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın—-bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.—- dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde yapılan düzenleme karşısında —— dava şartı olduğu uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmamış olması halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir.
6102 sayılı TTK’nın 7155 sayılı yasa ile eklenen 5/A maddesinin 1. Fıkrasında; ” Bu kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan— başvurulmuş olması dava şartıdır.” ifadelerine yer verilerek ticari davalar bakımından — şartı haline getirilmiştir.
Dava, davacı ——– nedeniyle dava dışı 3. Kişilere ödediği tazminatın davalı —- rücuen tahsili istemine ilişkindir. Dava — kaynaklı olması nedeniyle mutlak ticari dava niteliğinde olup davadan önce — şartıdır. Davacı —- önce —başvurmamış olduğu anlaşıldığından —- davanın — dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı ————– dava yönünden yapılan incelemede; eldeki davanın üçüncü kişilere ödenen tazminatın iç ilişkide rücuna ilişkin olması nedeniyle eldeki davayı ancak 3. Kişiye tazminat ödemesi yapan açabilir.
Dava dışı ——-davanın davacıları ve davalısı aleyhine icra takibi yaptığı davacı——-. Yönünden takibin durduğu, —— takibe itiraz etmemesi nedeniyle takibin —- yönünden kesinleştiği ve —– tarafından yapılan ödeme ile icra dosyasının —kapatıldığı, dava dilekçesinde de davacı vekilinin icra dosya borcunun —- edildiğini beyan ettiği, davacılar vekili tarafından sunulan—— ödemeyi davacı şirket adına yaptığı beyan edilmiş ise de dava dilekçesindeki beyanlarından dönmesi mümkün olmadığından bu iddiaya itibar edilemeyeceği, bu kapsamda—– aktif husumet ehliyeti bulunmadığı sonuç ve vicdani kanaatine varılmış ve aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1———–açtığı davanın—— olması nedeniyle REDDİNE,
2——– açtığı davanın —-yokluğu nedeniyle REDDİNE,
3-Harçlar yasası gereğince, alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 967,13 TL’den mahsubu ile fazla alınan ‭907,83‬ TL’nin davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca—— tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın davacı tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.