Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/390 E. 2022/923 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/390
KARAR NO : 2022/923

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/06/2021
KARAR TARİHİ : 22/12/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davaya konu ——- ———— sigortalı —– —- müvekkilin——- olmadan — — kaldırması ile —————-parmağının sıkışması sonucunda sağ el işaret parmağının koptuğunu, bunun üzerine — sayılı dosyası————- aleyhine dava açıldığını, bu dosyada yapılan yargılama esnasında alınan kusur raporunda davacının kazanın meydana gelmesinde %10 kusurlu ve davalının sorumluluğunu üstlendiği sigortalısının ise %90 kusurlu bulunduğunu, aynı şekilde mahkemece alınan rapora göre davacının sakatlık oranının %4,3 olarak tespit edildiğini—sayılı kararına göre ———-maddi tazminatın —– tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalının sorumluluğunu —— tahsiline karar verildiğini ve kararın kesinleşmiş olduğunu, söz konusu davalı ————– yapmadığından ötürü alacağın tahsil edilemediğini, davalının sorumluluğunu ——– adına — ve söz konusu poliçeye göre üçüncü — altına alınmış olduğunu, poliçe teminatının —- olduğunu, davacı nezdinde meydana gelen zararın —–dahilinde işbu poliçe kapsamında ödenmesi gerektiğini, söz konusu rizikonun — Poliçesi Genel Şartları arasında sayılan istisnalar kapsamına olmadığını belirterek şimdilik 1.000 TL tazminatın fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere olay tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle, davaya konu zarar ile ilgili kesinleşmiş karar mevcutken, müvekkil —aleyhine iş kazasından ötürü tazminat talepli davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edilmesinin mümkün olmadığını, davacının bu davayı açmakta hukuki yararın bulunmadığını, müvekkili şirketçe tanzim edilen —– olmadığından davaya konu iş kazası bakımından müvekkili ——– sorumluluğunun bulunmadığını, davanın görevsiz ve yetkisiz mahkemede açıldığını, delillere karşı beyanda bulunma haklarını saklı tuttuklarını, poliçede üçüncü şahıs —– bir hasarda — üzere hasarın %10’u oranında muafiyet bulunduğunu, müvekkil şirketin sorumluluğunun doğabilmesi için öncelikle sigortalının sorumluluğunun tespitinin gerekeceğini, davacının maluliyet durumunun tespitinin gerekeceğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, — davacıya yapılan tüm ödemelerin tespitinin gerekeceğini, müvekkil şirketin sorumluluğunun kazanın kendisine ihbarı ile temerrüde düşmesinden itibaren başlayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce davalı—– müzekkere yazılarak poliçe ve hasar dosyasının istenmesine karar verilmiş olup, müzekkere cevabı dosya içerisine alınmıştır.
Mahkememizin—- davanın, işveren —- poliçesinden doğan tazminata ilişkin olduğu, dava tarihi itibari ile yürürlükte bulunan TTK 4. Maddesi kapsamında davanın ticari dava olduğu anlaşılmakla davalı — vekilinin HMK 114/1-H kapsamında hukuki yararı bulunmadığı yönündeki itirazının reddine, Mahkememizin görevli olması nedeni ile davalı vekilinin görev yönünden itirazının reddine, kazanın meydana geldiği yerin ——- hudutlarında olduğu, —- yargı alınında bulunduğu, HMK 16. Maddesine göre Mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
— dosyasının incelenmesinde iş bu davanın davacısı tarafından davalılar– açılan tazminat davasında davalı işyerinde —olarak çalışan davacının ——————– üzerine oturtulmak üzere ————————sıkışması sonucu ——— kopması suretiyle yaralandığı ve bu kaza nedeniyle % 4,3 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği , alınan kusur bilirkişi raporuna göre olayda kazalı işçinin %10, dava dışı—- %50, davalı —– %20 ve —%20 oranında kusurlu oldukları, belirlenen kusur oranları göz önünde bulundurularak hazırlanan — tanzim tarihli hesap bilirkişi raporunda meydana gelen iş kazası nedeniyle davacının uğramış olduğu maddi zararın davacının alabileceği emsal ücret miktarlarına göre 3 seçenek halinde hesaplama yapıldığı, — cevabında bildirilen emsal ücret miktarının davacı iddiası ve dinlenen davacı tanığı beyanıyla örtüştüğü görülmekle —-bildirilen ———- miktarına göre hesaplanan 2. Seçenekteki miktar doğrultusunda davacıya ödenmesi gereken maddi tazminat miktarının 65.462,52TL olduğu, davacının sağ el işaret parmağının 2. boğumdan itibaren kopmuş olması nedeniyle bu durumun davacıda meydana getireceği psikolojik travma, üzüntü ve elemin yoğunluğu dikkate alındığında davacının davasının kısmen kabulü ile — maddi tazminatın , 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, verilen kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiği görülmüştür.
— sayılı dosyasının incelenmesinde iş bu dosyanın davacısı olan katılanın, sanık—- — — demir ustası olarak çalıştığı, olay tarihinde telsiz onayı olmadan ——-kaldırması ile demir ve—- arasında parmağının sıkışması sonucu sağ el işaret parmağının koptuğu, —tarihli — raporunda katılanın yaralanmasının basit tıbbi bir müdahale ile giderilemeyecek, vücudundaki kemik kırığının hayat fonksiyonlarını orta (2) derecede etkileyecek nitelikte olduğunun bildirildiği,— raporunda olayın 5510 Sayılı Kanunun 13. Maddesine göre bir iş kazası olduğunun, sanık –tali kusurlu olduğunun, —— vekili konumunda olan yetkilinin asli kusurlu, katılan — tali kusurlu olduğunun belirtildiği, — bilirkişi heyet raporuna göre olayın 5510 Sayılı Yasanın 13. Maddesinin a ve b bentlri gereğince iş kazası olduğu, meydana gelen iş kazasının alınacak tedbirler ile önlenebilir nitelikte bir kaza olduğu, kaçınılmazlıktan söz edilemeyeceği, sanık — asli, sanık — tali, katılanın tali kusurlu oldukları dikkate alındığında sanıkların üzerlerine atılı taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçunu işledikleri anlaşılmakla ayrı ayrı adli para cezası ile cezalandırılmalarına , haklarındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, verilen kararın itirazın reddi kararı üzerine kesinleştiği görülmüştür.
Mahkememizce dava dışı ———– Şirketlerine ayrı ayrı müzekkere yazılarak — dosyası kapsamında mahkeme kararında belirtilen maddi ve manevi tazminata yönelik ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise miktarını bildirmek üzere müzekkere yazılmasına karar verilmiş olup, müzekkere cevabı dosya içerisine alınmıştır.
Mahkememizce dosyanın resen seçilecek bir aktüerya uzmanı bilirkişiye tevdii ile dosyada mevcut kusur ve maluliyet raporuna istinaden davacının güncel maddi zararının hesaplanması yönünden rapor aldırılmasına karar verilmiş, alınan — tarihli aktüerya bilirkişi raporunda —– raporuna göre davaya konu — meydana gelen iş kazasında davalı — % 20 , davalı —- %20 oranında, dava dışı—- %50, sigortalı— % 10 oranında kusurlu olduklarının tespit edildiği, davacının %10 kusuru dışında kalan ve üst ve alt işverenlerin toplam % 90 kusur oranlarına isabet eden tutarın davacı yararına maddi tazminat olarak nazara alınacağı, davacının ——- tarihli iş kazası sonucu yaralanan sigortalı davacıya,——– geçici işgöremezlik ödemesi yapıldığı, davacının maluliyeti sebebiyle kendisine ödeme yapıldığına ve ya davaya konu olay sebebiyle —tarafından davacıya rücuya tabi sürekli işgöremezlik geliri bağlandığına dair herhangi bir bilgi ve belge mevcut olmadığından davacının hesaplanan maddi tazminat miktarından bu hususta bir indirim yapılmadığı , 21.12.2015 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 4,3 oranında malul kalan davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davada davalı sigorta —— hükme esas alınan —- maddi tazminat miktarından sorumlu olduğu, emsal ücret olan yasal asgari ücretin 1,4 katına göre davacının % 4,3 maluliyeti sebebiyle maddi zararının 118.611,10 TL olduğu, İş Mahkemesince hükme esas alınan ————– bildirilen emsal ücrete yani yasal asgari ücretin 2,3 katı seviyesine göre davacının %4,3 maluliyeti sebebiyle maddi zararının ———-olduğu, dava dosyasında davaya konu olay sebebiyle davalı — ————- ilişkin bilgiye rastlanılmadığı, davalı— bakımından temerrüt tarihinin — tarihi olduğu bildirilmiştir.
Davacı vekili dava değerini arttırım dilekçesi sunmuş olup,—- sayılı dosyasının kesinleştiğini , lehlerine usuli kazanılmış hak doğduğunu, kesinleşen iş mahkemesince davacının gelirinin bilirkişi raporunda —–göre karar verildiğini, herhangi bir ödeme olmadığı için tazminattan indirim nedeni de olmadığını beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 178.373,81 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce poliçe kapsamında muafiyet bulunup bulunmadığı, muafiyet bulunuyor ise muafiyet indirimine göre hesaplama yapılmak üzere dosyanın resen seçilecek bir —- uzmanı bilirkişiye tevdiine karar verilmiş , alınan—- tarihli —— bilirkişi raporunda davalı —- tarafından düzenlenen—————— sigortalı olarak belirtildiği, sigorta poliçesinde yüklenici ve alt taşeronların —- kazalarına karşı —— Teminatı mevcut olmadığı ve davacı ———— çalışanının 3. Şahıs konumunda bulunmadığı, bu nedenle poliçede yer alan 3. Şahıs —— girmeyeceği , poliçede —- olmadığından davalı—–sorumluluğunun oluşmadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce dosyanın daha önce rapor sunan ——— bilirkişisine tevdii ile ———- ilişkin itirazlar doğrultusunda ek rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş , alınan 21/09/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda davaya konu poliçede—- sorumluluk teminatı bulunduğundan bu teminat kapsamında —- birbirlerine karşı artık 3.şahıs konumunda bulunduğu , birbirlerine karşı 3. Şahıs konumunda olmaları nedeni ile davacı— oluşan zararının poliçede yer alan —- kapsamında kaldığı , poliçenin—- hasarın %10’u oranında tenzili muafiyet uygulanacağı” özel şartı yer aldığı, bu özel şart gereğince %10 tenzili muafiyet uygulaması yapılması gerektiği, aktüer bilirkişi raporu ile davacının maddi zararı—- olarak belirlenmiş olmakla—davacı tarafın —nihai zararı olduğu,——sorumluk teminatı bulunması nedeni ile ayrıca— olmadığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre; dava dışı şirket ile davalı —-arasında —poliçede dava dışı — yükleniciler, — —, diğer menfaattarlar ile tüm bu sayılanların çalışanlarının sigortalı olarak yer aldığı , her ne kadar sigorta hukuku uzmanı bilirkişi tarafından hazırlanan kök raporda sigorta poliçesinde yüklenici ve alt taşeronların çalışan işçilerinin maruz kalacağı iş kazalarına karşı—– davacı alt taşeron çalışanının 3. Şahıs konumunda bulunmadığı bildirilmiş ise de itiraz üzerine alınan ek raporda çapraz sorumluluk klozuna ilişkin kök raporda inceleme yapılmadığının anlaşıldığı, bu nedenle çapraz sorumluluk — inceleme yapıldığında -dosyaya sunulan ek raporda belirtildiği üzere- yükleniciler ve alt yükleniciler—– karşı 3. şahıs konumunda oldukları, poliçede yer alan 3. Şahıs —teminatı gereğince— sorumluluk teminatı kapsamında artık birbirlerine karşı 3. Şahıs konumunda olan gerçek yada tüzel kişilerin, kendilerinin veya çalışanlarının verebilecekleri her türlü bedeni ve maddi zararlar teminat kapsamına alındığı , davacının dava dışı sigortalı— çalışmakta—geçirdiği, kesinleşen İş Mahkemesi kararına göre — bildirilen — (yasal asgari ücretin 2,3 katı seviyesine ) göre davacının % 4,3 —sebebiyle dava — şirketin %90 kusuruna tekabül eden maddi zararının —olduğu, —- oranında muafiyet uygulanacağı hükmü bulunduğu, bu nedenle hasarın %10’u oranında muafiyet indirimi yapıldığında davacının zararının —- olduğu , bu zararın —— —- davalı —– edilebileceği , davalı —- şirketinin temerrüt tarihinin dava tarihi olan 14/06/2021 tarihi olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile 160.536,43 TL’nin dava tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
— dava tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gereken 10.966,24 TL harçtan davanın başında alınan 59,30 TL peşin maktu harç, 606,00 TL ıslah harcının mahsubuyla bakiye kalan 10.300,94 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına
3-Davacı tarafça yatırılan başvurma harcı 59,30 TL, peşin harç 59,30 TL, ıslah harcı 606,00 TL olmak üzere toplam 724,60 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ——- davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılan dosya masrafı 2,50 TL, 1 adet tebligat gideri 19,00 TL, 15 adet e tebligat gideri —- üzere toplam 2.150,60 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre (%90) 1.935,54 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına
6-Davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine
7—- davanın kabul oranına göre 1.188 TLsinin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, bakiyesinin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına
8- Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan— ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9—-Esas sayılı dosyası ve — sayılı dosyasının karar kesinleştiğinde mahalline iadelerine
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.