Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/374 E. 2023/17 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/374 Esas
KARAR NO: 2023/17
DAVA: Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 07/06/2021
KARAR TARİHİ: 12/01/2023
DAVA:Davacı vekili mahkememize sunduğu——- havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında okul döneminden başlayan arkadaşlıklarının ilerleyen dönemlerde iş hayatında da devam ettiğini, davalının —– iş hayatında ekonomik krize girmesinden sonra davacı tarafından kendisine borç verilerek destek sağlandığını, bu kapsamda taraflar arasında nakdi borçlanma,————– bir cari hesap ilişkisinin kurulduğunu, cari hesap anlaşmasının tarafların kabulünde olduğunu, tarafların büyük ölçüde mutabakatı ile borç bakiyesi belirlenmiş olmasına rağmen davalı tarafından ödeme yapılmadığını, toplam alacak miktarının —— olduğunu, bakiye bedelin tahsili zamanında taraflar arasında sayısız görüşmeler yapıldığını, her seferinde davalı tarafından ödeme yapılacağının taahhüt edilmesine rağmen borç bedelinin ödenmediğini, bakiye alacağın ödenmesi için davalıya—— yevmiye numaralı temerrüt ihtarnamesinin gönderildiğini, ancak bugüne kadar ödeme yapılmadığını beyanla, cari hesaptan kalan bakiye alacağından şimdilik —– işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar ini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin —— tarihli cevap dilekçesinde özetle; belirsiz alacak davası ile kısmi alacak davasının birlikte açılamayacağını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının taleplerinin —— aşan bir zaman geçmiş olması nedeniyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacının iddialarının büyük çoğunluğunun dayanaktan yoksun, soyut ve genel mahiyette olduğunu, hatta dava dilekçesinde “toplam alacak dökümü” başlığı altında belirtilen kalemlerin gerçekte ne olduğu ya da hangi hukuki işlemin sonucunda doğduğunun dahi belirsiz olduğunu, davacının HMK m. 190 uyarınca ispat külfeti altında olduğunu, taraflar arasında herhangi bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığı gibi talep edilen alacak kalemlerinin tamamının zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi olmadığı için, davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği kalemlerin her birini ayrı ayrı açıklaması ve ispat etmesinin zorunlu olduğunu, yine davacının alacaklı olduğunu iddia ettikleri kalemlerin her biri için ayrı ayrı zamanaşımı hesabı yapılması gerektiğini, davacının iddiasına göre ——- yılında elden borç verildiği, bunun bakiyesinin ——- yılında talep edildiğini, sadece bu durumun dahi davacının iddialarının akla, mantığa, hukuka ve hayatın olağan akışına uygun olmadığının göstergesi olduğunu, beyanla, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu :Taraflar arasında var olduğu iddia edilen alacak borç ilişkisine istinaden davacının dosyaya sunmuş olduğu cari hesaba dayalı olarak davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda ihtilaf olduğu anlaşıldı.
DELİLLER :
——- tarafların sicil kayıtları celbedilmiştir.
Mali müşavir bilirkişisi —- tarihli raporunda özetle; davacının —– alacak talebinin izaha muhtaç olduğu, davacının ——- dava tarihi itibariyle davalı e-posta yazışmalarının mahkeme tarafından kabul edilmesi halinde davalıdan —- alacaklı olacağı, davacının —– talebinin davalının ——– mahkeme tarafından kabul edilmesi halinde takdiri mahkemede olmak üzere yerinde olduğu, davacının ——– mahkeme tarafından kabul edilmesi halinde, avans faiz isteminin mahkemenin takdirinde bir husus olduğu yönünde rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, taraflar arasındaki açık hesap ilişkisinden kaynaklı bakiye alacak istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 89. maddesine göre iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip, bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek, hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme, cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddede cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır.
Ancak, cari hesap ilişkisinin düzenlendiği 6762 Sayılı TTK nın 87. maddesi (6102 Sayılı TTK nın 89. maddesi) uyarınca cari hesap sözleşmesinin yazılı olması gerekmektedir. Somut olayda taraflar arasında yazılı cari hesap sözleşmesi bulunmadığından cari hesap ilişkisinden söz edilemez.
Somut olayda, TTK 89 maddesine göre yapılmış yazılı cari hesap sözleşmesi bulunmamaktadır. Taraflar arasında açık hesap ilişkisi mevcuttur. Açık hesap ilişkisi, önceki borçların tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın, hesaplaşma yaptıklarından, taraflar arasındaki hukuku ilişkiye TTK’daki cari hesaba ilişkin hükümler uygulanamaz ———-
Taraflar arasındaki ticari ilişki açık hesap ilişkisi niteliğinde olup, cari hesaba ilişkin hükümler uygulanamayacağından, cari hesap zamanaşımı süresinin düzenlendiği TTK 101 maddesinin somut olayda uygulanma ihtimali bulunmamaktadır. Sözleşmeden kaynaklanan alacaklar —— yıllık zamanaşımına tabii olup, taraflara arasında ——- tarihinde başlayan ticari ilişki ve —- devir nedeniyle dava tarihi olan —– tarihi itibarıyla davanın zamanaşımına uğradığı anlaşılmıştır. Tüm bu sebeplerle açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-AÇILAN DAVANIN ZAMANAŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacı tarafça peşin ve tamamlama harcı olarak yatırılan 3.078,49 TL olarak yatırılan harçtan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 587,46 TL karar ve ilam harcı çıkarıldıktan sonra bakiye 2.491,03 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Yatırılan gider avansından kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
5-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 8.600,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalı yana verilmesine,
6-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/01/2023