Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/362 E. 2022/647 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/362 Esas
KARAR NO: 2022/647
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/06/2021
KARAR TARİHİ: 29/09/2022
DAVA:Davacı vekili Mahkememize sunduğu —–havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin — kurulduğunu,—- —üretimi ile iştigal ettiğini, yaptığı —– ciddi katkı sağladığını, davalı şirketin ise —— kurulduğunu,——–üreticisi konumunda kaldığını, ——– sattığını, bu kapsamda müvekkili —-ilişkin olarak işbirliği amacıyla —– davalı şirketin hissedar ve yetkililerinin müvekkili şirkette güveni bulunduğundan kilit çalışanlarla tanıştırıldığını, müvekkili şirketin üretim yerlerinin—– görüldüğünü, sonra davalı şirketin ilk başta anlaşılmaz yere sebep göstermeden işbirliği görüşmelerini kestiğini, işbirliğinin bu anlamda görüşmeler aşamasında kaldığını, fakat anlaşılmaz bir biçimde müvekkili şirketin kilit personelinde kayıplar yaşanmaya başladığını, yine——verildiğini, akabinde —– ismini değiştirerek—–olduğunu, davalının müvekkili —– elde edilmesi gibi niyetlerle müvekkili merkezine, üretim yerlerine işbirliği inancı yaratılarak girdiklerini ve bu süreçte menfaati sona erince üretimiyle sebepsiz yere bu görüşmeleri kesip —- sonra esasen niyetlendiği jeneratör üretimiyle ilgili müvekkilinin tecrübe,—–kolay yoldan ve haksız şekilde bünyesine dâhil etme amacı taşıyarak sistemli hareket ettiğinin açık olduğunu, —–ayrılarak davalı şirketin tescilindeki şaseleri üretmeye başladığını,— tasarım koruması altındaki —– yapılan tecavüz hakkında—–tecavüz davası açıldığını, yine müvekkili şirkette —— olarak çalışmaya başladığı bilgisinin alındığını, davalı şirketin özellikle—– çalışmaya başladıktan sonra müvekkili şirketin müşterileri üzerinde baskı kurarak pazar payını azaltmaya çalıştığını, yine müvekkili şirketin çalışanlarından —- ithalatta aracılık yapan müşavir firmalarla anlaşıp konşimentoları kopyalayarak—– yargılanmasına rağmen —- davalı şirket tarafından işe alındığını, bu kapsamda davalı şirketin müvekkili şirketten toplamda——–bünyesinde işe aldığını, yine davalı şirketin müvekkili şirketin katalogunun ve ürün açıklamalarını kopyalayarak kullandığını, ürün açıklamalarını kullanmasının ve ürün katalogunu kullanmasının—- haksız rekabet teşkil ettiğine dair —-yevmiye numaralı ihtarname ile haksız rekabet ve tasarım hakkına tecavüz teşkil eden eylemlere son verilmesinin ihtar edildiğini ancak bir sonuç alınamadığını, davalı şirketin, müvekkili şirketten ayrılan —- vasıtasıyla müvekkili şirketin teknik resimlerine eriştiği gibi —– vasıtasıyla da müşteri listesini ele geçirdiğini, yine müvekkili şirketin— tarihinde siber saldırıya uğrayarak elektronik altyapısının büyük bir kısmını kaybettiğini, bu nedenle davada adı geçen çalışanların maillerine taraflarından ulaşılamadığını, konuyla ilgili —– numaralı dosya üzerinden şikayette bulunulduğunu, müvekkilinin müşteri kayıpları, geçmişteki karlılığı, gelecekte yoksun kalacağı kar, personel kaybı nedeniyle uğradığı tüm zararların tarafların —— bakımından finansal analize ve karşılaştırmaya tabi tutularak zararın hesaplanması gerektiğini iddia ederek, davalı fiillerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, haksız rekabetin önlenmesi ve tecavüz fiillerinin durdurulmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla en az—– maddi ve —- manevi zararlarının tazminine, hükmedilecek meblağa haksız rekabetin gerçekleştiği tarihten itibaren avans faiz oranında (ticari) temerrüt faizi yürütülmesine, masrafları davalıya ait olmak üzere kesinleşmiş kararın tirajı —– üzeri günlük gazetelerden birinde tamamen ilan edilmesine veya ilgililere tebliğ edilmesine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu—— havale tarihli cevap dilekçesinde özetle hem zamanaşımı, hem de hak düşürücü süreler dolduktan sonra dava açıldığını, davaya konu fiiller somut olarak belirtilmediğinden hukuki yarar koşulu yerine getirilmediğini, yine tazminat talep eden davacının zararının nasıl olduğuna ve belirsiz alacak olarak açtığından ne şekilde hesaplanacağına dair de hiçbir beyanda bulunmadığını, bu yönden de davacı ne netice-i talebi yönünden ne de davanın türü bakımından hukuki yararını ortaya koymadığını, şansını denemek için dava açtığını, müvekkilinin hangi haksız fiili teşkil eden eylemi yaptığına dair herhangi bir bilgi yada belge sunmadığını, işyerinden ayrıldığını iddia ettiği çalışanlarının hangi tarihte ne şekilde ayrıldığına dair hiçbir delil sunmadığını, davacının müvekkilinin ayarttığı iddia olunan davacı personelinden yalnızca—–müvekkilinin tüzel kişilik kazandığı—-işten ayrıldığını,—– bu çalışanların hiçbirinin ayrılış nedeninin istifa olarak gösterilmediğini, dolayısıyla bu çıkışların gerçek nedeninin ne olduğu, müvekkilinin bu çıkışlarda bir etkisinin olup olmadığının davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini, yine —yılında davacı şirket bünyesinden ayrılan personellerden —-hiçbir şekilde müvekkili şirket uhdesinde çalışmadığını, —– ise işten ayrıldıktan sonra doğrudan müvekkili şirket bünyesine katılmadığını, bir müddet başka bir işyerinde çalıştıktan sonra müvekkili şirkette çalışmaya başladığını, —–iş akdinin ise işveren tarafından fesh edildiğini, çalışan personeli ayartma gibi bir durumun söz konusu olmadığını, ayartıldığına ilişkin delillerin de dosyaya sunulmadığını, davacının müşteri portföyüne ulaşıldığı ve bu portföyün müvekkili tarafından kullanıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, tescilli tasarımın taklit edildiği iddiasına ilişkin olara açılan davanın işbu dava ile ileri sürülemeyeceğini, bu iddia ile ilgili olarak———–dosyası ile açılmış ve derdest olan tespit, men ve tazminat istemli dava bulunduğunu, işbu sebeple derdest dava konusu hakkında işbu dosyada yargılama yapılmasının mümkün olmadığını, davacının kendisine delil yaratmak maksadı ile ithamlarını—— numaralı dosyası ile delil tespitine konu ettiğini, fakat yerinde muayene ile incelemelerini yapan endüstriyel tasarım uzmanının, patent uzmanı ve bilişim uzmanından oluşan heyetin herhangi bir benzerlik veya ithal olmadığına karar verdiğini, davacı şirketin ticari sırlarının çalışanlar tarafından müvekkili şirkete taşındığı iddiasının mesnetsiz olduğunu—– on yıllardır aynı sektörde faaliyet gösteren davacının pazar payını azalttığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu,—- pandemi dönemine kadar ancak sektörde hatta kalmak için kendi planlama ve programlamasını yaştığını, pazar payı kendisinden onlarca kat büyük olan davacının pazar payını ne şekilde azaltmış olduğunun anlaşılamadığını, davacıya karşı zarar verme kastı ile doğrudan yada dolaylı hiçbir faaliyetinin olmadığını,— tarihinde müvekkili şirketin kurulmasından yaklaşık —— devam ederken müvekkili tarafından işe alınmasının nasıl bir haksız rekabet teşkil ettiğinin anlaşılamadığını, müvekkiline ait tedarikçi bilgilerinin hukuka aykırı bir biçimde davacı tarafından elde edilerek müvekkili ile çalışmaması yönünde ihtarlar gönderildiğini, davacının, müvekkili şirketin hukuka aykırı ayartmasına dair hiçbir vakıa ve delil sunmadığını, ancak bizzat kendisinin müvekkili uhdesindeki çalışanlara yazılı şekilde mülakat teklifleri gönderdiğini savunarak, davacının öğrenme tarihini her ne kadar haksız füil yönünden ispat etmesi gerekirken beyan dahi etmediği gözetilerek davanın her halükarda zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçmiş olması sebebiyle tüm talepler yönünden reddine, davacının hukuki yararını göstermekten aciz kalması sebebiyle tüm taleplerinin usulden reddine, davacının ispat külfetini yerine getirmemiş olmasından dolayı tüm taleplerinin reddine, maddi ve manevi zarara ilişkin özel dava şartlarının gerçekleşmemiş olmasından dolayı tazminat taleplerinin tümden reddine, belirsiz alacak olarak açınla maddi tazminat davasının dava türü bakımından hukuki yararın gösterilmemiş olmasından dolayı usulden reddine, müvekkilinin —– tarihinde kurulmuş olması sebebiyle pasif husumet ehliyetinin bulunmaması nedeniyle davanın reddine, müvekkili şirket kurulduktan sonra davacı aleyhine müşteri ve personellerin ayartıldığına ilişkin hiçbir maddi vakıa, illiyet bağı, zarar ve bunlara ilişkin ispat sunulmadığından davanın tüm talepler yönünden her halükarda esastan reddi davacının bizzat haksız rekabet kurallarına aykırı tutum ve davranışları ile kendi iddialarına ilişkin de hiçbir ispat sunmamış olması göz önüne alındığında işbu davanın tamamen hakkın kötüye kullanılması teşkil ettiğinden tüm talepler yönünden her halükarda esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacının çalışanlarını ayartıp ayartmadığı, davalının davacının müşteri listeleri, teknik resimleri, tasarım ve iş ürünlerini izinsiz kullanıp kullanmadığı, bu kapsamda davalının haksız rekabet teşkil eden eylemi bulunup bulunmadığı, davacı maddi ve manevi tazminat talebi şartlarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise ne kadar maddi ve manevi tazminat talep edebileceği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, haksız rekabetin önlenmesi ve buna bağlı maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız rekabeti düzenleyen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 56. Maddesindeki “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların(Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir.) varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. Davacı lehine ve (d) bendi hükmünce tazminat olarak hâkim, haksız rekabet sonucunda davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığına da karar verebilir. ” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Tarafların—— celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.
—– sayılı dosyası celp edilmiş ve incelenmiştir.
— sayılı dosyası celp edilmiş ve incelenmiştir.
—- müzekkere yazılarak —- çalıştıkları yerlerin ——- mahkememize gönderilmesi istenilmiş ve—– tarihinde gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.
——- sayılı dosyası celp edilmiş ve incelenmiştir.
—-tescil numaralı——– başvuru numaralı —— mahkememize gönderilmesi istenmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.
—-yevmiye numaralı ihtarnamenin tebliğ şerhli örneği celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.
—— sayılı dosyası celp edilmiş ve incelenmiştir.
Tanık—- tarihli duruşmadaki beyanında; —–yılından beri davacı şirkette çalışmaktayım, —- benimde çalıştığım davacı şirkette üretim müdürlüğü görevini—– yılları arasında yürüttü, —— daha sonra kendi iş yerini kurarak firmalara danışmanlık hizmeti vermeye başladı, benim bildiğim kadarıyla —– verdiği kurumlar arasında —– bulunmaktaydı,——– olması nedeniyle teknik bilgilere sahipti ve bu bilgileri danışmanlık yaptığı davalı şirkete verip vermediği bilmiyorum ancak davalı tarafından üretilen birtakım ürünler bizim ürünlere çok benzemektedir, bu nedenle bilgileri vermiş olabileceğini düşünüyorum,—— yılına kadar servis müdürü olarak davacı şirkette çalıştı, davacı şirketten ayrıldıktan sonra davalı şirkete —- olarak işe başladığını biliyorum, bizden hizmet alan birtakım müşteriler—-davalı firmaya geçmesi nedeniyle davalı firmadan hizmet almaya başladı, bu müşterilerin davalı şirketle iletişime geçmesinin sebebi olarak ben—- müşterilerle iletişiminin iyi olması nedeniyle —yönlendirmesinden kaynaklı olduğunu düşünüyorum, —– ise bizim şirkette ihtalat ve gümrüklemeden sorumlu olarak çalışmaktaydı, farklı bölümde olması nedeniyle hangi tarihler arasında çalıştığını hatırlamıyorum, davacı şirketten ayrıldıktan sonra davalı şirkette yine yurtdışından gelen malzemelerin —-çekilmesi ve lojistiğinin sağlanması görevlerini üstlendi, —-davacı şirkette çalışırken—– sıkıntı yaşadığını ve bu sıkıntı nedeniyle hakkında ceza davası açıldığını biliyorum ancak olayın tam ayrıntısına vakıf değilim,—-bizim şirkette satış temsilcisi olarak çalışmaktaydı, şirketten ayrıldıktan sonra davalı şirkette çalıştığını biliyorum, —-sonrası hizmetler departmanında çalışmaktaydı, ayrıldıktan sonra davalı şirkette çalıştığını biliyorum, —-davacı şirkette —-sorumluydu, bizim şirketten ayrıldıktan sonra davalı şirkette çalışmaktadır ancak hangi departmanda çalıştığını bilmiyorum, — bizde satış temsilcisi olarak çalıştı daha sonra davalı şirkette çalışmaya başladığını biliyorum—- bizim şirkette satış temsilcisi olarak çalışmaktaydı ancak daha sonra aynı unvanla davalı şirkette çalışmaya başladı,—– şirkette satış temsilcisiydi ancak daha sonra nerede çalıştığını ne yaptığı bilmiyorum, bu bahsettiğimi çalışanların bizim şirketten ayrılarak davalı şirkete geçmesinin sebebi büyük ihtimalle davalı tarafın yaptığı cazip tekliflerdir, —– ihracat direktörü olarak çalışmaktaydı, ayrıldıktan sonra bildiğim kadarıyla davalı şirkette çalışmaya başladı, ancak tam unvanını bilmiyorum, bu kadar fazla çalışanın yakın aralıklarla firma değiştirmesi işi yaptığımız sektör bakımından normal karşılanacak bir durum değildir, davacı şirketin patentini aldığı teknik resimler, tasarım ve iş ürünleri bulunmaktadır, davalı şirketin bizim ürettiğimiz ürünlerden kabin, şase, kumanda paneli ve panosu da dahil ürünlerinin benzerlerini yaklaşık —- başladılar, davalı şirketin davacı şirkete has birtakım ürün özelliklerini kopyaladığını biliyorum, davacı şirketten ayrılarak davalı şirkete transfer olan satış temsilcileri üzerinden davalı şirketin müşteri listelerine ulaşma imkanı bulunmaktadır, ben davacı müşterilerini davalı şirket tarafından satış anlamında ayartıldığını duymadım, bu anlamda müşteri listelerinden yararlandığına ilişkin bir bilgim yoktur, beyanımda bahsettiğim davacı şirkette çalışırken davalı şirkete geçen kişiler davacı şirket bakımından——- kişilerdi, bu kişilerden başka davacı şirkette çalışıp davalı şirket tarafından çalışma teklifi sunulan ve davalı şirkette şuan çalışan — bulunmaktadır, ayrıca davalı şirket tarafından bana da davalı şirketin kuruluş aşamasında iş teklifi yapıldı, bu teklifi—- hakkında ticari sırların ifşası ile ilgili bir dava açıldı mı açılmadı mı bilmiyorum, belirttiğim çalışanların davacı şirketten ayrıldıktan sonra ne kadar süre sonra davalı şirkette çalışmaya başladığını bilmiyorum, ancak çalışanlar peyderpey davalı şirkette çalışmaya başladı, davacı şirkete de başka firmalardan eleman alımı oldu ancak bu kadar sıklıkla ve bu kadar toplu halde eleman alımı olmadı.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Bilirkişi heyeti ——-tarihli raporunda özetle; Dava dosyasındaki fotoğraflardan, teknik çizimlerden ve diğer delillerden elde edilen veriler doğrultusunda teknik çizimler ile davalı yanın üretiği —— birebir aynı olmadığını, kesimlerin farklı olduğunu, sadece boyut olarak ayniyet derecesinde benzerlik gösterdiği bu durumun tasarımsal olarak özgünlüğü içerdiğini, hukuki nitelemenin teknik tespite bağlı olduğu ve bu teknik tespit karşısında —- bağlamında bir haksız rekabetten söz edilemeyeceğini, davalının davacının işçilerini ayarttığından ve bu sebeple —– eylemde bulunduğundan söz edilemeyeceğini beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, haksız rekabet iddiasından kaynaklı haksız rekabetin tespiti önlenmesi, durdurulması ve ilanı ile maddi ve manevi tazminat davsıdır.
Davacı tarafça, — kuruldukları—itibaren jeneratör üretimi yaptıkları, davalının ise —- yılında kurulduğu, kurulduğu sırada faaliyet alanlarında——- yer almadığı, davalının faaliyet alanları içinde ilk defa — jeneratör üretiminin anıldığı, davalının kilit personellerini ayartarak işten ayrılmalarına sebep olduğu ve işten ayrılan personellerin davalı bünyesinde çalışmaya başladığı, davalı tarafından davacının müşteri listeleri, teknik resimleri, tasarımlarının ve iş ürünlerinin izinsiz kullanıldığı iddiasıyla haksız rekabetin oluştuğu beyan edilerek eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafça davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı,—–dosyanın derdestlik oluşturduğu, bu nedenlerle davanın usulden reddedilmesi gerektiği, öte yandan davacı tarafından ayartıldığı iddia edilen çalışanların işten ayrılış sebeplerinin istifa olmadığı, işveren tarafından yapılan fesihler olduğu, bu çalışanların hepsinin kendi şirketlerinde çalışmadığı, davacıya zarar verme kasıtlarının bulunmadığı iddiasıyla davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
—- sayılı dosyasının incelenmesinden; dosya taraflarının mahkememiz dosyasının tarafları ile aynı olduğu, davanın konusunun davacı tarafından üretilen tasarım ve faydalı model haklarına tecavüz iddiasına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Eldeki davanın —- Esas sayılı dosyası ile derdestlik oluşturduğu iddiası yönünden yapılan incelemede; eldeki davanın konusunun personel ayartma ve ayartılan personeller aracılığıyla tasarım, çizim ve müşteri listelerinin ele geçirildiği iddiasından kaynaklı haksız rekabet davası olduğu, —- dosyasının konusunun ise üretilen tasarım ve faydalı model haklarına tecavüz iddiasına ilişkin olduğu, eldeki dava da haksız rekabet genel hükümlerinin uygulanması, —– Esas sayılı dosyasında ise tasarım ve model haklarının korunmasına ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği, bu nedenle davaların konuları arasında farklılık olduğu, derdestlik itirazının yerinde olmadığı kanaatine ulaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki —- incelenmesinden; — tarihleri arasında davacı şirket nezdinde çalışan —- işten ayrıldığı, — davalı şirket nezdinde çalışmaya başladığı, —- nedeniyle işten ayrıldığı,—- tarihinde davalı şirket nezdinde çalışmaya başladığı, — tarihleri arasında davacı şirket nezdinde çalışan —-nedeniyle işten ayrıldığı, —-nezdinde çalışmaya başladığı,——– çalıştıktan sonra davalı şirkette çalışmaya başladığı, dava dilekçesinde zikredilen diğer çalışanların davalı şirkette çalışmaya başladıklarına ilişkin dosya kapsamında bir bilgi ve delil bulunmadığı, davacı şirketten ayrılarak davalı şirkette çalışmaya başlayan çalışanların meslekte edindikleri tecrübe ve birikimi yeni çalışmaya başladıkları yerde kullanmalarının hayatın olağan akışına uygun olduğu, sırf bu nedenle önceki çalışılan yerin ticari sırrını ifşa edildiğinin kabul edilmesinin —— hürriyetine aykırılık teşkil edeceği, çalışanların davacının ticari sır niteliğindeki müşteri listeleri, tasarım ve çizimleri davalı yararına kullanmaya başladıklarına ilişkin dosya kapsamında bir delil bulunmadığı anlaşılmıştır.
Yaptırılan teknik bilirkişi incelemesi ile davacının ürettiği jeneratör şasesleri ile davalının ürettiği jeneratör şaseslerinin birebir aynı olmadığı, tasarımsal özgünlüğü içerdiği, bu nedenle davalı tarafından davacının teknik tasarım ve çizimlerinin izinsiz olarak kullanıldığı ve davacı çalışanı iken daha sonra davalı şirkette çalışan personelin davacı ticari sırlarını ifşa ettiği iddiasının ispat edilemediği kanaatine ulaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından yukarıda anlatılan gerekçeler doğrultusunda davacının haksız rekabet iddialarını ispat edemediği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
3-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 170,78 TL’den mahsubu ile fazla alınan 90,08 TL’nin davacı tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——– istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/09/2022