Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/356 E. 2022/660 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/356 Esas
KARAR NO : 2022/660

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/06/2021
KARAR TARİHİ : 11/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 01/06/2021 tarihli dava tarihli dilekçesinde özetle; dava dışı— kredi kullandırıldığını,davalı borçlunun da işbu kredilere müteselsil kefil olduğunu, müvekkilinin edimini ifa ettiğini ancak karşılığını alamadığını, kredilerin geri ödenmemesi üzerine müvekkili tarafından asıl borçlu ve müteselsil kefilin hesabının kat edildiğini, tüm borcun muaccel hale geldiğini, davalı borçlunun borca itiraz etmiş olmasının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı borçlunun itirazı sebebi ile icra takibinin durması üzerine iş bu davayı açma mecburiyetinin doğduğunu, müvekkilinin davalıdan alacağının likit olduğunu, likit bir alacak için ise icra inkar tazminatına hükmedilmesinin gerektiğini belirterek davalı borçlunun— esas sayılı dosyası 311.587,03 TL asıl alacak, 27.686,34 TL işlemiş faiz, 1.384,32 TL —olmak üzere toplam 432.953,82 TL takip miktarına yapılan itirazın iptaline, asıl alacağın % 20 ‘sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı tarafça cevap dilekçesinin sunulmadığı görüldü.
İNCELEME VE GEREKÇE:
—Esas sayılı dosyasının UYAP üzerinden dosyamız arasına celp edildiği görüldü.Dosyanın seçilen bir bankacı bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve bilirkişi raporu ile ek raporun mahkememize teslim edilmiştir.
Dava, Ticari Amaçlı Taşıt Kredi Ve Rehin Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı şirket tarafından dava dışı — 22/02/2018 tarihinde 10 adet taksitli taşıt kredisi imzalanarak şirkete kredi kullandırıldığı, davalının da bu kredilere müteselsil kefil olduğu, yasal gerekliliklere uygun olarak düzenlenmiş müteselsil kefalet beyanı bulunduğu anlaşılmakla davalının müteselsil kefaletin koşullarının bulunmadığına yönelik itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Davalı kefil sözleşmenin akdedildiği tarihte şirket yetkilisi olup 6455 Sayılı Kanunun 77. Maddesi ile TBK 584. Maddesinde yapılmış kanun değişikliğine göre “Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler için eşin rızası aranmamaktadır.” hükmü düzenlenmiştir. Davalının şirket yetkilisi olduğu ve şirket adına işlem yaptığı gözetilerek eşin rızasının aranmayacağı kanaatine varılmıştır.Davacı tarafça, davalıların dava dışı —- kullandırılan kredinin müteselsil kefilleri oldukları, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek asıl borçlu ve davalılara ihtarname keşide edildiği, borcun ödenmemesi üzerine asıl borçlu şirket aleyhine menkul rehninin paraya çevrilmesi yolu ile, müteselsil kefil olan davalılar aleyhine de ilamsız icra takibi başlatıldığı, asıl borçluya hesap kat ihtarı tabliği ile ödeme için verilen 7 günlük süre dolduktan sonra dolayısıyla TBK’nın 586. maddesinde düzenlenen asıl borçlu bakımından ihtarın sonuçsuz kalması koşulu gerçekleştikten sonra müteselsil kefiller hakkında icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.Kredilerde akdi faiz oranı yıllık %18,48 , temerrüt faizi oranı da % 27,72 olarak sözleşmelerde açıkça kararlaştırılmıştır. Bu sebeple ve fahiş bulunmayan oranlara göre temerrüt faizi talebinde sözleşmeye aykırılık bulunmamaktadır. Faiz oranlarının fahiş bulunduğuna yönelik itiraz nedeni yerinde görülmemiştir.Kefile yapılan hesap kat ihtarına ilişkin tebligatın iade dönmüş olması gözetilerek kefil açısından temerrüdün takip tarihi itibariyle gerçekleştiği, hesap kat ihtarının dava dışı asıl borçluya tebliğ edildiği bu nedenle alacağın muaccel olduğu görülmüştür. Takipten sonra birtakım ödemelerin yapıldığı görülmekle 6098 sayılı TBK’nın 100.maddesi uyarınca bilirkişinin mahsuba ilişkin yapmış olduğu hesaplama geçerli kabul edilmiştir —-Taraflar arasındaki Sözleşmenin 4. Maddesinde “Kredi borçlusu, borcunu en geç geri ödeme planında belirtilen tarihlerde veya belirtilen tarihin resmi tatil günü olması halinde en geç takip eden ilk iş gününde nakden ve defaten ödemeyi kabul ve taahhüt eder. Kredi borçlusu kısmi ödemenin kabul edilmesi halinde dahi taksitin ödenmeyen kısmı için temerrüt hükümlerinin işleyeceğini, taksitlerden herhangi biri vadesinde ödenmediği taktirde bakiye borcunun TAMAMININ HİÇBİR İHBAR VEYA MERASİME İHTİYAÇ OLMAKSIZIN KENDİLİĞİNDEN MUACCEL OLACAĞINI VE BU SEBEPLE ANAPARA VE FAİZLERİN FON VE GİDER VERGİLERİ İLE BİRLİKTE DERHAL NAKDEN TEDİYE İLE MÜKELLEF OLDUĞUNU KABUL VE TAAHHÜT ETMİŞTİR.Kredi borçlusu, işbu sözleşmeden kaynaklanan edimlerinin herhangi birini zamanında ve gereği gibi yerine getirmediği veya yukarıda anılan biçimde temerrüde düştüğü taktirde temerrüt anından itibaren bu sözleşmenin 1.maddesinde gösterilen oranda temerrüt faizi ile buna ait gider verdiği, — ile masraf ve komisyonu ödemeyi kabul ve taahhtüt etmiştir.” Şeklinde düzenleme yapılmış ve taraflarca imzalanmış olup davacı tarafça davalıya gönderilen ihtarname iade edilmiş ise de dava dışı —gönderilen hesap kat ihtarının 23/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği ve bir gün içinde ödeme yapılması belirtildiğinden davalının da 25/01/2019 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü kanaatine varılmıştır. TBK’nın 586. maddesinde düzenlenen asıl borçlu bakımından ihtarın sonuçsuz kalması koşulu gerçekleştikten sonra müteselsil kefil hakkında icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.Davacı vekilinin dava dilekçesindeki dava değerinin artırılmasına ilişkin bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah edildiğine ilişkin ıslah dilekçesi sunduğu görülmüş olup artırılan miktarın takip dosyasında talep edilen toplam alacağı geçmediği görülmüştür.
Teknik nitelikte bilirkişi raporunun temerrüdün 25/01/2019 tarihi itibariyle gerçekleştiği yönündeki yapmış olduğu hesaplama mahkememizce hükme esas alınarak 313.429,66 TL asıl alacak, 119.700,10 TL işlemiş faiz, 5.985,00 TL —olmak üzere toplamda 439.114,76-TL borç bulunduğu anlaşılmıştır. Buna göre belirlenen tutarlar üzerinden itirazın kısmen iptaline, takibin devamına, 313.429,66-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren %27,72 oranında temerrüt faizi ve faizin—- işletilmesine ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
Açılan davanın KABULÜ ile
1—-esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın tahsilde tekerrür olmamak üzere 313.429,66-TL asıl alacak, 119.700,10-TL işlemiş faiz, 5.985,00-TL —- olmak üzere toplamda 439.114,76-TL üzerinden iptaline, 313.429,66-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren %27,72 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 —-işletilerek takibin DEVAMINA,
2-Kabul edilen kısım üzerinden %20 oranına hesaplanan 87.822,96-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Başlangıçta peşin ve ıslah harcı olarak alınan 2.807,93 TL harcın alınması gerekli olan 29.995,92 TL harçtan mahsubu ile bakiye 27.187,99 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 2.702,72 TL peşin harç, 8,50 TL vekalet harcı, 59,30 TL başvurma harcı, 105,21 TL ıslah harcı, posta, tebligat gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.383,23 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının yatıran taraflara iadesine,
7-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekili yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile—Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.