Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/343 E. 2023/481 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/343 Esas
KARAR NO : 2023/481

DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/05/2021
KARAR TARİHİ : 31/05/2023

DAVA:
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 26/05/2021 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, —- üretimine girmek amacı ile geliştirmiş olduğu—– adlı el ve cilt dezenfektanın ruhsatının Sağlık Bakanlığı’ndan alınabilmesi amacıyla —–adlı ürünün analizlerinin yapılması için —– mail yoluyla teklif aldığını; tarafların hizmet bedelinin 25.305,00 TL + KDV olduğu konusunda anlaştıklarını,—Ürünler Yönetmeliğinin 12. ve 14. Maddeleri doğrultusunda ürüne ilişkin analiz raporları, hazırlanan testlerinin, etkinlik verisi ve test yöntemlerinin ruhsat başvurusu ile birlikte sunulması esasına cari olduğunu; ancak analiz raporlarının derhal temini mümkün olmaması Covid-19 tedbirleri kapsamında dezenfektan üretime acil ihtiyaç bulunması nedeniyle 19.03.2020 tarihli genelge ile dezenfektan üretimine girmek isteyen şirketlere geçici ruhsat alabilme imkanı tanındığını; anılan genelgede geçici ruhsat süresinin 3 ay olarak belirlendiğini; müvekkili şirketin de geçici ruhsat talebi ile Bakanlığa başvurduğunu, —– adlı el ve cilt dezenfektanın piyasaya arzı için 15.05.2020 tarih—— sayı ile geçici ruhsatı alındığını; etkinlik testi, hızlandırılmış stabilite testi, iritasyon testi sonuçlarını geçici ruhsat süresi içinde sunamayan veya genelge ekinde belirtilen şartların tümünü sağlayamayan ürünlerin ruhsatlarının kurum tarafından iptal edildiğini, davalı tarafça tanzim edilen “Antiviral Etkinlik Analiz Sonuç Raporu, Mikrobiyolojik-Fungal Etkinlik Analiz Raporu, Fiziksel Analiz Raporu, Kimyasal Analiz Raporu” esas alınarak Bakanlığa başvurularak kalıcı ruhsata çevrilmesinin istendiğini, ancak Bakanlığın 17.08.2020 tarihli yazısıyla etkinlik testlerinde belirtilen test süresinin ——Ürün Analizleri ve Yetki verilen Laboratuvarlar Hakkında Talimat Ek 18 kapsamında uygun olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle geçici ruhsatı iptal ettiğini; geçici ruhsat süresinin de 15.08.2020 tarihinde sona erdiğini; ancak kalıcı ruhsata yönelik süreç devam ettiğinden müvekkili şirketin davalıya yazı ve mail yoluyla ulaşarak etkinlik testlerine kullanılan suşların ve test sürelerinin Bakanlıkça uygun bulunmadığını ancak tekrardan başvuru yapılacağının bildirildiğini, davalının 19.08.2020 tarihinde tekrar yapılacağını mail yoluyla bildirdiğini, güncellenen raporun Bakanlığa sunulduğunu; ancak Bakanlığın 25.11.2020 tarihli yazısıyla “03.06.2020 tarihli ve ——numaralı ilk fiziksel analiz sonuç raporunda fiziksel analizlerin 29.05.2020 tarihinde yapıldığı, 20.10.2020 tarihli ve ——numaralı ikinci fiziksel analiz sonuç raporunda (güncellenen revize rapor) ise fiziksel analizlerin 07.05.2020 tarihinde yapıldığının görüldüğünü, sonuçlarının her iki raporda aynı olduğunu, analiz ile ilgili tereddüt hasıl olduğunu, bu hususa açıklık getirilerek fiziksel ve kimyasal analize ait kromatogram çıktılarının gönderilmesinin” istendiğini, yine aynı yazıda “ilk kimyasal analizin 01.06.2020 tarihinde, hızlandırılmış stabilite analizinin ise 09.07.2020 tarihinde yapıldığı ve “—-Ürün Analizleri ve Yetki Verilen Laboratuvarlar Hakkında Talimat’ ın 15. maddesi Çizelge-2’de yer alan hızlandırılmış stabilite test koşullarına göre 40 derecede 8 hafta olması gereken test ikinci uygunsuzluk yazısı dikkate alındığında davalının üstlendiği analiz sonuçlama raporlarını kötü ifa ettiğinin sabit olduğunu, kimyasal analiz raporunda etken madde analizinin 01.06.2020 tarihinde yapıldığının gözüktüğünü, —– sonuç raporunda ise 01.06.2020 tarihi itibari ile 8 hafta sonra süresinin uygun olmadığının saptandığı” ibarelerine yer verildiğini, yapılması gereken kısa süreli stabilite testi için ise analiz tarihi ise 09.07.2020 olarak gözüktüğünü, 8 hafta yerine 5 hafta sonra —– analizleri yapılarak raporlandığını, ilgili talimatın 15. maddesi çizelge 2’de yer alan hızlandırılmış stabilite test koşullarına uygun olmadığını, en az 8 hafta süre ve 40 derecede yapılması gerektiğini; ikinci uygunsuzluk yazısından sonra davalıya yeniden başvurulduğunu, analiz sonuç raporlarının revize edilmesinin talep edildiğini, raporlarda yer alan hatalar düzeltilerek müvekkilinin gönderilen revize raporlarla yeniden Bakanlığa başvuru yaptığını, ancak Bakanlığın bu başvuruya da—– Laboratuvarları tarafından hazırlanan analiz sonuç raporlarının ve analizlere ait kromatogram çıktılarının Bakanlık tarafından istenildiği gibi düzenlenmemesi ve analizlere ilişkin sürelerin —–Ürün Analizleri ve Yetki Verilen Laboratuvarlar – Hakkında Talimat’a uygun olmaması nedeni ile tekrar olumsuz sonuçlandığını; durumun 26.11.2020 günü davalı şirkete mail yoluyla iletildiğini, Bakanlıkça talep edilen Mikrobiyolojik – Fungal Etkinlik testleri ile Antiviral Etkinlik test rapor sonuçları davalı şirket tarafından düzenlenmediğini, müvekkilinin geçici ruhsat süreci içinde aylık net karının 47.000,00 TL olduğunu, kalıcı ruhsat alamaması nedeniyle dava tarihine kadar 491.000,00 TL’yi aşan zarara uğradığını, ayrıca ruhsat alabilmek için Bakanlığa 12.120,00 TL ödeme yaptığını, davalının kararlaştırılan ediminin gereği gibi ifa etmemesi sebebiyle uğradığı zararların bilirkişi aracılığıyla saptanarak şimdilik 10.000,00 TL’nin tahsilini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA :
Davalı … vekili Mahkememize sunduğu 13/07/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesinde bahsi geçen —— Laboratuvarının —- sermaye işletmesi olduğunu, müvekkilinin herhangi bir bağlantısı bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından yapılan herhangi bir analiz bulunmadığını, müvekkili şirkete husumet düşmediğinden bahisle yerinde olmayan davanın usul ve esas yönünden reddini talep etmiştir.Davalı —–İşletmesi vekili Mahkememize sunduğu 13/07/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesinde ——Laboratuvarı gösterilmiş ise de, laboratuvarın bağlı bulunduğu tüzel kişiliğin Rektörlük döner sermaye işletmesi olduğunu; bu nedenle husumet düşmediğini; davalının kendi kusurlu eylemleri sebebiyle ruhsat alamadığını, imzalanan teklif formu kapsamında ilk analiz sonuçlarının 08.05.2020 tarihinde mail yoluyla paylaşılarak analiz sonucunun uygun çıkmadığının bildirdiğini – spesifikasyon değişikliği yapılması halinde analizlere devam edileceğinin bildirildiğini, davacı firmanın 08.05.2020 günü güncel ürün spesifikasyonunu paylaşmış ise de, Ürün Tipi —- ve Ürün Tipi —- ürün talimatının 7. maddesine uygun aralığa haiz olmadığını, 27 Mayıs 2020 tarihine kadar beklendiğini, 27.05.2020 tarihinde yine uygun aralık içermeyen spesifikasyon gönderdiğini; daha sonra düzenlenen 03.06.2020 tarihli kimyasal analiz sonucu raporunun 5 Haziran 2020 tarihinde 06.07.2020 tarihli antiviral etkinlik analiz raporu ile yine aynı tarihli mikrobiyolojik -fungal etkinlik analiz – ve iritasyon sonuç raporunun 13.07.2020 tarihinde davacı firmaya teslim edildiğini, Bakanlığın 17.08.2020 tarihli eksiklik yazısı üzerine —–Ürün … Talimatı ek 18’e uygun olarak yeni suşla yapıldığını, anılan özelliği haiz suşların —– getirtildiğini, bu kapsamda 24.08.2020 tarihli antiviral, 21.08.2020 tarihli mikrobiyolojik test sonuçlarının davacıya 24.08.2020 tarihinde teslim edildiğini, Bakanlığın davacıya gönderdiği 17.08.2020 tarihli yazısında yönetmeliğin 12 ve 14. maddelerine göre ruhsat başvuru tipinden ödeme yapılarak kalıcı ruhsat başvurusunda yapılmadığının bildirildiğini, dolayısıyla davacının kendi kusuruyla ruhsat alamamasına sebebiyet verdiğini, her ne kadar Bakanlığın 25.11.2020 tarihli yazısında testlerin 8 hafta ve 40 derecede yapılmamasının uygunsuzluk nedeni olarak gösterilmiş ise de, testlerin 54 derece ve 14 günde yapılmasının davacı firma tarafından talep edildiğini, davacının istenilen aralığa uygun olmayan ürününü değiştirerek sonradan gönderdiği ürüne analiz tarihi olarak 29.05.2020 tarihi girilerek ilk raporda sehven tarih hatası yapıldığını, davacı firmanın 22.10.2020 tarihinde spesifikasyon değişikliği talebinde bulunduğunu, 22.10.2020 tarihli rapor düzenlendiğini, bu raporda ise analizin tarih hatasının düzeltildiğini, spesifikasyon değişimine bağlı analiz sonuç raporları revizyonlarında analiz tekrarı yapılmadığını, ürün için tespit edilen analiz sonucunun yeni spekte uygun olup olmadığının değerlendirildiğini, her rapor revizyonunun analiz tekrarı anlatımına gelmediğini, 25.11.2020 tarihli eksiklik yazısında sadece tarih değişikliği yapıldığını, analiz tekrarı yapılmadığı halde, analiz sonuçlarında tereddüt hasıl olduğunun bildirilmesi üzerine, 26.11.2020 tarihli davacı talebi üzerine analiz tarihlerinin sehven yazıldığı belirtilerek düzenlenen revizyon, rapor ve ham dataların davacı firmaya ulaştırıldığını; davacıyla imzalanan sözleşmenin birinci maddesinde, analizlerin yapılabilmesi için doğru bilgi sunulması ve sadece bir kereye mahsus revizyon değişikliği yapılmasına rağmen müvekkili —– davacıyı mağdur etmemek adına ikinci spesifikasyon değişikliğinden sonrada analize devam ederek iyi niyetli davrandığını, herhangi bir kusuru bulunmadığını; – yanlışlığın tamamen – firmanın analize uygun spesifikasyona haiz ürünü zamanında ve eksiksiz ulaştırmamasından kaynaklandığını, davacının ruhsat başvurusunda olumlu sonuç alınamamasının müvekkili – şirketten kaynaklandığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının düzenlenen raporların uygunsuz olması sebebiyle ruhsatını kaybettiği iddiasının geçerliliği bulunmadığını, 25.11.2020 tarihli Bakanlık yazısında öncelikle testlerin hangi laboratuvarda yapılmasına karar verilmesi gerektiğinin açıklandığını, müvekkili kurum tarafından talep doğrultusunda aynı seri üzerinden yapılan çalışmaların, raporlarını ve kramatogram çıktılarının davacıya gönderildiğini; ilk talebine göre 40 derece ve 8 haftayı sağlayan analiz raporlarının davacıya 12.08.2020 günü gönderildiğini, talebine uygun 54 derece ve 2 haftayı sağlayan raporlarında gönderildiğini,—–ürün … Talimatının 8. maddesinde belirtilen çizelgeye göre hızlandırılmış stabilite testlerinin sağlanması gereken özelliği yapılan seçime göre 40 derece 8 hafta veya 54 derece 2 hafta olduğunu, esasen davacının da analizleri 54 derece de 2 haftada yapılmasını yazılı olarak talep ettiğini; Bakanlığın 08.04.2021 tarihli uygunsuzluk yazısında bu kez yapılan stabilize analizi 54 derece ve 2 haftaya uygun olmadığı belirtilmiş ise de, bu yorumun sebebinin anlaşılamadığını, testlerin yasa ve mevzuata uygun olduğunu, bu konuda ulusal ya da uluslararası mevzuat standart uygulama bulunmadığını; 08.04.2021 tarihli yazıda atıf yapılan 05.03.2021 tarihli Ürün Tipi —– ve Ürün Tipi —– Ürün Analizleri Hakkında Talimat ile analizlere hemen başlanmasına dair talimat yayımlanmış ise de, söz konusu talimatın yayımlandığı tarihte yürürlüğe girdiğini, bu dava açısından uygulanmasının mümkün olmadığını, numunenin veriliş tarihinin 2020 yılı Mayıs ayı olduğunu; kaldı ki, 08.04.2021 tarihli uygunsuzluk yazısında davacı firmanın ürünü aktif ham maddesini değiştirdiği ve bu davacının bu kapsamda yeni seri üzerinden testlerin yenilenmesi gerektiğinin belirti eksikliği tamamlayıp tamamlamadığı bilinemediği gibi müvekkilinden de yeni seri üzerinden test yapılması talebi bulunmadığını, yine 08.04.2021 tarihli yazıda etiket, ambalaj çeşitli ürün değerleri gibi pek çok farklı eksiklik bulunduğunun anlaşıldığı; davacının ruhsat alamama sebebinin analizlerden değil, üzerine düşen yükümlülükleri zamanında tamamlamamasından kaynaklandığını; Bakanlıktan ruhsat alabilmesi için talep edilen mikrobiyolojik testler ile antiviral etkinlik testlerinin müvekkili kurum tarafından düzenlenmediği dava dilekçesinde ileri sürülmüşse de davacının iddiasına konu bu raporların 26.11.2020 tarihli mailinde talep etmediğini, kaldı ki söz konusu raporların Kasım ayından çok önce 13.07.2021 tarihinde gönderildiğini, (sehven bu tarihe yer – verildiği; kastedilen 13.07.2020 – olduğunun düşünüldüğü) ayrıca davacıya 01.02.2021 tarihli fiziksel analiz uzun süreli sonuç raporu, kimyasal analiz uzun süreli sonuç raporu, fiziksel analiz açılmış ürün satabilmesi sonuç raporunun 11.02.2021 tarihinde gönderildiğini; davacının pek çok kez ürün revizyonunda bulunarak analizlerin tekrarlanmasına kendi kusuruyla neden olduğunu; davacının süreç boyunca 4 kez spesifikasyon revize ettiğini; imzalanan teklif şartlarında sadece bir kez revizyon değişikliği hakkı bulunduğunu, buna rağmen müvekkilinin davacıyı mağdur etmemek için dosyayı kapatmadığını; spesifikasyon değişimine bağlı yapılan analiz sonuç raporu revizyonlarında analiz tekrarı yapılmadığını; ürün için tespit edilen analiz sonucunun yeni spekte uygun olup olmadığının değerlendirildiğini; her rapor revizyonunun analiz tekrarı olmadığını, spek değişiminde sadece sonuca uygunluk değerlendirmesinin revize edildiğini, müvekkilinin sadece ilgili analiz vermekle yükümlü olduğunu; sonuçların kabul görüp görmemesi ve/veya ruhsatlandırma aşamasında sorun çıkması halinde herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını; dava dilekçesinde bahsi geçen ihtarın müvekkiline ulaşmadığını, talep edilen zarar kalemlerini gerçek dışı, fahiş ve afaki olduğundan bahisle yerinde olmayan davanın reddini talep etmiştir.

Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacının Sağlık Bakanlığından ruhsat almak için davalıya yaptırdığı analiz sonuçlarında davalının ayıplı ifasının bulunup bulunmadığı, var ise davacının kalıcı ruhsatı alamamasının sebebinin ayıplı ifa olup olmadığı, davalılara kalıcı ruhsatın alınamaması nedeniyle kusur atfedilip atfedilemeyeceği, kalıcı ruhsatın alınamaması nedeniyle davacının zararının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise zararının miktarı ve zarardan davalıların sorumlu olup olmadıkları olup olmadığı noktasındadır.

Davanın Hukuki Niteliği: Dava, sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediği iddiasına dayalı menfi zararın tazmini davasıdır.

Davanın Hukuki Sebebi: Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 125/2 maddesindeki; “Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir. .” şeklindeki düzenlemedir.

DELİLLER :
Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden tarafların son tescil bilgileri celp edilmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.—-müzekkere yazılarak davacının ruhsat başvurusuna ilişkin evrakların mahkememize gönderilmesi ve ruhsat başvurusunda istenen analiz sonuçlarına ilişkin bir mevzuat olup olmadığı, uygulamanın nasıl yapıldığı hususlarının mahkememize bildirilmesinin istenilmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.Bilirkişi heyeti 21/02/2022 tarihli kök raporunda özetle; husumet yöneltilen ——ile davacı arasında akdi ilişki bulunduğu hususunun dosyaya yansımadığı; hizmet bedelinin ona ödenmediğini, testlerinde anılan şirket tarafından yapılmadığını, buna göre davada husumet düşüp düşmediğinin nihai takdirini mahkemeye ait olduğunu, diğer davalı —–yönünden davalı Bakanlığın ruhsatlandırmaya esas başvurulara verdiği cevaplar dikkate alınarak, davacının ruhsat alamamasının temel nedeninin davalının analizleri mevzuatta öngörülen yönteme göre yapmamasından kaynaklardığı sonucuna varılmakla, nihai takdirin mahkemeye ait olmak üzere, davacının sözleşmeyi fesihte haklı olduğunu, mahkemece davacının sözleşmeyi fesihte haklı olduğunun benimsenmesi halinde, yukarıda değerlendirme başlığı altında (3/F) sayılı bentte açıklanan nedenlerle dosyaya kazandırılacak 15.12.2020 tarihli dönme bildirimi dikkate alınarak, taraflar arasındaki sözleşmedeki edim süresine nazaran, 15.08.2020 tarihine kadar da geçici ruhsatla faaliyetini yürütmesine ve yeni bulacağı laboratuvar ve benzeri süreçteki test süresi dikkate alındığında kar kaybına esas sürenin 6 ay olarak hesaplandığını, davacı ticari defterleri üzerinde mali müşavir nitelikli bilirkişi aracılığıyla anılan devre açısından kâr kaybı hesabı yapılması gerekeceğini, davacının, davalıya ödediği test bedeli tutarının 31.393,90 TL olduğunu, ruhsat başvurularına başka laboratuvarla devam etmesi halinde davalının düzenlediği testlerin davacıya faydası olmadığından iadesi talebinin takdirinin mahkemenin yargı yetkisi dahilinde olduğunu beyan ve rapor etmiştir. —— Talimat) istinabe edilerek alınan bilirkişi raporunda özetle; davacının incelenen defterlerinin TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, defter sonuçlarının birbiri ile ve ilgili belgelerle uyum arz ettiği, defterlerin delil niteliği taşıdığı, HMK 222 hükmü gözetilerek takdirin mahkemeye ait olduğunu, davacının yapılan defter incelemesi sonucu; davalıya ödediği test bedeli tutarının 31.893,90 TL olduğunu, davacının 6 aylık kar kaybının defter kayıtlarına göre; 134.821,38 TL hesaplandığını beyan ve rapor etmiştir.Bilirkişi heyeti 26/04/2023 tarihli ek raporunda özetle; —- Laboratuvarları) ve —— tarafından —–talep etmiş olduğu 40 derecede 8 hafta sürecek analizi davacı tarafın ruhsat başvurusu için yeterli sürede tamamlamadığını, belirtilen süre içerisinde davalının başvuru sürecinin başında yeni suşların temini için talepte bulunması ve analizleri gerekmekte iken analizin bir kısmının eski suşlarla yapılmış olması sonuçlarda farklılık doğmasına neden olduğunu, analizlerin sözleşmede belirtilen süresi içerisinde tamamlanmadığının görüldüğünü, yapılan incelemeler neticesinde davacı firma tarafından istenen analizler sözleşme kapsamında bulunduğunu, 30.04.2020 tarihi saat 24.00 ile 03.05.2020 tarihi saat 24.00 arasında —–sokağa çıkma yasağı uygulanmış olup bu durüm sonuçların gecikmesi ile ilgisi bulunmadığını, kromotogram çıktılarının gönderilme zorunluluğu olduğuna dair sözleşmede herhangi bir madde bulunmadığını, sair hususlarda kök rapordaki tespitlerin cari olduğunu beyan ve rapor etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı tarafça ruhsat almak için başvuru yaptıkları, ancak davalı tarafından hazırlanan analiz sonuç raporlarının uygun bulunmaması nedeniyle ruhsatın iptal edildiği ve kalıcı ruhsat alamadıklarını, davalı tarafından yapılan ifanın ayıplı olduğunu beyanla müspet zararın tazmininin talep edildiği anlaşılmıştır.Davalı —— vekili tarafından davanın zamanaşımı gerçekleştikten sonra açıldığı, bahse konu analizlerin kendileri tarafından yapılmadığı, bu nedenle kendileri yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiği, mahkeme aksi kanaatte ise kusurlarının bulunmaması nedeniyle davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.Davalı ——- tarafından husumetin kendilerine yöneltilemeyeceği, davacının kendi kusurundan kaynaklı olarak ruhsat alamadığı, davacı tarafından talep edildiği şekilde analizlerin yapıldığı, davacının ruhsat alamamasında kusurlarının bulunmadığı iddialarıyla davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Dava, sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediği iddiasına dayalı menfi zararın tazmini istemine ilişkindir.Davalı —— zamanaşımı defi yönünden yapılan incelemede; davaya konu analizin 2020 yılında yapıldığı, davanın 2021 yılında açıldığı, bu nedenle zamanaşımının dolmadığı, zamanaşımı definin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.Davalı —– husumet itirazı yönünden yapılan incelemede; davacı tarafından davalı ——- ile aralarında akdi ilişki bulunduğunun ispata yarar bir delil sunulmamış olması, hizmet bedelinin bu şirkete ödenmemiş olması ve testlerin de —–tarafından yapılmamış olması nedeniyle husumet itirazının yerinde olduğu, davalı —–husumet yöneltilemeyeceği kanaatine varılarak ——- yönünden açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.Davalı ——yönünden açılan dava bakımından yapılan incelemede; öncelikle davacının sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediği, analizlerin uygun yapılmaması nedeniyle ruhsat alamadıkları iddiası yönünden inceleme yapılması gerekmiş ve analizlerin uygun yapılıp yapılmadığı, uygun yapılmamış ise davacının ruhsatı bu sebeple mi alamadığı, yoksa başka bir sebeple mi alamadığı hususlarında ayrıca analizler uygun yapılmamış ise bu nedenle davacının zararının oluşup oluşmadığının tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, dosya kapsamına ve bilimsel verilere uygun olarak hazırlanması nedeniyle hükme esas alınan bilirkişi raporlarına göre davalı tarafından yapılan analizlerin uygun olmadığı görüşünün mütalaa edildiği, bu kapsamda davacının davalı tarafından edimin ayıplı ifa edildiği iddiasını ispat ettiği kanaatine varılmıştır.
TBK’nun 125/2.maddesine göre sözleşme ile üstlenilen edimin gereği gibi ifa edilmemesi durumunda bu nedenle uğranılan zararın tazmininin talep edilebileceği düzenlenmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davacının sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle, davacı tarafından benzeri bir laboratuvar ile anlaşarak sürecin yeniden başlatılıp ruhsat işlemlerinin devam etmesinin sağlanabilmesi için gerekli olan ve bu sürede ruhsatı kullanamaması nedeniyle oluşan zararın 6 aylık kar kaybı olan 134.821,38 TL, ruhsat almak için harç bedeli olarak yatırılan ve davalı tarafından analizlerin uygun yapılmaması nedeniyle alınamayan ruhsat harç bedeli olan 12.120,00 TL ve analiz bedeli için davalıya ödenen 31.393,90 TL zararının bulunduğu anlaşılmıştır.Tüm dosya kapsamından; davacı tarafça Sağlık Bakanlığı’na ruhsat başvurusunda bulunulduğu, bunun için gerekli olan analizin yapılması için davalı—- ile anlaştığı,—— tarafından analizin gereği gibi yapılmaması nedeniyle davacının ruhsat başvurusunun iptaline karar verildiği ve kalıcı ruhsatın alınamadığı, davacının kalıcı ruhsat alınamaması nedeniyle kar kaybı oluştuğu, kar kaybı miktarının 134.821,38 TL olduğu, ayrıca ruhsat için başvuru yaparken ödediği harç bedeli 12.120,00 TL zararının olduğu, davacının yoksun kalınan kardan kaynaklı zararı bakımından ve ruhsat harç bedeli zararı bakımından davalı—– Noterliği’nin 15/12/2022 tarih ve ——yevmiye numaralı ihtarnamesinin tebliğ tarihi olan 18/12/2020 tarihinden ihtarnamede verilen müddet olan 7 gün sonrasında 28/12/2020 tarihinde temerrütün oluştuğu, bu tarihten itibaren faiz işletilmesi gerektiği, analiz bedeline ise arabuluculuk başvuru tarihi olan 14/01/2021 tarihinden (Yargıtay —–. Hukuk Dairesi’nin—– Esas ve——Karar sayılı ilamı) temerrütün oluştuğu ve bu tarihten itibaren faiz işletilmesi gerektiği, tarafların tacir olması ve yapılan işin ticari işletmeleri ile ilgili olması nedeniyle işleyecek faizin avans faizi olduğu sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın —– yönünden reddine, —–Üniversitesi yönünden kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davalı —– zamanaşımı definin reddine,
2-Davalı —–Yönünden açılan davanın reddine,
3-Davalı —— yönünden açılan davanın KABULÜ ile;
A-134.821,38 TL yoksun kalınan karın 28/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı—— alınarak davacıya verilmesine,
B-12.120,00 TL ruhsat harç bedeli olarak yapılan giderin 28/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı ——- alınarak davacıya verilmesine,
C-31.393,90 TL analiz bedelinin 14/01/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı——- alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 12.182,08 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 170,78 TL’nin ve tamamlama harcı olarak alınan 2.883,05 TL’nin mahsubu ile bakiye 9.128,25‬ TL’nin davalı—— alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 27.750,29 TL vekalet ücretinin davalı —— alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı ——- kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı—— verilmesine,
7-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan ve 59,30 TL başvurma harcı, 4.000,00 TL bilirkişi masrafı, 464,80 TL posta ve tebligat giderinden oluşan yargılama gideri ile peşin harç olarak alınan 170,78 TL ve 2.883,05 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 7.577,93 TL’nin davalı —– alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.360,00 TL’nin davalı —– tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Davalı ——tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinden bırakılmasına,
10-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——- Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.