Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/339 E. 2022/817 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/339
KARAR NO : 2022/817

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/12/2020
KARAR TARİHİ : 29/11/2022
——Asliye Ticaret Mahkemesinin ——Esas ve Karar sayılı yetkisizlik kararı üzerine mahkememize gönderilen alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkemeye sunduğu dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirket ile—– arasında imzalanmış olan sözleşme gereğince müvekkili ——- yapım işi kapsamında müşavirlik işlemlerini yürütmekte olduğunu, müşavir firma olarak müvekkili şirketin ——adına işin mevzuata, sözleşmeye, teknik şartnamelere ve eklerine uygun yürütüldüğünü denetlemek ve idareye raporlayarak işi geçici kabul aşamasına kadar takip etmekle yükümlü olduğunu, bu kapsamda müvekkili şirketin——ülkesinde sözleşmesinde de belirtildiği şekilde gerekli personeli işin geçici kabulüne kadar bulundurmak yükümlülüğü altında olduğunu, davalının ise —– ile imzalamış olduğu sözleşme gereğince söz konusu inşaatın inşaatın yüklenici müteahhidi olduğunu, yüklenici ile—— arasında imzalanan sözleşme doğrultusunda yüklenicinin işi idarece verilen uzatma süreleri de dahil olmak üzere en geç 14.01.2020 tarihinde bitirmesi gerekirken yüklenicinni kendisinden kaynaklı kusurlar sebebiyle ancak 28.02.2020 tarihinde işin, idare tarafından geçici kabule uygun görüldüğünü, böylece müvekkili firmanın 1 ay 2 hafta süreyle fazladan çalışmak zorunda kaldığını, yüklenicinin işi kusuru ile geciktirdiği idare tarafından yazılan yazılar ve kesilen cezalar ile sabit olduğunu, yüklenici tarafından gecikilen bu süre içerisinde müvekkilinin personel çalıştırdığını , sabit işletme giderlerini harcadığını ,——şantiye alanında personellerini tutmaya ve çalıştırmaya devam etmek zorunda kaldığını, müvekkili idare ile arasındaki sözleşme gereği davalının kusuru ile uzayan döneme ilişkin idareden herhangi bir ücret alamamakta olduğunu, dolayısıyla bu süreçte davalının kusuru sebebiyle oluşan müvekkilinin maliyetleri ve zararlarının da davalı tarafından tazmininin gerekmekte olduğunu, bu dönemde müvekkilinin yaptığı tüm masrafların davalının kusuru sebebiyle gecikmesinden kaynaklanmakta olduğunu, şayet davalının sözleşmesine uygun şekilde işi teslim edebilmiş olsa idi müvekkilinin de bu bedelleri ödemek zorunda kalmayacağını, bu sebeple müvekkilinin bu zararlarının davalı tarafından karşılanması gerektiğini beyan ederek fazlaya ilişkin tüm dava ve tazminat hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 2.000,00 TL’nin davalıdan ticari faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili şirket arasında akdi bir ilişki bulunmadığını, davacı şirketin dava dilekçesinde belirtildiği gibi müvekkili şirket ile ——arasında imzalanan “——-” işine ilişkin olarak—— adına işin mevzuata, sözleşmeye ve eklerine uygun şekilde yürütülmesinin denetlemekle —— tarafından görevlendirildiğini, davacı şirket ile —— arasında bu amaçla sözleşme yapıldığını da davacı tarafından dava dilekçesinde belirtildiğini, davacı şirketin —— ile arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan zarar taleplerinin muhatabının müvekkili şirket değil, bizzat sözleşmenin nispiliği ilkesi uyarınca——- olduğunu, müvekkili şirketin yükümlülükleri ve sorumluluklarının 08.08.2016 tarihli sözleşme uyarınca—— karşı olduğunu, sözleşme konusu işin tamamlanmasında gecikme olması halinde uygulanacak yaptırımların, 08.08.2016 tarihli sözleşmede düzenlenmiş olup, müvekkili şirketin davacı şirkete karşı herhangi bir sorumluluğu olmadığı gibi davacının işin gecikmesi nedeniyle müvekkili şirketten tazminat talep etmesinin hiçbir hukuki ve maddi dayanağının bulunmadığını, bu nedenlerle öncelikle davacının zararının tazmini taleplerine ilişkin davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, müvekkili şirket ile ——arasındaki 08.08.2016 tarihli sözleşme uyarınca işin teslim tarihinin süre uzatım dahil olmak üzere 14.01.2021 tarihi olduğunu, müvekkil şirket tarafından sözleşme hükümlerine göre yapılan haklı süre uzatım taleplerinin kabul edilmemesi nedeniyle işin 28.02.2020 tarihinde geçici kabulünün yapıldığına ilişkin tutanağın “Geçici kabul itibar tarihi ve süre uzatımı hususlarındaki tüm beyan, itiraz ve hukuki hakkımız saklı kalmak kaydı” ile müvekkili şirket tarafından imzalandığını, davacının iddia ve taleplerini kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkil şirket tarafından 08.08.2016 tarihli sözleşme ile üstlenilen işlerin geç teslim edildiğine ilişkin iddianın da taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili şirketin geçici kabul tutanağına göre 14.01.2021 tarihinde teslim edilmesi gereken işi 28.02.2021 tarihinde teslim etmiş gözükmekte olduğunu, bununla birlikte gerek geçici kabul tutanağında müvekkil şirket tarafından konulan şerh, gerekse İdare ile yapılan yazışmalar incelendiğinde esasen sözleşmenin süresine eklenmesi gereken müvekkil şirketten kaynaklanmayan gecikmelerin ek süre talep edilmesine rağmen dikkate alınmadığını, her ne kadar müvekkil şirket tarafından işin geç teslim edilmesi söz konusu olsa dahi bu durumun davacının tazminat taleplerine hukuki bir mesnet teşkil etmemekle birlikte sözleşme konusu işin geç teslim edildiğine ilişkin iddiaların da kabul edilmediğinin ifade edilmesi lüzumunun hâsıl olduğunu, 05.12.2019 tarih ve—— sayılı yazıları ile müvekkili şirketin sorumluluğundan kaynaklanmayan yerel onayların alınması ve kalıcı elektrik temininde gecikmeden kaynaklanan sistemin test ve devreye alma işlemlerinin ötelenmesi gerekçesiyle işin ön kabul tarihinin 67 gün süre ile uzatılarak 6 Aralık 2019 tarihinden 11 Şubat 2020 olarak revize edilmesinin talep edildiğini, ayrıca aynı yazılarında iş kapsamındaki imalatlar kullanılmak üzere —– ithal edilen malzemelerin İdare tarafından temin edilmesi gereken vergi muafiyeti işlemlerindeki gecikmelerden dolayı ——- gümrüğünde kaybedilen süre detaylarıyla izah edilerek anılan malzemelerin sahaya ne zaman ulaşacağı tam olarak bilinmediğinden, gecikmelere bağlı ilave süre uzatım taleplerinin saklı tutulduğunun belirtildiğini, idarenin 26.1.2019 tarih ve —— sayılı yazısı ile “Bahsedilen yerel olayların işin süresini etkileyecek nitelikte olmadığı, test ve devreye alma işlemleri için ise toplantı tutanağı uyarınca 39 günlük süre uzatımının yeterli olduğu” belirtilerek 11 Şubat 2020 olarak revize edilen işin süresinin 14 Ocak 2020 olarak revize edildiğini, 09.01.2020 tarih ve —— sayılı yazıları ile; “Sözleşmenin 9’ncu maddesi ve Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 17’nci maddesinde açıkça belirtildiği gibi “Onaylı İş Programının” bağlayıcı olduğu, İş Programının 7. Maddesinde kalıcı şebeke elektrik tesisatının devreye alınması tarihi 09 Eylül 2019 olarak onaylanmış olduğu, ancak müvekkil şirketten kaynaklanmayan nedenlerle; kalıcı elektrik şebekesinin ancak 15 Kasım 2019 tarihinde devreye alınabildiği, buradaki gecikmenin 67 gün olduğu, 67 gün ek süre verilerek sözleşme süresinin 11 Şubat 2020 olması gerekirken 14 Ocak 2020 olarak revize edilmesini bir başka anlatımla 67 gün ek süre talebimizin 49 gün olarak kabul edilmesini hiçbir haklı gerekçesi olmadığı” belirtildiğini, ayrıca ——gümrüğündeki işlemlerin vergi muafiyeti sürecindeki sorunlara bağlı olarak gecikmesi nedeniyle,16 Eylül 2019 tarihinde sorunun çözümlendiği 10 Aralık 2019 tarihine kadar 85 takvim günü boyunca gümrükte müvekkili şirketten kaynaklanmayan gecikme yaşandığı belirtilerek, bu gecikme de dikkate alınarak işin süresinin 29 Şubat 2020 tarihine kadar uzatılmasının talep edildiğini ancak bu haklı taleplerinin davacı şirketin de müdahalesi ile—— tarafından kabul edilmediğini, bu hususlara ilişkin her türlü haklarını saklı tuttuklarını, bununla birlikte müvekkil şirket sözleşme süresinin sona erdiği 14 Ocak 2020 tarihi itibariyle Sözleşmenin 19’ncu maddesi uyarına işin geçici kabule uygun hale getirildiği belirtilerek geçici kabul işlemlerinin yapılması amacıyla 14.01.2020 tarih ve ——sayılı yazı ile——müracaat ettiğini, ancak davacı müşavir firmanın 17.01.2020 tarihlinde —— teknik elamanları ile yaptığı toplantılara müvekkil şirketin teknik ekibini davet etmeyerek, işin seviyesinin %95’in altında kaldığı belirtilerek genel ilerleme seviyesinin %92,0275 olarak belirleyerek işin geçici kabule hazır olmadığını belirttiğini, davacı müşavir firmanın bu tespitinin doğru olmadığını, geçici kabulde işin seviyesini tespiti yapılırken müvekkili şirketin teknik ekibi ile müzakereden özellikle kaçınıldığı belirtilerek itiraz edildiğini, bu hususa ilişkin yazılarının dilekçe ekinde yer aldığını, 20.01.2020 tarih ve—– sayılı ve 27.01.2020 tarihli ve ——sayılı yazıları ile talep edildiğini, 04 ve 05 Şubat 2020 tarihinde yapılan ön inceleme tespitlerinde tutanakların müvekkil şirket teknik personeli ile birlikte düzenlenmesi gerekirken davacı müşavir firmanın bundan da imtina ederek tek taraflı şekilde Geçici Kabul Eksikleri Tespit Tutanağı düzenlediğini, bu tutanak ve içeriğinin gerçek durumu yansıtmadığından 13.02.2020 tarih ve —— sayılı yazıları ile itiraz edildiğini, 18.02.2020 tarih ve —–sayılı yazıları ile süre uzatımına ilişkin talepleri ile Geçici Kabul Tutanağı eksikliklerine ilişkin itirazlarının saklı tutularak Geçici Kabul’ün 14 Ocak 2020 tarihi itibariyle yapılmasının talep edildiğini ancak 26-28 Şubat 2020 tarihlerinde yapılan saha incelemesi neticesinde düzenlenen Geçici Kabul Tutanağı ile geçici kabul tarihi olarak 28 Şubat 2020 olarak kabul edildiğini, müvekkili şirketin 14 Ocak 2020 tarihinden sonra da işin geçici kabule hazır edilmesine rağmen davacı şirketin Sözleşme, eklerine, Yapım İşleri Genel Şartnamesi hükümlerine aykırın davranışları neticesinde geçici kabul tarihi olarak 28 Şubat 2020 olarak kabul edildiğini, müvekkili şirket aleyhine 14.01.2020 ile 17.02.2020 tarihleri arasındaki 34 gün için 301.920,00 USD gecikme cezası kesildiğini, gecikme cezası kesintisine karşı her türlü haklarının saklı tutulduğunu, görüldüğü gibi müvekkil şirkete gecikme nedeniyle 08.08.2016 tarihli sözleşme ile —— tarafından 8.880,00USD günlük gecikme cezası uygulanmaktadır ki müvekkili şirketin gecikme halinde sorumlu olduğu gecikme cezaları sözleşme ile düzenlenmiş olup, davacı müşavir firma’nın işin geç teslimi nedeniyle zarar tazmin talep hakkı olmadığının açık olduğunu beyan ettiğini , delillerinin toplanarak davacının haksız ve hukuki mesnetten yoksun taleplerinin husumet yönünden reddine, haksız davanın esastan reddine; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Mahkememizce —–Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak davacının niza konusu uyuşmazlığın ait olduğu 2018-2019-2020 yıllarına ilişkin ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak mali müşavir bilirkişi tarafından rapor düzenlenmesi istenmiş , alınan 09/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda davalı —–ile imzalamış olduğu sözleme gereğ, —– yapım işini üstlendiği ve işin kabulünün yapılmış olduğu, davacı —– ile imzalamış olduğu sözleşme gereği —–yapım işi kapsamında müşavirlik işlemlerini yürütme işini üstlenmiş olduğu, davalının taahhüt etmiş olduğu işi 14.01.2020 tarihinde bitirmesi gerekirken 28.02.2020 tarihinde geçici kabulü yapıları işi, 17.02.2020 tarihinde bitirdiğini beyan ettiği ve 34 günlük gecikme için——-tarafından kendilerine sözleşme gereği 301.920,00 USD gecikme cezası uygulandığının ifade edildiği, davacı tarafın ticari defterlerinin Türk Ticaret Kanunu’na ve—— Muhasebe Standartları Kurulunun düzenlemelerine uygun olarak tasdik ve kayıt işlemlerinin yapılmış olduğu; incelenen defter kayıtlarında davalı adına yapılmış herhangi bir fatura ve benze belge kaydının, bir para ilişkişini gösterir tahsilat ve ödeme bilgisinin bulunmadığı bildirilmiştir.Talimat mahkemesi aracılığıyla aldırılan bilirkişi raporuna karşı davalı şirket tarafından sunulan beyan ve itiraz dilekçesinde 34 günlük gecikme nedeniyle —–tarafından sözleşme gereği kesilen 301.920 USD’nin ödendiği bildirildiğinden dosyada mübrez tüm deliller incelemek suretiyle bir mali müşavir bir inşaat mühendisi ve bir sözleşme hukuku uzmanı bilirkişiden oluşacak heyetten uyuşmazlık hakkında rapor aldırılmasına, 34 günlük gecikme nedeniyle davacı şirketin zarara uğrayıp uğramadığının tespiti ile uğramış olduğu zararın hesaplanmasının istenilmesine, davacı şirketin zararı uğraması halinde davalı şirketin zararından sorumlu olup olmadığı tespitinin istenilmesine, davalı şirketin ticari defterleri üzerinde mali müşavir tarafından yerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş , alınan 22/08/2022 tarihli bilirkişi raporunda davalı (yüklenici) ile—— arasında akdedilen 08.08.2016 Tarihli Sözleşme ile; “—– inşaatı işinin 14.800.000 USD+KDV bedelle yapımı, işin 08.02.2019 tarihinde tamamlanması—– hususlarında anlaşıldığı, davacı—–arasında 08.08.2016 tarihli—–Sözleşmesi ile yapılacak inşaatın —– hizmetinin davacı tarafından verilmesi hususlarında anlaşıldığı, diğer bir ifade ile davacı ve davalının taraf olduğu bir sözleşmenin mevcut
olmadığı, davalının inşaat yapım hizmetini sözleşme ile dava dışı —— verirken, dava dışı konsolosluk tarafından davacı yandan yapılan
inşaat işi için —— hizmeti alındığının görüldüğü,——inşaatı işine ait
17.02.2020 tarihli —-.Hakedişte süre uzatım iş bitim tarihinin 14.01.2020 olduğu, toplam 301.920,00 USD gecikme cezası kesildiği, hakedişin davalı yüklenici tarafından herhangi bir şerh veya itiraz konmadan imzalanmış olduğu, ——
tarafından davalıya düzenlenen ve hakedişinden kesilen 301.920,00 USD gecikme
cezasının huzurdaki davanın konusu olmadığı,davalı (yüklenicinin) işi gecikmeli teslim etmesine istinaden, davacının —— katlanmak zorunda kaldığı giderlerin ve zararının tespiti ile şimdilik 2.000 TL.’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesi” talebi ve iddiası ile huzurdaki davanın ikame edildiği,
davacı ile davalı şirket arasında akdi bir ilişki bulunmadığı, davacı yanın,
davalı ile—– arasında imzalanan “——” sözleşmesinin tarafı olmadığı,
davacının, davalı ile——arasındaki sözleşme konusu
imalatlarda gecikme olduğu gerekçesiyle davalı şirketten tazminat talep etmesinin hukuki dayanağı olup-olmadığı noktasında takdirin Mahkemeye ait olduğu, tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede, davacı yanın
uğradığını iddia ettiği dava konusu zarara ilişkin somut bir tespit yapılamadığı, davacı yanın kendi ticari defterlerinde dahi bu hususta bir tespitin yapılmadığı,
yine davacı yanın uğramış olduğu maddi zarar ve yapmış olduğu ilave
harcamaları ispata yarayan dosyaya somut herhangi bir belge, bilgi de sunulmadığından davacının davasının ispata muhtaç olup olmadığının Mahkemenin takdirinde olduğu bildirilmiştir.Tüm dosya kapsamına göre: davanın, davacı şirket ile dava dışı Bakanlık arasında imzalanmış müşavirlik sözleşmesi doğrultusunda dava dışı idare ile ——- Başkonsolosluğu) davacı şirket arasında 08/08/2016 tarihinde imzalanan kontrolörlük sözleşmesinde kontrolü yapılacak olan —- işinin davalı yüklenici şirket tarafından süresinde yapılmadığı, bu hususta davalı yüklenici şirketin kusurunun bulunduğu, davalı yüklenici şirket tarafından işin süresinde yapılmaması nedeni ile davacı şirketin maliyetlerinin arttığı ve bu nedenle maddi zararının bulunduğu iddiasına dayalı zararın tahsili istemine ilişkin olduğu, davacının ticari defterlerinde davalı şirketin dava dışı idare ile akdetmiş olduğu sözleşmenin süresinde yerine getirilmemesi iddiasına dayalı olarak zarara uğradığına ilişkin herhangi bir kaydın yer almadığı, 08/08/2016 tarihinde—– ile davacı şirket arasında imzalanan —–sözleşmesinin 12. Maddesinde yapım işlerine ilişkin idarece onaylanan bir süre uzatımı bulunduğu veya herhangi bir zamanda işlerin fiili ilerlemesinin onay verilmiş programa uymadığı görüşüne vardığı takdirde —– idarenin talebi üzerine ve yapım işi yüklenicisinin görüşü de alınarak işlerin ön görülen tamamlama süresi içerisinde bitirilmesini sağlamak üzere bir revize program hazırlayarak idareye sunacağının, yapım işine ait programın da idarece yapılan süre uzatım olduğu takdirde bu sözleşme ile taahhüt edilen ——hizmeti süresinin de uzayacağının, —— bu ilave süre için bedel artışı talebinde bulunamayacağı, yapım işinin öngörülenden daha kısa sürede bitmesi durumunda da —— sözleşme bedelinde herhangi bir indirime gidemeyeceğinin; 14. Maddesinde idarenin sözleşmenin ifasına ilişkin olarak bu sözleşmede yer alan yükümlülüklerini ——kusuru olmaksızın öngörülen süre içinde yerine getirmemesi ve bu sebep ile işin süresi içinde bitirilmesinin mümkün olmaması halinde bu durumun taahhüdün yerine getirilmesinde engel nitelikte olması ve —— bu engeli kaldırmaya gücünün yetmemesi hallerinde durumun idarece incelenerek işi engelleyici sebeplere ve yapılacak işin niteliğine göre işin bir kısmına veya tamamına ait sürenin uzatılacağının, öngörülemeyen durumlar nedeni ile iş artışına gidilmesi halinde yaptırılacak işin özelliğine göre idare tarafından gerekli süre uzatımının verileceğinin, öngörülemeyen durumlar nedeni ile iş artışının zorunlu olması hali ile idarece —— hizmetinin süresinin de yapım işinin iş artışından kaynaklanan ilave süresi kadar uzatılacağının, iş artışından kaynaklanan ilave süreler için idare tarafından uygun görülen oranda ve sözleşme bedelinin azami yüzde yirmisine kadar oran dahilinde bedel artışı yapılabileceğinin kararlaştırıldığı, davalı şirketin, davacı şirket ile dava dışı Bakanlık ve Konsolosluk arasındaki sözleşmelerin tarafı bulunmadığı, sözleşmenin nispiliği ilkesi gereği davalı yüklenici ile dava dışı idare arasında akdedilen —— işine dair sözleşmenin ancak sözleşmenin tarafları arasında hak ve borç doğurarak hüküm ifade edeceği, sözleşmeden doğan talep hakkının ancak sözleşmenin tarafı olan kişi/kişilerce yine sözleşmenin tarafı olan kişi/kişilere karşı ileri sürülebileceği, bu nedenle davacının davaya konu ettiği zarar talebini davalı şirketten talep edemeyeceği anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harç davanın başında alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 26,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —–avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile—— Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.