Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/297 E. 2021/870 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/297
KARAR NO : 2021/870

DAVA : Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin)
DAVA TARİHİ : 03/05/2021
KARAR TARİHİ : 09/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP :
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle müvekkili …, Davalı —- payına sahip olmakla Şirket’in 4040 oranında pay sahibi olduğunu. Müvekkilinin aynı zamanda 31/01/2013 yılında kurulan —arasında yer almakta olduğunu. Öte yandan davalı — diğer pay sahipleri —–
Davalı … —— oranında pay sahibi olduğunu, davalı— toplamda —-hissesine tekabül eden pay sahiplerinin üçünün de imzasıyla 07/10/2020 tarihinde hisse devri ve—- imzalandığını, Protokol ile pay sahiplerinden ..— sahibi olduğu —- eden — oranındaki hissesini, ——tarihindeki defter bedelinin ——–aynı şartlarda satmayı taahhüt ederek borç altına girdiğini, Müvekkili tarafından, Protokol’de kararlaştırılan devrin gerçekleştirilmesi için —— ihtarnamede, Davalı …—— devir zamanı ve devir bedeli hususlarında Müvekkil —– geçmesi ihtar edildiğini. Davalı Şirket’e ise; denetime elverişli, şeffaf ve somut bir şekilde —- tarihindeki defter değeri ve Davalı’nın — defterine göre güncel pay sahipliği durumu hakkında bilgi vermesi ihtaren bildirilmiştir. Her iki Davalı, ihtarnamede belirtilen hususların yerine getirilmemesi halinde yasal yollara başvurulacağı hakkında ikaz edildiğini, buna karşın, Davalı .—- yevmiye numaralı ihtarnamede özetle, Davalının hiçbir zaman Şirket’teki paylarının devri yönünde bir taahhütte bulunmadığı, Müvekkilimiz tarafından gönderilen ihtarnameye kadar Davalı’ya bir ödeme teklifinde bulunulmadığı, Protokol’ün tüm pay sahiplerince kayıt altına alınan Şirket tasfiyesine yönelik bir metin olduğu ve bir pay devir sözleşmesi olmadığı, Pay devrinin Şirket ana sözleşmesinde özel şekle bağlandığı,——– kadar yerine getirilmemesi sebebiylegeçersiz olduğunu ve tarafımızca halen Protokol’ün geçerli olduğu iddia ediliyorsa — tek taraflı olarak Davalı tarafından feshedildiği, iddia edildiğini. Böylelikle Davalı .—— paylarını Müvekkil’e veya herhangi bir pay sahibine devretmeyeceği ve bu devre zorlanamayacağı bildirildiğini Öte yandan, Davalı Şirket de — yevmiye numaralı ihtarname ile Müvekkilimiz’in taleplerini asılsız ve mesnetsiz olarak reddetmiştir. Tüm bu nedenlerle, taraflarca imzalanan Protokol’deki devir taahhüdü, Davalı … tarafından iyiniyetle ve rızaen yerine getirilemediğinden huzurdaki davayı açma zorunluluğu hâsil olmuştur. Belirtmiş olup neticeten Davalı .—- itibari değerli 140.000 adet hissesinin Müvekkiline devrine, karşılıklı ifanın sağlanması adına Davaya konu hisselerin bilirkişi incelemesi neticesinde takdir edilen değer üzerinden hesaplanmasına ve Davalı tarafından Müvekkil’e devredilecek payların değerinin ödenebilmesi, böylelikle belirlenecek defter değeri üzerinden karşı edimin tarafımızca ifası için bir depo kararı verilmesine, müvekkil adına yapılan ilgili hisse devrinin Davalı Şirket pay defterine kaydına ve haklı davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı —- vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin hisse devrinin nasıl yapılacağı ana sözleşme maddesi gereğince belirlenmiş olduğunu müvekkilli şirketin payları menkul niteliğinde olduğunu. Bunların devrine yönelik bir davanın müvekkili ile ilgili olmaması ve müvekkiline yöneltilecek olmaması bir yana müvekkil şirketin pay senetleri menkul mal niteliğinde olup TMK 762. maddesi vd. gereğince menkul malların özel bir ilişkiye dayanarak hükmen teslimi ancak zilyetliğinin korunarak o taşınırın mülkiyetinin nakledilmesi halinde mümkün olacağını. Kaldı ki, nama yazılı payların devrinin nasıl yapılacağı TTK 490. madde ve ana sözleşme 7. maddesinde açıkça düzenlendiğini şirketin pay devri kayıtlarında davacı ile diğer davalı arasında paylara ilişkin herhangi bir mülkiyet devri bulunmadığından ve bu husus davacının dilekçesinden de görüleceği üzere ihtilafsız olduğundan müvekkilim şirketin paylarını hiçbir mahkeme veya makam kararıyla başkasına devri müvekkilimin pay defterine hükmen mahkeme kararı ile kayıt attırılması mümkün olmadığını davacının müvekkili şirketteki paylarını satın almak için anlaşma yaptığını iddia ettiği diğer davalı ….— şirketin kurucu ortağı olmadığını müvekkili şirketin kurucu ortağı—– olduğunu müvekkili şirketin — genel — defteri ve —- şirketin —-sermaye karşılığı 32.000 payla şirketin kuruluşunda yer aldığı daha sonra — tarihinde —- toplantısında sermayesinin— bu tarihte halen pay sahibi bulunduğu ancak şirketin 01.08.2018 tarihinde yapılan olağan genel kurulunda kurucu pay sahibi —- bulunmadığı onun yerine payları diğer davalı ——— olarak temsil ettiği ve bu toplantıda iç kaynaklardan yapılan sermaye artışı neticesinde—adet paya sahip olduğu gösterilerek ana sözleşme tadili yapıldığı görülmüştür. —- müzakere ve karar defterinin tetkikinden yukarıda yazılı 26.04.2016 tarihli genel kurul toplantısı ve 01.08.2018 tarihli genel kurul toplantısı tarihleri arasında şirket ana sözleşmesinin 7. maddesi uyarınca şirket paydaşları veya 3. kişiler arasında yapılan devre onay verilmediği, böyle bir konuda herhangi bir yönetim kurulu kararı alınmadığı, kaldı ki diğer davalı …–şirket kurucu pay sahiplerinden birisi olmaması nedeniyle ana sözleşmenin 7. maddesindeki devir yasağı çerçevesinde şirketin paylarını iktisabı mümkün olmayacağından dava konusu payların hukuken maliki bulunması mümkün olmadığı gibi maliki olmadığı payları da başkasına devretmesi mümkün değildir. Bu nedenle, hükümleri, sonuçları geçerli olsun veya olmasın hükmen bir tescile imkan vermeyecek olması bir yana bahse konu sözleşmenin müvekkil şirket yönünden hiçbir hukuki hükmü ve değeri bulunmadığını, bu nedenle davanın TTK 497. madde vd. Aykırı olduğunu belirtmiş ve kapsamda gerçekleşmemiş bir devre yönelik pay defterine kayıt attırılmasına ilişkin hukuki olmayan talebin TTK 498 vd. maddelerine aykırı olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep ederim.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Davacı vekili, 09/12/2021 tarihli dilekçesi ile taraflar arasında anlaşma sağlandığını, protokol düzenlendiğini, davalılardan yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığını, ayrıca dosya kapsamında verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının kaldırılarak dosya kapsamında dosyaya yatırılan teminatın taraflarına iadesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı — vekili, sunmuş olduğu dilekçesi ile HMK 313 gereğince taraflar arasındaki uyuşmazlığı sona erdirdikleri ve sulh olduklarından dava konusuz kaldığı için davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep ettiklerini davacıdan hiçbir hak, alacak ve vekiller kendi adlarına vekalet ücreti talep etmeyeceklerini belirtmiştir.
Davalı … vekili mahkememize sunmuş olduğu dilekçede HMK 313 gereğince taraflar arasındaki uyuşmazlığı sona erdirdikleri ve sulh olduklarından dava konusuz kaldığı için davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep ettiklerini davacıdan hiçbir hak, alacak ve vekiller kendi adlarına vekalet ücreti talep etmeyeceklerini belirtmiştir.
Taraf vekillerince dosya kapsamına sunulan dilekçelerde mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talep edilmiş, her iki davalı tarafından da ihtiyati tedbir kararı uyarınca yatırılan teminatın davacı tarafa iadesi hususunda açıkça muvafakat verdiklerini beyan etmişlerdir.
Davacı vekili, feragat yetkisini içerir vekaletnamesini dosyaya sunmuştur.
Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir(HMK m.307). Feragat, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği gibi, hüküm ifade edebilmesi de karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir, ancak feragat kayıtsız ve şartsız olmalıdır(HMK m.309). Feragat, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir(HMK m.310) ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur(HMK m.311).
Vekilin davadan feragat etmesi halinde, bu konuda vekaletnamesinde özel yetki bulunmalıdır (HMK m.74).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yargılama sonunda (Ay. m.141); toplanan deliller, feragat, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı taraf dilekçe ile kayıtsız ve şartsız olarak yargılama sırasında davasından feragat ettiğini bildirdiği, davalı taraf ise hiçbir talebinin olmadığını beyan etmiş olduğundan, feragat beyanının yasal şartları taşıdığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1.DAVANIN FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Mahkememizce verilen — tarihli davalı .—temsil eden hisse senetlerinin 3. Kişilere devrinin önlenmesi yönünde verilen ihtiyati tedbir kararının taraf vekillerinin talebi uyarınca kaldırılmasına, teminatın her iki davalı tarafın açık muvafakati nedeni ile davacı tarafa iadesine
3-2 nolu ara karar uyarınca ihtiyati tedbir kararının kaldırıldığının — ve davalı şirkete bildirilmesine , yazılacak müzekkerelerin talep halinde taraf vekillerince elden takip yetkisi verilmesine
4.Davalılar tarafın yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5.Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca alınan 59,30 TL harcın peşin olarak yatırılan 2.390,85 TL den mahsubu ile kalan 2.331,55 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya ödenmesine,
6.Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7.Davalı tarafça vekalet ücreti talep edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8.Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya ve davalıya iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle dosya üzerinden oy birliği karar verildi.