Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/29 E. 2023/38 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/29
KARAR NO: 2023/38
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 15/01/2021
KARAR TARİHİ: 19/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı—– akdedildiğini, davalının , borçlu şirketin müvekkil kurum nezdinde doğmuş ve doğacak her türlü hak ve alacağına kefil olmak üzere ——– tarihinde —-süreyle geçerli olmak üzere genel kredi sözleşmelerini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, yine müvekkili kurumun sözleşmeden kaynaklı tüm hak ve alacaklarının teminatı olmak üzere ticari krediler için taşıt rehin sözleşmesi imzalandığını ve —— plakalı araca müvekkil banka lehine toplam —– miktarlı rehin şerhi işlendiğini ancak borçlu tarafından sözleşmelerde belirlenen yükümlülüklerin yerine getirilmediğini ve bu sebeple borçlu ve kefile —- yevmiye numaralı ile ihtarname gönderildiğini, taraflar arasında imzalanan —— gereğince borcun vade tarihinde ödenmemesi ile birlikte bütün alacak muaccel hale geldiğini ve davalının temerrüde düştüğünü, ihtarnameye yasal süresi içinde itiraz etmeyen ihtarnameye konu gecikmiş borcu da müvekkili kuruma ödemeyerek sözleşmesel yükümlülüğü gereği gibi ifa etmeyen dava dışı asıl borçluya karşı —– sayılı dosyasından rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğini, yine asıl borçlu ve kefile karşı Türk Borçlar Kanunu’nun 586. maddesi gereğince—— Esas dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ilamsız takibe geçildiğini, davalı kefilin, işbu takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin haksız olarak durdurulmasına sebebiyet verdiğini beyan ederek fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile davalı tarafından —– sayılı dosyası ile açılmış takibe ve ferilerine yönelik itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talebindeki oranlar üzerinden faiz işletilmesine , davalı aleyhine alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia etmiş olduğu kefalet sözleşmesinin hukuken geçerli bir sözleşme olmadığını, kefalet sözleşmesinin geçerli olması için gerekli özel şartları taşıması gerektiğini, kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için kanunda açıkça hangi şartları taşıması gerektiğinin düzenlendiğini ve aksinin kefalet sözleşmesini geçersiz kıldığını, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 583. Maddesinin “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” şeklinde düzenlendiğini, asla kabul manasına gelmemekle birlikte kefalet sözleşmesi hükümlerini taşısa dahi kefilin, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklının, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebileceğini ancak bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerektiğini, dosya kapsamına bakıldığında —— hakkında ödeme güçsüzlüğü içerisinde olduğuna ya da ihtarın sonuçsuz kaldığına dair bir delil bulunmadığını, bunların sonuçsuz kalması neticesinde ancak kefilin sorumluluğuna gidilebildiğini, dosya kapsamına da bakıldığında hiçbir şekilde gerekli araştırma yapılmadan kefil olarak görünen müvekkili hakkında işlem yapıldığını, “kredi ödemesinin vadeye bağlandığı durumlarda vade tarihinde (….) banka alacaklarının muaccel hale geleceğini kabul eder, muaccel hale gelen tüm borçların her türlü faiz ve diğer masrafları bilcümle fer’ileri ile birlikte derhal ödeyeceğini kabul ve taahhüt eder.” şeklinde sözleşmede düzenleme olduğunu , işbu düzenlenen sözleşme maddesinin açıkça cezai şart niteliğinde olduğunu, kefilin, asıl borç ilişkisinin hükümsüz hâle gelmesinin sebep olduğu zarardan ve ceza koşulundan sorumlu olacağına ilişkin anlaşmaların kesin olarak hükümsüz olduğunu, kefil ile alacaklı arasında yapılan sözleşmede her ne kadar sözleşmenin feshedilmesinden kaynaklı olarak cezai şart için anlaşma söz konusu olmuşsa da işbu cezai şarttan kefilin sorumluluğunun gündeme gelmediğini, çünkü sözleşmede öngörülen cezai şartın kanun gereği kesin hükümsüz olduğunu zaten aksi bir durumun kefilliğin doğasına da aykırı olduğunu , davaya konu olan alacağın likit alacak olmadığını, yargılama esnasında bilirkişi incelemesiyle miktarı belirlenebilecek faizin likit kabul edilmeyeceğini, borçlunun da böyle bir faize itiraz etmekte haksız kabul edilemeyeceği, alacak likit nitelikte değilse, likit olmayan bir alacağa itiraz edilmesi durumunda alacağın belirli olmaması borçlunun itirazını haklı kılacağını, böyle bir durumda borçlunun itirazın iptali davasını kaybetse dahi borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmeyeceğini, hal böyleyken faiz talebinin de haksız ve hukuka aykırılık teşkil ettiğini beyan ederek davanın reddine, alacağın %20 “sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
—— sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; davacı banka tarafından dava dışı borçlu aleyhine kredi borcu nedeni ile taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı, asıl alacak, işlemiş faiz,—– olmak üzere toplam —– üzerinden ödeme emri düzenlendiği, ödeme emrinin dava dışı borçluya tebliğ edildiği, —- plakalı aracın satışının yapıldığı, davacı banka lehine —– üzerinden rehin açığı belgesi düzenlendiği görülmüştür.
—–sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; davacı banka tarafından dava dışı asıl borçlu ve davalı aleyhine kredi borcu nedeni ile ilamsız takip yapıldığı, asıl alacak, işlemiş faiz, —-, masraf olmak üzere toplam —– üzerinden ödeme emri düzenlendiği, ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiği, davalının takibe itiraz etmesi üzerine davalı yönünden icra takibinin durduğu görülmüştür.
Mahkememizce davacı bankaya müzekkere yazılarak davaya konu kredi sözleşmelerine ilişkin kayıtlar, ödemelere ilişkin dekontlar , kat ihtarnamesi ve davalı ile dava dışı asıl borçluya çıkarılan ihtaratların-tebligatların bir örneğinin gönderilmesinin istenilmesine karar verilmiş olup, müzekkere cevapları dosya içerisine alınmıştır.
Mahkememizce dosyanın bankacılık uzmanı bir bilirkişiye tevdii edilmiş , alınan —- tarihli bilirkişi raporunda davacı banka ile dava dışı asıl borçlu —– limitli olmak üzere toplamda —- limitli—– imzalandığı, davalının iş bu sözleşmeleri müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığından —– kefalet limiti kapsamında sorumlu olduğu, davalının sözleşmenin akdedildiği tarihlerde şirket yetkilisi olduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 584 üncü maddesine eklenen madde kapsamında kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmayacağı, davacı banka tarafından davalı asıl borçluya kullandırılan kredilerin ödemelerinde aksama olması nedeniyle davacı bankanın davalı asıl borçlu ve kefile —— yevmiye nolu ihtarnamesini keşide ettiği, dava dışı asıl borçluya taraflar arasında imzalanan sözleşmede yazılı olan adrese gönderilen ihtarnamenin ——- tarihinde iade edildiği ancak taraflar arasında imzalanan sözleşmenin “tebligat adresi” başlıklı 6.3.maddesine istinaden tebliğ edilmiş sayılacağı, davalı asıl borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğ edilmesi karşısında ihtarname ile verilen 7 günlük sürenin sonunda temerrüdünün —– tarihi itibarı ile gerçekleşmiş sayılabileceği , davalı kefile gönderilen ihtarnamenin —- tarihinde iade edildiği , davalı kefile ihtarnamenin tebellüğ edilmemesi karşısında, —– göre temerrüdün takip tarihi ilibari ile gerçekleşmiş sayılabileceği, takibe konu taksitli krediye uygulanan akdi faiz oranı aylık — olup, sözleşme şartlarına göre —– olarak tespit edildiği, bu oranların davacı bankanın talebiyle örtüştüğü , —- tarihinden geçerli olmak üzere gecikme faizinin yıllık —- olarak belirlendiği, takip tarihi itibariyle davacı bankanın takibe konu artı para kredisi yönünden —– alacaklı olduğu, davacı banka tarafından dava dışı asıl borçluya kullandırılan 24 ay vadeli taksitli kredi için davacı bankanın —— tarihinde hesabı kat ettiği görülmüş ise de borç tutarını takip hesabına aktarmadığı ve taksitleri gecikmeli olarak tahsil etmeye devam ettiği , bu nedenle ihtarnamede keşide edildikten sonra yani en son ödeme yapıldığı—– tarihinde taksitli kredi yönünden —– anaparaya takip tarihine kadar konu krediye uygulanan % 39.96 akdi faiz oranından yapılan hesaplamaya göre davacı bankanın davalı kefilden takip tarihi itibarı ile —- olarak alacaklı olduğu , davacı banka tarafından takibe konu edilen —- yevmiye nolu ihtarnameye konu —- tarihinde ödenen—– nolu çek sorumluluk bedeli ile ilgili ödeme dekontu talep edilmesine karşın sunulmadığı ancak talep edilen ve sunulan ödeme dekontları (11.02.2019 tarihli ödeme dekontu ile 21.12.2020 tarihli yani takip sonrası yapılan ödeme dekontu) sunulduğundan bankanın alacağın varlığını belgeleyemediği ancak davalıya keşide edilen ihtarnamedeki çek sorumluluk bedellerinin ödeme dekontlarının sunulması ve Mahkemece kabul edilmesi halinde yapılan hesaplamaya göre—- olduğu , davalının —— sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itiraz nedeniyle davacı bankanın davalıdan tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile — asıl alacak , -işlemiş faiz ve — masraf olmak üzere toplam — alacaklı olduğu, — – asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —— tarafından 3 ayda bir deklere edilen değişen oranlarda temerrüt faizi ve faizin —- davalıdan istenebileceği, davalının —– takip dosyasına yapmış olduğu itiraz nedeniyle davacı bankanın tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile —asıl alacak,—- işlemiş faiz ve —- masraf olmak üzere toplam —- alacaklı olduğu, —- asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —- oranında temerrüt faizi ve faizin —- davalıdan istenebileceği, çek sorumluluk bedeli alacağına ilişkin — asıl alacak —- işlemiş faiz ve —-masraf olmak üzere toplam —- alacaklı olduğu, faizin—- davalıdan istenebileceği, yine çek sorumluluk bedeli alacağına ilişkin tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile —- asıl alacak ,—– işlemiş faiz ve —- masraf olmak üzere toplam —-alacaklı olduğu, faizin —- davalıdan istenebileceği bildirilmiştir.
Mahkememizce ——– sayılı icra dosyasında rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takibe ilişkin olarak satış haricinde yapılan bir ödeme bulunup bulunmadığının sorulmasına karar verilmiş olup, müzekkere cevabı dosya içerisine alınmıştır.
Tarafların itirazı üzerine dosya daha önce rapor sunan bankacı bilirkişiye tevdi edilmiş olup, alınan ——– tarihli bilirkişi ek raporunda her iki takipte aynı krediler talep edildiği ve her iki takip talebinde tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile takip başlatıldığı, takdirin Mahkemeye ait olduğu, hesaplamalar yönünden kök raporda bir değişiklik olmadığı bildirilmiştir.
Davacı vekiline davanın kısmi dava olması ve takip talebinde belirtilen istemlerin hangisini kapsadığı hususunda HMK 31. Md. uyarınca beyanda bulunmak üzere iki haftalık süre verilmiş , davacı vekili—–tarihli dilekçesinde davalının sorumlu olduğu —– rehin ile teminat altına alınan —- plakalı aracın satışından gelen —- düşülmesiyle davalının sorumlu olduğu miktarın —– düştüğünü ve huzurdaki davanın işbu bedel üzerinden açıldığını , —- plakalı aracın satışından gelen —- takip talebinde yer alan—- nolu kredinin ana parasına mahsup edildiğini, işbu kredinin işlemiş faizi, —— ihtarname masrafı borçlarının devam ettiğini, —- takip talebinde yer alan —- kredinin ana parasına mahsup edildiğini, işbu kredinin ana parasından —–, ihtarname masrafı borçlarının devam ettiğini, —- tahsilatın mahsup edilmediği kısımların ve takip talebinde yer alan ———– krediden kaynaklı borçların tamamını kapsadığını bildirmiştir.
Dava; davacı banka tarafından davalı kefil aleyhine kredi sözleşmesine istinaden açılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı bankanın dava dışı borçlu şirkete kullandırmış olduğu ve davalının geçerli kefaleti (dava dışı borçlu şirketin yetkili olmakla kefilin eşinin rızası gerekmediği) bulunan kredi sözleşmelerinden kaynaklanan borç bakiyesinin ödenmemesi üzerine hesap kat ettiği, hesap kat ihtarnamesinin dava dışı asıl borçlu şirkete sözleşme hükümleri neticesinde tebliğ edilmiş sayıldığı, davalı kefile usulüne uygun tebligat bulunmadığından davalının icra takip tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, davacı bankanın, dava dışı asıl borçlu şirkete karşı rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yaptığı icra takibinde rehin açığı belgesi aldığı ve davalıya karşı ilamsız icra takibi yaptığı, her iki icra takibinin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla açıldığı, davacı bankanın, iş bu davada rehnin paraya çevrilmesi yoluyla elde edilen araç satış bedeli tutarını alacak toplamından düşerek talepte bulunduğu, müteselsil kefil olan davalı hakkında ilamsız icra takibi yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, hüküm kurmaya elverişli bankacı bilirkişi raporuna göre——– icra takip tarihi itibariyle davacı bankanın ; takibe konu—- nolu kredi yönünden—-asıl alacak,—- işlemiş faiz ve—– ve –masraf olmak üzere toplam —- alacaklı olduğu, ——- asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —- ayda bir deklere edilen değişen oranlarda temerrüt faizi ve bu faizin —- davalıdan istenebileceği, takibe konu —- nolu kredi yönünden —- asıl alacak,— işlemiş faiz ve—–masraf olmak üzere toplam —- alacaklı olduğu,—– asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —– oranında temerrüt faizi ve faizin —- davalıdan istenebileceği, takibe konu —– ödenen çek ile ————sorumluluk bedeli ödenen çek ile ilgili davacı tarafça dekont sunulduğu, bu haliyle davacı bankanın çek sorumluluk bedeli ile ilgili alacağın varlığını kanıtladığı, çek yasal sorumluluk tutarlarının tazmin edilmiş olması sebebiyle gayrinakti alacağın nakti alacağa dönüstüğü, gayri nakdi alacağa yönelik sözleşme maddesinin çek tanzim tutarının kefilden talep edilebilir olmasını sağladığı (davacı ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında düzenlenen kredi sözleşmelerinde gayrinakdi çek depo talebinden müteselsil kefilin de sorumluluğunun bulunduğuna dair açık hüküm bulunduğu) davacı bankanın —- asıl alacak—işlemiş faiz ve—- masraf olmak üzere toplam —— alacaklı olduğu, —– nolu çek depo bedeline ilişkin —- asıl alacak —- işlemiş faiz ve —– masraf olmak üzere toplam —-alacaklı olduğu, davacı bankanın beyan dilekçesine göre taşınır rehnine konu olan aracın satış bedelinin —- takip talebinde yer alan —- nolu kredinin ana parasına , ——- takip talebinde yer alan —- nolu kredinin ana parasına mahsup edildiği , bu haliyle —– takip dosyası ile tahsilde mükerrerlik olmaması kaydıyla davalının —–sayılı takip dosyasına —— nolu hesaptan kaynaklı krediye ilişkin itirazının iptali ile —– işlemiş faiz, —– masraf olmak—— üzerinden takibin devamına, davalının —– sayılı dosyasına ——- nolu krediye ilişkin itirazının kısmen iptali ile —– asıl alacak, —— işlemiş faiz, —–masraf olmak üzere toplam ——- üzerinden takibin devamına, davalının——- dosyasına —– çek depo bedeline ilişkin itirazının iptali ile —- asıl alacak, — işlemiş faiz, —- masraf olmak—- üzerinden takibin devamına, davalının —– dosyasına —– nolu çek depo bedeline ilişkin itirazının iptali ile —- asıl alacak, —– işlemiş faiz,—– masraf olmak——- üzerinden takibin devamına dair davanın kısmen kabulüne , asıl alacak likit ve belirlenebilir olduğundan takibe haksız itiraz nedeniyle alacağına geç uluşan davacı lehine asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile:
——sayılı takip dosyası ile tahsilde mükerrerlik olmaması kaydıyla;
-Davalının —- sayılı takip dosyasına —— hesaptan kaynaklı krediye ilişkin itirazının iptali ile —- işlemiş faiz, —- masraf olmak —— üzerinden takibin devamına,
-Davalının —- sayılı dosyasına—- nolu krediye ilişkin itirazının kısmen iptali ile —- asıl alacak, —- işlemiş faiz, —— masraf olmak üzere toplam —-üzerinden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —-temerrüt faizi ve bu faizin —– uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
-Davalının ——sayılı TAKİP dosyasına —– çek depo bedeline ilişkin itirazının iptali ile —- asıl alacak, —- işlemiş faiz, —— masraf olmak — üzerinden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —- temerrüt faizi ve bu faizin—-uygulanmasına,
-Davalının—-sayılı takip dosyasına —– nolu çek depo bedeline ilişkin itirazının iptali ile —- asıl alacak,—- işlemiş faiz, ——- masraf olmak —- üzerinden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —– temerrüt faizi ve bu faizin ——- uygulanmasına,
2-Kabulüne karar verilen asıl alacağın (4.269,63TL )% 20’si oranında hesap edilen 853,92 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 1.232,07 TL harçtan davanın başında alınan 59,30 TL harçtan ve icra peşin harç 383,07 TL den mahsubu ile bakiye kalan 789,70 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına
4-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan dosya masrafı 2,50 TL, 10 adet e tebligat gideri 57,00 TL,2 adet müzekkere gideri 18,00 TL, iki adet tebligat gideri 50,00 TL, bilirkişi ücreti 1.250 TL olmak üzere toplam 1.377,50 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre (%88,38) 1.217,43 TLsinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına
5-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 9.200 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 2.266,09 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
8-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç olmak üzere toplam 118,60 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
9- Karar kesinleştiğinde dosya içerisinde bulunan ——— dosyasının mahalline iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———- Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/01/2023