Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/289
KARAR NO:2023/595
DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:28/04/2021
KARAR TARİHİ:11/07/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili alacaklı bankanın —— müşterek müteselsil sorumlu kefilleri ile 16/11/2017 tarihinde kredi sözleşmesi ve kefalet sözleşmesi imza edildiğini, borçlu taraflarca üst üste iki dönem borcun ödenmemesi, gayri nakdi kredilerinin ödenmemesi sebebi ile kendilerine —— yevmiye numaralı ihtarı keşide edilerek kredinin taksitlerinin ve gayri nakdi kredilerinin ödenmediğini, sözleşmenin uyarınca tüm vadesi gelmemiş ödemelerin de muacceliyet kesbettiğinin ihtar edildiğini, bu ihtara rağmen borçlu ve müşterek-müteselsil kefil sıfatı ile borçtan imzalamış oldukları sözleşme gereğince sorumlu olan taraflarca ödeme yapılmadığını, muhataplarca ödemenin gerçekleşmemesi üzerine taraflarınca —– sayılı dosyası ile borçlular aleyhine ihtiyati haciz kararı alındığını, akabinde —– sayılı dosyası ile süresi içerisinde takip işlemlerine başlandığını, müşterek-müteselsil kefillerden ——– söz konusu dosyada borca ve yetkiye itiraz ettiklerini, davalıların ödeme emrinde belirtilen alacağa ve yetkiye etmelerine karşın ihtiyati haciz kararına karşı herhangi bir itirazlarının olmadığını, bu bağlamda itiraz eden borçlu yönünden ihtiyati haciz kararının kesinleştiğini, müvekkili banka ile alacaklılar arasında sözleşmenin imza edildiği yerin —- olup yetki itirazının yersiz ve asılsız olduğunu, müvekkili banka ile davalılar arasında imzalanan Bankacılık İşlemleri, ——-temerrüt faizi ile ilgili maddeleri ile yasal mevzuatın ilgili maddelerine uygun olarak akdi faiz ve temerrüt faizi uygulaması yapıldığını, davalıların icra itirazlarında borçlu olmadığına ilişkin herhangi bir iddialarının olmadığını, takip konusu alacağın likit sözleşmeden kaynaklandığını beyan ederek ——– sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız olan itirazın iptal edilerek kaldırılmasına ve takibin devamına , takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte takibin devamına, likit alacağa haksız ve kötü niyetli itiraz eden borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına , yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle icra takibinin yetkisiz müdürlükte açıldığını ve bu açılan davada aynı şekilde yetkisiz mahkemede açıldığını, borçlunun yerleşim yerinin —- olduğunu , yetkili mahkemenin HMK madde 6’ya göre —— mahkemeleri olduğunu, müvekkillerinin davacı bankaya böyle bir borcu bulunmadığını, kefalet sözleşmesindeki imzaların müvekkillerine ait olmadığını, imza incelemesi yapılması gerektiğini, ayrıca kefalet sözleşmelerinde kefilin sorumlu olacağı miktarın açıkça yazmak zorunda olduğunu, kefalet sözleşmesindeki imzaların müvekkillerine ait olduğu hususunu kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkillerine hesap kat ihtarı çekilmediğini, dolayısıyla hesap kat ihtarı çekilmeden kefil sıfatıyla müvekkillerine başvuru yapılamayacağını beyan ederek davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.—— sayılı dosyasının incelenmesinde davacı tarafından davalılar ve dava dışı şirket ve şahıslar aleyhine 288.837,79 TL asıl alacak, 605,50 TL masraf, 4.041,15 TL işlemiş faizin vergisi ,80.822,99 TL işlemiş faiz, 910,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 375.217,43 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalılar tarafından borca, yetkiye faize, ferilerine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür . Mahkememizce TBK 89/1. Maddesine göre para borçlarının götürülecek borçlardan olduğu, alacaklı bankanın yerleşim yerinin mahkememiz yargı çevresinde olduğu anlaşılmakla davalılar vekilinin yetki itirazının reddine karar verilmiştir. Davacı vekili 11/07/2023 tarihli duruşmada “dava açıldıktan sonra davalı borçlu şirket tarafından icra takibine konu borç ödenmiştir. Dava bu nedenle konusuz kalmıştır. Davalı taraftan yargılama gideri, vekalet ücreti ve icra inkar tazminatı talebimiz yoktur ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamına göre ; davanın, kredi ve kefalet sözleşmesi nedeniyle nedeniyle yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı tarafından icra takibine konu borcun ödendiği, takip konusu alacağın haricen ödemesine yönelik icra dosyasında tahsil harcı makbuzu bulunduğu, davalı borçlu tarafından yapılan ödeme ile davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı vekilinin davalı taraftan yargılama gideri, vekalet ücreti ve icra inkar tazminatı talebi olmadığından davacı lehine yargılama gideri, vekalet ücreti ve icra inkar tazminatına hükmolunmasına yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 4.531,69 TL mahsubu ile 4.351,79 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine
3-Yargılama giderlerinin talebi gibi davacı üzerinde bırakılmasına
4-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının yatıran taraflara iadesine,
5-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.360 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Talep olmadığından davacı lehine yargılama gideri, vekalet ücreti ve icra inkar tazminatına hükmolunmasına yer olmadığına
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —– Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/07/2023