Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/281 E. 2021/802 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/281 Esas
KARAR NO : 2021/802

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/11/2020
KARAR TARİHİ : 09/11/2021

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 27/11/2020 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; 20/01/2020 tarihinde vuku bulan trafik kazasında—- plaka sayılı araç ile —- plakalı sayılı araç —- müvekkilinin kazadan sonra başvurduğu —-tedavi edilen müvekkilinde geçici ve sürekli iş göremezlik halinin mevcudiyet gösterdiğini, kazaya karışan araçların sigortalarını yapan sigorta şirketlerinin dayanak poliçeler — ile sigortalı olduğunu beyanla müvekkilinin vuku bulan trafik kazası sonucunda uğradığı sürekli ve gecici iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 03/11/2021 tarihli dilekçesinde; davalı sigorta şirketleri ile sulh olduklarını bu nedenle davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili —- tarihli cevap dilekçesinde özetle:— yetkisiz olduğunu, davacının taleplerini açıklaması gerektiğini, davacı tarafın müvekkili sigorta şirkete tazminat ödenebilmesi için gerekli ve yeterli belgeleri sunmadan iş bu davayı açtığını, bunun bir dava şartı olduğu yerine getirilmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın müvekkilinin tedavileri devam ettiği bir süreçte maluliyet sebebi ile dava açması mümkün olmadığını, henüz gerçeklememiş ve gerçekleşeceği de belli olmayan maluliyet zararı için talep hakkı doğmadığı gibi yasal olarak gerekli belgeleri almadığı için dava şartı da olmadığını, sigorta araç sürücüsünün kusurunun olmadığını, davacı tarafın HMK 121. Maddesine göre dava ile ilgili delilerini müvekkili şirkete tebliğ etmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçede yazılı limitle ve sigortalısının kusuru oranı ile sınırlı olduğunu, davayı hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının maluliyetini de ispat etmesi gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili– tarihli cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketi KTK 97. Uyarınca kanunda belirtilen evraklar ile müracaat edilmediğini, davacının hasar aşamasında müvekkili şirkete gerekli evraklarla başvuruda bulunmadığını, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, poliçe ve teminat limitinin ve kusur durumunun tespiti gerektiğini, maddi tazminat istemine esas alınacak maluliyet raporunun 20/02/2019 tarihinde yürürlüğe giren erişkinler için engellilik değerlendirilmesi hakkındaki yönetmeliğine uygun alınması gerektiğini, müterafik kusur durumunun göz önünde bulundurulması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamında olmadığını, faizin hatalı talep edildiği ve müvekkili sigorta şirketinin temerrüde düşmediğini, davacının yargılama giderleri ve vekalet ücreti taleplerinin reddi gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın Hukuki Niteliği:Dava, daim ve geçici iş göremezlik tazminatı(maddi tazminat) davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir(HMK m.307). Feragat, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği gibi, hüküm ifade edebilmesi de karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir, ancak feragat kayıtsız ve şartsız olmalıdır(HMK m.309). Feragat, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir(HMK m.310) ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur(HMK m.311).
Vekilin davadan feragat etmesi halinde, bu konuda vekaletnamesinde özel yetki bulunmalıdır(HMK m.74).
Feragat beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir(HMK m.312).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, — Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, feragat, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı taraf dilekçe ile kayıtsız ve şartsız olarak yargılama sırasında davasından feragat ettiğini bildirdiğinden, feragat beyanının yasal şartları taşıdığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye harç terkin sınırı altında kaldığından tahsiline yer olmadığına,
3-Davalılar yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürülükte bulunan — avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5—- rapor bedeli olarak gönderdiği 10/09/2021 tarihli faturanın ödenmemesi nedeniyle —- davanın feragat nedeniyle sona erdiği fatura bedelinden davacının sorumlu olduğunu bildirir müzekkere ekinde faturanın —- gönderilmesine,
6-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenmesi gereken 1.3600,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda , gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna yoluna yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle dosya üzerinden karar verildi.