Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/28 E. 2021/938 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/28
KARAR NO: 2021/938
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 14/01/2021
KARAR TARİHİ: 29/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili —- tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin —-tarihli genel kurul kararı ile limited ortaklık iken nev’inin değişererk anonim ortaklığa dönüştüğünü, şirketin iki hissedarının bulunduğunu, hissedarlardan bir tanesinin müvekkili olduğunu, şirketin —- tarihine kadar pay sahipliğinin yanında yönetim kurulu üyeliği görevini yürüttüğünü, davalı şirketin —– yönetim kurulu faaliyet raporu, bilanço ve finansal tabloları oy çokluğuyla onaylandığını, yönetim kurulu üyelerinin oy çokluğuyla ibra edildiğini, yönetim kurul üyelerinin değiştirildiğini ve müvekkilinin yönetim kurulu üyeliğine son verilerek çoğunluk hisse sahibi—– yönetim kurulu başkanı seçildiğini, müvekkilinin toplantı gündemine ve karar alınan hususlardan finansal tabloları, kar zarar durumu ve faaliyet dönemine ilişkin iş ve işlemlerden haberdar edilmediğini ve bu belgelerin gerçeği yansıtmadığında ilişkin kanıtlarının oluşması sebebiyle yönetim kurulu üyesi —- faaliyetleri sebebiyle ibra etmediğini toplantı tutanağına şerh olarak düştüğünü, daha ince yazılı olarak şirket yönetiminden talep etmesine rağmen kendisine şirketin faaliyet raporu, finansal tablolar, kar zarar durumu ile ilgili bilgi ve belgeler sunulmadığını, bilgi alma ve inceleme hakkının hukuka aykırı olarak engellendiğini, somut kazançlar ile uyuşmayan giderler olduğunu, müvekkilinin bu kayıtların doğruluğunu sorgulamaya başladığı tarihten itibaren ise şirketin çoğunluk hissedar— imza yetkilisi eşi — şahsi hesaplarına şirketin aktiflerinden bir anda, bir gün ara ile olağan dışı ve çok yüksek miktarda para gönderimi yapılarak şirketin içinin boşaltılmaya çalışıldığının tespit edildiğini, —– hesabına gönderildiğini, yine aynı tarihte şirket hesabından —– hesabına gönderildiğini, para transferlerinin hangi haklı gerekçe ile yapıldığının meçhul olduğunu belirterek —-uygulanmasının teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına ve iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili — havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından– yılına ilişkin olarak — tarihinde tüm kanuni yükümlülüklere uyularak yapıldığını, — faaliyet yılı raporunun onaylandığını, —- bilanço gelir ve gider hesaplarının incelendiğini ve onaylandığını, — çalışmalarından dolayı eski yönetim kurulu üyesi olan davacının da yer aldığını, yönetim kurulunun ibra edildiğini, yeni yönetim kurulu seçildiğini, genel kurul toplantısında rutin kararlar alındığını, genel kurulun iptalini gerektirir bir husus olmadığının açık olduğunu, davacının genel kurul toplantısında alınan kararların iptalinin istenmesinin yegane amacının, şirketteki hisselerini fahiş tutarla devretmek olduğunu, bunu sağlamak için her türlü yola tevessül ettiğini, davacının dava konusu genel kurul yapılmadan önce, şirkete ait aracı şirketleri habersiz olarak devrederek devir bedelini müvekkili şirkete iade etmediğini, yönetim kurulu üyeliği bitmiş olmasına rağmen, görevi sebebiyle kendisine tahsis edilen şirkete ait iki aracı iade etmediğini, şirkete olan yaklaşık—- borcunu ödemediğini, eşinin kurucusu olduğu ve davalı şirketle birebir aynı iştigal konusunda faaliyet gösteren —haksız rekabete girdiğini, genel kuruldan önce—– mizanın davacıya incelenmek üzere yazılı olarak iletildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, davalı şirketin —- alınan kararların iptali istemine ilişkin olup, TTK 445 vd.maddelerine dayanmaktadır.
Tarafların tüm delilleri celbolunarak dava dosyası ve davalı şirkete ait ticari defter, kayıt ve dayanak belgeler üzerinde uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yaptırılarak kök ve ek raporlar alınmıştır. Alınan raporların dosyadaki verilere uygun, birbiri ile uyumlu, gerekçeli ve denetime açık bulunduğu görülmekle hükme esas alınmıştır.
Davalı şirketin —dosyası celbolunarak yapılan incelenmesinde; davalı şirketin — tarihinde ana sözleşmesinin sicile tescili ile kurulduğu, — tarihli— kararı ile limited ortaklık iken nevinin değiştirilerek anonim ortaklığa dönüştüğü, davalı şirketin sermayesinin — olduğu, davacının —oranında hissedar olduğu, kalan hissenin tamamının dava dışı — ait olduğu, şirketin yetkililerinin —ortağı olmayan dava dışı — olduğu ve münferiden yetkili oldukları, davaya konu edilen — tarihli — alınan kararların sicile tescil edildiği, tescil edilen güncel duruma göre dava dışı ——-tarihine kadar münferiden şirketi temsile yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraf; davaya konu edilen genel kurul toplantısında alınan kararların şirketin finansal tabloları, kar zarar durumu ve faaliyet dönemine ilişkin iş ve işlemlerden haberdar edilmediğini ve bu belgelerin gerçeği yansıtmadığına ilişkin kanılarının oluşması sebebiyle——sebebiyle ibraa etmediğini ve bunu toplantı tutanağına şerh düştüğünü, TTK.nun 437 ‘nci maddesinde pay sahibine bilgi alma ve inceleme hakkı tanındığı, TTK.nun 392’nci maddesi uyarınca yönetim kurulu üyesinin bilgi alma ve inceleme hakkının kısıtlanamaz ve kaldırılamaz haklardan olduğunu belirterek daha önce yazılı olarak şirket yönetiminden talep etmesine rağmen kendisine şirketin faaliyet raporu, bilgi alma ve inceleme hakkının engellendiğini, yine finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, denetleme raporları ve yönetim kurulunun —- —- gün önce şirketin merkez ve şubelerinde pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulmadığını, buna rağmen tespit edilebildiği kadarıyla şirketin — finansal tabloları dikkate alındığı somut kazançlar ile uyuşmayan kayıtlar ve giderler olduğunun görüldüğü, şirketin çoğunluk hissedarı—-hesaplarına şirketin aktiflerinden bir gün ara ile olağan dışı ve çok yüksek miktarda para gönderimi yapılarak şirketin içinin boşaltılmaya çalışıldığı belirtilerek —- tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan kararların TTK.445 ‘nci maddesi uyarınca iptalini talep etmiştir.
—- iptali TTK.nun 445.maddesinde; ” 446’ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinde iptal davası açabilirler.” şeklinde düzenlendiği, TTK.446.maddenin de; ” (1)a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten b) toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın olumsuz oy kullanmış olsun yada olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını… c) Yönetim kurulu, d)Kararların yerine getirilmesi kişisel sorumluluğuna neden olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir.” şeklinde düzenlenmiştir. İş bu yasal düzenlemelere göre somut uyuşmazlığa konu genel kurul toplantısında davacının bizzat hazır bulunduğu ve karara olumsuz oy vererek muhalefetini tutanağa geçirttiği anlaşılmakla, davacının TTK.446.maddesi uyarınca iş bu genel kararını iptali davasını açabileceği, ayrıca TTK.445. Maddesinde belirlenen üç aylık süre içerisinde —– açıldığı anlaşıldığından davanın esasına girilmiştir.
Davaya konu edilen davalı şirketin — —- yapılan incelenmesinde; —–maddelerinde—– yapılan seçimlerin, genel kurul tutanaklarının imzalanması için yetki verilmesine dair oy birliği ile verilen kararın yazıldığı, —- maddesinin; — yıllarına ait yönetim kurulu faaliyet raporu, —- tarafından okundu. Yönetim kurul faaliyet raporunun şirketin üst düzey yöneticiler maddesinde—— yönetim organı üyeleri ile üst düzey yöneticilere sağlanan mali haklar maddesinde —- huzur hakkı alması konusu, faaliyet raporunun— maddesinde yer alan — tarafından muhalefet şerhi konulmuş olup, —- paya karşılık oy çokluğu ile faaliyet raporu onaylanmıştır.” şeklinde düzenlendiği, — yılına ait bilanço ve gelir – gider hesapları okundu, müzakere edildi, yapılan oylama sonucunda bilanço ve gelir – gider hesapları —- olumsuz oya karşılık oy çokluğu ile kabul edilmiştir.” şeklinde düzenlendiği,—- çalışmalarından dolayı yönetim kurulunun ibrasına geçildi. —– çokluğu ile şirketimizin —- yetkilerine son verilerek, yeni yönetim kurulu üyeliğine—- katılan ve sözlü olarak aday olduklarını belirten— ikamet eden —– müddetle görev yapmak üzere oy çokluğu ile seçilmiştir.— temsil ve ilzam şekli aşağıdaki şekilde belirlenmesine karar verilmiştir. Yönetim kurulu başkanlığına ——- ikamet eden—- yıllığına her konuda temsil ve ilzam edecektir.” şeklinde düzenlendiği,——- ile sona erdirildiği, tutanağın altında davacı — gündemi ve alınan kararlara ilişkin muhalefet şerhinin yazıldığı, muhalefet şerhinin altına dava dışı olup, davalı şirketin ortağı —– şirketin kuruluşundan itibaren nakit akış tablosunun her gün şirket ortaklarının mail adreslerine düzenli olarak gönderildiği, şirketin detay mizanı ve hesaplarının haftalık olarak şirket ortaklarının mail adreslerinde mevcut olduğu yazılmak suretiyle düzenlendiği görülmüştür.
Davaya konu genel kurul toplantısının toplantı tutanağının hazır bulunanlar listesinin incelenmesinde; davalı şirketin — yıllarına ait olağan genel kurul toplantısına ilişkin listenin — toplam hisse adedinin —– şeklinde düzenlendiği görülmüştür.
Mali bilirkişi aracılığı ile davalı şirketin ticari defter, kayıt ve dayanak belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda; davalı şirketin —- olduğu, ortaklardan — ait hesap ekstrelerine göre ortakların şirkete olan borçlarının ödenmek suretiyle her iki ortağında — tarihi itibariyle borç alacak bakiyesinin sıfırlandığı tespit edilmiştir. Davacı taraf —- tarihlerinde şirket hesabından dava dışı ortak —- hesaplarına —- olduğunu iddia etmiş ise de, davaya konu genel kurul toplantısında alınan kararlar—-yılına ait olması ve taraflar arasında bu iddiaların ileri sürüldüğü mahkememizin —-kayıtlı davalı şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin açılan davanın mevcut olduğu ve yargılamanın devam ettiği anlaşılmakla mali bilirkişinin —yılına ilişkin ticari defter ve kayıtlarının incelenmemesi hususu bir eksiklik olarak değerlendirilmemiştir.
Davaya konu — —maddeleri oy birliği ile alınmış olup iptalini gerektirir bir durumun söz konusu olmadığı açıktır.—- bilanço ve gelir – gider hesapları davacının muhalefet oyuna karşı oy çokluğu ile onaylanmıştır. Mali bilirkişi aracılığı ile yaptırılan incelemede davalı şirketin — süresinde alındığı, TTK ve VUK hükümlerine uygun tutulduğu, davacının iddiaları kapsamında yapılan incelemede finansal tablolarının birbirini doğruladığı, yönetim kurulu üyesi diğer ortağın dava konusu mali yıl olan — usulsüz iş ve işlemler yaptığı yönünde bir tespit yapılmamıştır. Zaten davacı taraf — yılı için yapılmış usulsüzlüklerle ilgili somut bir iddiada bulunmayıp davalı şirketin diğer ortağı — davalı şirket hesaplarından yüklü miktarlarda para gönderildiğini iddia etmektedir. Ancak iş bu davanın konusu olan —- dönemini kapsadığından—- dönemine ilişkin bir inceleme yapılmamıştır. Yukarıda da belirtildiği gibi davacı tarafın bu yöndeki iddiası mahkememizin — sayılı dava dosyasında davalı şirketin fesih ve tasfiyesi istemli açılan davada ileri sürülmüştür.
Davacı taraf toplantı gündemi ve karar alınan hususlarla ilgili olarak bilgilendirilmediğini iddia etmektedir. TTK 420 ‘nci maddesi; ” (1) Finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konular, sermayenin onda birine, halka açık şirketlerde yirmide birine sahip pay sahiplerinin istemi üzerine, genel kurulun bir karar almasına gerek olmaksızın, toplantı başkanının kararıyla bir ay sonraya bırakılır. Erteleme, 414 üncü maddenin birinci fıkrasında yazılı olduğu şekilde pay sahiplerine ilanla bildirilir ve internet sitesinde yayımlanır. İzleyen toplantı için genel kurul, kanunda öngörülen usule uyularak toplantıya çağrılır. (2) Azlığın istemiyle bir defa ertelendikten sonra finansal tabloların müzakeresinin tekrar geri bırakılmasının istenebilmesi, finansal tabloların itiraza uğrayan ve tutanağa geçmiş bulunan noktaları hakkında, ilgililer tarafından, dürüst hesap verme ölçüsü ilkeleri uyarınca cevap verilmemiş olması şarttır.” hükmü düzenlenmiştir. İş bu yasal düzenlemeye göre davacı taraf genel kurulun bir karar almasına gerek olmaksızın toplantının bir ay sonraya ertelenmesini sağlama yasal imkanına sahiptir. Davacı taraf davaya konu genel kurul toplantısından önce toplantı gündem ve karar alınan hususlarla ilgili bilgilendirilmemesini gerekçe göstererek toplantının bir ay sonraya ertelenmesine ilişkin yasal hakkına sahip iken bu hakkı kullanmayıp —– için yapıldığını iddia ettiği usulsüzlüklerle ilgili olarak somut bir iddia da bulunamadan buna ilişkin delil sunmadan kararların bu nedenle iptalinin talep etmesinin yasal dayanağı bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Davacı taraf bilgi alma ve inceleme haklarının kullandırılmadığı, şirket işleri hakkında kendisine bilgi verilmediği, şirketin müdür tarafından sürekli kendisine ve üçüncü kişilere borçlandırıldığı iddialarında da bulunmuştur. TTK.437 ‘nci maddesi uyarınca da finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, denetleme raporları ve yönetim kurulunun kar dağıtım önerisi, genel kurulun toplantısından en az 15 gün önce şirketin merkez ve şubelerinde, pay sahiplerinin incelenmesine hazır bulundurulur. Bunlardan finansal tablolar ve konsolide tablolar bir yıl süreyle şirketin merkez ve şubelerinde pay sahiplerinin bilgi edinmelerine açık tutulur. Her pay sahibi gideri şirkete ait olmak üzere gelir tablosu ile bilançonun bir suretini isteyebilir. Pay sahibi genel kuruldan yönetim kurulundan şirketin işleri; denetçilerden denetimin yapılma şekli ve sonuçları hakkında bilgi isteyebilir. Verilecek bilgiler hesap verme ve dürüstlük bakımından önemli ve gerçeğe uygun olmalıdır. Bilgi verilmesi, sadece istenilen bilgi verildiği takdirde şirket sırlarının açıklanacağı veya korunması gereken diğer şirket menfaatlerinin tehlikeye gireceği gerekçesi ile reddedilebilir. Bilgi alma ve inceleme istemleri cevapsız bırakılan haksız olarak reddedilen ertelenen ve bu konudaki yasal düzenleme anlamında bilgi alamayan pay sahibi, reddi izleyen 10 gün içinde diğer hallerde de makul bir süre sonra şirket merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesine başvurabilir. Mahkeme kararı bilginin genel kurul dışında verilmesi talimatını ve bunun şeklini düzenleyebilir. Bu husustaki mahkeme kararı kesindir. Davacı taraf yönetim kurulundan ya da genel kuruldan TTK 437 ‘nci maddesi anlamında bilgi talep ettiğini, bu talebin karşılanmadığını yada eksik karşılandığını, yada genel kurul tarafından reddedildiğine ilişkin bir delili dosyaya sunamamıştır. Bu durumda davacı tarafın TTK 437 ‘nci maddesinde düzenlenen ve kendisine yasal olarak sağlanan hakları belirtildiği şekli ile ve etkili olarak kullanmadığı gibi bu hakkın kullanımı anlamına gelebilecek şekilde davalı şirkete iddianame göndermediği, —- somut bilgi talep etmediği anlaşıldığından bu nedenle davaya konu genel kurul toplantısında alınan kararların iptalini talebinin yasal dayanağının bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Davacı taraf davaya konu genel kurul toplantısında alınan —- maddesinde yer alan yönetim kurulu üyeleri davacının muhalefet oyuna karşı diğer yönetim kurulunun oyu ile oy çokluğu ile ibra edilmesine yönelik kararın usulüne uygun olmadığından iptalini talep etmektedir.
TTK.436 ‘ncı maddesinde; ” (1) Pay sahibi kendisi, eşi, alt ve üstsoyu veya bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri ya da hâkimiyetleri altındaki sermaye şirketleri ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işe veya işleme veya herhangi bir yargı kurumu ya da hakemdeki davaya ilişkin olan müzakerelerde oy kullanamaz. (2) Şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz.” hükmü düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere TTK.nun 436 ‘ncı maddesinde —– oy hakkının iki halde kullanılamayacağı iki fıkra halinde düzenlenmiştir. İstisnaları da yoruma tabi olduğu ve kanunda sınırlayıcı şekilde sayıldığı için, yorum ve örnekseme yolu ile yeni bir oy hakkında yoksunluk hali yaratılamaz. TTK 436 ‘ncı maddesinin 2.fıkrası emredici nitelikte olup, oy hakkından yoksun bulunanların ibra kararlarında oy kullandığı bir genel kurulda herhangi bir pay sahibi oy hakkından yoksun kişilerin oy kullandığına ilişkin muhalefetini tutanağa geçirtmesine dahi gerek olmadan alınan ibra kararının iptalini isteyebilir. Oy hakkından yoksunluk kavramının temelinde; —– pay sahibi arasındaki menfaat çatışmasında pay sahibinin kendi lehine davranacağı şüphesi yatmaktadır. Bu şüphenin haklılığı konusunda ihtilaf yoktur. Çünkü pay sahibi oy hakkını kullanırken kendi menfaatini bırakıp anonim şirketin menfaatini gözetme gibi bir zorunluluğu yoktur. Böyle bir zorunluluğun bulunmaması, pay sahibinin oyunu kullanırken tam bir serbestlik içinde olduğunu da göstermez. Eğer çoğunluk pay sahipleri kendi menfaatine olan ancak bile bile şirketi zarara uğratacak bir şekilde oy kullanırsa bu oy verme serbestisi bu kez de—– hakkın kötü kullanılması yasağı ve hakların en az zarar verecek şekilde kullanılması ilkesi sınırları dahilinde daralacaktır. Somut uyuşmazlığa döndüğümüzde davalı şirket davacı ortakla birlikte dava dışı—– olmak üzere iki ortaktan oluşmaktadır. Davaya konu genel kurul toplantısından önce davacının hem yönetim kurulu üyesi hem — pay sahibi, diğer ortak —- hisse sahibi olduğu açıktır. —-maddesinde şirket ortağı yönetim kurulu başkanı —– oy çokluğuyla denilerek ibra kararı alındığı görülmektedir. Oysa yukarıda izah edilemeye çalışılan —— kurulu üyeliğinin ibrasında kendisine oy kullanmaması gerekirken olumlu oy kullandığı ve aynı zamanda bu olumlu oyun ibra kararının alınmasında çıkarılması halinde de nisabın sağlanamadığı açık olduğundan ibra kararının—— uyarınca yasaya aykırı olduğundan iptali gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya konu —alınan gündemin —-maddesindeki davacının yönetim kurulu üyeliğine son verilmesi ve diğer ortağın — seçilmesine ilişkin kararın ise yönetim kuruluna tekrar seçilen — davalı şirketin —aynı gündem maddesindeki karar ile yönetim kurulu üyeliği sonlandırılan davacının ise— oranında şirketin ortağı olduğu, dava dışı ortak— – ortak sıfatıyla kabul oyu verdiği, bu şekliyle kararın oy çokluğu ile alındığı bu nedenle usul ve yasaya aykırı bir durumun mevcut olmadığı anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama yargılama sonucundaki tüm deliller; davalı şirketin ticaret sicil dosyası, alınan bilirkişi raporları tüm halinde değerlendirildiğinde davaya konu davalı şirketin — tarihinde yapılan — toplantısında alınan kararlardan şirketin —– yılındaki çalışmalarından dolayı yönetim kurulunun ibrasına ilişkin—- kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, diğer kararların TTK 445’nci maddesi uyarınca iptali için yasal koşulların oluşmadığı vicdani kanaate varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1.Davanın KISMEN KABULÜ ile davalı şirketin ——- yılındaki çalışmalarından dolayı yönetim kurulunun ibrasına” ilişkin kararın İPTALİNE,
2.Fazla istemin reddine,
3. Harç peşin olarak alındığından başkaca alınmasına yer olmadığına,
4. Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 59,30 TL peşin harç, 83,60 TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.000,00 TL bilirkişi ücretleri olmak üzere toplam 3.202,20 TL yargılama giderinin davanın kabul/red edilen bölümleri gözetilerek takdiren davaya konu iptali istenilen genel kurul kararlarının kabul oranına göre (1/4) isabet eden 800,55 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, reddedilen (3/4) kısma isabet eden 2.401,65 TL yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,
5.Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacı verilmesine,
6.Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7.Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———- Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/12/2021