Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/274 E. 2022/554 K. 06.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/274 Esas
KARAR NO : 2022/554

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/07/2019
KARAR TARİHİ : 06/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin, ————— eden bir firma olduğunu, müvekkil şirketin ——-olarak kullanılmakta olup müvekkil şirket ————- olduğunu, davalı ….——- müvekkil şirkette ———– olup zamanla ————ettirilmiş ve iş akdinin müvekkil tarafından haklı nedenle feshedildiği——- —— olarak görevini sürdürdüğünü, davalı çalıştığı süre boyunca —- yer alması sebebi ile müvekkil şirketin ticari sırrı niteliğindeki ——-alanlarına ilişkin hassas bilgilere sahip ve yetkili kişi konumunda olduğunu, fesih ihbarnamesinde de belirtildiği üzere davalı yukarıda belirtilen konulara ilişkin pek çok hassas bilgi ve ticari sırlara önemli ölçüde —– çalışmakta iken, — ve bağlılığa, ahlak ve iyi niyet kurallarına ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını ve bundan sebeple de iş akdi haklı nedenle feshedildiğini, müvekkil tarafından haricen yapılan araştırmalar sonucu, davalının iş akdinin devam ettiği sırada aslında müvekkil şirketle aynı iş kolunda —— konumunda olan ——— çalışmak üzere harekete geçtiği ve bu konu ile ilgili olarak birtakım görüşmeler yaptığı, bağlantılar sağladığı tespit olunduğunu, nitekim davalı, bu amaç doğrultusunda işten ayrıldıktan hemen sonra dikkat çekmemek adına önce müvekkil ———– sonra da——-konumundaki——- çalışmaya başladığını, —- davalı …— şirkete, “—–sona ermeden ———– yenilenme süreleri içinde iş gören veya işveren tarafından sonlandırılması halinde; işten ayrıldığı veya görevine son verildiği tarihten başlamak üzere 2 yıllık süre ile, işveren —— konusu olan ——————- ve yaptığı——- olan veya rakip olabilecek herhangi —— işte herhangi —-altında çalışmama, hukuken veya fiilen bu tür kuruluşlarla şahsen veya—– veya —— başka —– menfaat ilişkisi içerisine girmeme, işveren şirketin çalışma konularında yeni şirket veya işyeri kurmama veya kurulmuş olan şirketlere —.yönünde taahhütte bulunduğunu, yine aynı taahhütname metninde bu taahhüdüne aykırı eylem ve tutumları yüzünden işverenin uğradığı veya uğrayacağı diğer her türlü maddi ve manevi zararlarını tazmini talep hakkı saklı kalmak kaydı ile, aleyhine herhangi bir hüküm veya karar alınmasına gerek olmaksızın, iş yerinde son aldığı —- tutarında işverene ödeme yapmayı —-olarak kabul ettiği yönünde ifadelere yer verildiğini, davalının, imzasını —-ifadesini bulduğu ve yukarıda da alıntılandığı üzere; iş akdinin feshinden itibaren 2 sene süre ile —- çalışma alanı ——— —– yapan bir firmada herhangi—— çalışmama yönünde—- bulunduğunu, ancak davalı, müvekkil şirketle iş akdi sona erdikten hemen sonra, taahhütte bahsi geçen —- —— ardından da ————- imzasını —– açıkça ihlal ettiğini, sonuç olarak; müvekkil şirket, davalının haksız ve hukuka aykırı ve rekabet yasağı taahhüdüne aykırı olarak rakip firmada işe başlamıştır. yukarıda belirtilen nedenlerle —- tarihinde müvekkil şirketle iş akdi son bulan ve ardından aynı iş kolundaki bir —— çalışmaya başlayan davalı rekabet yasağı kaydını ihlal ettiğinden, müvekkil şirketin bu durumdan dolayı oluşan maddi ve manevi zararına ve diğer türlü talep hakkında ilişkin hakkı saklı kalmak kaydı ile, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak rekabet yasağı kaydının ihlali sebebi ile doğan şimdilik —-cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etme zorunluluğumuz hasıl olup davanın kabulüne karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı müvekkilin iş sözleşmesi ve sonradan imzalanan rekabet yasağına aykırı davranmama taahhüdüne rağmen işçinin aynı alanda faaliyette bulunan —- çalışmaya başladığı, rekabet yasağına aykırı davranışı nedeniyle davalıdan tazminat talebinde bulunduğunu, ———– ilişkin olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınmasını gerektiğini, 5521 sayılı İş mahkemeleri kanununun 1. Maddesi uyarınca İş Kanununa göre—- veya —- arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının ——– olduğunu ve görevsizlik kararı verilmesini arz ve talep ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, davacı ——çalışmakta iken işten ayrıldıktan sonra davacı şirketle benzer işleri yapan dava dışı ve rakip ——– çalışmaya başlayan davalının davacı ile imzalamış olduğu belirsiz süreli iş sözleşmesinde aykırı olarak haksız rekabette bulunup bulanmadığı, davacının haksız rekabet iddiasına dayalı olarak davalıdan sözleşmede kararlaştırılan cezai şart maddesine istinaden şimdilik ——-cezai şartı talep edip etmeyeceği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, hizmet sözleşmesine dayalı rekabet yasağının ihlali nedeniyle uğranılan zararların tazmini(tazminat), davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun “aykırı davranışların sonuçları” başlıklı 446/1. Maddesindeki “Rekabet yasağına aykırı davranan işçi, bunun sonucu olarak işverenin uğradığı bütün zararları gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
—– dava dışı —————– celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.
—– davalı …———- celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.
—– davalı …—— ortağı, ——- sahibi olduğu herhangi bir şirket kaydına rastlanmadığını bildirir ——- edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.
Bilirkişi mahkememize sunduğu raporunda özetle; davalı tarafından imzalanan rekabet yasağına ilişkin taahhütnamede rekabet yasağının kapsamının yer bakımından sınırlama getirmeden belirlendiğini, taraflar arasında—– İş Sözleşmesinin 13/p maddesinde öngörülen—– bakımından sınırlama getirildiğini,———- yer bakımından sınırlama getirilmeden rekabet yasağının öngörüldüğü hallerde, ilgili taahhüdün/rekabet yasağının geçerli olmadığı hususunun kabul edildiğini, davalı tarafından imzalamış olan rekabet yasağına ilişkin taahhütnamede ayrıca ceza koşulunun öngörüldüğü, rekabet yasağının ihlal edldiği kanaatine ulaşılması durumunda, cezai koşul ödemesinin söz konusu olacağını, Türk Borçlar Kanununun 182/3. Maddesinde hakime, ——-yetkisi verildiği, dava konusu ceza koşulunun fahiş olup olmadığının takdir yetkisinin mahkemeye ait olduğunu, beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, — adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141), toplanan/sunulan ————— incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, rekabet yasağına aykırı davranıldığı iddiası ile cezai şart alacağı istemine ilişkindir. Sözleşme tarihi ile iş akdinin feshi tarihi itibariyle uyuşmazlık 6098 sayılı TBK hükümlerine tabidir.
Dosya kapsamından davacı ——– sözleşmesinin akdedildiği ve davalının ———-anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 13. Maddesi p bendinde rekabet yasağına ilişkin düzenlemeye yer verildiği, ancak aykırılık halinde ne kadar cezai şart ödeneceğinin belirtilmediği ve bu alanın boş bırakıldığı görülmüştür. Ayrıca davalı tarafından rekabet yasağına ilişkin olarak imzalanmış taahhütname bulunduğu ancak bu taahhütnamenin de hangi tarihte imzalandığı tespit edilememiştir. Davacı şirket 19/09/2018 tarihli fesih bildirimi düzenleyerek davalıya bildirmiştir.
Davalı tarafın imzaladığı rekabet yasağına ilişkin taahhütname ile —- tarihli belirli süreli iş sözleşmesinde rekabet yasağına ilişkin yer bakımından sınırlama getirilmediği anlaşılmaktadır.
Rekabet sözleşmesinin geçerli olabilmesi—–olmakla birlikte eğer sınırlama yapılmamışsa— —. Dava konusu sözleşmede — kapsamı, —- kapsadığından TBK.’nın 445/2.maddesi uyarınca —–kapsam olarak ———— sınır yönünden sınırlandırılmalıdır. Davalı ——- görev yaptığı ve—- herhangi bir sınırlandırma yapılmaması gözetildiğinde cezai şart koşunun geçersiz olduğu kanaatine varılmaktadır.
Somut olayda sözleşmede rekabet yasağına ilişkin hükmün TBK’nın 445/1.maddesi uyarınca zaman sınırlaması içerdiği, aksi durumda dahi aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca hakim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir. Ancak bu sınırlama, yasal düzenleme gereğince, işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun bir şekilde göz önünde tutmak suretiyle yapılır. Oysa, olayımızda, işçinin rekabet yasağı karşılığında, işverenin herhangi bir karşı edim üstlenmediği anlaşılmaktadır. TBK’nın 420/1.maddesi uyarınca, hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir. Burada söz konusu olan kısmi geçersizlik olup sadece ceza koşulu geçersizdir.
Olayımızda, rekabet yasağını ve buna bağlı olarak ceza koşulunu düzenleyen sözleşmede ve taahhütnamede, sadece işçi aleyhine ceza koşulu getirildiği, bunun karşılığında işverene bir yükümlülük getirilmediği anlaşılmaktadır. Ayrıca rekabet yasağına ilişkin yer sınırlaması da yapılmamıştır. Bu nedenlerle sözleşmedeki ceza koşulu geçersiz olup, geçersiz sözleşmeye dayalı alacak talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılıştır.
Ceza koşulu içeren sözleşme hükmü geçersiz olup bu geçersizlik, hakimin müdahalesiyle giderilebilecek nitelikte bir geçersizlik değildir. TBK’nın 420/1. maddesindeki düzenleme emredici bir hüküm olup— ilgilendirdiğinden, HMK’nın 355. maddesi uyarınca resen dikkate alınması gerekir. Açıklanan nedenlerle açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1.Açılan davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 85,39 TL’den mahsubu ile fazla alınan 4,69 TL’nin davacı tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —uyarınca hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Yatırılan gider avansından kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.