Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/268 E. 2023/102 K. 01.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/268
KARAR NO: 2023/102
DAVA: Yöneticinin Azli, Şirkete Kayyım Atanması,
DAVA TARİHİ: 19/04/2021
KARAR TARİHİ: 01/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Yöneticinin Azli, Şirkete Kayyım Atanması (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili —— tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı ile beraber ——- ortakları olup her ortağın şirkette —- pay sahibi olduğunu, şirket kurulduktan sonra alınan kararla idaresinin———- verildiğini ve davalının müdür sıfatıyla münferiden temsile yetkili kılındığını, ancak davalının şirket ana sözleşmesi, TTK ve ticari teamüller gereği kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getirmediğini, görev ihmalleri ve haksız fiilleriyle şirkete ve ortaklara zarar verdiğini, limited şirketlerde müdürün, şirketin idare ve temsil organı olduğunu, müdürlerin, kanunların ve şirket sözleşmesinin genel kurula görev ve yetki vermediği tüm konularda görevli ve yetkili olduğunu, TTK ile müdürlerin bağlılık ve özen yükümlülüklerinin detaylı bir şekilde düzenlendiğini, buna göre müdürlerin görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini, dürüstlük kuralları çerçevesinde gözetmekle yükümlü olduğunu, müdürler için ortaklara eşit işlem yapma yükümlülüğünün öngörüldüğünü, bu çerçevede müdürlerin eşit koşullarda ortaklara eşit işlem yapması gerektiğini, ayrıca kanunda müdürler için rekabet yasağının öngörülmüş olup müdürlerin şirketle rekabet oluşturan bir faaliyette bulunamayacaklarının açıkça hüküm altına alındığını, müdürlerin yetkileri dahilinde yaptığı tüm işlemlerin kanuna uygun olması, beyan ve bilgilendirmeleri yanlış ve eksik olmaması gerektiğini, müdür tarafından bahsi geçen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde görevini ihmal eden müdürün yetkilerinin kısıtlanması ve müdürün görevine son verilmesi gerektiğini, TTK’nın, bu gibi durumlarda, müdürlerin idare yetkilerinin mahkeme kararı ile sınırlandırılmasına veya geri alınmasına olanak sağladığını, haklı sebeplerin varlığında, ortaklardan birinin talebi üzerine, mahkemenin, şirket sözleşmesi ile atanan müdürlerin idare hak ve vazifesini sınırlandırma veya geri alma kararı verebileceğini, Kanunda, ———– hallerin, haklı sebebe örnek olarak gösterildiğini, ancak bu sebeplerin sınırlı sayı olarak belirtilmediğini, ——– sair hususların da haklı sebep olarak kabul edilmesinin yolunun açık tutulduğunu, bu anlamda, davalının kanunun ve sözleşmenin kendisine yüklediği yükümlülüklere aykırı davranmak suretiyle, şirket iş ve işlemleri ile ilgili gerekli bilgilendirmeleri yapmaması, ortaklara eşit muamele ilkesine aykırı biri şekilde müvekkile 3 yılı aşkın süredir kar payı ödenmemesi, kayıtlarda dağıtılan ve ödenen kâr paylarının gerçek olmaması, kanunen tutulması gereken defterlerin mevcut olmaması veya bunların düzensiz bir surette tutulması, genel kuruldan çıkan kararların sebepsiz olarak yerine getirmemesi, statüye aykırı bir şekilde harcama yapması ve bu hususlara ilişkin gerekli bilgi ve açıklamaları yapmaması nedeniyle müdürlük görevini yerine getirmede ağır ihmali ve yönetimde iktidarsızlığı olduğunu gösterdiğini, dava açılmadan önce ————–numaralı ihtarnamesi ile davalıya ihtarname gönderildiğini, söz konusu ihtar ile “TTK 614 maddesinde düzenlenen ortakların bilgi alma hakkı kapsamında ortak olan müvekkile şirketin mal varlıklarının, şirket tarafından işletilen iş yerlerinin, şirket borç ve alacaklarının, banka hesaplarının, var ise kamu kurumları ile yapmış oldukları sözleşmelerin, bayi, tedarikçi, acente sözleşmelerinin, şirket kar zarar hesabının, raporların, şirket stoklarının durumu ve diğer mali konularla ilgili olarak tarafımıza bilgi verilmesi” istenildiğini, ancak davalı yanca gerekli bilgilendirmelerin yapılmadığını belirtmiş olup, davalının ortağı ve yetkilisi olduğu ———yetkilerinin sınırlandırılmasına, şirkete tedbiren kayyum atanmasına ve davalının azline karar verilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili —–havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının şirket yönetimine dahil edilmediği iddialarının asılsız olduğunu, müvekkilinin davacıya fiilen zorluk çıkarmış olması, şirket kayıtlarını ve defterlerini inceleme ve denetleme hakkını kullanmasını engellediğinin de doğru olmadığını, davacının bu konuda herhangi bir somut delil sunamadığını, dava dilekçesinin soyut iddialardan ibaret olduğunu, dava Konusu ——–bulunan içkili kafeterya ruhsatının ——- tarafından —- tarihinde iptal edildiğini,————ile işlemin iptal edildiğini, ancak üst mahkemenin bu kararı kaldırdığını ve kararın kesinleştiğini, bu nedenle davaya konu şirketin kamu idaresi tarafından alınan karar nedeniyle ticari faaliyetinin sona erdiğini belirterek davacının hukuki dayanaktan yoksun ve haksız davasının reddine, tüm yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, esas sözleşme ile atanan ———- haklı nedenlerle azli istemine ilişkin olup, TTK 630/2 maddesine dayanmaktadır.
Tarafların tüm delilleri celbolunarak dava dosyası ve dava dışı tarafların ortağı olduğu ———ticari defter, kayıt ve belgeleri incelenerek raporlar alınmıştır.
Dava dışı şirketin ticaret sicil dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde; şirketin ——- edilerek kurulduğu, şirketin ana sözleşmesinin ———— Şirketin işleri ve işlemleri genel kurul tarafından seçilecek bir ya da bir kaç müdür tarafından yürütülür. İlk beş yıl için —-adresinde ikamet eden ———– olarak seçilmiştir. Yetki şekli; münferiden temsile yetkilidir.” şeklinde düzenlendiği, davalının esas sözleşme ile beş yıllığına şirket müdürü olarak görevlendirildiği, dava tarihi itibariyle müdürlüğünün halen devam etiği, ancak yargılama aşamasında davalının şirketteki müdürlük görevinin ——–tarihinde sona erdiği anlaşılmıştır. Her ne kadar alınan ilk bilirkişi raporunda davacının TTK.nun “Müdürleri Görevden Alma, Yönetim ve Temsil Yetkisinin Geri Alınması ve Sınırlandırılması” başlıklı 630/1 ve 3.fıkralarında yazılı hakları davalı müdürün 1/3 oranında azınlık hisseye sahip olması dikkate alınarak davacının gündemi belirterek genel kurulun toplanmasını şirket müdüründen olmazsa mahkemeden talep ederek yasal hakkını kullanması gerekirken, doğrudan mahkemeye başvurmuş olmasının yasaya uygun olmadığı yönünde görüş bildirmiş ise de; ——— tarihli kararında belirtildiği gibi davanın tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK.nun 219’ncu maddesi uyarınca yönetim işleri şirket sözleşmesiyle bir ortağa verilmiş ise, onun yönetim hak ve görevi diğer ortaklar tarafından sınırlandırılamayacağı gibi kendisi görevden de alınamaz. Ancak, haklı sebeplerin varlığında, ortaklardan birinin istemi üzerine, mahkeme kararı ile yönetim hak ve görevi sınırlandırılabilir veya geri alınabilir. Görevin yerine getirilmesinde basiretsizlik, ağır ihmal veya yönetimde iktidarsızlık gibi hâller, haklı sebep sayılır.
İş bu yasal düzenleme karşısında mahkememizce alınan——- tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınmamıştır. Mahkememizce alınan —– tarihli bilirkişi heyeti raporunda davalının davacı iddiaları doğrultusunda kusuru ile sebebiyet verdiği bir hususun tespit edilemediği bildirilmiş olup, bilirkişi raporunun gerekçeli ve denetime elverişli olduğu görülmekle iş bu ikinci bilirkişi raporu yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden esas alınmıştır.
Yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamındaki tüm delillerin tüm halinde değerlendirilmesi ile; davalının —– —-tarihinde sona erdiği anlaşıldığından bu talep bakımından davanın konusuz kaldığı ——— kabul edilerek aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı olarak yukarıda açıklandığı üzere;
1-Konusu kalmayan davanın ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 59,30 TL harcın alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 120,60 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 9.200,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı ve vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——— Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/02/2023