Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/236 E. 2021/917 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/236 Esas
KARAR NO : 2021/917

DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/04/2021
KARAR TARİHİ : 23/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilimizin davalı/borçlu olan ….—- alacağının tahsili —-. sayılı dosya ile genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığını, yürütülen takibe istinaden gönderilen ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiğini, davalı/borçlu ..—– yetkiye, borca, takibe, faize ve fer’ilere itiraz ettiğini ve icra takibinin ….—- yapılan itiraza binaen talepleri doğrultusunda icra dosyasının yetkili yer olan icra —– Sayısını aldığını, davalı vekili tarafından —— Sayılı dosyasına itirazda bulunulduğunu, davalı tarafın itiraz dilekçesinde yetki itirazında bulunmakla birlikte borca, faize ve her türlü fer’ilerine itiraz edildiğini, zamanaşımı nedeniyle —- senetlerine özgü takip hakkı olmayan müvekkilimiz,—–yetkili hamil olmakla TTK madde 732 uyarınca uyarınca keşideciden talepte bulunma hakkına sahip olduğunu, davalının itirazında haklı ve hukuki bir gerekçesinin olmadığını, davalı —- dava konusu bonolar dolayısyla sebepsiz zenginleştiğini bildiği halde icra takibine itiraz ederek davalı yanın bu şekilde takibini akamete uğratmaya yönelik itirazının haksız ve kötüniyetli olduğunu belirterek davanın kabulüne, itirazın iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapıldığı ancak davaya cevap vermediği ve hiçbir duruşmaya katılmadığı görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava zamanaşımına uğramış bonodan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Takibe konu senette davacı lehtar, davalı —- keşidecidir.
Celp ve tetkik olunan——sayılı takip dosyasının incelenmesinde davacı tarafından davalı aleyhine bedelleri ——– işlemiş faiz olmak üzere 32.490,94 TL alacağın tahsili için genel haciz yoluyla ilamsız takip yapıldığı , davalı borçlunun süresi içinde takibe alacağın zaman aşımına uğradığından ve alacaklıya herhangi bir borç olmadığından ve temmerütünün de gerçekleşmediğinden itiraz edildiği ve takibin durduğu görülmüş olup takip tarihinin 27/07/2020 olduğu anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik olunan takibe konu bonoların incelenmesinde bonoların keşidesinin davalı … , lehtarının ise davacı ….—-bedellerinin 5.000 TL olduğu ve vade tarihinin sırasıyla —- olduğu görülmüştür.
TTK 732/1 zaman aşımı sebebi ile veya poliçeden doğan hakların korunması için gerekli olan işlemlerin yapılmasının ihmal edilmiş olması dolayısıyla , düzenleyenin veya kabul edenin poliçeden doğan hükümlülükleri düşmüş bile olsa , bunlar poliçenin hamiline karşı onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kalırlar.
TTK 732/4 zaman aşımı süresi, poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren 1 yıldır ; ispat yükü , sebebsiz zenginleşmediğini iddia edene aittir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davaya konu çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığı ve gerçek keşide tarihine göre çekin yasal süresi içerisinde ibraz edilmediğinin anlaşıldığı, bu halde kambiyo hukukundan kaynaklanan haklar yitirilmiş ise de, çeke ciro yolu ile hamil olan davalının, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 818/1.-m maddesi yollaması ile çeklerde de uygulanan aynı kanunun 732. maddesine dayalı sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak talebinde bulunabileceği, bu halde 1 yıllık sürenin, çeklerin gerçek keşide tarihlerine göre muhatap bankaya ibraz edilebilecekleri sürenin sonundan itibaren başladığı, eldeki davanın süresinde açıldığı, bu halde davacının sebepsiz zenginleşmediğini ispat etmesi gerektiği, davacının bu hususu
ispatlayamadığı, verilen tedbir kararı nedeniyle alacaklı alacağına geç kavuştuğundan İİK’nun 72/4. maddesi gereğince kötü niyet tazminatı koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın reddine ve 38.729,00 TL alacağın %20’sine tekabül eden 7.745,80 TL kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 4,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, —
Dava konusu çekte davacı ciro yolu hamil, davalı ise keşidecidir. Zamanaşımına uğrayan çeke dayanarak hamil TTK 644. maddesi uyarınca keşideciden alacak talebinde bulunabilir. Bu talebe dayanarak açılan davada ispat yükü davalı borçluda olup, davalı borçlunun çek nedeniyle sebepsiz zenginleşmediğini ispat etmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme davasında hamil ile keşideci arasında temel ilişkinin varlığı aranmaz. Hamilin keşideciye müracaatı için TTK 644. maddesinde belirtilen koşulların bulunması yeterlidir. Mahkemece bu yönler gözetilerek davacının talebi yönünden bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabet görülmemiştir.—-
——tarihli kararı “Zamanaşımına uğramış bir bono kambiyo senedi vasfını kaybettiği için vade tarihi sadece temel ilişkinin muacceliyet tarihi olarak dikkate alınabilecek,borçlu temerrüde düşürülmeden faiz talep edilebilmesi de mümkün olmayacaktır.”şeklinde olup davacı tarafından davalının temerrüde düşürülmesi için TBK’nın 117/1 maddesi gereğince ihtar çekilmediğinden davacı lehine mahkemece vade tarihinden itibaren temerrüt faizi verilmesine ilişkin karar doğru olmamıştır. Dairemizin ——ilamında bu husus özellikle belirtilmiş ancak davalının buna yönelik temyiz itirazı sevhen görülmemiş ve maddi hata sonucu değerlendirilmeden karar verildiğinden bu kez davalının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin —–tarihli onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.——
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, icra takip dosyası iddia ve beyanlar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davalının keşidesi olduğu, davacının lehtarı olduğu , her biri ——– tarihli bonoların davalı tarafından düzenlenerek davacıya verildiği, davacının TTK 732/4 Maddesinde belirtilen 1 yıllık süre içerisinde zamanaşımına uğrayan bonoların tahsili için — davalı aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yaptığı takipte 25.000,00 TL asıl alacakla birlikte bonolara vade tarihinden itibaren işlemiş 7.490,94 TL faizinde davalı borçlundan tahsilini talep ettiği, davalının süresi içerisinde takibe alacağın zamanaşımına uğradığı yönünde itirazda bulunduğu ve takibin durduğu ,davalının davaya cevap vermediği gibi bonolardaki imzaya da bir itirazının bulunmadığı ve davacı ile arasında bir temel ilişki olup olmadığı hususunda bir iddiası olmadığı ve ispata yarar bir delilde sunmadığı ,zamanaşımına uğramış bonolar nedeniyle davacının TTK 732/4 maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak davalıdan alacak talebinde bulunabileceği davacının da dava dilekçesinde zamanaşımına uğramış bonolar nedeniyle TTK 732. Maddesine istinaden iş bu davayı açtığı, bu davada ispat yükünün sebepsiz zenginleşmediğini iddia eden davalıda olduğu, davalının ispata yarar bir beyanı ve delili dosya kapsamında bulunmadığı dolayısıyla davacının bono bedeli 25.000,00 TL yi davalıdan talep edebileceği, ancak bonoların zamanaşımına uğramış olması nedeniyle yukarıda atıf yapılan —-kararı uyarınca borçlu temmerüde düşürülmeden davacının davalıdan faiz talep edemeyeceği bu haliyle davacının takipte talep ettiği işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, davalının temerrütünün takip tarihi itibariyle gerçekleştiği, alacağın likit ve belirlenebilir olması nedeniyle icra inkar tazminatının koşullarının oluştuğu sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davalı borçlunun asıl alacak yönünden takibe itirazının iptaline işlemiş faiz talebi yönünden ise davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1.Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile; davalının—— esas sayılı dosyasına vaki itirazın 25.000,00 TL asıl alacak yönünden iptaline,
2-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
3-Hükmolunan alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 1.707,75 TL harçtan daha önceden ödenen toplam 691,80 TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 1.015,95 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden — vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 691,80 TL peşin harç, 8,50 vekalet harcı olmak üzere toplam 759,60 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan tebligat, posta ve diğer masraflar olmak üzere toplam 46,00 TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 34,96 TL lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise davacı üzerinden bırakılmasına,
8-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen—- —- davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesap edilen 1.003,20 TL davalıdan alınarak, 316,80 TL si davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9- Hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.