Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/219 E. 2022/468 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/219
KARAR NO: 2022/468
DAVA: Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ: 31/03/2021
KARAR TARİHİ: 22/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili — tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin — bu yana —— ortağı olduğunu, şirketin diğer yüzde elli hissesi sahibi —– kurs gelirlerinden davacı müvekkile pay vermemesi, gelen ödemelerin kendi şahsi banka hesaplarında tutması sebebi ile tartışma yaşandığını, ancak herhangi bir sonuç elde edilemediğini, davalı şirketin diğer ortağının bu güne kadar kursun gelirleri üzerinde kendi tasarrufta bulunduğunu, müvekkilini yok saydığını, sürücü kursu yönetmeliği gereği kursun kullanımında olması gereken araçları şirketten mal kaçırmak ve müvekkilin hakkı olan kar payını ödememek amacı ile yeğeni üzerine devrettiğini, devredilen —- plakalı araçların son tespitlerine göre davalının akrabası olan —- adına devrettiğini, müvekkilinin yönetmelik gereği en az ——— kurs adına kayıtlı olması gerektiğini bu sebeple bu araçların devrenin kanunsuz olduğunu bundan ötürü soruşturma geçirebileceklerini davalı tarafa iletmişse de herhangi bir sonuç alınamadığını belirterek TTK 638 ve 245 maddeleri uyarınca fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkilin haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini, davacı müvekkilinin, pay bedellerinin karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerini ödemek sureti ile ortaklıktan çıkarılmasına, aksi takdirde şirketin feshi ve tasfiyesi ile beraber ortaklık pay oranına göre dağıtılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davalı davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, şirket ortaklığından haklı nedenle çıkma ve çıkma bedelinin ödenmesi yada şirketin fesih ve tasfiyesi istemlerine ilişkin, TTK 636 – 638 vd. maddelerine dayanmaktadır.
TTK 636.maddesi; “Limited şirket aşağıdaki hâllerde sona erer: a) Şirket sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle. b) Genel kurul kararı ile. c) İflasın açılması ile. d) Kanunda öngörülen diğer sona erme hâllerinde. (2) Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, ortaklardan veya şirket alacaklılarından birinin şirketin feshini istemesi üzerine ——— bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, müdürleri dinleyerek şirketin, durumunu Kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler, buna rağmen durum düzeltilmezse, şirketin feshine karar verir. (3) Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir. (4) Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir. (5) Sona ermenin sonuçlarına anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Davacı taraf her ne kadar şirketin feshini talep etmiş ise de öncelikle şirket ortaklığından haklı nedenle çıkmayı istem konusu yapmıştır. Şirket ortaklığından çıkma TTK.nun 638.maddesinde; ” (1) Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir. (2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Her iki yasal düzenleme uyarınca gerek şirket ortaklığından haklı nedenle çıkma gerekse şirketin fesih ve tasfiyesini talep edebilmek için şirket ortağı olmak gerekir. Davacı taraf yargılamanın başında davalı şirketin ortağı iken yapılan yargılama sırasında davalı şirketteki hisselerinin——sayılı takip dosyasında takip alacaklısı davalı firma yetkilisi ve diğer ortak—- devredildiği,—- firmanın tek ortağı ve yetkili müdürü haline geldiği, davalı şirketin—- incelenmesinde ——–davalı şirketin münferiden temsile yetkili müdürü olarak atandığı, müdürlük görevinin ve ortaklık pay devrinin ticaret sicil gazetesinde yayınlandığı anlaşılmakla davacının davalı şirketteki ortaklığından çıkma istemine ilişkin uyuşmazlığın konusunun kalmadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili —— tarihli celsedeki beyanında; müvekkilinin hisselerinin davalı tarafça olmayan hayali bir borç yaratılmak sureti ile yapılan takip sonucu satışı sağlanarak ortaklığının sona erdirildiğini, mevcut duruma göre her ne kadar dava konusuz kalmış ise de; davanın açılmasına davalı tarafın sebebiyet verdiğinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunduğunu beyan etmiştir.
Davalı şirket yetkilisi —– tarihli celsedeki imzalı beyanında; hisseleri satın aldığını, davacının ortaklık sıfatının kalmadığını, davanın konusuz kaldığını, davacı tarafın bu dava ile ilgili yargılama gideri ve vekalet ücreti ödenmesi yönündeki talebini kabul ettiğini beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve incelenip birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça şirket ortaklığından çıkma istemine ilişkin uyuşmazlığa konu şirket hisselerinin satışı suretiyle davacının davalı şirketteki ortaklığının kalmadığı, ortaklığının sona erdiği, davalı şirketin diğer ortağı tarafından hisselerin satın alındığı, dolayısıyla eldeki davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve talep gibi yargılama gideri ve vekalet ücretinden davalı şirketin sorumlu tutulması suretiyle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1.Konusu kalmayan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA
2. Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 80,70 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
3. Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 59,30 TL peşin harç, 93,20 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 211,80 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5.Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı şirket yetkilisinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——– Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/06/2022