Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/193 Esas
KARAR NO : 2022/475
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/03/2021
KARAR TARİHİ : 23/06/2022
DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 19/03/2021 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Müvikkilinin —– olduğunu, —- bulunduğunu, —- hizmet veren ——– sayısına göre — payı yaklaşık—- olduğunu,—–zamanlı olarak işlem görmeye başladığını, ——-yılı faaliyet raporunu —- sunduğu, rapora göre bankanın—— yılında—— verdiği ve kredi borcunun tahil edilemediği yönünde çeşitli iddialar ortaya atıldığını, söz konusu ————– en çok okunan—– ——— olarak yer alması gerek sözlü/—- organları tarafından gerekse ——- çeşitli ———–yapılmaya başlandığını,—-bir —– açıklaması yapılarak söz konusu kredinin ——-tahsilatının sağlandığı hususunun açıkça belirtildiği;—- diğer davalı —— tarafından————— —- —- yapıldığı; aynı ——- adresinde de yayınlandığını, haberin———————– hitaben yazılan yazıda haberin gerçeği yansıtmadığı, müvekkil şirket itibarına zarar verdiği ve —– bağdaşmadığı ifade edildiği, düzeltme yapılması talep edildiği, Davalılar tarafından yayınlanan 10.1.2021 tarihli haberde “— verdiği ——- ifadesinin kullanıldığı,” Müvekkil ——ilişkisi ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, ———- akabinde gerek yazılı gerekse sözlü —– aynı haberin yüzlerce kez alıntılandığını ve farklı ——- yapılarak ——– duyurulduğunu, Müvekkil————- —- şirkete kullandırdığı krediye ilişkin şirketimiz de dahil edilerek yapılan haber ve yorumlara ilişkin açıklamadır. Söz konusu kredi şirketimiz tarafından kullanılmamış olup, ilgili kredi sözleşmesine doğrudan ya da dolaylı şekilde taraflığımız da bulunmamaktadır. Dolayısıyla kredinin Şirketimiz —– bir etkisi yoktur.” açıklamasının yapıldığını, ” Gerçek dışı manşet ve başlık kullanılarak yayımlanan haberin art niyetli olduğunu, müvekkilin kamuoyu nezdindeki itibarı ve saygınlığına bilerek ve isteyerek zarar verildiği, ——- olan müvekkilin—— yatırımcılarının zarar görmesine sebebiyet verildiği, ” davalıların dava konusu yayından davalıların müşterek ve müteselsilen sorumlu olduklarını, basılı yayınlarda hukuki sorumluluk hususunun Basın Kanunu m.13’de düzenlendiğini,” —-tarafından içtihat haline getirildiği üzere, bir haberin hukuka uygunluk kriteri taşıması için —benimsendiği, bunların gerçeklik, kamu yararı ve toplumsal ilgi ve konu ile ifade arasındaki düşünsel—-olduğu, bir haberin gerçek olup olmadığının ispat yükünün , iddiayı ortaya — kişiye ait olduğu,” dava konusu— hakkında, habere konu kredinin kime kullandırıldığı hakkında haberin yayımından bir gün önce krediyi kullandıran banka tarafından basın açıklaması yapıldığı, açıklama üzerine krediyi kullananın başka bir şirket olduğunu bilmesine rağmen davalı———” başlığıyla haber yapılmış olmasının davalı —————-ve hukuka aykırı şekilde art niyetli hareket ettiğini gözler önüne serdiğini, ” Haberin yayınlandığı gün müvekkil şirket tarafından —- iletilen yazı gerekse müvekkil —– açıklaması, davalıları konu hakkında yapmış oldukları —– —değiştirmeye sevk etmiş, bir gün önce “kredi kullanan olarak —— olmasına rağmen, 10.1.2021 tarihinde “krediyi kullanan firmanın—-” olduğu yönünde haber yaparak gerçekleri ifade etmek durumunda kaldıkları, davalıların yapmış olduğu yayının hukuka uygunluk kriterlerinden gerçeklik unsurunu taşımadığı, —- ve kişilik hakları dengesinin müvekkil aleyhine bozulduğu, “davalılardan — tarafından, basın meslek etik ve ilkelerine aykırı şekilde gerçek dışı olduğunu bildiği ve/veya bilmesi gerektiği bilgiyi haber olarak yayınlanması sebebiyle müvekkilinin kişilik haklarına zarar verildiği, dava konusu hukuka aykırı haberin yayınının müvekkil şirketin kamuoyu nezdindeki iyi şöhretini zedelediği, müvekkilin ticari itibarına zarar verdiği, dava konusu haber yayınının aynı zamanda Türk Ticaret Kanunu54. Ve devamı maddeleri uyarınca haksız rekabet teşkil ettiğini, dava konusu hukuka aykırı haber manşet ve içeriğinin haksı rekabet ile müvekkil kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğinin tespitine, müvekkil aleyhine haksız rekabet etkil eden ve kişilik haklarına yönelen saldırının önlenmesine ve durdurulmasına, müvekkilin uğramış olduğu manevi zararın giderilebilmesi maksadıyla, yayım tarihinden itibaren başlayacak olan yasal faizi ile birlikte 100.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, hükmün kesinleşmesi akabinde masrafı müştereken ve müteselsilen davalılardan karşılanmak üzere kararın TTK m.59 uyarınca ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalılar vekili Mahkememize sunduğu 26/04/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: Davanın yetkili mahkemede açılmadığını, davanın haksız ve kötüniyetli olduğu, dava konusu haberin basın özgürlüğü sınırları içerisinde olduğu; haberin görünür gerçekliğin ötesinde somut gerçekliğe uygun bir haber olduğu, —raporu doğrultusunda hazırlandığı, müvekkillerinin uyuşmazlık konusu haberi,—- açıklamasına da yer vererek —-bilgilendirme amacıyla yayımladığı—- açıklamayla birlikte—– kredi ile ilgili,—- öne çıktığı, bunun üzerine uyuşmazlık konusu haberin yayınlandığı, bu haberi kamuoyuna —- müvekkilinin amacının ——- zarar vermek olmadığı, kredinin ——– için verilmiş olduğunu iki— yerde birden vurgulayarak —- değil,—-önemine işaret edildiği, haberin başlığının “——– şeklinde atılmasının arka planında ——zarar verme niyeti olmadığı,—— için ödendiği” şeklinde olduğu,—— geçtiği bildirildi” ifadesinin yer aldığı; aynı sayfada yer alan iki haberi —- ——– verildiğini, kredinin veriliş amacının da—- — olarak kalmasının sağlanması olduğunu hiçbir tereddüte kalmadan anlayacağı, davacı tarafın uyuşmazlığın konusu haberin yayımlanması üzerine ticari itibarının zedelendiğini iddia ettiği, dava dilekçesinde bu iddiayı ispatlayacak bir delil sunamadığı, —— piyasaların kapalı olduğu —–, —- anlaşılması ihtimalinde dahi —– sadece bu haberi dikkate alarak yatırımlarına yön vermelerinin teknik olarak mümkün olmadığı, uyuşmazlık konusu haberin—- markasına maddi ve manevi zarar verdiğine ilişkin iddiaların hiçbir somut, teknik dayanacağı bulunmadığı, gelen talep üzerine kredinin — algısının oluşturduğuna ilişkin kaygıların tamamı aynı gün düzeltildiği, bir sonraki—- açıklamalarına —- sitesinde yer verildiği ” —– —— değiştirildiği, haber içeriğinde yanlış anlaşılmalara yol açabileceği belirtilen ifadelerin düzeltildiği, haberin gerek —– özgürlüğünün sınırları içinde olduğunu, —-10/1 maddesinin ifade özgürlüğünü düzenlediği, bu kapsamda kanaat sahibi olma, bilgi ve kanaate ulaşma ve de bilgi ve kanaati açıklama özgürlüklerinin teminat altına alındığı, Anayasa’nın 26/1 maddesi ile düşünce ve kanaat hürriyeti, düşünce ve kanaatleri yayma hürriyetinin basın —- olarak —– alındığı, ——–olarak değerlendirdikleri olayları kendi düşünceleri doğrultusunda açıklama, ———-rahatsız edici, sert, çarpıcı, şoke edici, kaba üslup kullansa bile hakaret boyutuna ulaşmayacağı hakkında Yargıtay kararları mevcut olduğu hususlarını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davalı ———tarafından yazılan ve ————– ———- yayımım nedeniyle davacının manevi zarara uğrayıp uğramadığı, uğramış ise davalıları bu zarardan sorumlu olup olmadıkları ve tespit, önleme, ilan ve manevi tazminat taleplerinin haklı olup olmadığı olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, haksız rekabetin önlenmesi ve buna bağlı manevi tazminat davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız rekabeti düzenleyen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 56. Maddesindeki “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların(Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir.) varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. Davacı lehine ve (d) bendi hükmünce tazminat olarak hâkim, haksız rekabet sonucunda davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığına da karar verebilir. ” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
—— Müdürlüğü’nden davacının ve davalı —- bilgileri celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.
———- nüshaları celp ve tetkik edilmiştir.
Bilirkişi mahkememize sunduğu 26/04/2022 tarihli raporunda özetle; TTKm.55/1-a-1 uyarınca başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemenin haksız rekabet teşkil ettiğini, —–tarihli —– yayınlanan haber bakımından; ———tarihinde yapılmış olan basın açıklamasından farklı olduğu, haberde yer alan “—– olduğu; —— —–bakımından;—— yer aldığı, haberin içerik itibariyle —- tarafından yapılan —- açıklamaya uygun olduğu; —— sayfasında yayınlanmakta—- bakımından:——olan haberde bahis konusu kredinin doğrudan—- ilişkin herhangi bir bilginin bulunmadığı, kredinin —- verildliğine ilişkin bilginin yer aklığı, güncellenme——- konusu kredinin—-verildiği hususuna açıkça ——verildiğine ilişkin herhangi bir bilginin bulunmadığı, davacı talepleri incelendiğinde; ——— yayınına tedbiren erişimin engellenmesi talebi bakımından, dosya içerisinde bulunan —————– incelendiği, dosyada —–bulunan———–bahis konusu ——— verildiğine ilişkin herhangi bir bilginin yer almadığını, ancak takdirin mahkeme’de olduğunu, dava konusu hukuka aykırı —- haksız rekabet ile müvekkil kişilik haklarına sakırı teşkil ettiğinin tespiti taebi bakımından mahkeme tarafından gerçek olmayan bilginin yer aklığı haberin haksız rekabet olarak nitelendirilmesi durumunda, takdirin mahkemeye ait olmak üzere haksız rekabetin tespitine karar verilmesinin mümkün olduğunu, ayrıca Mahkeme tarafından kişilik haklrının ihlali olarak nitelendirilmesi durumunda, takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere kişilik haklarına saklırının tespitine karar verilmesinin mümkün olduğunu, haksız rekabet etkil eden ve kişilik haklarına yönelen saklırının önlenmesine ve durdurulması talebi bakımından mahkeme tarafından haksız rekabetin tespiti durumunda, takdir mahkemeye ait olmak üzere önleme/—- kararı verilmesinin mümkün olduğunu, manevi tazminat talebi konusunda takdirin mahkemeye ait olduğunu ve hükmün ilanı talebi konusunda takdirin mahkemeye ait olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava;—– kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat ve haksız rekabetin tespiti istemine ilişkindir.
Basın özgürlüğü, Anayasa’nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde——– yapmasının —– altına alındığı görülmektedir. —— —- amacı; toplumun —-içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da — yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır.— araştırma, değerlendirme, —————-bilgilendirme, —- yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur.— nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır.
Bunun içindir ki bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ——– olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. —dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp yayınlarında Anayasa’nın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu’nun 24 ve 25. maddesinde — alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da zorunluluktur.
——ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin—– değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel — yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse——–yerine getirirken, —– gerçek olmasını, —- bulunmasını,—– varlığını, konunun güncelliğini —–,—- verirken —— arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine —–içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da ——– tutulmamalıdır( —- karar sayılı ilamı).
Yüksek Mahkeme, — başkalarının —– özgürlüğüne zarar vermeyecek şekilde kullanılması —- yansıyan —- kriterlere tabi tutmaktadır. Yüksek Mahkeme, öncelikle haber veya içeriğin doğru olup olmadığını, doğruysa bu sefer de o konunun dile getirilmesinde kamu yararının ve toplumsal ilginin bulunup bulunmadığını ve son olarak da konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık olup olmadığını irdelemektedir. Bu şartları taşıyan bir haber veya içeriği haksız rekabet olarak görmeyen Yüksek Mahkeme, haklı olarak bu unsurların herhangi birinde eksiklik olması halini ise basın özgürlüğünün sınırlarının aşılması olarak nitelendirmektedi—-Suretiyle Haksız Rekabet Eylemi Ve Bazı Özel Durumlar.)
Somut olayda; — ——- davalı — tarafından yazılan “—-başlatılan yazının yazıldığı yazının içeriğinde; —–yapılan —————- —- devam edebilmesi amacıyla verdiklerinin açıklandığı bu sayede —– kaldığının açıklandığının yer aldığı, haber içeriğinin ——– —- tarihinde davalı —- yazılı olarak düzeltme talebi gönderilmesinden sonra haberin başlığının —–
Haksız rekabet iddiasına konu haberin içeriğinin, ——grubuna —–ortaklığını güçlendirmek için verildiği şeklinde olduğu, —- açıklaması ile uyumlu olduğu, ilk çıkan —-” ifadesinin tek başına değerlendirilmesi halinde kredinin —- tarafından kullanıldığı şeklinde yanıltıcı ifade olarak görülebileceği, buna karşılık haberin içeriğinin ve başlığının birlikte değerlendirilmesi halinde —- ortaklığın güçlendirilmesi amacıyla—- —–verildiğinin anlaşıldığı, yukarıda bahsedilen emsal istinaf mahkemesi kararında da belirtildiği gibi haberin içeriği ile başlığının birlikte değerlendirilerek kişilik haklarının ihlali ve haksız rekabetin oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerektiği, yerleşik——– kararlarında —– ——— kullanmalarının —- kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin belirtilmesi karşısında haber başlığı ve içeriği bir bütün olarak değerlendirilerek haksız rekabetin ve manevi tazminatın koşullarının oluşmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcının davacı tarafça peşin yatırılan 1.707,75 TL’den mahsubu ile fazla yatan 1.627,05 TL’nin davacı tarafa iadesine,
3-Davalılar kendilerine vekille temsil ettirdiğinden haksız rekabetin tespiti talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan — uyarınca hesaplanan — ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davalılar kendilerine vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan — uyarınca hesaplanan —vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan gider avansından kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.