Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/136 E. 2021/626 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/136 Esas
KARAR NO : 2021/626

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/03/2021
KARAR TARİHİ : 14/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil——–ödemiş, —- kalmıştır. Davalhlar bu iş ortaklığının kurucularıdırlar. Müvekkil şirket tarafından yapılan görüşmelerde davalılar sürekli ödeme yapabileceği sürelere ilişkin sözler vermesine rağmen hiçbir. ödeme yapmamıştır. Son defasında şirket vekili olarak tarafımca da süre verilmiş. söz verilen tarihte — ödeme yapılmamıştır. Defalarca kendilerine süre tanınmasına rağmen Ödeme yapacaklarını bildirdikleri tarihlerde ödeme yapmamaları üzerine ——dosyasıyla davalılar aleyhine icra takibi başlatılmış. ancak davalılar borcu —- yönelik itiraz ederek takibin durmasına neden olmuşlardır. Defalarca zaman tanınmış olmasına rağmen borçlarını ödemedikleri gibi. borçlarını da inkar ederek haksız ve kötü niyetli olarak dosyaya itirazda bulunmuşlardır. Fatura tarihlerine bakıldığında görüleceği üzere ödeme süresinin üzerinden çok uzun zaman geçmiştir. Bu kadar uzun süredir ödeme yapmayan davalılar. takibe itiraz ederek müvekkilin mağduriyetinin daha artmasına neden olduklarını, haksız ve kötü niyetli bir şekilde itiraz edilmiş olmasından dolayı dava şartı olarak arabulucuya müracaat edildiğini, ancak buradan da herhangi bir sonuç alınamamış ve Anlaşmama Tutanağı düzenlenmiştir. Bu nedenlerle işbu davayı açma mecburiyetinin doğduğunu, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı —– ödediğini, bakiye 10.000,00 TL ana para alacağı kaldığını, davacıların ödemeyle ilgili sözler vermesine rağmen hiçbir ödeme yapmadığını,—- dosyasıyla davalılar aleyhine takip başlatıldığını, ancak davalıların borca itiraz ederek takibin durmasına sebep olduklarını bu sebeple de itirazın iptali davası açılması gerekliliği doğduğunu ifade etmiştir. Davalı —-aralarında imzalanan —— ihale ile aldığı bu işte kullanılmak üzere—- firmalardan biridir. Alınan malzeme sonrası davacı tarafça—– müvekkil şirkete karşı takip başlatılmış olup borca itirazımız üzerine takip durmuştur. Söz konusu takip öncesi ve takip süreci boyunca davacı taraf müvekkil şirkete ödenmesi için süre vermiştir. Söz konusu süre verme durumu davacı tarafça da dava dilekçesinde ikrar edilmektedir. Taraflarca tutar konusunda belirsizlik olması nedeniyle uyuşmazlık giderilememiştir. Ayrıca müvekkil şirkete gönderilen ödeme emrinde; borcun sebebi olarak — yazılmakla hangi fatura bilgisi verilmemiş, istenen faiz türü ve oranı için ise “alacağın tahsili tarihine kadar %…. faizi” denilmekle herhangi bir faiz işletilmesi talebinde bulunulmamıştır. Bu nedenle öncelikle bu eksikliklerden dolayı huzurdaki davanın reddi gerekmektedir. Huzurda görülen itirazın iptali davasının açılması üzerine dava dilekçesi— tarihinde — olarak tebliğ olmuştur. Ancak taraflar bu tebligat öncesinde aralarında gerçekleşen şifahi görüşmeler sonucu yine şifahi olarak — davacı taraf takibe dayanak faturadan kalan bakiye 10.000,00 TL alacağı dışında icra takibinden de doğan bütün alacaklardan ve takipten feragat etmiştir. Anlaşma uyarınca davalı müvekkil şirket davanın açıldığından habersiz olarak —gönderim dekontuyla da sabittir. Müvekkil —— binaen ödeme yaptığını belirtmiştir. Taraflar protokol gereği anlaştığından ve davacı 10.000-TL karşılığında alacaklarından feragat ettiğinden, müvekkil şirket de borcunu ödediğinden davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine gerek olmadığına karar verilmesi gerekmektedir.
Davalı —-vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiliin kayıtları davacının alacaklarını teyit etmemektedir. müvekkil şirket kayıtlarında yapılan araştırma ve incelemeler neticesinde,—-davacı arasında gerçekleşen görüşmeler sonucunda taraflar arasında şifahi olarak protokol yapılarak takibe dayanak faturadan kalan — alacak ödenmiştir. davacı takibe dayanak faturadan kalan bakiye 10.000,00 tl dışında icra takibinden de doğan bütün alacaklardan ve takipten feragat etmiştir. bu sebeple davalının bu meblağda bir borcu yoktur. hal böyle iken davacının davasında ve taleplerinde haklı olmadığı hususu açık olup, bu durum gerekli incelemelerin yapılması ile de ortaya çıkacaktır. müvekkilimizin davacıya itirazın iptali davasına konu olacak muaccel bir borcu bulunmadığından, haksız ve mesnetsiz davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı yönünde karar gerekmektedir. talep edilen faize itiraz ediyoruz. temerrüt olmadan faiz hesabı yapılması mümkün değildir. davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı yan ——–işletmiştir. işletilen faizin oranı da belirtilmemiştir. ancak icra takibi öncesinde tarafımıza herhangi bir ihtarname ya da başka bir şekilde bildirim yapılmadığından, müvekkil firma temerrüde düşmüş değildir. bu sebeple fatura tarihinden itibaren işlemiş faize itiraz ediyoruz. tarafımızı temerrüde düşüren bir bildirim yapılmadığından ancak icra takibinden itibaren faiz işletilebilir. öncesinde işlemiş faize itiraz ediyoruz. davacının icra inkar tazminatı talep edebilmesi mümkün değildir. davacının icra inkar tazminatı talep edebilmesi için alacağın likit olması gerekmektedir. ancak alacak likit olmayıp, zaten böyle bir bakiye alacağı da yoktur. bu sebeple davacının icra inkar tazminatı talep edebilmesi mümkün değildir. ayrıca taraflar arasındaki cari hesap bakiye borcu bulunup bulunmadığı konusu yargılamayı gerektirdiğinden, alacak miktarı belirli olmadığından, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesini talep ederiz.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup İİK 67 vd maddelerine dayanmaktadır.
Davaya konu ——- esas sayılı takip dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde ; davacı şirket tarafından davalı ——-işlemiş faizin tahsili için genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, davalı borçluların süresi içerisinde takibe itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Takibe konu faturanın incelenmesinde davacı tarafından davalıların ——- olduğu görülmüştür.
Davalı tarafından dosyaya sunulan ödeme dekontunun incelenmesinde davalılardan ——– tarafından davacı hesabına icra takip tarihi olan —- tarihinden ve dava —- tarihinden sonraki tarih —- tarihinde —– ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama sonucunda ; dosya kapsamındaki tüm deliller—-, iddia ve savunmalar hep birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davalıların da bu ticari ilişkiyi cevap dilekçesi ile ikrar ettiği ve takibe konu —– sözlü olarak sulh protokolü yapıldığını ve 10.000,00 TL ödeme ile başkaca borcu kalmadığı yönünde beyanda bulunmuş ise de yapılan ödemenin icra takip tarihinden sonra yapıldığı, davalının davacı ile sözlü olarak sulh protokolü yapıldığı iddiasını ispatlayamadığı, davacının icra takip talebinde yapılacak kısmi ödemelerin Borçlar Kanun’u 100. Maddesine göre masraf ve vekalet ücretinden düşülmesini talep ettiği, davacının yapmış olduğu —- öncelikle icra masrafları ve faizden düşülmesi sonrası —- tamamen ödenmediği, dolayısıyla işbu davayı açmakta davacının hukuki yararının bulunduğu, davalının sulh protokolü hususundaki iddiasını yazılı olarak ispatlayamaması nedeniyle ve yemin deliline —- deliline dayanıp dayanmayacağı hususunun hatırlatılmış olup, davalı —- dayanmayacağını beyan ettiği anlaşılmakla dosyadaki mevcut bilgi ve belgeler doğrultusunda davacının davalılardan dava konusu icra takibi nedeniyle alacaklı olduğu, davalı her ne kadar takip öncesi işlemiş faiz talebinde bulunmuş ise de davalıların temerrütü yönünden usulüne uygun olarak düzenlenmiş bir ihtarname olmadığı gibi taraflar arasında imzalanmış kesin vadeye ilişkin yazılı bir sözleşme de bulunmadığı, dolayısıyla davalıların temerrütünün takip tarihi ile gerçekleştiği, davalıların takip öncesi işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, davalı tarafından takip tarihinden sonra yapılan 10.000,00 TL ödemenin infaz aşamasında icra müdürlüğünce nazara alınması gerektiği alacağın faturaya dayalı likit ve belirlenebilir olduğu, icra inkar tazminatı hüküm ve koşullarının oluştuğu sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Davanın Kısmen Kabulü Kısmen Reddi İle
2-Davalıların —- Esas sayılı dosyasına vaki itirazın 10.000,00 TL asıl alacak yönünden iptaline,
3-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
4-Davalılar tarafından —- ödemenin infaz aşamasında icra müdürlüğünce nazara alınmasına,
5-Hükmolunan asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Başlangıçta peşin olarak alınan 188,76 TL harcın alınması gerekli olan 683,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 494,34 TL karar ve ilam harcının davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 30,00 TL, olmak üzere toplam 30,00 TL yargılama masrafının, davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 27,14 TL yargılama masrafına, peşin harç 188,76 TL, eklenerek sonuç olarak 215,90 TL’nin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 2,87 TL yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden — uyarınca 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalılar yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden— uyarınca 1.052,88 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca — hazine tarafından ödenen —- haklılık durumuna göre hesaplanan 1.230,44 TL’nin davalılardan, 129,56 TL’nin ise davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı