Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/130 E. 2023/44 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/130 Esas
KARAR NO : 2023/44

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 01/03/2021
KARAR TARİHİ : 19/01/2023
DAVA:
Davacılar vekili Mahkememize sunduğu 01/03/2021 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; 01.02.2019 tarihinde, davalı —-maliki olduğu —- plaka sayılı aracın, davalı—–sevk ve idaresinde iken, —–bulvarı üzeri —–Kavşağına doğru seyir halinde iken yaya geçidinde karşıdan karşıya geçmekte olan —– çarparak müvekkilleri —- vefat etmesine sebebiyet verdiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün asli kusurlu olduğunu, —–plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalı olduğunu, kaza sonrası davalı sigorta şirketi tarafından müvekkilleri—– için 79.770,99 TL,—– için 64.523,89 TL, —– için ise 114.906,46 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödemesi yapıldığını, yapılacak bilirkişi incelemesinde mezkur ödemeler de dikkate alınarak ve sigorta limitleri düşürülerek hesaplama yapılması gerektiğini iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkillerinden —–için 5.000 TL, —–için 5.000 TL, —— için 5.000 TL olmak üzere toplam 15.000 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile müvekkil—– için 500 TL cenaze defin giderinin, araç maliki ve sürük davalılardan kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı—–sigorta limitleri dahilinde ve başvurunun yapıldığı 19.04.2019 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline, müvekkillerinden—– için 10.000 TL, —–için 10.000 TL, —- için 15.000 TL olmak üzere toplam 35.000 TL manevi tazminatın araç maliki ve sürücü davalılardan kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı —–vekili Mahkememize sunduğu 15/04/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davaya konu trafik kazasının —–ilinde meydana geldiğini, yetkili Mahkemelerin —– Mahkemeleri olması nedeniyle davanın öncelikle yetki yönünden reddi gerektiğini, davacıların tacir olmadığı gibi müvekkili araç maliki ile diğer davalı araç sürücüsünün de tacir olmadığını, bu nedenle davaya bakmakla görevli Mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davanın görev yönünden de reddi gerektiğini, sürücünün tek kusurlu olduğunun kabulünün doğru olmayacağını, davalı sigorta şirketi tarafından davacılara yapılan ödemelerin doğru ve hakkaniyetli olduğunu, davacıları fahiş miktardaki maddi tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, davacıların talep etmiş oldukları manevi tazminat miktarının da yüksek olduğunu savunarak, açılan davanın yetki, görev ve esas yönünden ayrı ayrı reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —– vekili Mahkememize sunduğu 29/03/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesinde bahsi geçen kazaya karıştığı belirtilen —– plaka sayılı aracın müvekkili sigorta şirketi 08.03.2018 – 2019 tarihleri arasında geçerli olmak üzere—– Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, teminat limitinin kişi başı 360.000 TL olduğunu, manevi tazminatların poliçe teminatı dışında kaldığını, davaya konu trafik kazası nedeniyle sigortalı araç sürücüsünün %80 oranında kusuruna istinaden davacılar için toplamda 259.201,34 TL tazminat ödemesi gerçekleştirildiğini, bakiye tazminatın söz konusu olmadığını, yapılan ödeme ile müvekkilinin sorumluluğunun sona erdiğini savunarak, açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —– vekili Mahkememize sunduğu 29/09/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davaya konu trafik kazasının, müteveffa —— aniden yola çıkması sonucunda meydana geldiğini, söz konusu kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, kusurlu olanın bizzat müteveffanın kendisi olduğunu, dava konusu kazaya istinaden davacılara sigorta şirketi tarafından yapılan ödemeler göz önüne alındığında davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep etmelerinin mümkün olmadığını, bu nedenle davacıların destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin reddi gerektiğini, müvekkilinin ekonomik durumu, yaşam ve sosyal durumu dikkate alındığında davacılar tarafından talep edilen manevi tazminat miktarının olayın oluş şekli ve kusur durumu göz önüne alındığında aşırı yüksek olduğunu, hakkaniyete uygun düşecek bir miktarda olmadığını, müvekkilinin belirtilen miktarda manevi tazminatı ödeme durumunun da bulunmadığını, talep edilen tutarın, müvekkilinin fakirleşmesine davacıların ise zenginleşmesine sebebiyet verecek bir tutar olduğunu, bu nedenle talep edilen tazminatı kabul etmelerinin mümkün olmadığını savunarak, açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu:Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde 01/02/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasında kusur durumunun ne olduğu, kaza nedeniyle—– vefat etmesi nedeniyle davacıların destekten yoksun kalma durumlarının olup olmadığı, cenaze ve defin gideri bakımından zararlarının bulunup bulunmadığı, manevi zararlarının bulunup bulunmadığı, sigorta şirketi tarafından yapılan ödemelerin zararı karşılayıp karşılamadığı, karşılamıyor ise davacıların bakiye tazminat talep edip edemeyecekleri, talep edebilecekler ise ne kadar tazminat talep edebilecekleri ve davalıların sorumluluk durumlarının ne olduğu noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı(maddi ve manevi tazminat) davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER:
—–Asliye Ceza Mahkemesine müzekkere yazılarak —— Esas sayılı dosyası celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.—-Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılarak—– Soruşturma sayılı dosyası celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.—— müzekkere yazılarak —-vefatı nedeniyle davacılara rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı sorulmuş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.Davacıların ve davalılar—– tarafın kaza tarihi itibariyle sosyal ve ekonomik durumunun tespiti için kolluğa müzekkere yazılmış ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.Davacıların aile nüfus kayıt örnekleri UYAP’tan çıkartılarak dosya arasına alınmıştır.
Celp ve tetkik olunan 24/03/2021 tarihinde —– tarafından tanzim edilen—–Poliçesi incelendiğinde; poliçenin 08/03/2018-2019 tarihleri arasında geçerli olduğu, sigortalısının ——sigortalanan aracın—– plakalı araç olduğu anlaşılmıştır. —– müzekkere yazılarak müteveffanın hizmet dökümünün mahkememize gönderilmesi istenilmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.Bilirkişi heyeti 09/12/2021 tarihli raporunda özetle; davalı —– maliki olduğu ve davalı sigorta şirketi nezdinde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalı—– plaka sayılı araç sürücüsü davalı —–; 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu 74. ve 52/a-b maddeleri kurallarını ihlal ettiğini, davaya konu trafik kazasının oluşumunda %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğunu, davacıların murisi müteveffa —— 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve bağlı yönetmelikte belirtilen yayaların uyması zorunlu kurallara riayet ettiği, kazanın oluşmasında alabileceği herhangi bir tedbirinin bulunmadığını, kendisine kusur izafe edilmesinin uygun olmadığı için atfı kabil kusurunun bulunmadığını, ödeme tarihindeki verilere göre yapılan incelemede davacı —– yapılan ödemelerin yetersiz olduğunun tespit edildiğini, davacı —– nihai ve gerçek maddi zararının 56.502,93 TL olduğunu, davacı —– nihai ve gerçek maddi zararının 38.502,09 TL olduğunu, davacı —– talep edebileceği maddi zararının kalmadığını, temerrüt başlangıcının davalı sigorta şirketi yönünden 28.05.2019 tarihi, diğer davalılar yönünden ise temerrüt başlangıcı 01.02.2019 kaza tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğunu beyan ve rapor etmiştir.——tarihli raporda; “davalı sürücü —— % 100 (yüzde yüz) oranında kusurlu, maktul yaya——kusursuz, sürücü—— kusursuz olduğu şeklinde rapor sunulmuştur.—–bilirkişi 19/09/2022 tarihli raporunda özetle; ödeme tarihindeki verilere göre yapılan incelemede davacı —– yapılan ödemelerin yetersiz olduğunun tespit edildiğini, davacı—– nihai ve gerçek maddi zararının 215.394,24 TL olduğunu, bu tutarın 58.461,61 TL’nı davalı sigorta şirketinden, bakiye 156.932,63 TL’nı davalı sürücü ve işletenden talep edebileceğini, davacı—– nihai ve gerçek maddi zararının 155.985,37 TL olduğunu, bu tutarın 42.337,05 TL’nı davalı sigorta şirketinden, bakiye 113.648,32 TL’nı davalı sürücü ve işletenden talep edebileceğini, davacı —–talep edebileceği maddi zararının kalmadığını, temerrüt başlangıcının davalı sigorta şirketi yönünden 28.05.2019 tarihi, diğer davalılar yönünden ise temerrüt başlangıcı 01.02.2019 kaza tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı tarafça davacıların 01/02/2019 tarihinde meydana gelen kazada—– vefat etmesi nedeniyle destekten yoksun kaldıkları, bu nedenle destekten yoksun kalma ve manevi zararlarının oluştuğu iddiasıyla eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.Davalı —–tarafından mahkememize sunulan cevap dilekçesinde; davalı tarafça gerçek zararın belirlenmesi gerektiği, manevi tazminattan sorumlu olmadıkları iddialarıyla davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.Davalı —— tarafından davanın yetkisiz mahkemede açıldığı, ceza mahkemesindeki kusur raporunu kabul etmedikleri, kusur oranının tespiti gerektiği iddialarıyla davanın reddinin talep edildiği anlaşılmıştır.
01/02/2019 tarihinde meydana gelen kazada kusur durumu yönünden yapılan incelemede; davalı —–sevk ve idaresindeki —–plakalı aracın seyir halindeyken gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek yaya geçidi üzerinde karşıdan karşıya geçmekte olan müteveffa—– çarpması şeklinde kazanın meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde yaya geçidinde karşıdan karşıya geçmeye çalışan müteveffanın bir kusurunun bulunmadığı, davalı —–yaya geçidine yaklaşırken hızını azaltmaması, bu şekilde müteveffaya çarpması nedeniyle kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu kanaatine ulaşılmış, mahkememizce alınan 09/12/2021 tarihli bilirkişi raporu ve 07/02/2022 tarihli —– raporunun aynı doğrultuda ve mahkememizce yapılan kabule uygun olarak hazırlanmış olması nedeniyle hükme esas alınması gerekmiş, —– tarafından alınan 11/02/2019 tarihli raporda her ne kadar müteveffa—– tali kusurlu olduğu yönünde görüş mütalaa edilmiş ise de; ceza mahkemesi tarafından alınan—– raporunda ve mahkememizce alınan—— raporu ve bilirkişi raporunda dosya kapsamıyla uyumlu olarak müteveffanın kusurunun bulunmadığı şeklinde görüş mütalaa edilmiş olması, müteveffanın yaya geçidinde karşıdan karşıya geçerken kazanın meydana geldiği de göz önüne alınarak—— tarafından alınan 11/02/2019 tarihli raporda yer alan bilirkişi görüşüne itibar edilmemiştir.Davalı —–yönünden; davacı tarafça mahkememize sunulan 13/12/2022 tarihli dilekçe ile davalı sigorta şirketi yönünden davadan feragat ettiklerini bildirmeleri ve davacılar vekilinin vekaletnamesinde feragat yetkisinin bulunması nedeniyle davalı sigorta şirketi yönünden davanın feragat nedeniyle reddine ilişkin karar vermek gerekmiştir.Davalı sigorta şirketi tarafından davadan feragat edilmekle birlikte davacı tarafça poliçe limitini aşan kısım yönünden diğer davalılara karşı davaya devam ettiklerininin bildirilmesi nedeniyle poliçe limitini aşan kısım yönünden davalılar —— sorumluluğunun tespiti amacıyla bilirkişi raporu alınmış ve dosya kapsamına uygun olması ve bilimsel verilere göre hazırlanması nedeniyle hükme esas alınan 19/09/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre sigorta şirketi dışındaki davalıların davacı—– bakiye 156.932,63 TL destekten yoksun kalma zararından, davacı—– 113.648,32 TL bakiye destekten yoksun kalma zararından sorumlu tutulabilecekleri, —–karşılanmayan maddi zararının kalmadığı şeklinde görüş mütalaa edildiği, raporun dosya kapsamına uygun olması nedeniyle hükme esas alınması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davacılar tarafından açılan manevi tazminat davası yönünden; olayın meydana geliş şekli, kusurun ağırlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, meydana gelen zararın büyüklüğü ve zararın davacılar üzerindeki etkisi göz önüne alınarak davacıların manevi tazminat olarak talep ettikleri miktar mahkememizce uygun görülmüş ve manevi tazminat davalarının kabulüne karar vermek gerekmiştir.Davalı —— davacıların maddi ve manevi zararlarından kazaya tam kusuruyla sebebiyet veren araç sürücüsü olması nedeniyle haksız fiil hükümlerine göre sorumlu olduğu, davalı —- kazaya tam kusuruyla sebebiyet veren aracın işleteni olması nedeniyle davalı —– ile birlikte davacıların zararından KTK’nun 85.maddesi uyarınca müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu kanaatine ulaşılmıştır.Tüm dosya kapsamından; yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda davacıların poliçe limiti dahilindeki maddi zararlarının davalı—– tarafından karşılandığı ve davacılar tarafından davalı ——yönünden davadan feragat edildiği, bu nedenle ——yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, diğer davalılar sürücü ve işletenin poliçe limitini aşan kısım yönünden davacıların maddi zararlarından sorumlu oldukları, bu kapsamda davacı——poliçe limitini aşan destekten yoksun kalma zararının 156.932,63 TL olduğu, davacı —— poliçe limitini aşan destekten yoksun kalma zararının 113.648,32 TL olduğu, davacı—— bütün zararlarının sigorta şirketi tarafından karşılandığı, bu kapsamda sürücü ve işletenin davacı —— 156.932,63 TL bakımından sorumluluğunun devam ettiği, davacı ——- karşı ise 113.648,32 TL yönünden sorumluluklarının devam ettiği, davacıların diğer destekten yoksun kalma ve cenaze giderine ilişkin zararlarının sigorta şirketi tarafından ödendiği, davacıların manevi tazminat taleplerinin meydana gelen zararın büyüklüğü ile orantılı olması nedeniyle kabul edilmesi gerektiği, davacıların tazminat taleplerini temerrüt tarihi olan 01/02/2019 tarihinden itibaren aracın hususi olması ve davalıların tacir olmaması nedeniyle yasal faiz işletilmesi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın ——yönünden feragat nedeniyle reddine, davacı —– açtığı maddi tazminat davası yönünden reddine, davacı —– ve davacı —– açtığı destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1—— yönünden açılan davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı —— açtığı maddi tazminat davasının REDDİNE,
3-Davacı —— açtığı destekten yoksun kalma tazminatı davasının KABULÜ ile; 156.932,63 TL’nin 01/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —— müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ——- verilmesine,
4-Davacı—— açtığı destekten yoksun kalma tazminatı davasının KABULÜ ile; 113.648,32 TL’nin 01/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ——- müştereken ve müteselsilen alınarak davacı —–verilmesine,
5-Davacı——açtığı manevi tazminat davasının kabulü ile; 10.000,00 TL’nin 01/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —–müştereken ve müteselsilen alınarak davacı —– verilmesine,
6-Davacı—– açtığı manevi tazminat davasının kabulü ile; 10.000,00 TL’nin 01/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ——-müştereken ve müteselsilen alınarak davacı —– verilmesine,
7-Davacı —– açtığı manevi tazminat davasının kabulü ile; 15.000,00 TL’nin 01/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ——müştereken ve müteselsilen alınarak davacı —— verilmesine,
8-Harçlar kanunu uyarınca alınması gerekli 20.874,23 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 172,49 TL ile ıslah harcı olarak alınan 2.054,00 TL ‘nin mahsubu ile bakiye 18.647,74 TL karar ve ilam harcının davalılar ——alınarak hazineye irad kaydına,
9-Davacı —– kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat davası yönünden karar tarihinden yürürlükte bulunan —–uyarınca hesaplanan—— vekalet ücretinin davalılar ——- alınarak alınarak davacı —–verilmesine,
10-Davacı —–kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat davası yönünden karar tarihinden yürürlükte bulunan—- vekalet ücretinin davalılar —— verilmesine,
11-Davacı —– kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat davası yönünden karar tarihinden yürürlükte bulunan —– vekalet ücretinin davalılar——- verilmesine,
12-Davacı —– kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat davası yönünden karar tarihinden yürürlükte bulunan —– vekalet ücretinin davalılar——-verilmesine,
13-Davacı —— kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat davası yönünden karar tarihinden yürürlükte bulunan —-vekalet ücretinin davalılar —— verilmesine,
14-Davalılar—— kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı —– açtığı maddi tazminat davası yönünden karar tarihinden yürürlükte bulunan —– uyarınca hesaplanan—–vekalet ücretinin davacı —– alınarak davalılar —— verilmesine,
15-Davacılar ve davalı —–karşılıklı olarak birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmaması nedeniyle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
16-Manevi tazminat davasına has olarak yapılmış bir yargılama gideri bulunmaması, yapılan diğer yargılama giderlerinin de sulh kapsamında davalı ——- tarafından davacı tarafa ödenmiş olması nedeniyle yargılama giderleri hususunda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
17-Davacı tarafça davanın başında peşin olarak yatırılan 172,49 TL ve ıslah harcı olarak yatırılan 2.054,00 TL olmak üzere toplam 2.226,49 TL’nin davalılar —— alınarak davacılara verilmesine,
18-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davalılar —— yönünden davanın ticari dava olmaması nedeniyle zorunlu arabuluculuğa tabi olmaması hususu değerlendirilerek —— karşı açılan davada haklılık durumuna göre değerlendirme yapılarak 1.320,00 TL’nin tamamının davalı —— tahsili ile hazineye irat kaydına,
19-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —– Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.