Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/127 E. 2022/382 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/127
KARAR NO: 2022/382
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/02/2021
KARAR TARİHİ: 24/05/2022
DAVA :Davacı vekili mahkememize sunduğu — tevzi tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle: Davacı şirket aleyhine — düzenleme —ödeme tarihli —- bedelli bonoya istinaden kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığını, bononun — keşide tarihli olduğunu, davacı —— tarihinde hayatını kaybettiğini, bu hali ile keşide tarihinde organsız olan şirket için bono düzenlenmesinin mümkün olmadığını, nitekim davacı şirkete yönetim organsız kalması nedeni ile —- tarihli ilamı gereği — olarak atanmış olup, kayyumun atanma tarihine kadar şirketin herhangi bir yetkilisi olmadığını, yani yetkilinin ölüm tarihi olan — kayyum atama tarihi olan — arasında şirketin herhangi bir yetkilisi bulunmayıp, davaya konu bonoyu keşide etmesi veya borçlanmasının mümkün olmadığını, bononun keşide tarihinde şirketi borç altına sokmaya yetkili hiç kimsenin olmadığının açık olduğunu, —– arabuluculuk numaralı dosyası ile arabuluculuk görüşmesi yapılmış, ancak arabuluculuk görüşmelerinde olumlu bir sonuç alınamadığını, davacı şirketin, bononun ön yüzünde bulunmakta olduğunu, basiretli bir tacir gibi davranması gereken davalı şirketin, bononun imzası sırasında şirket adına atılan imzanın kimin tarafından atıldığını, bononun borçlusu şirketin yetkilisinin kim olduğunu, bono tanzim etmeye yetkili şirket yetkilisi bulunup bulunmadığını kontrol ile yükümlü olduğunu, bu yükümlülüklerini ihlal ed

en ve basiretli bir tacir gibi davranması gereken davalı şirketin tazminat ile doğrudan sorumlu olduğunu, kambiyo senedini imzaladığı belirtilen şirket temsilcisinin ve yöneticisinin düzenleme tarihinden önce hayatını kaybetmesi ve keşide tarihinde şirketi temsile yetkili kimsenin bulunmaması nedeniyle icra takibine dayanak bononun davacı şirket adına düzenlemeyeceğinin açık olması göz önünde bulundurularak, başkaca hiçbir araştırmaya gerek kalmaksızın; davacı şirketin icra takibine dayanak bono nedeniyle herhangi bir borcunun olmadığının tespiti ile kötü niyetli davalının %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etme gereğinin hasıl olduğunu beyan etmiş, bu sebeplerden dolayı ——- bedelli bono nedeniyle davacı şirketin herhangi bir borcunun olmadığının tespitine , kontrol yükümlülüklerini ihlal eden, basiretli bir tacir gibi davranması gereken ve kötüniyetle hareket ederek açıkça müvekkile zarar veren davalının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili mahkememize sunduğu —- tarihli cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafından müvekkil lehine — düzenleme, — vade tarihli —- bedelli bono keşide edildiğini, işbu bononun vade tarihinde ödenmemesi üzerine taraflarınca davacı aleyhine——senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davaya konu icra takibinden gönderilen ödeme emrinin davacıya—- tarihinde tebliğ edilmiş olup; davacı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi yasal süresi içerisinde icra mahkemesinde imzaya itiraz yahut borca itiraz davası da ikame edilmediğini, davacı tarafından icra takibinin sürüncemede kalması amacıyla kötü niyetli olarak huzurdaki davanın ikame edildiğini, davacı şirkete ait ——- ilişkin davacı şirketle müvekkil şirket arasında sözleşmelerin akdedilerek ticari ilişki başladığını, taraflar arasında imzalanan sözleşme doğrultusunda müvekkil tarafından davacıya mal satılarak faturalar kesilmiş, davacı tarafından mallar teslim alınarak faturaların hiçbirine itiraz edilmediğini, ancak davacı şirket tarafından alınan malların bedellerinin ödenemediğini, akabinde davacı tarafından müvekkile olan borçları nedeniyle davaya konu kambiyo senedi teslim edildiğini, işbu kambiyo senedinin davacı şirket tarafından düzenlenmiş, senette yer alan düzenlenme tarihinde değil, daha sonra müvekkile olan borçlarının ödenmesi için müvekkil şirkete teslim edildiğini, hukukumuzda senetteki düzenlenme tarihinin senedin gerçek düzenlenme ve teslim tarihinden farklı yazılmasında bir engel bulunmadığını, bu nedenle geçmiş tarihli düzenlenen bononun teslim alınması hususunda müvekkil tarafından bir şüphe duyulmadığını, tarafların ticari defter, belge ve faturaları bilirkişi marifeti ile incelendiğinde davaya konu kambiyo senedinin davacının müvekkile olan borcu nedeniyle davacı tarafından müvekkile teslim edildiğinin ortaya çıkacağını, taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesi ve lpg alım satımının — denetimi altında olduğunu, — onayı ile taraflar arasında ticari ilişki yapılmakta olduğunu, müvekkile kendisini —– tanıtan kişi ile bayilik sözleşmesi ve ek protokol imzalanmış; işbu sözleşmeler doğrultusunda taraflar arasında hala ticari ilişki devam etmekte olup; davacı şirket tarafından müvekkil şirketten hala mal alınmakta ve karşılığı ödemeleri yapılmakta olduğunu, davacı şirket tarafından her ne kadar—- ölmesi nedeniyle şirketin organsız kalmasından dolayı müvekkil şirkete borçlanmasının mümkün olmadığı iddia edilmiş ise de bu iddialarının kötü niyetli ve gerçeğe aykırı olduğunu, —— tarihleri arasında davacının organsız kalması nedeniyle işlem yapılmadığı iddialarının tamamen asılsız olduğunu, müvekkil şirketin ticari defter, kayıt, belge ve faturaları incelendiğinde davacı şirketin bu tarihler arasında müvekkil şirketten sözleşmesel ilişki doğrultusunda mal alımı yapmaya devam ettiğinin açıkça görüleceğini, müvekkilinin davacı şirket yetkilisi —- vefat ettiğini işbu dava dilekçesinin tebliği ile öğrendiğini, müvekkile kendisini —– olarak tanıtan kişinin müvekkil ile davacı şirket adına sözleşmeler imzalamış, sözleşme doğrultusunda davacı şirket tarafından müvekkilden mal alımı yapılmış ve karşılığı olarak işbu davaya konu bonoyu teslim ettiğini, akabinde de taraflar arasındaki ticari ilişki sözleşmeler doğrultusunda devam ettiğini, davacı şirketin huzurdaki davayı müvekkilin alacağını kötü niyetli olarak engellemek amacıyla ikame ettiğini, bütün bu hususların yanı sıra davacı şirketin senet miktarıyla karşılanmayan borcu için —- ilamsız takibe geçildiğini, —- tarihinde ödeme emri borçlu şirkete tebliğ olunduğunu, davacı şirketin söz konusu takibe yasal süresi içerisinde itiraz etmeyerek icra takibinin kesinleştiğini, işbu icra takibi hakkında da herhangi bir dava açılmadığını, taraflar arasında ticari ilişkinin olmadığı, davacı şirketin organsız kaldığı iddia edilmiş olsa da taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu, davacı şirketin yetkilisinin vefat etmesine rağmen şirketin ticari faaliyetlerine devam ettiği her türlü izahtan vareste olduğunu, bütün bu hususların yanı sıra davacı vekilinin gerek arabuluculuk sürecinde gerekse dava sürecinde sunduğu —-vekaletnamesi incelendiği takdirde söz konusu vekaletnamenin —–tarafından verildiğinin görüleceğini, dolayısıyla davacı tarafın vekaletnamenin hukuken bir geçerliliğinin bulunmadığını, davacı şirketinin yetkilisinin ölümüyle davacı vekilinin vekil olarak görevinin sona erdiğini, bu hususun dava şartı arabulucuk tutanağına da geçirildiğini, davacı şirket vekili yine aynı vekaletnameyle arabuluculuk sürecine katıldığını, bu nedenle dava şartı yerine getirilmemiş davanın öncelikle usulden reddinin gerektiğini beyan etmiş, tüm bu nedenlerle; davacının haksız ve hukuki mesnetten yoksun davasının reddine, davayı kabul manasına gelmemekle birlikte; davacıların kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine, davacının kötü niyetli olduğu yukarıdaki açıklamalarımız çerçevesinde ortada olduğundan dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacılardan tahsili ile müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
—— Esas sayılı dosyası,
—— sayılı dosyası,
— tarihli müzekkere cevabı (davacıya ait —),
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK. 73/3. Maddesine istinaden icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı— tek ortaklı olarak —– tarafından kurulduğu, —- tarihinde vefat ettiği hususunda ihtilaf bulunmadığı, davacı şirketin tek ortağı ve yetkilisi olan —- tarihli ölümü ile şirketin organsız kalıp kalmadığı, davaya ve takibe konu bono senedin davacı şirket adına keşideci olarak davalı şirket lehine düzenlenip düzenlenmediği, davacı şirketin tek ortağı ve imza yetkisi olan müteveffa —— davaya ve takibe dayanak bono senedi düzenleyerek davalı şirkete verip vermediği, bono senetteki imzanın şirket adına müteveffa tarafından imzalanıp imzalanmadığı, davacı şirketin davalı şirkete davaya konu bono senet nedeni ile borçlu bulunup bulunmadığı hususlarındadır.
Tarafların dilekçelerinde bildirdikleri delilleri toplanmıştır.
— sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Alacaklısının —olduğu, borçlularının —- olduğu, takibe dayanak bono senedin —- bedelli bono senet olduğu tespit edilmiştir.
—- Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacısının — olduğu, davanın ticari şirkete kayyum atanması davası olduğu tespit edilmiştir.
—- tarihli cevabi yazısı ile davacı şirketin sicil kaydında —–olduğu ve şirket yetkilisinin münferiden —- olduğu, şirketin son tescil tarihinin —-tarihi olduğu görülmüştür.
—— çıkartıldığı, incelenmesinde —– tarihinde vefat etmiş olduğu görülmüştür.
Dava dilekçesi ekinde sunulan vekaletnamenin incelenmesinde; davacı şirket adına şirket yetkilisi olarak -tarafından verildiği, —- nolu vekaletnamesi oduğu, vekaletnamenin dava tarihi itibari ile davacı şirket yetkilisi olarak vekalet veren — ölü olduğu görülmüştür.
Mahkememizin —- nolu ara kararı ile davacı vekiline davacı şirket adına usulüne uygun düzenlenmiş vekaletname sunmak üzere — haftalık kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde vekaletname ibraz edilmemesi halinde davanın usulden reddine karar verileceğinin davacı vekiline ihtar edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından — tarihli beyan dilekçesi ile davalı şirketin—– dosyası ile ——- ettiğinden vekilliğinin düştüğünün bildirildiği görülmüştür.
—- tarihli müzekkere cevabı ile davalı — hakkında—- iflas kararı karar verildiği, tasfiyenin adi tasfiye olarak yapılmasına ve —- tasfiye memuru olarak atanmasına karar verildiğinin, — görevinden istifa ettiğinin bildirildiği, — tarihinde yapılacağı bildirilmiştir.
—- duruşma gün ve saatinin tebliğ edildiği görülmüştür.
Dosyada mevcut tüm deliller hep birlikte değerlendirildiğinde:
Davacı şirket vekili tarafından — tarihli dava dilekçesi ile İİK 72/3 maddesine istinaden —– başlatılan takibe dayanak bono senet nedeniyle borçlu olunmadığına dair menfi tespit davası açıldığı, dava dilekçesi ekinde sunulan vekaletin davacı şirket adına şirket temsilcisi —- tarafından verildiği, davacı şirket yetkilisi — tarihinde vefat ettiği, dava tarihi itibari ile dava dilekçesi ekinde ibraz edilen ölü — tarafından vekaletnamenin geçersiz olduğu, mahkememizce davacı vekiline usulüne uygun davacı şirketi temsilen vekaletname ibraz etmek üzere —- kesin süre verildiği, kesin sürede usulüne uygun düzenlenmiş vekaletname ibraz edilmemesi halinde davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verileceğinin ihtar edildiği, davacı vekili tarafından kesin sürede usulüne uygun düzenlenmiş vekaletname ibraz edilmediği anlaşılmakla; HMK 115/2 delaleti ile HMK 114/1-1 maddesine istinaden dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 608,08 TL harcın, alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 527,38 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
3-Arabuluculuk aşamasında — tarafı
ndan ödenen arabulucu ücreti 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,

6-İcra dosyasının icra dairesine iadesinin talep ed
ilmesi halinde dosyadan bir suretin dosyamız içerisine konulması kaydıyla, —-takip dosyasının merciine iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/05/2022