Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/113 E. 2022/677 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/113 Esas
KARAR NO: 2022/677
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/02/2021
KARAR TARİHİ: 18/10/2022
DAVA:Davacı vekili Mahkememize sunduğu —— havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davacı vekilinin —- tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı —— ihraç edilmek şartıyla muhtelif tarihlerde satmış olduğu mallardan kaynaklanan ve ödeme vadesi geçmiş —-alacağı olduğunu, alacağın bugüne kadar ödenmediğini, ipotek yükümlüsü——- müvekkili şirket lehine vermiş olduğu ipotek ve ipotek tutarı ile sınırlı olmak üzere bu borcu ödemekle yükümlü olduğunu, müvekkili şirket tarafından keşide edilen —— ödenmesinin talep edildiğini, ancak davalılar tarafından borcun ödenmemesi üzerine takip tarihinde —- tarafından ilan edilen —- üzerinden—– sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalıların haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, müvekkilinin bu alacağının ihtarname tarihinden çok öncesine dayandığını, ilk defasında—- yevmiye sayılı ihtarnamesinden anlaşılacağı üzere müvekkilinin —–alacağının bulunduğunu, taraflar arasında bir —–olduğunu, borçluların bir yandan parça parça ödeme yaparken diğer yandan —— önce ihracı yapılan ve ayıp ihbarı yapılmayan ürünlerin bazılarının —– olduğunu iddia ederek ihtarname sonrası yaptıkları ödemelerden bakiye kalan ——iade edecekleri sözde —– bedelinin düşülmesini talep ettiklerini, müvekkilinin iyi niyetli olarak defolu olduğu iddia edilen ürünleri iade alabileceğini ve iade edilecek ürünlere ilişkin ürün bedelli olan —— borçtan düşüleceğini, bu tutar düşüldükten sonra da bakiye borcun ———- olacağını —– ile ürünleri direkt ihraç ettiğini ve iade faturası kesemeyeceklerini, iade olunacak malların—– gelmesi halinde iade faturası kesilebileceğini, ancak malların —- geri getirilmesinin zor olduğunu, bunun yerine aynı tutarda —- kesebileceklerini, ayrıca kendilerinin hesaplarını ——tutulduğunu, —–karşılığı yapılacak ödeme için müvekkili şirketin kendilerine fatura kesmesi gereğini bildirdiklerini, taraflar arasındaki mutabakata uygun olarak davalı şirket tarafından —— faturası kesildiğini, müvekkili şirket tarafından da —– tarihli fiyat farkı faturası düzenlenerek davalı şirkete gönderildiğini, ancak varılan mutabakata rağmen bakiye borcunu ödemediği gibi —–yevmiye sayılı ihtarnamesi ile faturayı iade etiğini ve ihtarname içeriğinde borçlarının olmadığını iddia ettiğini, bunun üzerine de müvekkili tarafından da — bedelli —-ihtarnamesi ile davalıya iade edildiğini ve — borcun ödenmesinin ihtar edildiğini, —– daha ödeme yapıldığını ve davalı şirketin borcunun ——- düştüğünü beyanla, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalılar vekili Mahkememize sunduğu —– havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: Taraflar arasındaki tüm ticari ilişkinin —— üzerinden gerçekleştiğini, davacının——- alacağının doğabilmesi için alacağını yasaların öngördüğü usulde faturalandırması ve müvekkiline faturayı/faturaları tebliğ etmesi gerektiğini, davacının —-farkı talep etme hakkı olmadığı gibi, hakkı olduğunun kabul edileceği hallerde de hakkın usule aykırı yoldan talep edilmesi ve bu vsule aykırılığın —-farkını vaktinde faturalandırıp—— de ödemiş olmadığı için davacıyı —— kaçırmış duruma düşüreceğinin ortada olduğunu, davacı tarafın taleplerinin sadece —– farkından ibaret olduğunu, bunun da davacının mal satışı ile ilgili kesmiş olduğu tüm faturaların üzerindeki bedellerin ödendiğini gösterdiğini, davacının dosyaya delil olarak sunduğu —- alacağı ispatlayacak nitelik taşımadığını, davacının bir takım yazışmalarla müvekkili borçlandırmasının hukuken mümkün olmadığını, bizzat davacının kendi beyanı ile alacağın —— olduğunun maillerde geçtiğini, bu durumda davacının haksız bir alacak oluşturabilmek adına çırpınışının ortada olduğunu, davacının —— kadar gönderdiği yetkilileri vasıtasıyla müvekkilinin bahsettiği bozuk malları görüp teslim aldığını, parçalayıp yok ettikten sonra bu malların bedelince kendisi tarafından tek taraflı iradeyle oluşturulan haksız alacağa ilişkin rakamdan düşüp müvekkilin borcu kabul etmesini istediğini, bunun sebebinin müvekkilinin kendisinden bozuk ve ayıplı malların bedelini istemesini engellemek olduğunu, davacının —— kestiği geçmiş tarihli kur farkı amaçlı fakat fiyat farkı içerikli faturaların tümünün müvekkili tarafından reddedildiğini ve iade edildiğini, kesilen faturalar ile takibe ve davaya konu edilen miktarların birbiri ile uyumlu olmadığını, davacının talep ettiği miktarın faturalandırılmadığını, bilgileri dışında faturalandırılmış ise bunu kabul etmediklerini, müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarının usulünce tutulduğunu,——bildirimlerini tamamen yasanın emirlerine uygun şekilde yerine getirildiğini, bu sebeple müvekkilinin defter ve kayıtları incelendiğinde davacının alacaklı olmadığının açıkça tespit edileceğini beyanla, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalı şirketin davacıya borcu olup olmadığı, var ise miktarı ve bu borçtan davalı —— ipotek veren olarak sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise sorumluluk miktarının ne olduğu, davacının takip yapmakta davalıların takibe itiraz etmekte haklı olup olmadıkları, davacı tarafın icra inkar tazminatı ile davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin haklı olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen —— sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın —— hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
—– davacı tarafın ve davalı şirketin tescil bilgileri celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.
—– tarafların ———– ilişkin karşılaştırmalı —– celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.
——-tarihli raporunda özetle; davacı tarafından davalıya teslim edilen mallara ait mal bedeli faturaları —-olarak ödendiğini, ancak mal teslim tarihi ile tahsilat tarihi ararasında geçen vade değeri satış sözleşmelerine göre—- oluşmakta olduğu görüldüğünü, bunun faturası kesilmemiş —- kısmının davalı tarafından ödendiğini, geriye kalan —- alacağının oluştuğunu, —–olduğu—– bedeli olan alacağına karşılık olarak almış olduğu —— tahsil edemediğini, ayrıca cari hesap dökümü ve kanuni kayıtlarına göre de —–alacaklı olduğu tarafımdan tespit edildiğini, sonuç olarak—–hesapta bakiye kalan——- alacaklı olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi heyeti —- tarihli raporunda özetle; davalının —- yıllarına ait incelenen resmi defter ve belgelerinin sahini lehine delil vasfına sahip olduğunu, davalının incelenen resmi defter ve belgelerinde davacı yana ait bakiyenin —- tespit edildiğini, davacı ile davalı kayıtlarının karşılaştırılmasında —- bazında mutabık olunduğunu, —–borç bakiyesinin olduğunun tespit edildiğini, dosyada mübrez —–davacı tarafından davalıya teslim edilen mallara ait mal bedeli faturaları —- olarak ödenmiştir. Ancak mal teslim tarihi ile tahsilat tarihi arasında geçen vade değeri satış sözleşmelerine göre —– üzerinden hesaplandığında —- oluşmakta olduğu görülmüş, bunun faturası kesilmemiş — kısmı davalı tarafından ödenmiş geriye kalan —— farkı oluşmaktadır” şeklinde belirtilmiş olduğunu, alıcının satış sözleşmesinden doğan borcunu ifa edip etmediğine ilişkin takdirin mahkemeye ait olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Mali Müşavir bilirkişi —–tarihli ek raporunda özetle; dava dilekçesi ekinde ve icra dosyası ekinde, davacının kesmiş olduğu faturalar incelendiğinde, faturaların orta kısmında,—- yazıldığını ve buna göre faturaların — olarak düzenlendiğini, fatura ortasında yer alan kur tutarlarının fatura tarihindeki —— değerini gösterdiği ve faturalarda yer aldığını, her ne kadar faturada döviz karşılığı gösterilmemişse de, dövizin o günkü değerinin yer aldığını, fatura düzenleme tarihindeki kur ile ödeme tarihleri arasındaki döviz cinsinden oluşan kur farkının davacı tarafından talep edebileceğini beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, ticari satımdan kaynaklı——- farkı alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Uyuşmazlığın çözülmesi için tarafların defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, davalı defterlerinin incelenmesinden davalının davacıya borcunun bulunmadığı, davacı defterlerine göre ise davacının davalıdan—— alacağının bulunduğu, davacı alacağının malın teslim tarihi ile tahsilat tarihi arasında geçen —-farkından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davaya konu satış sözleşmesi nedeniyle davacının davalıdan — farkı alacağı talep edip edemeyeceği hususuna ilişkindir. — farkı talep edilebilmesi için taraflar arasında yapılan sözleşmede —– farkı talep edilebileceğine ilişkin açık bir hüküm bulunması —- gerçekleşmiş olması ve asıl faturada açıkça döviz karşılığının belirtilmesi ve —– süresinde ödenmemesi gerekmektedir——–
Taraflar arasında kur farkı alacağının talep edilebileceğine ilişkin bir sözleşme bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki satışın —- üzerinden yapıldığı, her iki tarafın ticari defterlerinden anlaşılmış ise de; faturalarda alacağın —– karşılığının gösterilmemiş olduğu, sadece fatura tarihindeki —- gösterilmesinin faturada alacağın —- karşılığının gösterildiği anlamını taşımayacağı, öte yandan davalı tarafça yapılan ödemelerin —— ilişkin ihtirazi kayıt konulmaksızın davacı tarafça kabul edildiği anlaşılmakla davacı tarafın kur farkı talep etme imkanın bulunmadığı kanaatine ulaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; davacı tarafça —- farkı alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe davalı tarafça itiraz edildiği, yukarıda açıklanan gerekçelerle davacının —— farkı talep etmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle takibe itirazın haklı olduğu, davalı tarafça kötü niyet tazminatı talep edilmiş ise de davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğunun davalı tarafça ispat edilememesi nedeniyle kötü niyet tazminatının yasal koşullarının oluşmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcının davacı tarafça peşin yatırılan 1.580,77 TL’den mahsubu ile fazla yatan 1.500,07 TL’nin davacı tarafa iadesine,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 20.632,75 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.360,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan gider avansından kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile———– Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/10/2022