Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/85 E. 2022/388 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/85
KARAR NO: 2022/388
DAVA: İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ: 09/03/2020
KARAR TARİHİ: 25/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili —- tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; — bedel karşılığında taşınmazın satışı konusunda müvekkili ile dava dışı — olarak anlaştığını, —-taşınmaz üzerinde ipotekler bulunduğunu söylemesi üzerine müvekkili ile—-ipotek fekki konusunda davalı bankanın —-yetkilileri ile görüştüğünü, görüşmelerde ipoteklerin ilişkin olduğu kredilerin detayı ve toplam tutarı hakkında müvekkiline bilgi verilmediğini, ancak taşınmaz üzerindeki ipoteklerin tamamının fek edileceği güvencesinin sözlü olarak verildiğini, —-hitaben düzenlenen ipotek fek taahhütnamesinin bir örneğinin müvekkiline verilerek ipoteklerin teminat oluşturduğu kredilerin borçlusunun sadece—–olduğu yönünde müvekkilinin yanıltıldığını, banka yetkilileri ile yapılan görüşmeler sonrasında müvekkili ile —- yazılı satış sözleşmesi imzaladığını, görüşmelerin içeriğine istinaden düzenlenen sözleşmede satış bedelinin —- bankaya ipoteklerin fekki için yatırılmasının, —- ödenmesinin kararlaştırıldığını, bankaya ve —- yapılacak ödemelerin bir kısmının nakden, bir kısmının ise müşteri çekleri vermek suretiyle gerçekleştirileceğinin belirtildiğini, satış sözleşmesinde bankaya ödenmesi kararlaştırılan tutarları içeren ipotek fek taahhütnamesinin —- tarihinde banka yetkilileri tarafından düzenlendiğini, buna istinaden müvekkilinin — tarihinde —– tutarındaki müşteri çeklerini davalı bankaya teslim ettiğini, bankanın —- tarihinde diğer bir fek taahhütnamesi daha düzenlediğini, bu iki taahhütnameye güvenen müvekkilinin taşınmazı ipotek yükleriyle —- tarihinde tapuda satın aldığını, müvekkilinin davalı bankaya güvenerek ipotek fekkinin yapılmasını beklediğini, ancak davalı bankanın müvekkiline ihtarname çekmesini müteakip müvekkili aleyhinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatması nedeniyle müvekkilinin ipoteklerin fek edilmediğini anladığını, üstelik icra takibinin —tutarındaki ipoteğe dayanarak yapıldığını öğrenen müvekkilinin davalı banka ile dava dışı — ortak hareket ederek kendisini zarara uğrattıklarını arladığını beyan ettiğini, icra takibi konusu toplam — tutarındaki ipoteklerin fek edilmesini, fek edilemeyeceğinin düşünülmesi halinde ise müvekkilinin davalı bankaya ödediği —– iadesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili — havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davacı arasında dava konusu ipotekli taşınmazın konu edildiği bir sözleşmenin bulunmadığını, davacıya sözlü veya yazılı bir taahhüt verilmediğini, davacının ipotekli taşınmazı satın almakla ipotek yüklerini kabul ettiğini, tapu kayıtlarının aleni olması nedeniyle davacının kayıtlar üzerinde inceleme yapmamış olmasının kendi kusuru olduğunu, davacının beyan ettiği —- bloke çek ile —- müşteri çeklerinin —-tarafından cirolanarak müvekkili bankaya tahsile verildiğini, daha sonra ticarette kullanacağını beyan ettiği için —- iade edildiğini, çekler konusunda davacı ile müvekkili banka arasında bir sözleşme bulunmadığını, müvekkili bankanın dava dışı — kredi alacağının bulunduğunu, borcun teminatını oluşturmak üzere dava konusu taşınmaz üzerinde müvekkili lehine—– tutarında ipotek bulunduğunu, toplam ipotek tutarı üzerinden davacının icra takibinden sorumlu olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, davacının feri müdahil—- satın aldığı taşınmazlar üzerindeki ipoteklerin fekki istemine ilişkindir.
Davacı vekili —- tarihli dilekçesinde özetle; davadan feragat ettiğini bildirdiği, taraf vekillerince ortak düzenlenerek sunulan —- tarihli dilekçe de karşılıklı yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadıklarını bildirdikleri görülmüştür.
Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir(HMK m.307). Feragat, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği gibi, hüküm ifade edebilmesi de karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir, ancak feragat kayıtsız ve şartsız olmalıdır(HMK m.309). Feragat, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir(HMK m.310) ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur(HMK m.311).
Vekilin davadan feragat etmesi halinde, bu konuda vekaletnamesinde özel yetki bulunmalıdır(HMK m.74).
Feragat beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir(HMK m.312).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, feragat, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı taraf dilekçe ile kayıtsız ve şartsız olarak yargılama sırasında davasından feragat ettiğini bildirdiğinden, feragat beyanının yasal şartları taşıdığı, ayrıca davalı tarafça yargılama gideri ve vekalet ücreti talep talep edilmediği görülmekle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1.Davanın FERAGAT NEDENİ İLE REDDİNE,
2.Başlangıçta peşin olarak alınan 68.310,00 TL harcın alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 68.229,3 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
3.Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4.Davalı tarafça yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5.Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı davacı ve vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/05/2022