Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/83 E. 2021/440 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/83 Esas
KARAR NO : 2021/440

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2020
KARAR TARİHİ : 10/06/2021

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 09/03/2020 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davalı ile dava dışı—– akdedildiğini, müvekkil ile davalı arasında —-olarak — sunulduğunu, davalı tarafça —–ödeneceğine dair onaylı ve— gönderdiğini, yapılan hizmetin —- tarafından yükümlülüğün yerine getirildiğini,—- davalı tarafça sözleşme akdedildiğini, protokol çerçevesinde — sonra davalının, müvekkile toplam sözleşme bedelinin %3+KDV tutarının üç hakedişte nakit olarak ödeneceği konusunda taahhütte bulunduğunu, davalı —- kesildiğini ve ödemenin yapıldığını,——için makbuz düzenlendiğini, ancak davalı tarafça ödeme yapılmadığını, müvekkilin sözlü uyarılarına ve fatura düzenlemesine rağmen davalı tarafça borcun ödenmemesi nedeniyle de müvekkilin alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine — dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, bunun üzerine davalının borca itiraz etmesi üzerine başlatılan icra takibinin durdurulduğunu, alacağın likit olması nedeniyle davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 10/06/2021 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu— … tarafından davalı Müvekkil — başlatılmış olup takibe ilişkin ödeme emrine müvekkil şirket tarafından süresinde itiraz edilmekle takibin durdurulduğunu, davacının var olduğunu iddia ettiği alacağının zamanaşımına uğradığını, müvekkil şirket ile davacı arasında gerçekleşen satım ilişkisinin konusu olan mal/hizmetin, davacı tarafından eksik bir şekilde ifa edildiğini, bu eksiklik neticesinde davacı tarafından yüklenilen edimin ayıplı olarak ifa edildiğini, davacının davalı şirketten herhangi bir alacağı bulunmadığını, aksine davacıdan alacaklı olduğunu, yargılama masraf ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili —hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf,— sözleşmesinden kaynaklı davacının hakediş alacağının bulunup bulunmadığı, davalının icra takibine yaptığı itirazın haklı olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
— havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı ticari defterlerine ait açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süreleri içerisinde yaptırıldığını, ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğunu, dava ve takip konusu faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, dava ve takip tarihi itibariyle davacı bakiye alacak tutarının 55.900,00 TL olduğunu, söz konusu tutarın takip asıl alacak tutarları ile aynı olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi —-davacı ile davalı arasında ticari bir ilişkinin kurulduğunu ve aralarında faturalara dayalı cari hesap oluştuğunu— göre tutulduğunu, açılış ve kapanış beratlarının süresi içerisinde alındığını, ancak dava konusu fatura dönemine ait — yapılmadığını, davacının davalıya— sayılı dosya numarası ile ilamsız ödeme emriyle 55.900,00 TL asıl alacak tutarıyla ilamsız takipte bulunduğunu, davalının — bulunduğunu, davacının icra takibinde bulunduğu tutarla uyumlu olduğunu,– üzerinden, ödemenin yapılacağı tarihe kadar hesaplanacak avans faizi ile birlikte devam edebileceğini beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı tarafça davalıya danışmanlık hizmeti sunulduğu, hizmet bedeli için davalıya fatura kesildiğini, fatura bedelinin ödenmediğini, fatura bedelinin tahsili amacıyla icra takibi yaptıklarını, davalının icra takibine itiraz ettiği iddiasıyla itirazın iptali istemiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalının zamanaşımı defi yönünden yapılan incelemede; — olduğu alacağın sözleşmeden kaynaklandığı bu nedenle — tabi olduğu fatura tarihi göz önüne alınarak takip tarihi itibariyle alacağın zamanaşımına uğramadığı anlaşılmıştır.
Davalının ifanın ayıplı olduğu iddiası yönünden yapılan incelemede; davalı tarafından ifanın ayıplı olduğuna ilişkin ayıp ihbarında bulunulduğuna dair dosya kapsamına bir delil sunmamış olması, davalının davacı tarafından kesilen faturayı ticari defterlerine kaydetmiş olması ve iade faturası düzenlememiş olması nedeniyle işi olduğu gibi kabul etmiş sayılması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; dava konusu faturanın tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya 55.900,00 TL bakiye borcunun bulunduğu, borçlunun faturayı kendi defterlerine kaydetmesi halinde alacaklının HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği— Karar sayılı ilam) davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat bulunmadığı gibi faturanın davalının ba bildirimlerinde de yer aldığı bu nedenle davalı takip borçlusunun icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu, takipte yasal faiz talep edilmesi nedeniyle talep tarihinden itibaren alacağa yasal faiz uygulanması gerektiği, alacağın likit olması nedeniyle kabulüne karar verilen alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun,—- vaki itirazının İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 3.818,53 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 675,14 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.143,39 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan 1.400,00 TL bilirkişi ücreti, 153,50 TL posta ve tebligat gideri ve 54,40 TL başvurma harcından oluşan toplam 1.607,90 TL yargılama gideri ile 675,14 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.283,04 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca — nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen — davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.