Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/80 E. 2021/544 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/80
KARAR NO: 2021/544
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/03/2020
KARAR TARİHİ: 07/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili —— tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkil ŞirketİN sinemacılık faaliyetleriyle uğraşmakta ve kendi işlettiği sinemalarında reklam hizmeti verdiğini, bu kapsamda davalı-borçlu ile aralarında hizmet alım-satımı sağlanması amacıyla ticari ilişki kurulmuş ve davalı borçluya reklam hizmeti sağladığını, davalı-borçlu, bu hizmete istinaden kendisine gönderilen reklam gösterim bedeline ilişkin faturaları ödemediğini, müvekkili şirket nezdinde—-tutarında bir cari hesap borcu oluştuğunu, davalı- borçluya ——
tutarındaki borcu ödemesi gerektiği, aksi halde yasal yollara başvurulacağı hususları davalıya defalarca ihtar edilidğini, tüm uyarılara rağmen borcunu ödemeyen davalı aleyhine ——— üzerinden cari hesaba istinaden ilamsız takibe geçildiğini, borcun kaynağına, işlemiş ve izleyecek faiz oranına, takibe borca, cari hesaba, faize ve tüm fer’ilerine takipten haricen haberi olduğundan bahisle itiraz ettiğini, itirazların haksız ve mesnetsiz olup müvekkilin alacağını sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu, davalının müvekkiline olan borcundan kaçınma çabasıyla anılan itirazı öne süren davalının kötü niyetli olduğu izahtan vareste olduğunu, zira yargılama sırasında ticari defterler üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde de bu durum ortaya çıkacağını, öte yandan dava konusu faturalara müstenit alacak hakkında tutar yönünden bir tereddüt bulunmayıp, likid olan işbu alacak açısından icra inkar tazminatının şartların oluştuğunu, faize yönelik itirazların da yerinde olmadığını, tarafların tacir olduğu ve borcun varlığı karşısında müvekkil şirketin talep ettiği faize itirazın hukuken hiçbir geçerliliği olmadığını, arabuluculuk Son tutanağı anlaşamama şeklinde düzenlendiğini, süreci işbu son tutanak ile neticelendirildiğini belirterek davalı tarafından ileri sürülen haksız itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, davalı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili —— tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin —— markasının sahibi olduğunu, birçok şehrinde —- eğitim öğretim alanında hizmet vermekte ——– eğitim kurumlarını işlettiğini, verdiği eğitim öğretim hizmetini daha ileriye taşımak ve eğitim sistemini geliştirmek, kurumsal bir şekilde ilerleyebilmek için birçok firma ile sözleşme akdetmekte, hizmet almakta ve yapılan sözleşmeler kapsamında tüm yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, davacı tarafından müvekkil aleyhine, ———- dosyasından haksız olarak icra takibi başlattığını, davacının müvekkil şirket uhdesinde alacağı bulunmadığından tarafımızca borca itiraz edilmiş olup takibin durduğunu, müvekkil tarafından yapılan itiraz yerinde olup huzurda görülen davanın reddinin gerektiğini, davacının takibe konu tutarda alacağı bulunmadığını,——- dosyasından gönderilen ödeme emri tarafımızca tebellüğ edildiğini, tebellüğ sonrası müvekkil şirket kayıtları kontrol edilmiş ve davacının müvekkil şirket uhdesinde alacağı bulunmadığı tespit edildiğini, davacı firmanın alacağı bulunmadığından borca, faiz ve tüm ferilerine itiraz edildiğini, müvekkil şirket kayıtları incelendiğinde bu durumun açıkça tespit edileceğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile faturalara herhangi bir itiraz yapılmadığı bu sebeple kabul anlamına geleceği ileri sürülecek olursa bile bu husus mahkemenizce dikkate alınmaması gerektiğini, davacı iddiasını somut delillerle ispat etme mecburiyetinde olduğunu, bilirkişi tarafından müvekkil şirket kayıtları incelendiğinde itirazımızın haklı olduğu ve davacının takibe konu tutarda müvekkilden alacağı olmadığı tespit edileceğini belirterek davanın ve icra inkar tazminatı talebinin reddine, davacı tarafın %20 kötüniyet tazminatı ile cezalandırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, davalı aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, İİK 67 vd. Maddelerine dayanmaktadır.
Davacı vekili, ——- tarihli dilekçesi ile görülmekte olan davada karşı taraf ile anlaşılmış olması sebebiyle herhangi bir vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri olmaksızın feragat ettiklerini belirterek, feragat taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiş, —– tarihli celsede feragat beyanını yinelemiştir.
Davalı vekili, ——- tarihli dilekçesi ile; yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını, feragat beyanı doğrultusunda davanın feragat nedeniyle reddine karara verilmesini talep etmiştir.
Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir(HMK m.307). Feragat, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği gibi, hüküm ifade edebilmesi de karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir, ancak feragat kayıtsız ve şartsız olmalıdır(HMK m.309). Feragat, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir(HMK m.310) ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur(HMK m.311).
Vekilin davadan feragat etmesi halinde, bu konuda vekaletnamesinde özel yetki bulunmalıdır(HMK m.74).
Feragat beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir(HMK m.312).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, feragat, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı taraf dilekçe ile kayıtsız ve şartsız olarak yargılama sırasında davasından feragat ettiğini bildirdiği, davalı taraf ise hiçbir talebinin olmadığını beyan etmiş olduğundan, feragat beyanının yasal şartları taşıdığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın FERAGAT NEDENİ İLE REDDİNE
2.Başlangıçta peşin olarak alınan 7.482,02 TL karar ve ilam harcı toplamının işin hitamında ödenmesi gereken 59,30 TL harçtan fazla olduğu anlaşıldığından 492 sayılı Harçlar Kanunun 31. maddesi gereğince fazla alınan 7.422,72 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya ödenmesine,
3.Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4.Davalı tarafça vekalet ücreti talep edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5.Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı ve vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——–Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/07/2021