Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/662 E. 2022/116 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/662 Esas
KARAR NO: 2022/116
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2020
KARAR TARİHİ: 22/02/2022
DAVA:Davacı vekili Mahkememize sunduğu — havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin davalı taraftan, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan — alacağının tahsili için— takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, işbu icra takibine davalı şirket haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve bu sebeple icra takibi durdurulduğunu, davalı tarafça —- dosyasına yapılan itirazın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, haksız ve kötü niyetli itirazda bulunan davalı borçlunun itirazının iptal edilerek takibin devamına karar verilmesini, icra takibine itiraz eden davalı borçlunun; asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini,—- takip dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu — havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: taraflar arasında ticari ilişki mevcut olmadığını, Müvekkil şirket ile davacı arasında, hiçbir ticari ilişki bulunmadığı gibi, müvekkil şirketin davacıyı tanımadığını ve bugüne kadar da davacı ile hiç çalışmadığını, taraflar arasında, ne bir sözleşme ilişkisi, ne bir alım- satım, hiçbir ticari ilişki söz konusu olmadığını, taraflar arasında geçerli bir akdi ilişki de bulunmadığını, taraflar arasında hiçbir ticari ilişki mevcut değilken davacının açmış olduğu işbu davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, haksız ve hukuka aykırı davanın reddi ile, davacının kötü niyetli takibi nedeni ile reddolunan kısım üzerinden %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin karşı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu: Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise bu ilişkiden dolayı davacının alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacak miktarını ne olduğu ve takibe itirazın haklı olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen —dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından — tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna —tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın ——yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi— havale tarihli raporunda özetle; davacı şirketin —- yıllarına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğunu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğunu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğunu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğunu, davalı şirketin —- yıllarına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğunu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğunu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğunu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğunu, davacı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerine göre davalı şirketten—- alacaklı olduğunu, davalı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerine göre davacı şirkete borçlu/alacaklı olmadığını, dosya kapsamı, davalı şirketin ticari defterleri, davacı şirketin ticari defterleri ve alacağa dayanak teşkil eden belgeler kapsamında; davacının alacağına konu faturalara yönelik mal teslimlerinin —– ancak ilgili kişinin davalı şirketle bir ilişkisinin bulunmadığı izahı ile davacının davalıdan alacak talebinde bulunamayacağı sonucuna varıldığını beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı tarafından, davalıdan cari hesap alacağının bulunduğu cari hesap alacağının tahsili amacıyla —–dosyası ile takip başlattıklarını, davalının takibe itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğu iddiası ile eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafından, davacı ile aralarında ticari ilişki bulunmadığı bu nedenle davacıya borçlu olmadıkları, takibin haksız olduğu iddiası ile davanın reddinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında temel ihtilaf; davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise bu ilişkiden dolayı davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, davalının takibe itirazının haklı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Dava, ticari nitelikteki mal alım-satım ilişkisi iddiasına dayalı itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın tespiti amacıyla tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş ve davacı defterlerine göre davacının davalıdan —– alacaklı olduğu, davalı defterlerine göre ise davalının davacıya borcunun bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacının, davaya dayanak yaptığı alacağın dayanağı olan sevk irsaliyelerinde adı yer alan —- davalı çalışanları olup olmadığı araştırılmış gelen —- kayıtlarından davalı çalışanları olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı defterleri ile, davalı defterlerinin birbirleriyle uyumlu olmaması nedeniyle sadece davacı defterlerinde alacağın kayıtlı olmasının alacağın ispatı için yeterli olmadığı kanaatine varılmış, bu kapsamda davacı tarafa faturaya konu malları davalıya teslim edip etmediğinin ispatı bakımından yemin delili hatırlatılmış, davacı tarafından yemin deliline dayanılmamıştır.
Tüm dosya kapsamından; davacı tarafça davalıya mal satıldığının iddia edildiği, davalının arada ticari ilişkinin bulunmadığını iddia ettiği ispat yükünün davacıda olduğu——- uyarınca ispat yükü kendisine düşen davacının malları teslim ettiğini ispat etmesi gerektiği ancak teslime ilişkin ispata yarar delil sunamadığı ve yemin deliline de dayanmadığı, bu nedenle davasını ispat edemediği, davalı tarafça kötüniyet tazminatı talep edilmiş ise de, davacının takip yapmakta kötüniyetli olduğunun ispat edilemediği sonuç ve vicdani kanaatine—– varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Kötüniyet tazminat isteminin şartları oluşmadığından reddine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcının davacı tarafça peşin yatırılan 244,89 TL’den mahsubu ile fazla yatan 164,19 TL’nin davacı tarafa iadesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca arabulucuya ödenmesi gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Yatırılan gider avansından kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile—– Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/02/2022