Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/632 E. 2021/831 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/632 Esas
KARAR NO : 2021/831

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2020
KARAR TARİHİ : 23/11/2021

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 21/12/2020 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Türk Ticaret Kanununun 5/A maddesi uyarınca 11.09.2020 tarihinde dava şartı olarak zorunlu arabuluculuk müessesine başvurulduğunu, gerçekleştirilen arabuluculuk görüşmeleri neticesinde taraflar arasında anlaşmaya varılamamış olduğu ve iş bu davayı ikame etme zorunluluğu hasıl olduğunu, davalı ile davacı şirket arasında, —- adresinde bulunan iş yerindeki —– sözleşmesinin imzalandığını, davalının sözleşme kapsamında davacı taraftan — almaya başladığını, davacı şirketin sözleşme gereği davalının tüketimlerini faturalandırdığı ancak davalının davacı tarafından düzenlenen faturaların ödemesini gerçekleştirmediğini, davalının tüketim faturası borçlarını ödememesi üzerine, — tutarında icra takibinin başlatıldığını, borca itiraz edildiğini, borçlunun itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediğini ve haricen öğrenildiğini, icra takibine konu alacağın dayanağının borçlunun —– kullanılmış olan—- olduğunu, taraflar arasında imzalanan — satımı konulu abonelik sözleşmesi her iki tarafa da borç yükleyen sözleşme olduğunu, bu sözleşme uyarınca davacı şirketin borcu —— davalının borcu da yapılan —-kapsamında davacı tarafından tahakkuk edilen fatura bedellerinin ödenmesi gerektiğini, davacı şirketin kendine düşen edimi ifa ettiği ancak ilgili mevzuata ve— onaylanan tarife tablolarına uygun olarak hesaplanan fatura bedellerinin borçlu tarafından vade tarihinde ödenmediğini, tanzim edilen faturalar uyarınca davacı şirketin davalı taraftan alacaklı olduğunu, davalının —- faturasından doğan borcunu süresinde ifa etmediğini, bu nedenle takip tarihinden itibaren takibe konu alacağa 6183 sayılı kanun uyarınca işleyecek gecikme zammı ve faize işlemiş KDV oranının ödenmesinin talep edilmesi gereği hasıl olduğunu, davacı şirket tarafından başlatılan icra takibi ile davalı şirketin temerrüte düşürülmüş olduğunu, bu sebeple faiz başlangıç tarihi olarak uyuşmazlığa konu icra takibinin başlangıç tarihinin esas alınması gerektiğini, ——— — olarak düzenlendiğini, — düzenlenen iş bu sözleşmenin imzalandığını, bu sözleşmeye göre fatura bedelinin vade tarihinde ödenmemesi halinde 6183 sayılı kanun uyarınca gecikme zammının işletileceğini, nitekim icra takibinine buna uygun olarak başlatıldığını, icra takibine konu olan alacakların hepsinin likit alacaklar olduğunu, —sayılı icra takibine yapılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptali ile takibin devamına, takibe konu alacağın 6183 sayılı kanun uyarınca işleyecek gecikme zammı ve icra takibine konu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve ilgili tüm masrafların davalı taraf üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 23/11/2021 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu —– dilekçesinde özetle: davalı —- —- alanlarında—- geçmişe sahip olduğunu, —-tacir olarak devam ettiği ve yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davacı şirket ile davalı arasında——– fatura edilen bedellerin vade tarihi içerisinde ödendiğini, eski adı —- olan davacı şirket tarafından davalı şirkete — fatura dönemlerine ilişkin ödenmeyen faturalar sebebiyle icra takibi başlattığı, davalı şirketin 2014 yılında kullanıldığını ve davacı tarafından fatura edilmiş tüm kullanım — icra dosyasından ödenmiş olduğunu, ancak davacı şirketin tüm kullanım bedellerini tahsil etmiş olmasına rağmen 08/2014 fatura dönemine ilişkin 1.339,12 TL iddia edilen fatura alacak bedelini faiz ve masraflar hariç olarak talep etmek için —. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının—- tarihinde tahliye ettiği ve bu tarihe kadar olan bütün borçlarını ödediğini, tahliye ettikten sonra —- sorumlu olmadığını, davacının— yükümlülüğünü yerine getirmek kadar mevcut—-başvurusunda bulunulduğunda da—– iptal etmekle yükümlü olduğunu, davacının ödenmiş fatura bedellerini davalıdan tekrar tahsil etme talebinde bulunduğu gibi alacağa yönelik faiz talebinde de bulunduğunu, bunun kabul edilemeyeceğini, davalının davacı tarafa borcunun bulunmadığını, ödenmiş fatura bedellerinin tekrar talep edilmesinin kabul edilebilir olmadığını, davacının müşterinin talebi üzerine—– gerektiğini, davalının davacı şirket ile arasındaki —– sözleşmesinin yükümlülüklerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmiş olduğundan, davalının—– sözleşmesinin iptaline yönelik talebinin dikkate alınmamasından davalının kiracı olarak kullandığı döneme yönelik —— tarihinde taşınmazı tahliye —- anlaşıldığından, davacı davalıya yönelik elektrik borcu olduğu gerekçesiyle başlattığı icra takipleri ile haksız kazanç sağlamaya çalıştığından, iş bu haksız ve mesnetsiz davasının tümden reddine, davacının davalıya yönelik haksız kazanç peşinde olduğu, açılan onca icra takibi ve —- kovuşturmaya yer olmadığı kararı ile sabit olduğundan %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili hüküm duruşmasına katılmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacı tarafından —– dönemine ait fatura bedelinin davalı tarafından ödenip ödenmediği, davalının takibe itirazının haklı olup olmadığı, davacının icra inkar tazminatı talebinin haklı olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen —-Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi 25/10/2021 havale tarihli raporunda özetle; yapılan inceleme sonucu davacı ile davalı arasında elektrik sözleşmesine dayalı ticari ilişkinin kurulduğunu, davalının ticari defterlerinde cari hesap şeklinde işlem gördüğünü, davalının 2014-2015 dönemine ait ticari defterlerini Türk Ticaret Kanunu’na ve —-göre usulüne uygun tuttuğunu, süresinde açılış ve kapanış tasdiklerini yaptırdığını, ticari defterini birbirini teyit eder şekilde tutulduğunu, Ticari Defterlerinin HMK 222 mad. gereğince sahibi tehine delil vasfı niteliğinin sayın mahkemenizin takdirinde olduğunu, davalı dava konusu faturayı zamanında ticari defterlerine işlediklerini, davalının ticari defterlerindeki ödemelerin fatura bazlı yapılmadığı çoğunlukla mahsuben veya icra dosyası ödemeleri ve taksitler olarak yaptığını, davalının ticari defter kayıtlarına göre davacıya, —- ödemeler ile — alacak bakiyesi oluştuğunu, davalının ticari defter kayıtlarında icra takibine konu fatura bakiyesinin ödendiğini gösterir makbuz veya dekontun sunulmadığı, ödemeler genel olarak fatura bazlı yapılmadığı davacıya ait tahakkuk (icra takip dosyalarından kaynaklı) eksikliğinin bulunduğunu, davacının —dosyası ile takibe konu 747,34 TL asil alacak ve 501,51 TL işlemiş faizi ve 90,27 TL KDV ile toplam 1.339,12 TL takibe konu asil alacak bakiyesinin davalının ticari defter kayıtlarında yer aldığını beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı tarafından davalıya —-sağlanmasına rağmen — fatura bedelinin ödenmediği iddiası ile icra takibi başlatıldığı, icra takibine davalının itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, itirazın iptali amacıyla eldeki davanın açıldığı, davalının cevap dilekçesinde fatura bedelini ödediğini iddia ettiği anlaşılmıştır.
Davalının cevap dilekçesinde 15/02/2015 tarihinde —- edildiğinin bildirilmesi ve önceki dönemlere ait borçlarını ödediğini iddia etmesi nedeniyle taraflar arasında davacının —- davalıya —sağladığı hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Bu kapsamda belirtilen dönem borcunu ödediğini ispat yükü davalıdadır.
Davalının ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde davalının davacıya— alacak bakiyesinin oluştuğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafından dosyaya davaya konu borca ilişkin yapıldığı iddia edilen ödemeler nedeniyle sunulan dekontların incelenmesinden dekontlarda fatura borcunun ödendiğine ilişkin açıklamanın bulunmadığı, bu nedenle dekontlara konu — borcun ifası niteliğinde değerlendirilmesi gerektiği, davalı ticari defterlerindeki ödemelerin fatura bazlı yapılmadığı çoğunlukla mahsuben veya icra dosyası ödemeleri ve taksitler olarak yapıldığı, bu kapsamda davalı tarafından —- fatura bedelini ödediğini ispata yarar belge sunulmadığı, takibe itirazın haksız olduğu, alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatının şartlarının oluştuğu, taraflar arasında abonelik sözleşmesi bulunması ve sözleşmede 6183 sayılı yasa gereği gecikme zammının istenebileceği, takip talebinin ve ödeme emrinin buna uygun olarak düzenlendiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun,— Esas sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE, takip talebindeki şartlarla takibin devamına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 54,40 TL harcın alınması gerekli olan 91,48 TL harçtan mahsubu ile 37,08 TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yargılama gideri olarak yapılan 54,40 TL başvuru harcı, 54,40 TL peşin harç, 700,00 TL bilirkişi ücreti, 56,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 864,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk— davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, miktar itibarı ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.