Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/630 E. 2021/878 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/630 Esas
KARAR NO : 2021/878

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 21/12/2020
KARAR TARİHİ : 14/12/2021

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 21/12/2020 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davalı firmanın bankanın —— arasında akdedilen Kredi Sözleşmesi ile kredi kullandığını, sözleşme hükümlerine riayet etmeyen ve — hesabına borcunu ödemeyen borçlulara —ihtarname gönderildiğini, buna rağmen borçların ödenmediğini, borçların ödenmemesi üzerine borçlular hakkında — Esas sayılı dosyası ile asıl alacağın fer ‘ileriyle birlikte tahsili için ilamsız icra yolu ile icra takibine başlandığını, ancak borçlular tarafından borca itiraz edilmesi nedeniyle arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, ancak buradan da sonuç alınamadığını beyan ederek, borçluların haksız itirazların iptal edilerek takibin devamına ve davalı borçlu tarafından takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalılar vekili Mahkememize sunduğu 16/01/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafından, müvekkili aleyhine— numaralı ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkili tarafından yasal süresinde icra takibine itiraz edilmesi ve İcra Müdürlüğü’nce icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi üzerine eldeki itirazın iptali davasının açıldığını, kötü niyetli ve haksız bu davanın reddi gerektiğini, davacı banka ile müvekkiline ait şirket arasında kredi sözleşmesi ilişkisi bulunduğunu, taraflar arasında imzalanan —— ayrıca kefil sıfatıyla imza attıklarını, müvekkillere verilen krediye uygulanan faizlerin son derece fahiş olduğunu, müvekkillerinin alacaklıya bu kadar borcu bulunmadığını, fahiş temerrüt ve akdi faiz oranlarına itiraz ettiğini, haksız ve kötü niyetle açılan davanın reddine ,— icra takibinin iptaline, alacak likid olduğundan ve alacaklı kötü niyetli olduğundan asıl alacağın %20’si oranında alacaklı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, aksi kanaat halinde davacının başlatmış olduğu icra takibinde uygulanan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun fahiş faiz oranlarının hakkaniyet ilkesi gereğince düşürülmesi ve uygulanmasına yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacı ile davalı —. arasında atfedilen kredi sözleşmesinden dolayı davalıların davacıya borcu bulunup bulunmadığı, var ise miktarı, davalıların takibe itirazlarının haklı olup olmadığı, davacının icra inkar tazminatı talebinin haklı olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1,2. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen — Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından —- tarihli takip talebi ile davalı takip borçluları hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlularına tebliği üzerine davalı takip borçlularının süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettikleri ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez—- tarihinde, borçlu firma ile kefil olarak —müşteri kabul beyanı ile kefil kabul beyanı imzaladıkları ve sözleşme miktarının—– anlaşılmıştır.
Dosyaya mübrez davacı banka tarafından davalıya çekilen —-yevmiye numaralı ihtarname incelendiğinde; kredi hesaplarının kat edildiğinden bahisle —- ihtarnamenin tebliğinden itibaren 1 gün içinde ödenmesinin ihtar edildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyeti — raporunda özetle; taraflar arasında 07/02/2019 tarihinde Genel Kredi Sözleşmesi düzenlendiğini, aynı tarihte borçlu firma ile kefillerine müşteri kabul beyanı ile kefil kabul beyanı imzalattırıldığını, bu beyanlar ile tarafların sözleşme hükümlerini okuduklarını ve kabul ettiklerini beyan altına aldıklarını, taraflar arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını ve borçlu şirkete ticari kredi ödeme planı imzalattırıldığını, söz konusu ticari kredi ödeme planına borçlu firma ile birlikte davalı kefillerin de imzalarının alındığını, bankaca kullandırılan krediye uygulanan faiz oranlarının bankaca yayımlanan genelgeye uygun olarak belirlendiğini, davalı şirket ile kefillerinin itirazlarının esasında krediye uygulanan faiz oranının çok yüksek — yönünde olduğunu, ancak bankaca uygulanan faiz oranlarının taraflar arasında imzalanan sözleşmelere uygun olduğunu, davacı bankanın 09/09/2020 takip tarihi itibariyle davalılardan alacağı toplamı 130.086,76 TL olduğunu, 130.086,76 TL üzerinden takibin devamına, asıl acak olan 109.158,58 TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık %28,60 oranında temerrüt faiz uygulanabileceğinin belirlendiğini, davalı borçluların icra takibine itirazlarının uygun bulunmadığını, alacaklı bankanın alacak tutarının %20’sinden az olmamak üzere talep ettiği icra inkar tazminatı hususunun tamamen mahkemenin kararına bıraktıklarını beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı tarafça davalı ..—–kredi kullandırıldığı, diğer davalıların bu krediye kefil oldukları, kredi borçlarını ödememeleri nedeniyle haklarında icra takibi başlatıldığı, davalıların takibe itiraz etmeleri nedeniyle takibin durduğu iddiası ile eldeki itirazın iptali davasının açıldığı, davalılar cevap dilekçesinde; davacı banka tarafından fahiş faiz oranlarının uygulandığı, edimler arasında hakkaniyete aykırı ve dengesiz durumun mevcut olduğu iddiası ile davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Bankacı ve mali müşavir bilirkişiden alınan raporda; davacı alacağının — uygulanan faizin doğru hesaplandığının tespit edildiği anlaşılmıştır. Davalı ——-oranda olması nedeniyle—- gerektiği—- sıkıntıya düşecekleri gerekçesiyle ek rapor alınmasını talep etmiş ise de; belirtilen itirazların bilirkişi tarafından değerlendirilebilecek nitelikte olmaması nedeniyle ek rapor alınmasına gerek görülmemiştir.
Tüm dosya kapsamında davacının davalılardan takip tarihi itibari ile — alacağının olduğu, uygulanan faiz oranının bankaca yayımlanan genelgeye ve sözleşmeye uygun olduğu, faiz oranına hakimin müdahalesinin şartlarının oluşmadığı, faizin sözleşmeyle belirlenmiş olması ve davalı borçlunun tacir olması nedeniyle —– şartlarının oluşmadığı, bu kapsamda davalıların takibe itirazlarının haksız olduğu, alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin şartlarının oluştuğu, sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlularının,– Esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının İPTALİNE, takibin takip talebindeki şartlarla devamına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar kanunu uyarınca alınması gerekli 8.886,23 TL karar ve ilam harcının davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — hesaplanan –davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan 1.400,00 TL bilirkişi ücreti, 214,20 TL posta ve tebligat giderinden oluşan toplam 1.614,20 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca——— ödenmesi gereken ——- davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Yatırılan gider avansından kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.