Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/621 E. 2022/31 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/621 Esas
KARAR NO : 2022/31

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 17/12/2020
KARAR TARİHİ : 18/01/2022

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 17/12/2020 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, söz konusu ticari ilişkiden kaynaklı davacı tarafın davalı tarafından bakiye alacağının bulunduğunu, davalı fatura bedelini davacıya ödemediğini, davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine —– — sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalı borca haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiklerini, borcu ödemekten kaçındıklarını, açıklanan nedenlerle, borçlunun itirazının iptali ve takibin devamı ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu—- havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafından açılan —– Esas sayılı dosyasına süresinde itiraz edildiğini ancak huzurdaki davanın —- açıldığını ancak davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını bu sebeple davanın reddini talep ettiklerini, davalı tarafın Ticari Defterleri İncelendiğinde Davacı —— borcunun olmadığının anlaşılacağını, davacı taraf sadece cari hesap ekstresini dayanak gösterdiğini icra takibini 39.673,40TL üzerinden başlattığını, ancak itirazı iptali davasında 25.000,00TL üzerinden belirterek belirsiz dava açtığını, tüm bu hususlar neticesinde davanın reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, davacı tarafından—- verilip verilmediği, verilmiş ise bedelinin ödenip ödenmediği, takibin itirazın haklı olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
—- üzerinden celp ve tetkik edilen —– Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi 26/04/2021 havale tarihli raporunda özetle;Dosyaya mübrez belge, bilgi, takip dosyası, Davacı ve Davalı yana ait incelenen 2017-2018 yılı ticari defteri ile yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; dava konusunun; taraflar arasında bulunan ticari ilişkiden kaynaklı davacının 25.000,00TL tutarlı Cari Hesap Alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğunu, davacı tarafından —— tahsili amacıyla —- Müdürlüğü’nün dosyası ile 11.02.2019 tarihinde takibe geçtiği, davalı yan tarafından borca itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, davacı yan tarafından yapılan itirazın iptali talebi doğrultusunda 17.12.2020 tarihinde huzurdaki davanın ikame edildiği belirlendiğini, davacının —- yılları ticari defterlerinin defterlerin leyhine delil niteliğinin bulunduğunu, bu husustaki takdirin mahkemeye ait olduğunu, davalının 2017-2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davacının ticari defterlerine göre; Davacının takibe konu ettiği Faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, işbu faturadan dolayı davacının takip tarihi (11.02.2019) itibariyle davalı yandan 42.105,94TL alacaklı olduğunu, davalının ticari defterlerine göre; Davacının takibe konu ettiği Faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafın davacı yana 07.02.2019 Tarihinde 16.304,06TL tutarında ödeme yaptığı ve işbu ödemeden dolayı davalının takip tarihi (11.02.2019) itibariyle davacı yana Borcunun olmadığı görüldüğünü, taraflar arasında; uyuşmazlığa konu olan faturalar ve ödemeler incelendiğinde; 2017 yılında davalı tarafından yapılan ödemenin davacı tarafın fazla kaydedilmesi, yine davalı tarafından 2018 yılında kesilen iade faturaların davacı defterlerinde yer almamasından kaynaklandığı görüldüğünü, taraflar arasında iade faturaları ve ödemeler haricinde çekişme olmayıp Takdir ve kararın Sayın mahkemenize ait olmak üzere —- ulaşıldığını bunların sonucunda ilk olarak; ——– tarihinde yapılan toplam 59.842,39TL’lik ödemelerin —–) ve yine davalı tarafından kesilen Davalı Tarafından kesilen —- faturaların davalı Defterlerinin Delil Niteliği Haiz Olacak Olursa Takdir Sayın Mahkemenizce kabul edilmesi halinde Davacı yanın Davalı yandan Davacı yanın Davalı yandan İcra takip Tarihine kadar Olmayacağı, Kanaatimiz bu yönde ancak mahkemece aksi kabul edilecek olursa 2. Seçenek olarak; —–.—- yapılan toplam——- ödemelerin—– ve yine davalı tarafından kesilen Davalı Tarafından kesilen toplam—- iade faturaların Davacı Defterlerinin Delil Niteliği Haiz Olacak Olursa Takdir Sayın Mahkemenizce kabul edilmesi halinde Davacı yanın Davalı yandan (07.09.2019 Tarihli ödeme düşülünce) 25.801,88TL Alacaklı olacağı sonucuna varıldığını beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 04/10/2021 havale tarihli raporunda özetle;Davalının düzenlediği iade faturalarının, davacının hangi faturasının iadesine yönelik olduğunun belirsiz olması yanı sıra, iade faturası örnekleri sunulmadığından, değerlendirilmediği; öte yandan, anılan faturaların davacıya tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir delil ikame edilmediği; gerekçe olarak dava dışı ——- davalıya muhatap 28/02/2018 tarihli iade faturasının gösterildiğini, dava dışı üçüncü kişiyle davalı arasındaki iade faturasının davacıya yansıtılmasını gerektiren akde aykırılık durumunun kanıtlarının dosyaya sunulmadığını; mevcut delil durumuna nazaran, iade faturalarının haklılığı sübuta ermediğinden —–başlatılan takip tarihi olan 14.12.2018 tarihi itibariyle, davalı ticari defterine göre, davacnını —— davalıdan alacaklı olduğunu, davalının takipten sonra — ödeme tarihleri ve TBK.m.100 hükmü dikkate alınarak, icra müdürlüğünce hükmün infazı sırasında resen göz önünde tutulması gerekeceğini, hal böyle olmakla beraber, davanın 17.12.2020 tarihinde açıldığını, buna göre dava tarihi öncesinde yapılan ödeme toplamına göre dava tarihi itibariyle davacının harca esas tutarının —- gösterildiğini beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
Davacı, davalıya taşıma hizmeti verdiği bu nedenle fatura kestiği, faturalardan bir kısmının ödenmediği, fatura bedelinin tahsili amacıyla icra takibi başlattığı, takibe itiraz üzerine takibin durduğu iddiasıyla takibe yapılan itirazın —- iptaline karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalının, hatalı ——–nedeniyle davacıya iade faturaları kestikleri cari hesaba göre davacıya borçlarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında ——- bulunduğu ve davalının bir takım ödemeler yaptığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Temel ihtilaf davalı tarafından kesilen iade faturalarının haklı nedenle kesilip kesilmediği hususundan kaynaklanmaktadır.
Taşıma sözleşmesi TTK 850 v.d. Maddelerinde düzenlenmiştir. TTK 850. Maddesinde; ” Taşıyıcı, taşıma sözleşmesiyle eşya veya yolcu taşıma işini veya ikisini birlikte üstlenen kişidir. Eşya her türlü yükü de kapsar. Taşıyıcı, taşıma sözleşmesiyle——- yerine götürmeyi ve orada gönderilene teslim etmeyi veya yolcuyu varma yerine ulaştırmayı; buna karşılık, eşya taşımada gönderen ve yolcu taşımada yolcu, taşıyıcıya, taşıma ücretini ödemeyi borçlanır. Taşıma işleri ticari işletme faaliyetidir.” ifadelerine yer verilmiştir.
Uyuşmazlığın tespiti amacıyla taraf defterlerinin incelenmesine karar verilmiş; davacı defterlerine göre davacının davalıdan 42.105,94 TL alacaklı olduğu, davalı defterlerine göre davacının alacağının bulunmadığı, taraf defterlerindeki farklılığın davalı tarafından kesilen iade faturalarından ve davalı tarafından yapılan ödemelerin miktarından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Davalı ticari defterlerine göre; davalı tarafından—- tarihli —– bedelli iade faturalarının kesildiği anlaşılmıştır. Davalı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde iade faturalarının hatalı araç tipi nedeniyle kesildiğini beyan etmişse de iade faturalarının haklı nedenle kesildiğini ispata yarar delil sunamamıştır. Davalı tarafça —- yazılarak iade faturalarının celbi talep edilmiş mahkememizce —- yazılan müzekkereye istenilen faturaların bulunmadığı şeklinde cevap verilmiş, davalı tarafından —– müzekkere yazılması talep edilmiş ise de bu hususta yazılan müzekkereye belge bulunmadığı şeklinde cevap verilmesi nedeniyle bu talep reddedilmiş, davalı tarafça iade faturalarının kesilmesinin haklı nedene dayandığı hususunun ispat edilemediği kanaatine ulaşılmıştır.
Davacı tarafından yapılan icra takibinden sonra davalı tarafça —-ödemem yapılmış ise de eldeki davanın 25.000,00 TL üzerinden açıldığı ve yapılan ödemelerin mahsup edildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; davalının iade faturalarının haklı nedenle kesildiğini ispat edememesi nedeniyle davacının icra takibi yapmakta davaya konu— yönünden haklı olduğu, davalının takibe itirazının haksız olduğu, aradaki ticari ilişkinin niteliği gereği alacağın likit olduğu ve icra inkar tazminatının yasal şartlarının oluştuğu, davaya konu alacağın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olması nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanması gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE
2-Davalı/takip borçlusunun, —– Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 25.000,00 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar kanunu uyarınca alınması gerekli 1.707,75 TL karar ve ilam harcı başlangıçta peşin olarak alınan 228,58 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.479,17 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan 54,40 TL başvuru harcı, 228,58 TL peşin yatan harç, 700,00 TL bilirkişi ücreti ve 59,00 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.041,98 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama ücretinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte —- hesap edilen—– davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca—— nedeniyle —— davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.