Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/619 E. 2021/325 K. 20.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/619 Esas
KARAR NO : 2021/325

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/12/2020
KARAR TARİHİ : 20/04/2021

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu ——— havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; ——imzalandığını, asıl borçlu —- tahsisi yapıldığını ve işbu sözleşme; — tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, Asıl borçlu — borçlu-müteselsil kefil diğer borçlu/lar tarafından Müvekkil Bankadan çekilen kredilerin ödenmediğini, borçlulara Bursa—— yevmiye no.lu ihtarnamesi keşide edilerek hesap özeti gönderildiğini, İhtarnameye rağmen ödeme yapılmaması üzerine İstanbul Anadolu ——–Esas sayılı dosyasından tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalılar tarafından icra dosyasına sunulan dilekçe ile;—, işlemiş faize, faiz oranına ve borcun tüm ferilerine itiraz edildiğini,—- ödeme planları ile diğer imzalı belgelerde temerrüt faizinin ve diğer faizlerin hangi orandan uygulanacağının gösterildiğini, davalı/borçlu-borçlular ile imzalanan kredi genel sözleşmesinde yetkili mahkeme ve icra dairelerinin açıkça “— Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri” olacağının kararlaştırıldığını, taraflar arasında imzalanan yetki sözleşmesi gereği —— İcra Müdürlükleri dava konusu takipte kesin yetkili olduğunu, işbu dava konusu icra takibinin tahsilde tekerrür olmamak üzere kefil sıfatıyla .—–. hakkında açıldığını, İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğünün ——– Esas sayılı takibi ise menkul rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takip olup, … rehin veren sıfatı ile takibe dahil edildiğini, Gerek yasal mevzuat hükümleri, gerekse —– kararları ile sabit olduğu üzere kefilin kefalet borcunu teminen verilen bir rehin bulunmaması durumunda kefil hakkında tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ilamsız icra takibi yapılabildiğini, kefil hakkında kefalet borcunu teminen verilen teminat bulunmadığından ve söz konusu rehin yalnızca asıl borçlunun borcunu teminat altına aldığından kefil hakkında tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ilamsız icra takibi yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığını beyanla, itirazının iptaline ve takibin devamına, davalının asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 09/12/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: İcra takibinde ——Dairelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle —- mahkemelerinin yetkili olduğunu, ayrıca İstanbul Anadolu —–. Asliye Ticaret Mahkemesinin —– sayılı dosyasında söz konusu dava ile ilgili taraf ve konularının aynı olduğunu, bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını, davacı tarafın icra ve inkar tazminatına ilişkin taleplerinin yersiz olduğunu, ortada faiz açısından kamu düzenine aykırı olan durumların söz konusu olduğunu, bankaların kamu denetimine tabi olduğunu, kamu tarafından tanzim edilen hususlara aykırı olarak bileşik faiz, fahiş faiz talep edemeyeceklerini temerrüt durumunun söz konusu olmadan geçmiş günlerin faiz olamayacağını beyanla, yetki, derdestlik itirazlarının öncelikle kabulüne mahkemenin aksi kanaatte olması halinde davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER:
– İstanbul Anadolu ——-. Sayılı takip dosyası,
– —–, rehin sözleşmesi, ticari kredi ödeme planları ve ekleri,
– Bursa —- yevmiye nolu ihtarnamesi,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davalı borçlu vekili tarafından davalı … aleyhine başlatılan İstanbul Anadolu –. İcra Dairesinin —- Sayalı takip dosyasına ödeme emrinin tebliğini müteakip yasal süresinde —tarihli dilekçe ile İcra Dairesinin yetkisine ve borca itiraz edilmiştir.
Davacı banka vekili tarafından mahkememiz nezdinde açılan iş bu davada da davalı vekili tarafından 12.02.2020 tarihli cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunulmuştur.
Mahkememizce ilk itiraz olarak yetki itirazının incelenmesinde;
Davacı bankaya yazılan müzekkere cevabı ile gönderilen taraflar arasında — Genel Kredi Sözleşmesinin incelenmesinde — yetkili Hukuk ve İcra Dairelerinin yazılı olduğu 19. Maddesinde yetki sözleşmesinin yapılmadığı görülmüştür.
Dosyada mevcut tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek; Taraflar arasında— Kredi Sözleşmesi imzalandığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın — kaynaklandığı, –Sözleşmesinde taraflar arasında HMK 17. Maddesi kapsamında yetki sözleşmesi yapılmadığı,
HMK 10. Maddesi kapsamında takibin sözleşmenin ifa yerinde de açılabileceği, Genel Kredi Sözleşmesinin ifa yerinin —- İli olduğu, davacı banka tarafından takibin sözleşmenin ifa yerinde açılmadığı,
Ayrıca HMK 6. Maddesine göre genel yetki kuralına göre takibin ve davanın davalının ikametgahı İcra Dairesi ve mahkemesinde açılması gerektiği, davalının adresinin ise tebligat —olduğu anlaşılmakla;
Mahkememizin yetkisizliği ile dosyanın —Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki gibi hüküm vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Taraflar arasında —- sözleşmesinde HMK 17. Maddesine istinaden yetki sözleşmesi bulunmadığı, davaya ve takibe konu alacağın sözleşmeden kaynaklandığı, HMK 10. Maddesine istinaden sözleşmeden kaynaklanan davalarda ifa yerinde de dava açılabileceği, ifa yerinin sözleşmenin düzenlendiği —Genel yetki kurulana göre davanın davalının ikametgah mahkemesinde açılması gerektiği, davalının ikametgahının ise tebligat adresi olan — olduğu anlaşılmakla, Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, bu nedenle davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın yetkili — Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine yetkili mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.