Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/614 E. 2021/875 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/614 Esas
KARAR NO : 2021/875

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/12/2020
KARAR TARİHİ : 14/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı Vekili Tarafından ——-“İş —– kapsamında sözleşmenin sona erdiği 26.08.2019 tarihine kadar hizmet aldığını, Davalı, davacı şirketin tarafı olmadığı, imzası veya kaşesinin bulunmadığı, davalı firma ile dava dışı diğer dosya borçlusu —- arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklanan ve dava dışı——– kesilen fatura bedelleri için —ile davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, itiraz süresi geçmiş olduğundan takibin kesinleştiğini, davacı firma tarafı dahi olmadığı bir sözleşmeden doğduğu iddia edilen bir alacak için icra tehdidi altında kaldığını,— dönem davacı firmanın taşeronu olarak iş yaptığını, davacı firma ile ——- firma —- ticari ilişkinin sona erdiğini, davacı firma—- hakkedişleri eksiksiz ödediğini, davalı —– ile diğer dosya borçlusu —– arasında akdedilmiş davacının tarafı olmadığı bir sözleşme ile davacı şirketin borçtan sorumlu tutulmasının mümkün olamayacağını, davalı —- arasındaki sözleşme maddesinin alacağın temliki işlemi olarak değerlendirildiği durumda dahi davacının TBK M.186 uyarınca davacının davalıya borcunun bulunmadığını belirterek öncelikle ve ivedilikle teminatsız veya uygun görülecek bir teminat karşılığında iş bu dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesinde verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar takibin durdurulmasına, icra dosyasında vezneye giren paranın alacaklıya ödenmemesine ve icra takibinin durdurulmasına, haklı davalarının kabulüne, icra takibinin iptaline, ——– az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı Vekili Tarafından —— Tarihli Cevap Dilekçesi Özetle; ticari———— arabulucuyu öngören 7155 sayılı kanunun 20. Maddesiyle davadan önce—- tabi olan işbu davanın dava şartı yerine getirilmediğini, dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddinin gerektiğini, davalı ile davacı taraf—– arasında “— uzmanı ve iş yeri hekimi hizmet sözleşmesi” imzalandığını, verilen hizmete karşılık bedeli tahsil edemeyen davalının icra yoluyla tahsil zarureti hasıl olduğunu, icra dosyasında diğer borçlu olan —- İşveren ilişkisi bulunduğunu, davalı şirket asıl işverenlerle karşılıklı iş işleyiş ilişkisinde bütün alt işverenlerinin de —–hizmetini —– yerine getirdiğini, hem davalı şirket açısından hem de hizmet verilen karşı taraf açısından kolaylık sağlar ve karşı tarafın organizasyon faaliyetinde bütünlük sağladığını,——— kaynaklı davalı şirkete ödeme yapılmadığını, —- fatura bedelinden daha fazla tutar olan 60.000 TL değerinde davalı şirkete borcunu ödemek maksadıyla çek teslim ettiğini, zımni olarak yapılan anlaşma ile çekin 15.000 TL’si —- borcunun tahsili için olduğunun belirtildiğini ve davalı şirket tarafından—– yapıldığını, yukarıda açıklanan nedenlerle hukuki yararı bulunmayan ve haksız nedenlerle açılan işbu davanın reddine ve davalı şirket alacağını geç alacağından davacı şirkete 20’den az olamamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ve beyan etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu :Taraflar arasında davalının, bir dönem davacının —— olan dava dışı —— olan alacakları nedeniyle ve bu şirket adına düzenlenen faturalara istinaden davacıdan dava konusu icra takibi nedeniyle alacaklı olup olmadığı, davacının işbu takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitini isteyip isteyemeyeceği, davacı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin 19. Maddesi uyarınca davacının alt taşeronlardan sorumlu olup olmadığı ve —– dava dışı —- düzenlenen fatura bedellerinden sözleşme kapsamında sorumluluğunun bulunup bulunmadığı konusunda ihtilaf olduğu anlaşıldı.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava Menfi Tespit davasıdır.
Celp ve tetkik olunan—– Esas Sayılı takip dosyasının incelenmesinden davalı/alacaklı tarafından davacı borçlu ve dava dışı —-aleyhine sözleşmeden doğan fatura alacağı açıklamasıyla 5.571 TL asıl alacak,——– İhtilaf tazminatı olmak üzere toplam 15.228,37 TL alacağın tahsili için genel haciz yoluyla ilamsız takip yapıldığı ödeme emrinin davacı borçluya tebliğ üzerine süresi üzerinde itiraz edilmemesi nedeniyle davacı alacaklı yönünden takibin kesinleştiği görülmüş olup icra takibine dayanak faturaların incelenmesinde davalı alacaklı tarafından dava dışı takip borçlusu —– adına düzenlendiği faturaların açıklamasının hizmet bedeli olduğu görülmüştür.
İcra dosyası içerisinde bulunan takip konusu faturalara dayanak olduğu belirtilen———- ile iş yeri arasındaki ———- ve diğer —- personeli hizmet sözleşmesi başlıklı sözleşmenin incelenmesinde sözleşmenin davalı ile dava dışı takip borçlusu —–düzenlendiği ve imzalandığı ve iş bu sözleşmede davacı şirketin —– bulunmadığı ve sözleşmenin tarafı olmadığı ancak sözleşmenin 38. maddesinde ücretlendirme kişi başı olarak hesaplanacağı kişi başı ücretin 60 TL +KDV olduğu, hesaplanan ücretin davacı ….—- edileceği ilgili ödemenin—- hak edişinden kesilerek — fatura tarihinden 5 gün içerisinde ödeneceği , müşteri ücretin hak edişinden kesilmesini peşinen kabul eder, — edilemeyen durumlarda müşteri yansıtılan ücreti kendisi ödeyeceğini kabul eder şeklinde olduğu görülmüştür.
Celp ve tetkik olunan 30/08/2016 tarihli ——— arasındaki —– —— iş yeri hekiminin hizmet sözleşmesinin incelenmesinde sözleşmenin taraflarının davacı ve davalı olduğu kişi başı ücretin 55 TL + KDV olarak düzenlendiği görülmüş olup sözleşmenin 19. maddesinde… Ücretlendirme her şantiye için ayrı ayrı olarak ücretlendirilecektir. Her ayrı şantiye için ayrı atama yapılacaktır. ——taşeronlardan sorumludur. Gerekli işlemleri yaptırmakta ve uygulamaları kontrol ettirmekte mükelleftir… Şeklinde olduğu ve bu sözleşmenin davacı şirket tarafından davalıya gönderilen 26/08/2019 Tarihli mail ile sözleşmenin iptal edildiğinin davalıya bildirildiğini yine davacı tarafından davalıya bildirilen 30/10/2020 tarihli yazılı ile “sözleşmenin fesih ve telefonla bildirilmesine rağmen tarafınızdan sözleşmenin geç fesih nedeniyle tarafımıza borç tebliğ edilmiştir, 26/08/2019 tarihinden itibaren tarafınızla herhangi bir ilişiğimiz bulunmamaktadır. Bu nedenle şirket olarak tüm borçlarınızı tarafınıza ödenmiş olup , şirketinizin —–hak alacağının bulunmadığını bildiririz. ” Şeklinde bildirimde bulunduğu görülmüştür.
Tarafların tüm delilleri celp olunarak sözleşme tarihlerine kapsayacak şekilde 2016-17-18-19 yıllarına ilişkin tüm yasal defter ve dayanak belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yönünden ara karar oluşturulmuş ve bilirkişi heyeti dosyaya sunmuş olduğu 06/10/2021 tarihli raporunda özetle; davacı tarafın defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede 2019 yılı itibariyle davalının davacıdan bir alacağı bulunmadığı davalının celp ve kayıtları üzerinde yapılan incelemeye göre davalının davacıdan 14.043,50 TL alacaklı olarak göründüğü , davalının dava dışı ——- şirketinde ise ticari defter ve kayıtlarına göre 5.571 TL alacaklı olarak göründüğü yönünde rapor tanzim edilmiş rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Yargı yetkisini, Anayasa’nın 9 maddesine göre——– kullanan mahkememizce uyuşmazlık konusu hakkında yapılan yargılama sonucunda sunulan deliller , sözleşmeler, icra takip dosyası, ihtarnameler iddia ve savunmalar hep birlikte değerlendirildiğinde davalı alacaklı tarafından davalı borçlu şirket ve dava dışı —-aleyhine—- sayılı dosyasından dava dışı —- düzenlenen faturalar ve dava dışı — ile davalı arasında yapılan sözleşmeye dayanılarak alacağın tahsili için genel haciz yoluyla ilamsız takip yapıldığı, davacı tarafından takibe süresi içerisinde itiraz edilmemesi sonucu davacı yönünden takibin kesinleştiği ve iş bu takip nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti amacıyla huzurdaki menfi tespit davasının açıldığı , dava konusu alacağın davacı ile davalı arasında yapılan—— sözleşmeden doğan alacaklara ilişkin olmayıp; dava dışı — davalı arasında yapılan sözleşmeden kaynaklandığı ve dava dışı —- davacının alt taşeronu olduğu iddiasına dayalı olarak ve dava dışı —- hak edişinden kesinti yapılmak suretiyle davalıya ödenmesi gerektiği hususuna dayandığı , takibe dayanak faturaların davalı tarafından dava dışı —- adına düzenlendiği ve bilirkişi tarafından yapılan defter incelemesine göre davalının ticari defterlerinde dava dışı —— — takibe konu asıl alacak miktarı olan 5.571 TL tutarında alacaklı olduğu , davalı her ne kadar davacının da bu takip konusu borçtan davacıyla——30/08/2016 Tarihli sözleşmenin 19. Maddesine istinaden sorumlu olduğunu iddia etmiş ise de iş bu maddenin davalı tarafından davacı adına keşide edilen faturaların ödenmesi hususunu düzenlediği, buna karşılık davalının davacı —–düzenlediği faturalardan davacının sorumluluğu yönünde bir düzenleme bulunmadığı, davalıyla dava dışı—- imzalanan ve takibe dayanak yapılan sözleşmenin 38. Maddesinde kişi başına 60 TL üzerinden hesaplanan ücretin davacıya fatura edileceği ve ilgili ödemenin davacı tarafından dava dışı —- hak edişinden kesilerek davalıya fatura tarihinden itibaren 5 gün içerisinde ödeneceği ve dava dışı —edişinden fatura bedelinin kesilmesini peşinen kabul ettiği, davacı ….—- tahsil edilemeyen durumlarda bedelin dava dışı —– ödeyeceğinin düzenlendiği kararlaştırılmış olup iş bu maddede davalı tarafından dava dışı——- yapılan sözleşme kapsamına göre kişi başına ücretin davacıya, davalı tarafından fatura edileceği düzenlenmiş olup , somut olayda ise davalının—-düzenlediği faturaların takibe konu edildiği , sözleşmenin 38. maddesinde davacıdan tahsil edilemeyen faturaların dava dışı — tarafından ödemesinin kararlaştırıldığı iş bu sözleşme maddesinde davacının dava dışı — borcunu üstlendiğine ilişkin bir düzenleme olmadığı , davalı her ne kadar dava dışı —- davacının alt taşeronu olduğunu ve bir takım ödemeleri alt taşeron — borcuna mahsuben ödediğini belirtmiş ve buna ilişkin cari hesap dökümlerini dosyaya sunmuş ise de davacı tarafından dava dışı —- mahsuben ödeme yapılmış olması ve bu ödemelerin dava dışı alt taşeronu olan —–hak edişinden mahsup etmiş olsa dahi davacının takibe konu faturalar nedeniyle ve taraf olmadığı sözleşmeye dayalı olarak takip konusu faturalardan sorumlu olduğu anlamına gelmeyeceği , iş bu menfi tespit davasında ispat kulfetinin alacaklı olduğunu iddia eden davalıda olduğu ve davalının dava konusu takip nedeniyle davacıdan alacaklı olduğunu somut deliller ile ispat edemediği sonuç ve vicdani kanaatine dayanarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1.Davanın kabulü ile; davacının—— dosyası ile başlatılan takipte davalıya işbu takip nedeni ile borçlu olmadığının tespitine,
2-Şartlar oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 1.040,24 TL harçtan daha önceden ödenen toplam 260,07 TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 780,17 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan—— uyarınca 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvuru harcı, 260,07 TL peşin harç, 7,80 TL vekalet ücreti, 2.046,50 TL bilirkişi, tebligat, posta ve diğer masraflar olmak üzere toplam 2.368,77 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.