Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/613 E. 2023/315 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/613
KARAR NO: 2023/315
DAVA: İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/10/2020
KARAR TARİHİ:05/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili 06/10/2020 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin —– yılında ekonomik açıdan faaliyetlerini devam ettirmez hale geldiğini ve bu süreçte gerek muhasebe kayıtlarını gerek kıymetli evraklarını takip edemediğini, müvekkilinin sonraki süreçte yaptığı kontrollerde alacağına karşılık aldığı ve çalındığını düşündüğü iki adet çek ile ilgili —- sayılı soruşturma dosyası ile şikayette bulunduğunu, şikayete konu çeklerin —-numaralı hesabından keşide edilme, keşidecisi ——bedelli çek ile aynı banka ve hesaptan keşidecisi aynı keşide tarihi —— bedelli çekler olduğunu, soruşturma kapsamında ilgili yerlere yazı yazılarak çeklerin gördüğü işlemler ile akıbeti sorulduğunu, gelen yazı cevaplarında her iki çekin de davalı şirket tarafından tahsil edildiğinin anlaşıldığını, yazı cevapları ile gelen çek suretlerinde çekin arka yüzündeki müvekkili şirkete ait kaşe üzerindeki ciro imzasının da müvekkil şirket yetkilisine ait olmadığının anlaşıldığını, bu hususta soruşturma neticesinde—–sayılı dosyası ile kamu davası açıldığını, yargılamasının halen devam ettiğini, müvekkili şirket yetkilisinin imzasını taşımayan ve rızası dışında elinden çıkan bu çeklerin davalı tarafça haksız olarak tahsil edilmiş olması sebebiyle tahsil tarihlerinden itibaren işleyecek yıllık % 9.75 oranında faizi ile birlikte tahsili talebi ile davalı şirket hakkında ——dosyası ile icra takibi başlatılmış ise de davalı şirket tarafından haksız ve kötü niyetli olarak takibe, borca ve yetkiye itiraz edildiğini, akabinde —- yetkili olarak belirlenen—– Esas sayılı dosyası ile icra takip işlemleri devam ettiğini, davalı tarafça yine haksız olarak itiraz edilmesi üzerine arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ——arabuluculuk dosyası kapsamında ancak yapılan görüşmeler neticesinde ekte sunulan son tutanaktan da anlaşıldığı üzere taraflar arasında bir anlaşma sağlanması mümkün olmadığını beyan ederek davalı şirketin taşınır ve taşınmaz malları ile her türlü hak ve alacağı üzerine davalının kötü niyetinin açık olması sebebiyle takdiren teminatsız olmadığı takdirde makul bir teminat ile ihtiyati haciz konulmasına, davalı tarafın——- sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin aynı şartlarda tüm fer’ileri ile aynen devamına, davalı tarafın asıl alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili 27/01/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz talebinin yerinde olmadığını, müvekkili şirketin üzerine kayıtlı taşınır ve taşınmaz malları ile mevduatlarını devretmesinin söz konusu olamayacağını, kötü niyetli tarafın davacı taraf olduğunu, davacı şirketin müvekkili şirketten mal satın almasına rağmen bunların bedelini ödemeyerek müvekkil şirkete yaklaşık —– borçlandığını, takiben şirketin içini boşaltarak ve müvekkil şirketçe uygulanan hacizleri sonuçsuz bırakmak için mallarını kaçırarak telafisi imkansız zararlara sebep olduğunu, davacı tarafın —– Esas sayılı dosyasına atıfta bulunarak ve dava konusu çeklerin davacı şirket çalışanı —- tarafından cirolanarak müvekkil şirket ———– gönderildiğini iddia etmekte ise de tanık beyanlarından çekleri teslim aldığının açık olduğunu, yine —- sayılı dosyasında sanık ——- tarafından yapılan imza incelemeleri neticesinde davacının dava konusu çekleri imzalayarak müvekkil şirkete teslim ettiği iddiasıyla suçlanan Sanık—-imzası ile senetler üzerinde yer alan imzalarda yapılan —— olmadığının belirtildiğini, —— ise imzaların başlangıcı ve imzalar içerisindeki el hareketlerinin yapılışı itibariyle kısmi farklılıklar olduğunun belirtildiğini, bu durumun davacının dava dilekçesinde iddia ettiği davacı şirket çalışanı—– arasında çeklerin ciro edilmesinde ilişki olduğu savını çürüttüğünü, davacı şirket ve yetkilisi —— müvekkil şirket arasında oldukça yüksek hacimlere ulaşan ticari ilişki mevcut olduğunu, müvekkil şirketin, bu ticari ilişkiden kaynaklı alacaklarını çek ve benzeri ödeme araçları ile tahsil ettiğini, bir kısmını da henüz tahsil edemediğini, bu hususun —–dosyası ile davacı şirketin müvekkil şirkete —-borcu olduğu sabit hale geldiğini, bunun yanı sıra ———— dosyasında müvekkil şirket defterlerinde yapılan inceleme sonucu dava konusu çeklerin müvekkil şirketin kayıtlarına işlendiği ve davacı şirketin borcundan düşüldüğünün görüleceğini, davacının iddialarını kabul anlamına gelmemekle birlikte, takas ve mahsup talepleri bulunmadığını, müvekkili şirketin defter ve belgeleri incelendiğinde görüleceği üzere davacı tarafın müvekkil şirkete dava konusu çeklere ilişkin tutarın çok üzerinde borcu olduğunun görüleceğini, mahkeme yapılacak yargılama sonucu aksi kanaate ulaşılması halinde takas mahsup def’inin göz önüne alınması gerektiğini, çeklerin hali hazırda davacının müvekkili şirkete olan borçlarından düşülmüş durumda olduğunu, aksi durumda aynı çekler nedeniyle iki defa işlem yapılmış olacağını, bu durumda hukuka ve hakkaniyete aykırılık oluşturacağını, müvekkili şirketin davacı şirket ile aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacaklarına karşı aldığı çekleri hemen bankaya ibraz eder ve keşide tarihleri geldiğinde tahsilatlarının gerçekleştirildiğini, dava konusu çeklerin de tahsilatının bu şekilde gerçekleştirildiğini, müvekkil şirketin kötüniyeti yada ağır kusurunun bulunmadığını, çeklerin muntazam ciro silsilesi ile iyiniyetle iktisap ettiğini, şirketlerin arasındaki ticari ilişki, çeklerin müvekkil şirketçe iyiniyetle iktisap edildiğine karine teşkil etmediğini, çeklerin iyiniyetle iktisap edildiğinin bir diğer göstergesi de keşide tarihleri ile davacının çeklerin çalındığından bahisle——- soruşturma numaralı dosyası ile şikayette bulunduğu tarihler irdelendiğinde ortaya çıkacağını, çeklerin üstünde yer alan keşide tarihleri ——-tekabül ederken davacının şikayeti —–yılında olduğunu, davacının çek bedellerinin istirdadını talep hakkı bulunmadığını, davacının çek üzerindeki imzayı bildiği yönündeki beyanları kabul etmediklerini, çeklerin müvekkil şirketçe aradaki ticari ilişki sonucu oluşan alacağına karşılık iyiniyetle iktisap ettiği çekler olduğunu, davacı şirketin, borçlu olmadığı halde borçlu gösterilerek mükerrer icra takibine maruz kaldığını iddia etmekte ise de mükerrer takibin söz konusu olmadığını belirterek haksız davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, mahkemece davanın kabulüne hükmedilmesi halinde ise hükmedilecek (alacak, yargılama giderleri, vekalet ücreti, icra inkar tazminatı vs.) tüm alacak kalemlerinin, müvekkili şirketin davacıdan olan alacağından takas ve mahsup edilmesine, takas ve mahsup neticesinde borç ortadan kalkacağından davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, borçlu olunmadığı halde ödendiği iddia edilen çekler nedeniyle yapılan ödemenin istirdadının sağlanması için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu —— sayılı icra takip dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde; dosyamız davacısı tarafından dosyamız davalısı aleyhine haksız tahsil edilen çek —–hesabından keşide edilme, keşidecisi—— seri numaralı —- bedelli çek) bedelleri açıklaması ile—– işlemiş faiz olmak üzere —— alacağın tahsili için genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraf, davaya konu ettiği çeklerdeki davacı adına atılan cirodaki imzaların sahte olduğunu ve çeklerin rızası dışında elinden çıktığını iddia etmiştir. İddialar doğrultusunda çeklerdeki ciro imzaları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, alınan — tarihli raporda davaya konu edilen iki adet çekin arka yüzünde ———– atfen atılmış ciro imzaları ile davacı şirket yetkilisine ait karşılaştırmalı imzalar arasında, imza incelemesinde kullanılan grafolojik ve kaligrafik tanı unsurları bakımından çok önemli farklılıklar saptandığından inceleme konusu iki adet çekin arka yüzünde davacı şirket adına atfen atılmış ciro imzalarının karşılaştırma imzalarına kıyasla davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığı bildirilmiştir.
Davalı taraf, savunmasında davaya konu çekleri davacı şirket ile aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacaklarına karşı aldığını, çekleri hemen bankaya ibraz ederek keşide tarihleri geldiğinde tahsilatların gerçekleştirildiğini ve tahsil edilen çek bedellerinin davacı şirket ile aralarındaki ticari ilişki uyarınca davacıdan doğan cari hesap alacağına karşılık defterlerine kayıt edildiğini ve tahsil edilen çek bedellerinin davacıdan olan alacak miktarından düşüldüğünü, dolayısıyla kötü niyetli olmadığını bildirerek takas – mahsup def ‘inde bulunmuştur.Taraflarca delil olarak bildirilen ——- sayılı dava dosyasının —- üzerinden celbolunarak yapılan incelenmesinde; davacı şirketin şikayeti neticesinde dava dosyamıza konu edilen ——— bedelli çeklerin davacı şirketinin yetkilisinin rızası ve bilgisi dışında davacı şirket yetkilisi adına sahte ciro ile cirolayarak davalı şirkete verildiği ve tahsil edildiğinden bahisle resmi belgede sahtecilik, bilişim sistemleri, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçlarından TCK.nun 158/1-f,. 204/1, 53/1 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle davacı şirketin çalışanı —ile davalı şirketin finans direktörü—– davalı şirketin bölge sorumlusu ——aleyhine kamu davası açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda;——- raporunda da suça konu çekler üzerindeki imza ve yazıların sanık —– (davacının çalışanı olup, davalı ile işbirliği yaptığı iddia edilen) ‘a ait olduğuna dair tespit yapılamadığı, ———defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen —- tarihli bilirkişi raporunda da —– defterleri içerisinde envanter kaydı bulunmadığı, yevmiye defteri bulunduğu, suça konu çeklerin bu kayıtlarda yer almadığı, ancak —— defter kayıtlarına göre ise suça konu ——— ait cari hesaptaki borçtan tenzil edilmiş olduğunun tespit edildiği, dolayasıyla tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde sanıkların üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair cezalandırılmalarına yeterli delil bulunmadığı kabul edilerek müsnet suçlardan sanıkların ayrı ayrı beraatlerine…” gerekçesi ile berat kararı verildiği, kararın ———istinaf incelemesi isteminin reddi ile kesinleştiği görülmüştür.Davalı şirketin ticari defter kayıt ve dayanak belgeleri üzerinde ——–sayılı dava dosyasında yaptırılan inceleme sonucunda düzenlenen —— tarihli mali müşavir raporunda; “dava konusu çeklerin davacı şirketin —– yevmiye defterine muhasebe kaydı olarak işlenmediği, davacı şirketin davalı şirket ile ticari iş ilişkisinin incelenen yevmiye defterine göre —- yılında mal alışları —- davalı şirkete borçlu görüldüğü, —- mahsubu sonucunda davacının davalı şirkete—– borçlu olduğu, davaya konu edilen çeklerin giriş ve çıkış kaydı olmadığı için bu hesaba dahil olmadığı, davalı şirketin ——— muhasebe kaydı yapıldığı, bu kayıt ile çeklerin davalı şirketin çek portföyüne girdiği ve davacı şirketin —-hesabındaki borcundan tenzil edildiği———– tespit edildiği görülmüştür.
Davacı tarafın ticari defter, kayıt ve dayanak belgeleri üzerinde mali bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Davacı şirketin ticari şirketin ticari defter, kayıt ve dayanak belgelerinin bulunduğu ——raporda; dava konusu olan toplam —- tutarındaki iki adet çekin, davacı şirketin ticari defterlerinde hem giriş, hemde çıkış kaydının olmadığı, davacı şirketin ticari defter, kayıtlarında davacı şirketin davalı şirketten faturalar karşılığında mal alınması şeklinde taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve bu ticari ilişkiye istinaden davacı şirketin davalı tarafa ödeme mahiyetinde dava konusu olmayan toplam 1.607.500,00 TL tutarında 19 adet çek verildiği ve bu çek bedellerinin fatura borcundan mahsup edildiği, davaya konu edilen 900.000,00 TL tutarlı iki adet çekin tarihleri itibariyle davacı şirketin davalıya bakiye 4.493.659,33 TL tutarında açık hesap borcunun bulunduğunun tespit edildiği bildirilmiştir. ——-sayılı dava dosyasında mahkemece davalının ticari defter kayıt ve dayanak belgelerinin incelendiği ve mali müşavirden rapor alındığı, alınan raporda da yukarıda da izah edildiği üzere davaya konu edilen çeklerin davacının borcundan mahsup edilerek kayıt yapıldığı tespit edildiğinden davalı şirketin ticari defter kayıt ve dayanak belgeleri üzerinde mahkememizce inceleme yaptırılmamıştır.
Davacı taraf, davaya konu senetlerdeki ciro imzasına itiraz ettiğinden davacı şirketin yetkilisinin ıslak imzalı örnekleri ilgili kurumlardan temin edilerek bilirkişi heyeti aracılığı ile inceleme yaptırılmış, düzenlenen 05.12.2022 tarihli raporda; davaya konu edilen iki adet çekin arka yüzündeki —— atfen atılmış ciro imzalarının mevcut karşılaştırma imzalarına kıyasla davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığının tespit edildiği bildirilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirketin davalı şirket ile olan ticari ilişkisi sonucunda davalı şirkete davaya konu edilen 900.000,00 TL tutarlı iki adet çekin tarihleri itibariyle davacı şirketin davalıya bakiye 4.493.659,33 TL tutarında açık hesap borcunun bulunduğunun tespit edildiği, ——sayılı dava dosyasında yaptırılan mali bilirkişi incelemesi sonucunda davalı şirketin ticari defterlerinde davaya konu edilen 900.000,00 TL tutarlı iki adet çek bedelinin davacının borcundan mahsup edildiği, her ne kadar çeklerdeki ciro imzalarının davacı şirket yetkilisine ait olmadığı tespit edilmiş ise de davalı tarafın takas talebinde ileri sürüdüğü alacak miktarının dava konusu edilen alacak miktarından fazla olduğu ve davacı lehine çek bedellerinin davacı borcundan mahsup edildiği hususları dikkate alınarak davalı tarafın takas mahsup talebi uyarınca açılan iş bu davanın reddine karar vermek gerektiği, davaya konu edilen çeklerdeki ciro imzalarının davacı şirket yetkilisine ait olmadığı tespit edilmiş ise de davalı tarafın takas mahsup talebi nedeniyle tarafların alacak borç durumları değerlendirilerek davanın reddine karar verildiğinden yargılama ve vekalet ücreti yönünden de aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1.Davalının takas mahsup talebi de nazara alınarak——–sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali davasının REDDİNE,
2-İcra inkar tazminat isteminin reddine,
3-Başlangıçta peşin olarak alınan 10.072,23 TL harcın alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 9.892,33 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
4-Arabuluculuk aşamasında ——– tarafından ödenen arabulucu ücreti 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu 54,40 TL başvuru harcı, 179,90 TL karar ve ilam harcı, 444,10 TL posta, talimat ve tebligat gideri ile bilirkişi ücretleri toplamı 5.300,00 TL olmak üzere toplam 5.978,4‬0 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 117.000,00 TL nispi avukatlık ücretinin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa; artan delil avansının davalıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —————Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/04/2023