Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/610 E. 2023/175 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/610 Esas
KARAR NO: 2023/175
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/12/2020
KARAR TARİHİ: 28/02/2023

DAVA :Davacı vekili mahkememize sunduğu 14/12/2020 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında ——- akdedildiğini, işbu sözleşme gereğince müvekkil davalı içim ——— tasarladığını ve sunucu hizmeti sağladığını, işbu sözleşmede belirtilen hizmet süresi 1 yıl olarak belirlenmiş olduğunu, tarafların mutabakatı ile sözleşme süresinin uzatılabileceğinin sözleşme ile kararlaştırıldığını, taraflar arasında imza edilen sözleşmenin imza tarihi nazara alındığında 03.10.2019 tarihinde sona ereceğini, taraflardan herhangi birisi sözleşmenin feshine ilişkin bir diğerine bildirimde bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin yenilenerek uzamış olduğunu, davalı (borçlu) şirketin müvekkilinin alacağını kabul etmemesi ve ödeme yapmaması üzerine daha sonra taraflarınca davalı şirket aleyhine ——- icra dosyası ile ——– bedelli fatura dayanak gösterilmek sureti ile icra takibi ikame edildiğini, davalı (borçlu) şirket tarafından işbu icra takibine itiraz edilmek sureti ile takibin durdurulduğunu, taraflar arasında yapılan işin ticari nitelikte olmadığını, davalının (borçlunun) icra takibine itiraz etmesi ve takibin durması akabinde itirazın iptali davası ikame edebilmeleri için Arabuluculuk kurumuna başvurmalarının kanunen yasal zorunluluk olduğunu belirterek davanın kabulü ile borçlunun haksız ve hukuka aykırı olarak —— esas sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalı (Borçlu) aleyhine % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili mahkememize sunduğu 11/02/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: sözleşme konusu döneme ilişkin taraflarca mutabakata varılmadığı, yeni bedelin karşılıklı mutabakat ile belirlenmediği, sözleşmenin hitam olduğu, faturaya süresi içinde itiraz edilip iade edildiği, davacının sözleşme gereğince yerine getirmemiş domainleri müvekkili şirkete devretmediğini, sözleşme gereğince müvekkilinin hiç bir borcu bulunmadığı, davacının sözleşme sonrasında müvekkiline domainleri devretmediği gibi sözleşme süresi sonrasında kendi kullanımında olan ve bu müvekkilinin erişimine imkan verilmeyen site içeriği nedeniyle, aslında sözlşemeye aykırılık haline rağmen düzenlemiş olduğu ancak müvekkili tarafından iade/red ve itiraz olunan faturaya dayanark olmayan bir alacak oluşturma çabasında olduğununun beyan edildiğini belirterek ————- İcra Müdürlükleri ve Mahkemelerinin yetkisizliğine, davalı şirket kurulu bulunduğu adresi olan ——– İcra Müdürlükleri ve Mahkemelerinin yetkili olması nedeniyle, icra takibine yaptıkları yetki itirazının kabulüne , itirazın iptali davasının reddine, kesin ve ikrar edilmiş belgeye İİK md 68 vd uyarınca kesin niteliği haiz belgeye dayanmayan talebin reddi ile % 20 den aşağı olmamak üzere davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf ana başlıklarıyla ” davacı ve davalı arasında akdedilen 03/10/2018 tarihli sözleşmenin süresinin uzatılıp uzatılmadığı, uzatılmış ise davacının sözleşme kapsamında edimini yerine getirip getirmediği, davacının iddia ettiği hizmeti sağlayıp sağlamadığı, faturanın haklı nedenle kesilip kesilmediği, davalının sözleşme süresince fazladan ödeme yapıp yapmadığı, yapmış ise bu ödemelerin takas ve mahsubunu isteyip istemeyeceği, takibin yetkili icra dairesinde yapılıp yapılmadığı, takibe itirazın haklı olup olmadığı ” noktalarındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.

DELİLLER:
——- soruşturma sayılı dosyası celbedilmiştir.
——- sayılı icra dosyası celbedilmiştir.
——— tarafların ——- kayıtları celbedilmiştir.
——— davalı şirketin —— formları celbedilmiştir.
——- davalı şirketin—— kayıtları celbedilmiştir.
Talimat mahkemesi bilirkişi raporunda özetle; takip konusu faturanın davalı defterine işlendiği, ancak davalı tarafından daha sonra iade faturası düzenlenerek davacıya gönderildiği ve davacının bu faturaya itiraz ettiğine ilişkin belge bulunmadığı, bu durumda davacının faturayı kabul etmesi nedeniyle davalıdan alacağının olmadığı, davalının defter kayıtlarına göre de davacıya borcunun bulunmadığı, ——hususu uzmanlık alanımın dışında olduğundan bu hususun bilişim uzmanı tarafından incelenerek davacı tarafından hizmetlerin verilip verilmediği hususunun belirlenebileceği yönünden rapor tanzim edilmiş ve bilirkişi raporu usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 06/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 03.10.2018 tarihinde taraflar arasında sözleşmenin konusu, davacı şirket tarafından hazırlanacak —— yazılımının Davacı ——- üzerinden Davalıya sözleşme süresince kiralanması olduğu, Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin —- Maddesi; “ İş bu sözleşme ——imza ve başlangıç tarihli olup, taahhüt edilen hizmet süresi (bir) yıl olarak belirlenmiştir, süre bitiminde her iki tarafın mutabakatı sonucu hizmet süresi ücreti mukabilinde uzatılabilir” ifadesini içerdiğini, yapılan teknik inceleme sonucu, davacı tarafından davalıya ——vermek üzere alınan —–sitesinin, —— tarihlerinde ———— kullanıcı tarafından aktif olarak kullanıldığının tespit edildiğini, davalı şirketin, sözleşmenin 1 yıllık süresinin sona erme tarihinden yani —– sonra da davacı şirketten hizmet almaya devam ettiğinin görüldüğü, buna göre taraflardan birinin hizmet sağlayıp diğer tarafında da bu hizmetten ihtirazi kayıt belirtmeksizin yararlanmış olması sözleşmenin devamı konusunda zımnen mutabakata varıldığı sonucunu doğurabileceğini, sözleşmede belirtildiği üzere uzatılan hizmet süresi karşılığında bir ücret ödenmesinin gerektiğini, yapılan mali inceleme ile, ——- yılında ——- defter kapsamında tutulan davacı ticari defterinde; 10.02.2020 tarihinde 18.408,00 TL tutarında faturanın tanzim edilerek —— açıklamasıyla işletme defterine gelir olarak kaydedildiği sabit hale geldiği, davalı tarafından tanzim edilen —— tutarında iade faturasının davacıda ——— açıklaması ile kayıtlı olmadığının görüldüğü, davalı şirket tarafından, 25.02.2020 tarihinde iade faturasının gönderildiği, sözleşmenin yenilenmediğinin ayrıntılı belirtildiği ve davalının bu nedenle bir borcu olmadığı ifadesinin geçerli bir sebep teşkil etmediği ve davacı şirketin uzatılan hizmet süresi neticesinde ticari defter kayıtları ile de sabit hale gelen 18.408,00-TL tutarında alacağı olduğu kanaatine varıldığı yönünden rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı tarafça davalıya sunucu hizmeti verildiği, hizmet bedeline ilişkin fatura kesildiği, davalının fatura bedelini ödememesi nedeniyle icra takibi yaptıklarını, davalının takibe itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğu iddialarıyla eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafça icra dairesinin ve mahkemenin yetkisiz olduğu, sözleşmenin süresinin bittiği, sözleşme gereğini davacının yerine getirmediği ve davacıya fazladan ödeme yaptığı, öncelikle davanın reddine karar verilmesi gerektiği, aksi takdirde fazladan yapılan ödemenin takas ve mahsubuna karar verilerek davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dava, sunucu hizmet sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalının icra müdürlüğünün yetkisine yaptığı itiraz yönünden yapılan incelemede; taraflar arasında sunucu hizmeti verilmesine ilişkin sözleşme bulunduğu, sözleşmeden kaynaklı davalarda İİK’nun 50.maddesi yollamasıyla HMK’nun 10.maddesine göre yetkili icra dairesinin belirlenmesinin gerekmesi, HMK’nun 10.maddesinde sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemelerinin de yetkili olduğunun düzenlendiği, eldeki uyuşmazlığın para borcuna ilişkin olduğu, TBK’nun 89.maddesinde para borçlarının ifa yerinin alacaklının yerleşim yeri olarak düzenlendiği, eldeki uyuşmazlıkta alacaklının yerleşim yerinin bulunduğu yer icra dairelerinde takip başlatıldığı, bu kapsamda davalının icra müdürlüğünün yetkisine itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılarak yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalının mahkememizin yetkisine yaptığı itiraz yönünden yapılan incelemede; taraflar arasında sunucu hizmeti verilmesine ilişkin sözleşme bulunduğu, sözleşmeden kaynaklı davalarda HMK’nun 10.maddesine göre yetkili icra dairesinin belirlenmesinin gerekmesi, HMK’nun 10.maddesinde sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemelerinin de yetkili olduğunun düzenlendiği, eldeki uyuşmazlığın para borcuna ilişkin olduğu, TBK’nun 89.maddesinde para borçlarının ifa yerinin alacaklının yerleşim yeri olarak düzenlendiği, eldeki uyuşmazlıkta alacaklının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesi olan mahkememizde dava açıldığı, bu kapsamda mahkememizin yetkisine itirazın yerinde olmadığı, reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.
Taraflar arasındaki ilişkinin tespiti ve tarafların birbirlerinden alacak-borç durumlarının belirlenmesi amacıyla tarafların ticari defter incelemelerine karar verilmiş, davalı kayıtlarına göre davalının davacıdan borç/alacak bakiyesi bulunmadığı, davacı kayıtlarına göre davacının davalıdan 18.408,00 TL alacağının bulunduğu anlaşılmış, taraf defterleri arasındaki ihtilafın 18.408,00 TL’lik faturadan kaynaklı olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasına sunulan teknik bilirkişi incelemesinden; sözleşmenin bittiği 03/10/2019 tarihinden sonra 4 ay daha davalının davacıdan hizmet aldığı, hizmet bedelinin ödenmediği, bunun üzerine davacı tarafından sistemin kapatıldığı, uyuşmazlığa konu 18.408,00 TL’lik faturanın sözleşmenin bittiği tarihten sonra davalı tarafından hizmet almaya devam edilen 4 aylık döneme ilişkin olduğu, bu dönemde davalının hizmet aldığının bilirkişi incelemesi ile tespit edildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; taraflar arasında sunucu hizmeti sağlanmasına ilişkin sözleşme bulunduğu, sözleşmenin süresinin 03/10/2019 tarihinde sona erdiği, sözleşmenin sona ermesinden sonra 4 ay kadar süre daha davalıya davacı tarafından hizmetin sağlandığı hizmet bedeli olarak 18.408,00 TL’lik faturanın kesildiği, davalı tarafından bu fatura bedelinin ödenmediği, davalı tarafından takas-mahsup defi ileri sürülmüş ise de; her iki tarafın ticari defterlerine göre de davalı tarafın takas-mahsuba konu edebileceği alacağının bulunmadığı, davacı tarafça takibe dayanak faturaya konu hizmetin verildiğinin ispat edildiği, bu nedenle davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın haksız olduğu, iptalinin gerektiği, tarafların tacir olması ve uyuşmazlığın ticari işletmelerinden kaynaklı olması nedeniyle kabulüne karar verilen alacağa takip tarihi itibariyle ticari faiz işletilmesi gerektiği, alacağın likit ve bilinebilir olması nedeniyle icra inkar tazminatının yasal koşullarının oluştuğu ve icra inkar tazminatına hükmetmek gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun,—– sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 222,33 TL harcın alınması gerekli olan 1.257,45 TL harçtan mahsubu ile 1.035,12 TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yargılama gideri olarak yapılan 54,40 TL başvuru harcı, 222,33 TL peşin harç, 3.500,00 TL bilirkişi ücreti, 693,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 4.470,23‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca artan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/02/2023