Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/61 Esas
KARAR NO: 2021/845
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/02/2020
KARAR TARİHİ: 25/11/2021
ASIL DAVADA DAVA:
Davacı vekili Mahkememize sunduğu —- havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; —— şirketine — teminat altında olan —- plakalı —–sevk ve idare eden müvekkili ——– karıştığı çift taraflı trafik kazasında müvekkilinin ağır yaralandığını ve malul kaldığını, davalı şirketin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında müvekkilinin maddi zararından sorumlu olduğunu, sigorta şirketine yapılan yazılı başvurunun —- tarihinde davalıya ulaştığını ancak yasal süre içerisinde herhangi bir ödeme alınmadığını belirterek, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik —-geçici iş göremezlik, —- sürekli maluliyet olmak üzere toplam —-maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili mahkememize sunduğu —- tarihli dilekçede dava değerini toplam —- artırdıklarını beyan etmiştir.Davacı vekili —-tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
ASIL DAVADA SAVUNMA:
Davalı vekili Mahkememize sunduğu —- havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesinde belirtilen —- poliçesinin müvekkil sigorta şirketi nezdinde düzenlendiğini, sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti — dahilinde olduğunu, öncelikle dava konusu kazada tarafların kusur oranının tespitinin gerektiğini, davacının maluliyetinin kaza ile illiyedi de irdelenerek — tarafından tespit edilmesini, geçici iş göremezlik ve tedavi giderleri zararlarından—- sorumlu olmadıklarını, — tarafından davacıya ödenen rücuya
tabi bir ödemenin olup olmadığının tespit edilerek tenzilinin gerektiğini, değerlendirmenin—- faizle aktüeryel yöntemle yapılmasını,
belgelendirilmeyen gelirlerin kabul edilemeyeceğini, davacın gelirinin asgari ücret düzeyinde olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, dava tarihinden itibaren ancak yasal faiz talep edilebileceğini belirterek, davanın reddini
savunmuştur. Davalı vekili hüküm duruşmasına katılmamıştır.
Birleşen Dava (—–)
BİRLEŞEN DAVADA DAVA:
Davacı vekili Mahkememize sunduğu —havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; — plaka sayılı —- geldiğini,— istikametine seyir halinde olduğunu, —-kesişimi olan —- geldiği sırada —- üzerinden çıkış yaparak sola manevra yapmaya çalışan sürücü —-sevk ve idaresindeki —- plaka sayılı araç ile sol ön kısımlarına çarptığını ve bunun sonucunda çift taraflı, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, Meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkil —- kalacak şekilde yaralandığını, —-sevk ve idaresindeki—- sevk ve idaresindeki —- plaka sayılı aracın karışmış olduğu trafik kazasında düzenlenen kaza tespit tutanağında; ———-kavşaklara yaklaşırken aracın hızını azaltmamak” kusurunu işlediği yönünde tespit yapıldığını, —- tarihinde meydana gelen kaza sonucu müvekkil —–kaldırıldığını, Müvekkilde kazaya bağlı olarak vücudunun çeşitli bölgelerinde kırıklar ve yaralanmalar meydana geldiğini,——- giderilemeyecek şekilde yaralanmış olan müvekkilin hayati tehlikesinin mevcut olduğu ek olarak sunmuş olduğu raporlarla da sabit olduğunu, —tarihinde meydana gelen kaza sebebi ile ; —-kapsamında sorumluluğu bulunan davalı— müvekkilin poliçe limiti dahilindeki geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının tahsili talebiyle—- sayılı dosyası ile belirsiz alacak davası açıldığını,—-sayılı derdest dosyanın yargılama aşamasında müvekkilin maluliyetinin tespiti için —–maluliyet raporu alındığını, müvekkilin maluliyeti %25 olarak tespit edildiğini, Ancak—- iptal kararı doğrultusunda yeniden maluliyet raporu düzenlenmesi istemi ile dosyanın tekrardan —- gönderilmesi için ara karar kurulduğunu, Bunun üzerine ——–düzenlen ikinci maluliyet raporunda müvekkilin maluliyeti —-aktüer bilirkişi raporu düzenlendiğini ve kusur oranlarına göre yapılan hesaplama neticesinde; davalı tarafın %75 kusur oranına göre, davacı—- Sayılı dosyası kapsamında —–olarak belirlenen maddi tazminat talebi—–emsal nitelikli ilamı gereği kaza tarihi itibariyle——- göre hazırlanmış maluliyet raporunun esas alınması gerekirken dosyaya sunulan aktüer raporunda maluliyet tespit işlemleri yönetmeliğine göre hazırlanan raporun esas alındığı bu hususun resen dikkate alınması gerektiği’ gerekçesiyle dosyanın önceki aktüer bilirkişisine tevdii ile dosya içinde bulunan——— hazırlanmış maluliyet raporu esas alınarak hesaplama yapıldığını, tekrardan ek rapor düzenlemesi yönünde karar verildiğini, Alınan bu ara karar doğrultusunda —-tarihli bilirkişi ek raporu tanzim ettirilerek müvekkilin —– olarak belirlendiğini, İş bu davanın konu ve taraflar yönünden aynı olan —- dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini, ——- ek alacağın temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten tahsilini, Yargılama giderleri ve—— fıkrası uyarınca karşı taraf vekâlet ücretinin avukat olarak adımıza hükmetmesi yönünde karar verilmesini iddia ve talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA SAVUNMA
Davalı vekili Mahkememize sunduğu ——–havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: Davacı vekili tarafından, fark alacak için açılan ek dava, haksız ve hukuka aykırı olduğunu, karşı tarafın herhangi bir rapor sunmaksızın müvekkil şirkete başvuruda bulunduğunu, şirkete yapılan başvurunun bu yönüyle eksik olması sebebiyle davanın en başta usulden reddi gerektiğini, yargılama sırasında rapor alınarak dosyaya sunulmuş olması, dava şartı olan müvekkil şirkete başvuru şartının yerine getirildiğine delalet etmediğini, bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, Madde metninde bahsi geçen “başvuru”dan kasıt, mevuzata uygun bir başvuru olduğunu, davacı tarafından mevzuata uygun olarak alınan bir maluliyet raporu, gelir durumunu gösteren belge ve kaza tespit tutanağı, sunulmaksızın yapılan başvuru geçerli bir başvuru olduğunu, Bu nedenle işbu davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, ——–sigorta şirketine başvuru yapılırken zorunlu olan evraklar belirtildiğini, davacı taraf sunulması zorunlu olan sağlık raporu ile gelir belgesini sunmadığı için sigorta şirketine başvuru şartını yerine getirmediğini, Somut olayla ilgili —– tahdidi olarak sayılan belgeler eksiksiz bir şekilde müvekkil şirkete iletilmediğini, huzurdaki davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, — yapılan hesaplamada, genel şart değişikliği sonrası uygulanmaya başlanan—— göre hesaplama yapılması gerekmekte iken, —- kullanılmasına karşın %0 teknik faiz ile yapılan hesaplamanın genel şartlara uygun olmadığını ve bu durumun kabulünün mümkün olmadığı, bu hesaplamaların ikisine de itiraz edildiğini, davacı vekili dilekçesinde sağlık raporuna istinaden tazminat hesaplaması yapılmasını istediğini Ancak raporda belirtilen %25’lik maluliyet oranı fahiş olduğunu, yapılacak inceleme ile maluliyet varsa doğru maluliyet oranı ve %25’lik oranın fahiş olduğu görülecektir. Başvuranda maluliyetin tespiti için dosyanın ——— göre rapor vermeye yetkili bir hastaneye tevdi edilmesi gerektiğini, maluliyet oranının tespitinin teknik bir konu olduğunu, tahkim komisyonu hakemlerince takdirinin mümkün olmadığını, oranının doğruluğu teyit ettirilmeden kabul edilmemesi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsüne atfedilen %75 kusur oranı fahiş olduğundan tarafımızca kabulü mümkün olmadığını, hesaplanan geçici iş göremezlik hesaplamasının müvekkil şirket yönünden kabulünün mümkün olmadığını, meydana gelen kaza nedeniyle geçici iş göremezlik tazminatından müvekkil şirket sorumlu tutulamayacağını, bu hususta sorumluluk —- ait olduğunu, bu nedenle bilirkişi tarafından hesaplanan geçici bakıcı tazminatına itiraz edildiğini, dava konusu olayda müterafik kusur durumun araştırılması gerektiğini, Somut olayda —– plaka sayılı araç içerisinde sürücü konumunda olan davacının takılması zorunlu olan kask ve koruyucu ekipmanlarını takıp takmadığı hususu kesin suretle netleştirilmediğini, müterafik kusur için kazada kusurlu olmak değil, kaza sonucu oluşan zararın meydana gelmesinde kusur sahibi olmak arandığını, ——– gereğince, yeterli ve gerekli belgelerin eklenmesi sureti ile şirketimize müracaat tarihinden öncesinde müvekkil şirketin temerrüdü söz konusu olmadığını, Sigortacı yönünden sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü belgelerin ibrazından itibaren —– işgünü içinde, böyle bir başvuru olmadığı takdirde dava tarihinde muaccel hale geldiğinden bu tarihlerden öncesi için faiz sorumluluğun bulunmadığını, müvekkil sigorta şirketi aleyhine ikame edilen işbu davanın reddine , masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini iddia ve talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde trafik kazasından kaynaklı davacının sürekli ve geçici iş göremezliğinin bulunup bulunmadığı, var ise miktarı ve davalının davacıda meydana gelen maluliyetten sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, geçici ve daimi iş göremezlik tazminatı(maddi tazminat ) davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER
Celp ve tetkik olunan —- tarihli yaralamalı trafik kazası tespit tutanağına göre; —- sevk ve idaresindeki —- plakalı araç ile dava dışı sürücü— sevk ve idaresindeki —- araçların kaza yaptıkları anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez — tarafından tanzim edilen —- tarihleri arasında geçerli olduğu, sigortalısının—- sınırlı olduğu anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik olunan —- plakalı aracın tescil bilgileri incelendiğinde; dava dışı—-adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
—- MALULİYET raporuna göre; sağ kalça eklem hareketlerinde kısıtlılık için — olduğu ancak hastadaki mevcut kısıtlılığa göre değerlendiriliğinde— olduğu, sol kalça eklem hareketlerinde kısıtlılık için —— saptandığı, olay tarihindeki yaşına göre——- bulunduğu, çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının—- olduğu, — aldığı ve sürekli olduğu, kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlamasından itibaren tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı ihtiyaç süresinin —- ay olduğu, tıbbi iyileşme süresinin — aya kadar uzayabileceği kanaatine varıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyeti mahkememize sunduğu —– %25 (Yüzde yirmi beş)
oranında kusurlu olduğu,
davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü —– oranında kusurlu olduğu,
— hitaben hazırlanan — tarihli Bilirkişi raporundaki
kusur değerlendirmesine tarafımızca uyulduğu —- sürücüsünün TALİ KUSURLU olduğu kanaati belirtilmiştir) ,
E Cetveline göre; % 22,2 (yüzde yirmi iki virgül iki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay/kaza tarihinden itibaren 12 (on iki) aya kadar uzayabileceğine oy birliği ile mütalaa edildiği ,davacı—- geçirmiş olduğu kaza sonucu;
—gün geçici iş göremezlik dönemi zararının —-olduğu, davalı —- tarafından sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda % 75 kusurunun bulunduğunun Mahkeme tarafından kabulü durumunda davalı —– talep edebileceği geçici iş
göremezlik tazminatının —– olabileceği, daimi / sürekli iş göremezlik- efor kaybının ise % 22,2 maluliyet oranı sonrası —–olduğu,
davalı —- sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %.75 kusurunun
bulunduğunun Mahkeme tarafından kabulü durumunda davalı — şirketinden talep
edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatının — olabileceği, t
oplam maddi zararının —olduğu, davalı —-tarafından sigortalı araç sürücüsünün
kazanın oluşumunda % 75 kusurunun bulunduğunun — tarafından kabulü durumunda davalıdan talep edebileceği toplam maddi tazminatının —- olabileceği, poliçe limiti — dahilinde bulunduğu—- tarafından yapılan herhangi bir ödemenin bulunmadığını beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi heyeti mahkememize sunduğu—– %25 (Yüzde yirmi
beş) oranında kusurlu olduğu,
davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü — oranında kusurlu olduğu,
— hitaben hazırlanan —- tarihli bilirkişi raporundaki
kusur değerlendirmesine tarafımızca uyulduğu —-sürücüsünün TALİ KUSURLU olduğu kanaati
belirtilmiştir) ,
— sayılı—-Tarafından düzenlenen raporda; —– geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasının—– kaydıyla bedensel özür hesaplandığında; Kişinin bedensel özür oranının % 25 (yüzde yirmi beş) olduğu, sekel halinde kaldığı ve sürekli olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay/kaza tarihinden itibaren 12 (oniki) aya kadar uzayabileceğine, —ay süre ile bir başkasının bakımına ihtiyaç duyacağı- oy birliği ile mütalaa edildiği, davacı —-tarihinde geçirmiş olduğu kaza sonucu; — geçici iş göremezlik dönemi zararının —olduğu, davalı —-
tarafından sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda % 75 kusurunun bulunduğunun — tarafından kabulü durumunda davalı —- talep edebileceği geçici iş göremezlik tazminatının —— olabileceği,
Daimi / sürekli iş göremezlik- efor kaybının ise —olduğu,
davalı—- sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %.75 kusurunun
bulunduğunun Sayın Mahkeme tarafından kabulü durumunda davalı— talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatının —- olabileceği, toplam maddi zararının —olduğu, davalı —- tarafından sigortalı araç sürücüsünün
kazanın oluşumunda % 75 kusurunun bulunduğunun Sayın Mahkeme tarafından kabulü durumunda davalıdan talep edebileceği toplam maddi tazminatının —- olabileceği, poliçe limiti —- dahilinde bulunduğu, —- tarafından yapılan herhangi bir ödemenin bulunmadığını beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi heyetinin raporu kök ve ek raporu ile maluliyet raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler(TBK m. 51).
Maddi Tazminat
Haksız fiil sonucunda ölüm gerçekleşmemişse 6098 sayılı TBK’nın 54. Maddesine göre; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar bedensel zararlar olarak kabul edilir.
Aynı Kanunun tazminatın belirlenmesine ilişkin 55/1. Maddesine göre ise; bedensel zararlar, Borçlar Kanunu hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.
—-tarihinde davacı — sevk ve idaresindeki—— plakalı aracın çarpışması ile trafik kazasının meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde yerleşim yerinde gece vakti aydınlatma bulunan ——- şekilde çıkarak mahal şartlarını, görüş alanını ve motosikletin uzaklık ve hızını dikkate almadan kontrolsüz şekilde dönüşe geçen ve caddede düz seyir halinde olan motosiklet sürücüsüne geçiş hakkını vermeyen—– kazanın meydana gelmesinde %75 oranında; görüş alanını ve kavşak şartlarını dikkate alarak hızını tedbir alabilecek düzeye düşürmeyen davacı — %25 oranında kusurlu olduğu, kaza nedeniyle kaza tarihinde yürürlükte bulunan erişkinler için engellilik değerlendirilmesi hakkında yönetmelik hükümlerine göre davacının %25 oranında engeli olduğu, geçici iş göremezlik süresinin — ay olduğu, alınan — raporu ile tespit edilmiş, dosya kapsamına ve güncel —- göre hazırlanan ve bu nedenle hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davacının geçici iş göremezlik zararının — sürekli iş göremezlik zararının—- olduğu, dosya içerisinde bulunan kaza tespit tutanağından ve davacının maluliyet raporundan motosiklet kullanan davacının koruyucu tertibat olan kaskını takmadığı, bu kapsamda %20 oranında müterafık kusur indirimi yapılması gerektiği, %20 indirim yapıldıktan sonra davacının — geçici iş göremezlik ve —sürekli iş göremezlik zararını talep edebileceği, davalı —- kazaya %75 kusuruyla sebebiyet veren — plakalı aracın kaza tarihinde geçerli — yapan sigorta şirketi olması nedeniyle —– zarardan sorumlu olduğu, davacı tarafından davadan önce sigorta şirketine başvuru yapılmış ise de; başvuru belgeleri içerisinde bulunması gereken maluliyet raporunu sunmamış olması nedeniyle davalı yönünden temerrütün dava tarihi itibari ile oluştuğu ve hesaplanan tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği, davacı tarafça asıl davada talep ettiği tazminattan daha fazla tazminat hakkı olduğu iddiası ile ek dava açılıp asıl dava ile birleştirilmiş ise de; hakkaniyet indirimi yapılması nedeniyle asıl davanın kısmen kabul kısmen reddine, birleşen davanın reddine karar vermek gerektiği, ret gerekçesinin müterafık kusur indiriminden kaynaklanması nedeniyle reddedilen kısım yönünden davacı aleyhine vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiği, sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak asıl dava yönünden kısmen kabul kısmen reddine, birleşen dava yönünden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Asıl Dava yönünden;
A-Davacı tarafın geçici iş göremezlik tazminatı yönünden açtığı davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile; —–geçici iş göremezlikten kaynaklı tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
B-Davacı tarafın sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden açtığı davanın KISMEN KABUL , KISMEN REDDİ ile; —- sürekli iş göremezlikten kaynaklı tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Birleşen Dava yönünden açılan davanın REDDİNE,
Asıl dava yönünden;
– Harçlar kanunu uyarınca alınması gerekli 18.554,37 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL ile ıslah harcı olarak alınan 1.036,84 TL’nin mahsubu ile bakiye 17.463,13 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 27.463,41 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 1.750,00 TL bilirkişi ücreti, 1.260,00 TL Atk fatura bedeli ve 590,00 TL posta ve tebligat gideri ile peşin harç olarak yatırılan 54,40 TL ve ıslah harcı olarak yatırılan 1.036,84 TL olmak üzere toplam 4.745,64 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Birleşen dava yönünden;
-Harçlar kanunu uyarınca alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin olarak alınan 122,14 TL’den mahsubu ile fazla alınan 62,84 TL’nin davacı tarafa iadesine,
-Davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile———-Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/11/2021