Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/591 E. 2021/911 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/591 Esas
KARAR NO : 2021/911

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/12/2020
KARAR TARİHİ : 23/12/2021

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 06/12/2020 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Davalının — konusunda davacı firma ile sözlü mutabakata vardıklarını ve anılan işlerin yapımı için taraflar arasında ticari ilişki başladığını farklı tarih ve zamanlarda anılan mağazaların yapım kısmında sayılan işler davacı tarafından yapıldığını ve aralarında cari ilişki doğduğunu davacının tüm edimlerini ifa ettiğini, davalının borcunu ödemediğini, —- tutarında faturalar tanzim edildiğini, davalı tarafça 143.60000 TL anılan faturalara ilişkin ödeme yapıldığını faturalardan kaynaklanan toplam 105.01431 TL bakiye fatura alacağının mevcut olduğunu, davalı şirketin icra takibine itiraz ettiğini, davalının itirazının iptalinin yanında asıl alacak üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemekle yükümlü olduğunu, davalı şirketin terkin edilmesi halinde davacının dava sonunda hakkını elde etmesinin zorlaşacağını, dava süresince tasfiye işlemlerinin durdurulmasına, anılan kararın ilgili —-kurumlarına bildirilmesini talep ettiğini, izah edilen nedenlerle itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacak üzerinden %20 icra-inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirket üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu : davacı ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise bu ilişkiden dolayı davacının alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacak miktarı ve davalının takibe itirazının haklı olup olmadığı, iptalinin gerekip gerekmediği hususları noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, ticari ilişkiden kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen—— sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi tarafından mahkememize sunulan 13/07/2021 tarihli raporunda özetle;Dava konusunun, taraflar arasında bulunan ticari ilişkiden kaynaklı davacının 105.014,31 TL tutarlı fatura alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğunu, davacı tarafından cari hesap alacağının tahsili amacıyla —— tarihinde takibe geçtiğini, davalı yan tarafından borca itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, davacı yan tarafından yapılan itirazın iptali talebi doğrultusunda huzurdaki davanın ikame edildiğini, davacının 2019 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davacının ticari defterlerine göre; davacının takibe konu ettiği faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, iş bu faturadan dolayı davacının takip tarihi itibariyle davalı yandan —-alacaklı olduğu görülmüş ise de, davacı tarafın icra takip talebine bağlı kalınarak davacının davalıdan kaydi olarak asıl alacak olarak 105.014,31 TL tutarında alacaklı olduğu kanaatine varıldığını, davalı tarafın incelemeye katılmadığını, ticari defter ve kayıtları ibraz etmediğinden davalı tarafın ticari defter kayıtları üzeriden bir tespitin yapılamadığını, davacının davalıdan kaydi olarak asıl alacak olarak 105.014,31 TL tutarında alacaklı olduğu kanaatine varıldığını, İİK 67/2 maddesi uyarınca takibin fatura ve cari hesaba dayanması bu kapsamda belirlenebilir ve likit olması sebebi ile ayrıca davacının %20 oranında olmak üzere icra inkar tazminatı talebinde bulunabileceği kanaatine varıldığını rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı tarafça davalının yapımını üstlendiği ——–yapılması hususunda davalı ile anlaştıklarını, bu şekilde aralarında ticari ilişki oluştuğunu, davalının yapılan —- ödemediği iddiası ile icra takibi başlattığı, takibe davalı tarafından itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu ve davacı tarafından eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Dava, ticari nitelikteki eser sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
Uyuşmazlığın tespiti için tarafların ticari defter incelemelerine karar verilmiş, davacı tarafın ticari defterlerine göre davacının davalıdan 105.014,31 TL alacaklı olduğu anlaşılmış, davalı taraf ise yapılan ihtarata rağmen ticari defterlerini sunmamıştır.
Tüm dosya kapsamından; davacı tarafça davalıya yapılan iş bedeli olarak fatura kesildiği, davalının faturayı —- bildirdiği, davacı ticari defterlerine göre davacının davalıdan —- alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini ibraz etmediği bu şekilde davacının davasını ispat imkanını elinden aldığı ve HMK 222/3 maddesi uyarınca davalının ticari defterlerini ibraz etmemesi nedeni ile davacı defterlerinin kendi lehine delil olarak kabul edilebileceği, davalının —- yer aldığı da göz önüne alındığında, davacının davasını ispat ettiği, davalının fatura borcunu ödediğine ilişkin bir delil sunamadığı bu nedenle icra takibine yapılan itirazın haksız olduğu ve iptalinin gerektiği, alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatının şartlarının oluştuğu her iki tarafın da tacir olması ve yapılan işin ticari işletmeleri ile ilgili olması nedeniyle alacağa takip tarihiden itibaren ticari faiz işletilmesi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, —- Esas sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 7.173,53 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.268,32 TL ‘nin mahsubu ile bakiye 5.905,21 TL’nin davalı taraftan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——–vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 700,00 Tl bilirkişi ücreti ve 181,50 TL posta ve tebligat giderinden oluşan yargılama gideri ile 1.268,32 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.204,22 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8- 6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin 11 ve 13 Fıkraları uyarınca hazine tarafından karşılanan —-davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
9-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve —- yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.