Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/590 E. 2022/191 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/590
KARAR NO: 2022/191
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/12/2020
KARAR TARİHİ: 17/03/2022
DAVA:Davacı vekili mahkememize sunduğu —– tevzi tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin — sektöründe çalıştığını ve bu meyanda araçlara — artışı sağlayan yazılım işleri ile uğraştığını,—- bu işe başlayan davacının davalı şirketten kullandığı cihazların yeni açılacak olan bayide de satımı ve teslimi konusunda davalıya ödemeler yaptığını, ödemenin akabinde davacıya — üzere toplamda —- edildiğini, bu cihazlarla —başladığını, davacının bir süre sonra ikinci ve üçüncü bayilikleri açmaya karar verdiğini, —–açılan ilk bayilikten sonra yeni bayilikler açma konusunda davalı şirketin yetkilisi—— yapıldığını, bu yaşananların ardından, davalı şirketin davacıya hem bu iki bayilik için gerekli cihazları teslim etmediğini, hem de aldığı paranın karşılığı olarak davacıya karşı edimini ifa etmediğini, davalı taraftan sözleşme uyarınca edim hiç ifa edilmediğinden sözleşmeden dönülmesi gerektiğini, davacının uğradığı zararın giderilmesi amacıyla,— tarafından davalıya —– numaralı ihtarname keşide edildiğini, ihtara davalı tarafından olumsuz cevap verildiğini, davacının aradan —– geçmeden—- açmak istediğini ve davalı şirket yetkilisi ile görüştüğünü, davalıdan ———— açıklamalı —— yapıldığını, gelinen aşamada davacının edimini ifa ettiği halde davalı tarafından edimin hiç ifa edilmemesi sebebi ile —- ödenen paraların davacıya iadesi gerektiğini” belirterek, davanın kabulüne, davacı tarafından——— dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili mahkememize sunduğu —– tarihli cevap dilekçesinde özetle: Davacının müvekkil şirket bünyesinde bayi olarak çalıştığını daha sonra sektörde faaliyet gösteren başka bir şirketle anlaşarak çalışmalarına devam ettiğini, davacı tarafça keşide edilen ihtarnamede hiçbir cihaz ve bayiliğin teslim alınmadığı iddia edildikten sonra huzurdaki dava ile — teslim aldıklarını ikrar ettiklerini, davalı firma tarafından — tarihli fatura ile davacıya —— açıklamalı fatura düzenlendiğini ve davacıya teslim edildiğini, davacının bu faturaya ilişkin olarak yaptığı ödemede havale açıklamasına —- şerhi düştüğünü, devam eden süreçte— tarihli fatura ile davacının davalı firmadan —-yapılmadığını,— tarihli fatura ile davacının davalıdan tekrar—– aldığını ve bu cihaz için de—– yaptığını, bu faturada da herhangi bir bayilik satışı olmadığından davacıya düzenlenen fatura detayında ——- yer verilmediğini, davacının —–bayiliklerini satın aldığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, davalıdan sadece — cihaz satınaldığını——-teslim edildiğinin ise dava dilekçesi ile ikrar edildiğini, davalı firma tarafından kesilen faturaların da bu hususu doğruladığını” belirterek, davacının davalı firmadan dosyaya konu faturalarda da sabit olmak üzere——— alıp, teslim aldığı faturalara hiçbir itirazda bulunmadığını, bu sebeple aradan geçen bunda zaman sonra kötü niyetle açılan bu haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:—- tarihli müzekkere cevabı —
—- tarihli müzekkere cevabı ——- sayılı dosyası ile aldırılan mali müşavir bilirkişi raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sözleşmeden dönme nedeniyle ödenen bedelin iadesine istinaden açılan alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasında —- bulunduğu, bayilik nedeniyle davalı tarafından davacı adına düzenlenen faturaların davacı tarafından davalıya banka dekontları ile ödendiği hususlarında ihtilaf bulunmadığı, ihtilafın taraflar arasında —- bulunup bulunmadığı, davalının davacıya—— bayiliklerini verip vermediği, davacının —- bayiliklerine istinaden bayilik ve cihaz bedeli olarak ödeme yapıp yapmadığı, davalının edimini yerine getirip getirmediği, —– hususlarındadır.
Tarafların dilekçelerinde bildirdikleri delilleri toplanmıştır.
Davacı vekilinin tanık dinletme talebi HMK 200 vd. Maddelerine istinaden alacak miktarının —– fazla olması nedeni ile tanıkla ispat yasağına istinaden reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafa ait ticari defterlerin davacının ikametinin bulunduğu mahal mahkemesine talimat yazılarak rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
— talimat dosyası ile aldırılan —- tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda özetle: “Davacı taraf —-yılında işletme defterine tabi bir mükelleftir. İşletme defterleri kağıt ortamında tutulduğu zamanlarda açılış tasdikine tabi olup, kapanış tasdikine tabi değildir. Davacının —- yılı ticari defterinin açılış tasdiki her ne kadar —- tarihinde yapılmış olsa da yeni işe başlama olduğundan bu tarihte açılış tasdikinin yapılmış olması mevzuata uygundur. Ayrıca işletme defteri mükellefleri—– yılından itibaren kağıt ortamında defter tutma zorunluluğundan çıkarılıp, — sisteminden defter beyan olarak sanal ortamda defter tutmaya başlamışlardır. Dolayısıyla yukarıda bilgileri yazılı bulunan davacı taraf ait ticari defterler mevcut hali ile sahibi lehine delil olma özelliğine haizdir. Davacı tarafın—– defterinin açılış tasdiki ile ilgili noter tasdik bilgilerini içeren sayfası bilirkişi raporu ekinde sunulacaktır. İşletme defterleri yapısı itibarı ile tek taraflı kayıt yapılan defterler olup, sadece gelir, gider ve sabit kıymet alımlarını ilgilendiren belgeler bu deftere kaydedilmektedir.——— kaydedilmezler. Bu defterde ayrıca cari hesap takibi de yapılmaz. Dolayısıyla bu bilgiler ışığında, dava konusu faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadıklarının tespiti yapılmakla birlikte, davacının davalı adına bankadan yaptığı havalelerin işletme defterinde kayıtlarının bulunması mümkün değildir. Dava konusu faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olup/olmadığının kontrolünde; —-tutarlı faturanın davacının —- işletme defterinin giderler kısmının —-kayıtlı olduğu görülmüştür. Dava konusu faturalardan—-tutarlı faturanın; davacının —- tutarlı faturanın ise davacının defter beyan kayıtlarının — kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Yani davalı şirketin davacı adına düzenlemiş olduğu ——faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görülmektedir. Davalı şirketin davacı adına düzenlediği faturalar, davacının davalıya gönderdiği havalelerin net tutarları ve davacının ticari defterleri birlikte değerlendirildiğinde; Davalının davacıya toplam tutarı ——- düzenlediği, Davacı tarafın davalı şirket banka hesabına —–olan havale yaptığı, Davalı şirketin davacı adına düzenlemiş olduğu — faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Yani davacı taraf kendi adına düzenlenmiş olan ve itiraz etmeyerek ticari defterlerine kaydetmiş olduğu — adet fatura bedeli kadar davalı şirketin banka hesabına havale yapmış görünmektedir.” şeklinde rapor beyan etmiştir.
Mahkememizin —- tarihli ara kararı ile davalı şirket yetkilisi—- HMK 169. Maddesine istinaden isticvabına karar verilerek isticvap davetiyesi çıkartılmasına karar verilmiştir.
Davalı şirket yetkilisi—– tarihli celsede “Bana göstermiş olduğunuz görüntülerdeki —— yapılıp yapılmadığını hatırlamıyorum, aradan uzun zaman geçmiş olması nedeniyle böyle bir görüşme yapıp yapmadığımı hatırlamıyorum, içeriği geçen konuşmalardaki mesajları benim yazıp yazmadığımı hatırlamıyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dosyada mevcut tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek, hükme esas alınan — tarihli mali müşavir bilirkişi raporu dayanak yapılarak:
Davacı tarafın —- yıllarında işletme defterine tabi olduğu, davacı tarafa ait —— yıllarına ait işletme defterlerin usul ve yasaya uygun tutulduğu, sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, Davacı tarafa ait ticari defterlere göre; davalının davacıya ——— adet fatura düzenlediği, faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu,
Davacı tarafından davalının — tarihinde —-, davalının — açıklamalı ———– ödeme yaptığı, Davalı tarafından davacı adına düzenlenen —faturanın davacı ticari defterlerinde aynen kayıtlı olduğu, fatura tarihlerinde davacı tarafından faturada yazılı bedellerin davalıya banka havalesi ile ödendiği, Davacı tarafından —- bedellerinin de ödendiği iddia edilmiş ise de; dosyada mevcut davalı tarafından düzenlenen faturaların incelenmesinde; —-tarihli faturalarda bayilik bedelinin bulunmadığı, davacı tarafından—- bayilik bedellerinin ödendiğine dair dosyada ödeme dekontlarında yazılı açıklama dışında belge sunulmadığı, davacının banka dekontu ile yaptığı ödemelerin faturada belirtilen cihaz bedellerine karşılık olduğu, —-tarihli fatura dışında bayilik bedelinin faturalarda yazılı olmadığı, davacı tarafından ——- ödendiğinin ispat edilemediği anlaşılmakla; davanın reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harcın başlangıçta peşin olarak alınan 1.163,47 TL harçtan mahsubu ile fazladan alınan 1.082,77 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Arabuluculuk aşamasında —– tarafından ödenen arabulucu ücreti 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 9.656,71 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/03/2022